MÜSNED-İ HANBEL

BABLAR    KONULAR    NUMARALAR

NAMAZ’IN KILINIŞI

<< 607 >>

DEVAM: 21- Öğle ve ikindi Namazlarında Kıraat

 

3. Zeyd b. Sabit (r.a.)

 

- - (-)

4767 (1)- Muttalib b. Abdillah der ki: Öğle ve ikindi namazlarında kıraat hakkında tartıştılar ve bu durumu sorması için Harice b. Zeyd'e birini gönderdiler. Harice b. Zeyd dedi ki: Babam: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kıyama durur veya kıyamı uzatır ve dudaklarını oynatırdı. Dudaklarını oynatmasının da ancak kıraat için olduğunu anlardım. Ben de öyle yapmaktayım" dedi.

 

[Hasen]

 

Heysemi (2682) der ki: "Hadisi Ahmed b. Hanbel ve el-Mu'cemu'l-Kebir'de Taberani rivayet etmiş olup senedinde ismi geçen Kesir b. Zeyd ile ihticac konusu ihtilaflıdır."

 

 

 

4768 (2)- Muttalib b. Abdillah, Zeyd b. Sabit'ten bildiriyor: Kendisine öğle ve ikindi namazı kıraatı hakkında sorulunca: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kıyamı uzatır ve dudaklarını oynatırdı" karşılığını verdi.

 

[-Sahihtir-]

 

 

 

5. Ashabdan Bir Kişi

 

- - (-)

4769 (1)- Allah Resıı1ü (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ashabından bir kişi der ki: "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in öğle namazında okuduğu sakalının oynamasından anlaşılırdı."

 

[-Sahihtir-]

 

Heysemi (2683) der ki: "Bunu Ahmed b. Hanbel rivayet etmiş olup ravileri güvenilir ravilerdir."

 

 

 

6. Abdullah b. Ebi Evfa

 

- - (-)

4770 (1)- Abdullah b. Ebi Evfa bildiriyor: Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem), öğle namazının birinci rekatında ayak sesi duyulmaz oluncaya kadar kıyamda dururdu.,,

 

[Zayıf]

 

Diğer tahric: Ebu Davud 11212 (802) rivayet etti.

 

 

 

7. Ebu Said el-Hudri (r.a.)

 

- - (-)

4771 (1)- Kazaa anlatıyor: Durumu kötü olan Ebu Said'in yanına gittim. İnsanlar yanından dağılıp gidince kendisine: "Ben sana onların sorduğunu sormayacağım. Sana Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in namazını soracağım" dedim. O: "Onda senin için bir hayır yoktur" dedi. Ona bir daha aynı şeyi tekrar edince, Ebu Said: "Öğle namazı için kamet getirildiğinde kişi Baki'ye gidip ihtiyacını giderir, ailesine dönüp abdest alarak Mescid'e gelir ve Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) halen birinci rekatta olurdu" dedi.

Ona zekatı sorduğumda şöyle dedi, ancak Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e dayandırıp dayandırmadığını bilmiyorum: "İki yüz dirhemde beş dirhem, kırk koyundan yüz yirmi koyuna kadar bir koyun, eğer bir tane daha artarsa iki yüze ulaşıncaya kadar iki koyun, bir tane geçerse üç yüze varıncaya kadar üç koyun, onu da geçerse artık her yüz koyunda bir koyun verilir. Develerde ise beş deve de bir, on deve de iki, on beş devede üç ve yirmi deve de dört koyun verilir. Yirmi beş deve de bir yaşını bitirip iki yaşına basmış bir dişi deve verilir. Yirmi beşten otuz beşe yetişene kadar bir yaşını bitirip iki yaşına basmış bir dişi deve, otuz beşten bir tane fazla olunca, kırk beşe yetişene kadar iki yaşını bitirip üç yaşına basmış bir dişi deve verilir. Kırk beşten bir tane fazla olunca altmışa ulaşana kadar üç yaşını bitirip dört yaşına basmış bir dişi deve, altmıştan bir tane fazla olunca yetmiş beşe ulaşıncaya kadar dört yaşını bitirip beş yaşına basmış bir dişi deve verilir. Yetmiş beşten bir tane fazla olunca doksana ulaşıncaya kadar iki yaşını bitirip üç yaşına basmış iki dişi deve, doksandan bir tane fazla olunca yüz yirmiye varıncaya kadar üç yaşını bitirip dört yaşına basmış iki dişi deve verilir. Eğer develer bundan da fazla ise, her elli de üç yaşını bitirip dört yaşına basmış bir dişi deve ve her kırkta iki yaşını bitirip üç yaşına basmış bir dişi deve verilir."

Sonra kendisine yolculukta iken orucu sorduğumda şu karşılığı verdi: Biz oruçlu iken ResuluIlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte Mekke'ye gitmek üzere yola çıktık. Bir yerde konakladık ve Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): 'Düşmana yaklaştınız. Orucunuzu bozarsanız onlara karşı daha güçlü olursunuz" buyurdu. Bu bir ruhsattı. Bunun üzerine bazımız orucunu yerken, bazımız yemedi. Sonra başka bir yerde konakladık ve ResuluIlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sabahleyin düşmana yetişeceksinizı artık oruç tutmamak size güç kazandırırıoruçları bozun" buyurdu. Artık oruç bozmak farz olmuştu, bu sebeple bozduk. Ondan sonra da ResuluIlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte seferde iken oruç tuttuğumuzu gördüm.

 

[-Sahihtir-]

 

Diğer tahric: Müslim (2594), Ebu Davud (2406) ve İbn Huzeyme (2023) rivayet ettiler.