1- Deniz ile Kuyu Suyunun Temizliği
1. Ebu Hureyre (r.a.)
865 (1) Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Nebi (sallallahu aleyhi ve
sellem): ''Denizin suyu temiz, ölüsü de helaldir'' buyurmuştur.
Bu Hadis Sahihtir.
Farklı kanal va lafızlarla Malik, Muvatta'da (s. 22),
Şafii, el-Üm'de (1/2), Buhari, et-Tarihu'l-Kebir'de (1/437, 438), Darimi
(1/186), Ebu Davud 1/31, 32 (83), Tirmizi (1/72, 74), Nesai, (1/21), İbn Mace
(1/79), İbnu'I-Carad (s. 30, 31) ve Hakim (1/140, 141) rivayet ettiler.
866 (2) Ebu Hureyre der ki: Adamın biri Resulullah (sallallahu
aleyhi ve sellem)'e gelip: "Deniz yolculuklarına çıkıyoruz. Bazen
yanımızda az taşıyoruz. Bu suyla abdest alırsak susuz kalırız. Deniz suyuyla abdest
alabilir miyiz?" diye sorunca, Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem):
''Denizin suyu temiz, ölüsü de helaldir'' karşılığını verdi.
Bu Hadis Sahihtir.
24497 (l)'de tekrar edecektir.
867 (3) Ebu Hureyre der ki: Bazıları Nebimiz (sallallahu aleyhi ve
sellem)'e gelip: "Bazen deniz avına çıkıp uzaklaşıyoruz. Yanımızda da bir
veya iki matara su oluyor. Uzaklaşmadıkça da av bulamıyoruz. Deniz suyuyla
abdet alabilir miyiz?" dediler. Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem):
''Denizin ölüsü helal, suyu da temizdir'' karşılığını verdi.
Bu Hadis Hasendir.
868 (4) Ebu Hureyre der ki: Resulullah (sallallahu aleyhi ve
sellem)'e deniz avcıları gelip: "Ey Allah'ın Resulü! Sallarla denize
açılıyoruz ve yanımıza az su alıyoruz. Şayet bu suyu içmeye kullansak abdest
için suyumuz kalmayacak. Abdest için kullanmamız halinde de içmek için suyumuz
kalmayacak. Deniz suyuyla abdest alabilir miyiz?" diye sordular. Nebi
(sallallahu aleyhi ve sellem): ''Alabilirsiniz. Denizin suyu temiz, ölüsü de
helaldir'' karşılığını verdi.
Bu Hadis Sahihtir.
Diğer tahric: Ebu Davud, taharet 1/83 (21), Tirmizi,
taharet 1/101 (69), Nesai 1/50 (59), Malik, sayd 2/495 (12), İbn Huzeyme 1/59
(111), İbn Hibban (s. 60, no: 119) ve Hakim (1/141)
869 (5) Başka bir kanalla Ebu Hureyre'den yukarıdakinin aynısı
bildirilmiştir.
2. Ashabdan Bazı Adamlar
870 Abdullah b. el-Muğire b. Ebi Burde el-Kinini bildiriyor: Müdlk
oğullarından sallara binip deniz avına çıkan bazıları Resulullah (sallallahu
aleyhi ve sellem)'e gelip bu şekilde çıktıklarında yanlarına sadece içmeye
yetecek kadar su aldıklarını, bazen denizde iken namaz vaktinin geldiğini ifade
ettiler ve: "İçme suyuyla abdest alırsak susuz kalacağız; deniz suyuyla
abdest alırsak içimiz rahat etmiyor" dediler. Allah Resulü (sallallahu
aleyhi ve sellem) onlara: "Denizin suyu temizı ölüsü de helaldir''
buyurdu.
Bu Hadis Sahihtir.
Diğer tahric: Hakim (1/141)
3. Cabir b. Abdillah (r.a.)
871 Cabir b. Abdillah'ın bildirdiğine göre Nebimiz (sallallahu aleyhi
ve sellem): ''Denizin suyu temiz, ölüsü de helaldir'' buyurmuştur.
Bu Hadis Hasendir.
Diğer tahric: İbn Mace (388)
4. Abdullah b. Abbas (r.a.)
872 Musa b. Seleme anlatıyor: Sinan b. Seleme ile birlikte hacca
gittik. Sinan kurbanlık bir deve götürmüştü. Ancak yolda giderken devesi
huysuzlaştı ve Sinan onunla baş edemez oldu. Ben: "Mekke'ye döndüğümüzde
bu durumu araştırıp soracağım" dedim. Mekke'ye geldiğimizde Sinan'a:
"Haydi İbn Abbas'a gidelim" dedim. İbn Abbas'ın yanına girdiğimizde
cariyesi yanındaydı. Benim iki, Sinan'ın ise bir sorusu vardı. Sinan bana:
"Sizi baş başa bırakayım mı?" deyince, ben: "Hayır"
karşılığını verdim. İbn Abbas'a:
"Yanımızda kurbanlık deve vardı. Ancak huysuzlaştı ve
onunla baş etmekte aciz kaldık. Mekke'ye döndüğümüzde bu konuyu araştırıp
soracağımı söyledim" dediğimde, İbn Abbas şu karşılığı verdi:
Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) de zamanında filan
kişiyle kurbanlık develeri yollamış ve gerekli talimatları vermişti. Adam
gittikten bir süre sonra geri döndü ve: "Ey Allah'ın Resulü! Huysuzlaşıp
beni aciz bırakan develerle ne yapayım?" diye sordu. Allah Resulü
(sallallahu aleyhi ve sellem):
''Böylesi develeri kes, boynuna işaret olarak asılan
terlikleri kanına batır ve bu kanı hayvanın yüzüne sür. Ancak ne sen, ne de
seninle bulunanlar onun etinden yemeyin'' karşılığını verdi.
Ona:
"Savaşlara katıldığımda ganimetler elde ediyorum.
Annemin adına köle azat edebilir miyim? Onun köle azat etme borcu varsa onun
adına ben azat etsem olur mu?" diye sorduğumda, İbn Abbas şöyle dedi:
Kadın'ın biri Sinan b. Abdillah'ı Resulullah (s.a.v.)'e
gönderdi ve annesinin haccetmeden öldüğünü, annesinin yerine kendisinin haccedip
edemeyeceğini sormasını istedi. Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem) ona:
''Şayet annesinin borcu olsaydı ve bu borcu annesinin adına
kendisi ödeseydi kabul edilmez miydi?'' buyurunca, Sinan: "Evet,
edilirdi" dedi. Nebi (s.a.v.):
''0 zaman annesinin yerine haccedebilir'' buyurdu. Sinan b.
Abdillah deniz suyunu da sordu. Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem):
''Deniz suyu temizdir'' buyurdu.
Bu Hadis Sahihtir.
Diğer tahric: Tamamını Taberani (12898); ilk hadis metnini
Nesai (5/116); ikincisini Hakim (1/140, "sahih") rivayet ettiler.
10953 (7)'de tekrar edecektir.
5. Ali bin Ebi Talib (radiyallahu anh)
873-z Ali b. Ebi Talib bildiriyor: Restdullah (sallallahu aleyhi
ve sellem), bineğinin arkasına Usame b. Zeyd'i bindirmiş bir şekilde Arafat'a
gelip durdu ve: "Ben burada vakfeye durdum, ama Arafat'ın her yerinde
durulabilir" buyurdu.
Ardından devesini sürdü. İnsanlar da sağından ve solundan
hızlı bir şekilde gidiyorlardı. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)
etrafına bakınarak:
"Ey insanlar! Sakin olun! Sakin olun ey insanlar,"
şeklinde onları teskin etmeye çalışıyordu. Bu şekilde Müzdelife'ye geldi. Orada
iki namazı (akşam ile yatsı namazlarını) cem ederek kıldı. Müzdelife'de de
vakfesini yaptı. Kuzah tepesinde durup bineğinin arkasına Fadl b. Abbas'ı
bindirdi ve:
"Ben burada vakfeye durdumı ama Müzdelife'nin her
yerinde durulabilir" buyurdu.
Ardından devesini sürdü. İnsanlar da sağından ve solundan
hızlı bir şekilde gidiyorlardı. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) etrafına
bakınarak:
"Ey insanlar! Sakin olun! Sakin olun!" şeklinde
yine onları sakinleştirmeye çalıştı. Muhassir vadisine geldiğinde devesini
dürttü. Deve koşmaya başladı. Vadiyi aşınca da normal seyrine döndü. Bu şekilde
gelip Şeytan'ı taşladı. Ardından kurban kesim yerine gitti. Orada:
"Ben kurbanları burada keseceğimı ama Mina'nın her
yerinde kesim yapılabilir" buyurdu.
Sonra yanına Has'em kabilesinden genç bir kadın geldi.
Kadın:
"Babam çok yaşlandı, elden ayaktan düştü. Hac mevsimi
geldi, ancak bu farzı yerine getirebilecek gücü yok. Ben onun yerine bu farzı
ifa edebilir miyim?" diye sorunca, Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve
sellem):
"Edebilirsin" karşılığını verdi ve bineğin
arkasında bulunan (soru sorana bakmakta olan) Fadl b. Abbas'ın yüzünü kadından
çevirmeye çalıştı. Ardından bir adam geldi ve:
"Şeytan'ı taşladım, veda (ifada) tavafını da yapıp
normal giysilerimi giydim. Ancak tıraş olmadım" dedi. Allah Resulü
(s.a.v.l: "Bir sakıncası olmaz, şimdi tıraşını ol" karşılığını verdi.
Başka bir adam geldi ve:
"Şeytan'ı taşladım, tıraşımı olup normal giysilerimi
giydim, ama kurban kesmedim" dedi. Allah Resulü (s.a.v.): ''Bir sakıncası
olmazı şimdi kurbanı kes" karşılığını verdi.
Daha sonra Resulullah (s.a.v.) veda (ifada) tavafını
yaptı. Ardından bir kova Zemzem suyu
istedi. Getirilen bu su'dan içip abdest aldı ve: "Ey Abdulmuttalib
oğulları! Suyu çekiniz! (Benim orada bulunmamdan dolayı) insanların izdiham
yapmayacağını bilsem ben de sizinle beraber çekerdim'' buyurdu. Abbas:
"Ey Allah'ın Resulü! Kardeşinin oğlunun yüzünü
(kadından) çevirmeye çalıştığını gördüm" deyince, Allah Resfılü
(sallallahu aleyhi ve sellem):
''Biri genç bir erkek, diğeri genç bir kız. Şeytan'ın onlara
yaklaşmasından endişe ettim'' buyurdu.
Bu Hadis Hasendir.
Diğer tahric: Bezzar (532)
Müsned'i tertip eden der ki: "Arafat'tan Müzdelife'ye
dönüş konusu işlenirken farklı kanallarla bu rivayete tekrar yer
verilecektir."