MÜSNED-İ HANBEL

BABLAR    KONULAR    NUMARALAR

AYET VE SURE TEFSİRİ

<< 2908 >>

178- "Bir Vakit Musa Genç Adamına Demişti ki...,[Kehf 60] Ayeti

 

1. Ubey b. Ka'b

 

- - (-)

21644 (1)- Ubeydullah b. Abdillah anlatıyor: İbn Abbas ile Hur b. Kays b. Hısn el-fezari, Hz. Musa'nın arkadaşı (karşılaştığı kişi) hakkında tartıştılar ve İbn Abbas: "Bu kişi, Hızır'dır" dedi. Ubey b. Ka'b el-Ensari yanlarından geçerken İbn Abbas kendisini çağırdı ve: "Ben ve bu arkadaşım Hz. Musa'nın, Allah'tan, onunla nasıl buluşacağını sorduğu arkadaşının kim olduğu konusunda tartıştık. Sen, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in bu konuda bir şey söylediğini duydun mu?" diye sordu. Ka'b şöyle karşılık verdi: Evet. Nebi'den (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle dediğini duydum: Hz. Musa, İsrailoğullarından bir topluluğun içindeyken bir adam kalkıp: ''Senden daha bilgili olan bir kimseyi biliyor musun?" diye sorunca, Hz. Musa: "Hayır'' cevabını verdi. Bunun üzerine Allah, kendisine: ''Kulumuz Hızır senden daha bilgilidir'' diye vahyetti. Hz. Musa, Hızıda nasıl buluşabileceğini sorunca Allah kendisine balığı ayet olarak verdi ve Hz. Musa'ya: "Balığı kaybedersen geri dönı Hızırlı bulacaksın. '' Hz. Musa bir yerde konaklayınca, beraberindeki gence: "Öğle yemeğimizi getir, bu yolculuğumuzdan dolayı çok yorgun düştük"[Kehf 62] dedi. İşte orada balığı kaybetti ve kendi izlerini izleyerek geri döndüler ve Hz. Musa, denizin kenarında (kaybolan) balığın izini sürmeye başladı. Allah onları Kitab'ında anlatmıştır. ''

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Bu kanalla Buhari (74, 3400) ve Müslim (2380) rivayet ettiler.

 

 

 

21645 (2)-Z Said b. Cübeyr anlatıyor: İbn Abbas'a: "Nevf el-Bikali, Hızır'ın (yol) arkadaşı olan Musa'nın, İsrailoğullarının Musa'sı olmadığını iddia ediyor" dediğimde, İbn Abbas şöyle dedi: "Allah'ın düşmanı yalan söylüyor! Zira Ubey b, Kab, bana Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den şöyle işittiğini bildirdi: Hz. Musa, İsrailoğullarına hitap etmek için kalktığında kendisine: ''En bilgili insan kimdir?'' diye sordular. Musa: ''Benim'' deyince Allah, ona: ''İki denizin birleştiği yerde senden daha bilgili olan bir kulum var'' diye vahyetti. Musa: ''Rabbim! Onu bana göster?'' deyince, Hz. Musa'ya: ''Bir balık alır ve onu bir sepetin içinde taşırsın. Balığı kaybettiğin yerde de onu bulacaksın'' denildi. Bunun üzerine Musa bir sepetin içine balık koyarak yol arkadaşıyla yürümeye başladı. Bir kayaya geldiklerinde Hz. Musa yattı ve balık kendini sepetin dışına attı ve denize düştü. Allah balık için, denizin üzerinden geçmesi gereken akıntısını tuttu. Hz. Musa uyanınca hizmetçisine: "Yemeğimizi getir! Zira bu yolculuğumuzda epeyce yorulduk"[Kehf 62] dedi. Oysa Musa Allah'ın gitmesini emrettiği o yere gelene dek hiç yorulmamıştı. Hizmetçisi ona: "Yanında dinlendiğimiz o kaya vardı ya, balığı işte orada unuttum. Onu bana unutturan da şeytandan başkası değil"[Kehf 63] karşılığını verdi. Balık için (kurtuluş) olan kanalı Musa ve hizmetçisi için şaşılacak bir şeyolmuştu. Bunun üzerine Musa: "Bizim aradığımız yer de orasıydı zaten!,[Kehf 64] dedi. Tekrar izlerini takip ederek gerisingeri döndüler. O kayanın yanına vardıklarında giysilere bürünmüş bir adamla karşılaştılar. Musa ona selam verince, adam: ''Senin yurdunda nasıl selamette olunabilir ki?'' karşılığını verdi. Musa: ''Ben Musa'yım'' deyince, adam: ''İsrail oğullarının Musa'sı ml?'' diye sordu. Musa: ''Evet! Sana öğretilen doğru yolu bana da öğretmen için yanına geldim'' dedi. Adam: ''Ey Musa! Ben Allah'ın bana öğrettiği, ancak senin bilmediğin şeyleri biliyorum. Sen de, Allah'ın sana öğrettiği şeyleri biliyorsun'' dedi. Sahilde yürümeye başladılar ve bir gemi geçince (gemidekiler) Hızır'ı tanıyıp ücretsiz olarak gemiye aldılar. Hızır gemiye biner binmez bir keser alıp geminin tahtalarından birini sökmek istedi. Hz. Musa: ''Adamlar bizleri ücretsiz olarak gemilerine aldılar oysa sen gemide bir delik açarak gemidekileri suda boğmak istiyorsun! '' diye çıkıştı. Hızır: "Ben sana, yanımda sabredemezsin demedim mi?,[Kehf 72] deyince, Musa: "Unuttum"[Kehf 73] karşılığını verdi. Bir kuş gelip denize gagasını uzattı ve su aldı. Hızırı Hz. Musa'ya dedi ki: ''Allah'ın bilgisi karşısında benim ve senin bilgin, ancak şu serçenin bu denizden eksilttiği şey gibidir. '' "Tekrar yola koyuldular. Bir köye geldiklerinde köylülerden yemek istediler. Ancak köylüler onları ağırlamaktan kaçındılar ...[Kehf 77] Hızır bir çocuk görünce çocuğun başını eliyle tutup kopararak çocuğu öldürdü. Hz. Musa: "Suçsuz bir cana, kısas olmaksınız kıydın. Pek kötü bir iş yaptın!"[Kehf 74] diye çıkışınca, Hızır: "Benim yanımda sabredemezsin demedim mi?,[Kehf 75] dedi.

-Süfyan der ki: Amr: "Bu, birincisinden daha ağırdır" diye ekledi."Tekrar yola koyuldular ve eğilmiş, yıkılmak üzere olan bir duvar gördüler. Hızır eliyle duvarı düzelttİ... [Kehf 77] -Süfyan bunu rivayet ederken ellerini şöyle yaptı. Elini yukarı doğru kaldırıp düzeltti. Bunun üzerine Hz. Musa: " ... Sen bu duvarı düzeltmene karşılık onlardan bir ücret alabilirsin"[Kehf 77] deyince, Hızır: " .. .işte bu, seninle benim ayrılmamızı gerektiriyor"[Kehf 78] karşılığını verdi.

İbn Abbas der ki: "Birincisinde Hz. Musa unutarak Hızır'a müdahale etmişti." Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) devamla: "Allah Musa'ya merhamet etsin. İsterdik ki sabretmiş olsaydı da, Allah onların haberlerini bize anlatsaydı'' buyurdu.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Bu kanalla Buhari (122, 3278, 3401, 4725, 4727, 6672) ve Müslim (2380) rivayet ettiler.

 

 

 

21646 (3)-Z Ubey b. Ka'b'ın bildirdiğine göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Kehf Suresinin 77. ayetini: "....." şeklinde şeddeli olarak okumuştur.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Müslim (2380:173) rivayet etti.

 

 

 

21647 (4)-Z Ubey b. Ka'b'ın bildirdiğine göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yıkılmak üzere olan bir duvarı görünce onu doğrulttu" buyurdu ve bunu söylerken ellerini kaldırarak duvarın nasıl doğrultulduğunu gösterdi.

 

[Sahih]

 

 

 

21648 (5)- Said b. Cübeyr anlatıyor: İbn Abbas'a: "Nevf, Hızır'ın (yol) arkadaşı olan Musa'nın, İsrailoğullarının Musa'sı olmadığını iddia ediyor" dediğimde, İbn Abbas şöyle dedi: "Allah'ın düşmanı yalan söylüyor! Zira Ubeyy b. Ka'b, bana Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den şöyle işittiğini bildirdi: Hz. Musa, Ysrailoğullarına hitap etmek için kalktığında kendisine: ''En bilgili insan kimdir?'' diye sordular. Musa: ''Benim'' deyince, Allah, en iyi bilmeyi kendisine nisbet etmediği için ona sitem etti ve kendisine: ''İki denizin birleştiği yerde senden daha alim olan bir kulum var'' diye vahyetti. Musa: ''Rabbim! Ona nasıl ulaşabilirim?'' diye sorduğunda, Allah: ''Bir balık alır ve onu bir sepetin içinde taşırsın. Balığı kaybettiğin yerde de onu bulacaksın'' buyurdu. Bunun üzerine Musa bir sepetin içine balık koyarak hizmetçisini de alıp yola çıktı. Bir kayanın yanına geldiklerinde Hz. Musa yattı ve balık kendini sepetin dışına attı ve denize düştü. Allah denizin balık üzerinden geçmesi gereken akıntısını tuttu ve balık adeta taşta iz bırakırmışçasına denizde iz bıraktı." -Süfyan der ki: Amr:

"İşte bu şekilde adeta onun izi taşın içinde imiş gibi çıkıyordu" dedi ve iki elinin başparmakları ile onlara bitişik olan (şehadet) parmaklarım halka yaptı - Hz. Musa yola devam etti ve ikinci gün hizmetçisine: "Yemeğimizi getir! Zİra bu yoIculuğumuzda epeyce yorulduk"[Kehf 62] dedi. Hz. Musa Allah'ın gitmesini emrettiği o yere gelene dek hiç yorulmamıştı. Bunun üzerine Musa: "Bİzİm aradığımız yer de orasıydı zaten!,,[Kehf 64] dedi ve tekrar izlerini takip ederek gerisingeri döndüler. Balığın bıraktığı iz Hz. Musa için şaşılacak bir şey, balık için ise (kurtuluşuna sebep olan) bir kanalolmuştu. '' Ravi hadisin devamını aktardı.

 

[Sahih]

 

 

 

21649 (6)-Z Said b. Cübeyr anlatıyor: İbn Abbas'ın yanındaydık, oradakiler: "Şam'lı Nevf, ilmi aramak için giden kişinin İsrail oğullarının Musa'sı olmadığını söylüyor" dediler. İbn Abbas yastığına yaslanmıştı. Yerinden doğrularak şöyle dedi: "Öyle mi ey Said?" diye sordu. Ben: "Evet, ben de böyle dediğini işittim" cevabını verince, İbn Abbas şöyle dedi: Nevf yalan söylemiş! Ubey b. Kab, Nebi'den (Sallallahu aleyhi ve Sellem) naklen bana şöyle dedi: Allah'ın rahmeti bizim ve Salih'in üzerine olsun. Allah'ın rahmeti bizim ve Ad kavminin kardeşinin üzerine olsun. '' Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle devam etti: ''Musa bir gün kavmine hutbe verirken onlara: ''Yeryüzünde benden daha bilgili kimse yoktur'' dedi. Allah ona: ''Yeryüzünde senden daha bilgili kişi vardır. Tuzlanmış bir balık aL. Balığı kaybettiğin yerde bu kişiyi bulacaksın'' diye vahyetti. Musa tuzlu bir balık alarak hizmetçisiyle beraber yola çıktı. Emredilen yere gelmişlerdi. Kayanın dibine geldiklerinde Musa ihtiyaç gidermek için hizmetçiden ayrıldı. Hizmetçisi balığı kayanın üzerine koyunca sıçradı ve: '' ... Balık denizin içinde süzülüp gitti."[Kehf 61] Bunun üzerine hizmetçi: ''Allah'ın Nebii geri döndüğü zaman ona durumu anlatırım" dedi. Ancak şeytan ona bunu unutturmuştu. Yollarına devam ettiler. Her sefere çıkan kişi gibi yoruldular. Oysa Musa yolculuk yapanların yorulduğu gibi yorulmazdı. Kendilerine emredilen yere geldiklerinde Musa, hizmetçisine: "Yemeğimizi getir! Zira bu yoIculuğumuzda epeyce yorulduk"[Kehf 62] dedi. Hizmetçi: ''Ey Allah'ın Nebii! "Yanında dinlendiğimiz o kaya vardı ya, balığı işte orada unuttum ... " Bunu sana söylemeyi unuttum. " ... Onu bana unutturan da şeytandan başkası değiL. Balık şaşılacak bir şekilde denizde yolunu tutup gitti"[Kehf 63] dedi. Musa: "Bizim aradığımız yer de orasıydı zaten!,[Kehf 64] dedi. Bunun üzerine: " ... Tekrar izlerini takip ederek gerisingeri döndüler. ,,[Kehf 64] İzleri takip ederek kayanın yanına geldiler.

Musa kayanın etrafında dönünce giysiye bürünmüş birini gördü ve ona selam verdi. Bu kişi başını kaldırıp: ''Sen kimsin?" diye sordu. Musa: ''Ben, Musa'yım'' deyince: Adam: ''Hangi Musa?" diye sordu. Musa: ''İsrailoğullarının Musa'sı'' karşılığını verdi ve: ''Sende ilimler olduğu haberini aldımı seninle dost olmak istiyorum'' dedi. Adam: ''Ama benim yanında sabredemezsin,[Kehf 67] dedi. Musa: "İnşaIlah beni sabırlı bulacaksın ve senin hiçbir emrine karşı gelmeyeceğim"[Kehf 69] karşılığını verdi. Bunun üzerine adam: ''Bilmediğin bir konuda nasıl sabredeceksin?" deyince, Musa: ''Ben bununla emrolundum. İnşaIlah beni sabırlı bulacaksın'' dedi. Bu kişi: "Bana tabi olacaksan, sana anlatmadıkça bana hiçbir şeyi sormayacaksın"[Kehf 70] dedi ve " ... Yola koyuldular. Nihayet, bir gemiye bindiIer ... [Kehf 71] Adamlar gemiden inerken bu kişi geride kalarak gemiyi deldi. Musa: ''Sen onu içindekileri boğmak için mi deldin? Doğrusu şaşılacak bir şey yaptın!"[Kehf 71] dedi. '' Bunun üzerine adam: "Ben sana, yanımda sabredemezsin demedim mi?"[Kehf 72] dedi. Musa: "Unuttuğum bir şeyden dolayı beni sorumlu tutma ve işimi de zorlaştırma'[Kehf 73] dedi.

Yola devam ettiler ve sahilde oynayan bir grup çocukla karşılaştılar. Adam çocukların içinde en güzel ve en temiz olan bir çocuğu alıp öldürdü. Musa bu durum karşısında hoşlanmayıp: "Suçsuz bir cana, kısas olmaksınız kıydın. Pek kötü bir iş yaptın!" diye çıkışınca, adam: "Benim yanımda sabredemezsin demedim mi?,[Kehf 75] dedi. Musa, arkadaşının karşısında mahcup olmuş ve utanarak: "Eğer bundan sonra sana bir şey sorarsam artık bana yoldaş olma ve bu konuda haklı olarak bir mazeretin olur!"[Kehf 76] dedi.

"Tekrar yola koyuldular. (Halkı kötü olan) Bir köye geldiler ...[Kehf 77] Musa çok acıkmış ve köylüler kendilerini ağırlamamıştı. "Köyde eğilmiş, yıkılmak üzere olan bir duvar gördüler. Hızır eliyle duvarı düzelttİ...,[Kehf 77] Bunun üzerine Musa açlıktan dolayı: " ... Sen bu duvarı düzeltmene karşılık onlardan bir ücret alabilirsin"[Kehf 77] deyince, adam: " .. .işte bu, seninle benim ayrılmamızı gerektiriyor; dayanamadığın işlerin yorumunu sana anlatacağım,[Kehf 78] dedi. Musa adamın elbisesinden tutarak bana anlatı deyince o şöyle dedi: ''O gemi, denizde çalışan birtakım yoksul kimselere ait idi. Onu yaralamak istedim, çünkü onların ilerisinde, her gemiyi zorla ele geçiren bir kral vardı.,,[Kehf 79] Kral geminin yaralanmış olduğunu görünce onu almaz ve sahipleri onu tamir ederek ondan yine faydalanırlar. Çocuk ise, Allah onu yarattığı zaman kafir olarak yarattı. Ailesi de onu sevmekteydi, Eğer kendisine karşı gelecek olsalar onları küfre boğardı. Rabbin onu daha hayırlı ve daha merhametli bir çocukla değiştirmek istedi. Babası annesiyle beraber oldu ve ondan daha hayırlı ve daha merhametli bir çocuğa hamile kaldı. "Duvar ise şehirdeki iki yetim çocuğa ait idi. Altında onlara ait bir define vardı. Babaları da iyi bir insandı. Rabbin, onların olgunluk çağına ulaşmalarını ve Rabbinden bir rahmet olarak definelerini çıkarmalarını istedi. Bunları ben kendi görüşüme göre yapmadım. İşte senin, sabredemediğin şeylerin içyüzü budur"[Kehf 82]

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Müslim (2380:172) ve Nesai, es-Sünenu'l-kübra'da (5844) rivayet ettiler.

 

 

 

21650 (7)-Z Said b. Cübeyr der ki: İbn Abbas'ın yanında, evindeyken, bize: "Bana sorun!" dedi. Ben: "Ey Ebu'l-Abbas! Allah beni sana feda kılsın! Kufe'de Nevf adında bir kıssacı var, (Hızır'ın yanındaki Musa'nın) İsrail oğullarının Musa'sı olmadığını söylüyor" dedim. İbn Abbas şu karşılığı verdi: "Allah'ın düşmanı yalan söylemiş! -Bu ibare Amr b. Dinar'ın rivayetinde vardır- Ubey b. Kab, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den naklen bana şöyle dedi:

''Allah'ın resulü Musa bir gün insanlara Allah'ı hatırlattı. İnsanların gözleri dolup kalpleri de yumuşayınca dönüp gitti. Ardından bir adam ona yetişti ve: ''Ey Allah'ın Resulü! Yeryüzünde senden daha alim olan biri var mı?'' diye sordu. Musa: ''Yok!'' deyince, Allah, alimliği kendisine nispet etmediği için Musa'ya sitem etti ve ona vahyederek: ''Senden daha bilgili bir kulum var'' buyurdu. Musa: ''Ey Rabbim! Nerede?'' diye sorunca, Allah: ''İki denizin birleştiği yerde'' buyurdu. Bunun üzerine Musa: ''Rabbim! Bana onun yerini bilebileceğim bir işaret ver'' dedi. Allah: ''Yanına ölü bir balık al. Balık canlandığı yerde onu bulacaksın!" buyurdu. Musa bir balık alıp bir sepetin içine koydu. Hizmetçisine de: ''Seni sadece bu balığın senden ayrıldığı yeri bana bildirmekle sorumlu tutuyorum'' dedi. Hizmetçisi: ''Bana yüklediğin sorumluluk çoktur'' karşılığını verdi. Bu olayın anlatıldığı "Hani Musa, beraberindeki gence şöyle demişti" ayetinde geçen genç (hizmetçi) Yuşa b. Nun'dur. Islak toprağın (sahilin) bulunduğu yerde bir kayanın gölgesindeyken balık hareketlendi. Musa uyuyordu. Hizmetçisi: ''Onu uyandırmayayım!'' dedi. Ancak Musa uyanınca ona haber vermeyi unuttu. Balık hareketlenerek denize girdi. Allah suyun akıntısını balık için durdurdu. Öyle ki balık taşta iz bırakır gibi denizde iz bıraktı. Süfyan der ki: Amr: "İşte bu şekilde adeta onun izi taşın içinde imiş gibi çıkıyordu" dedi ve iki elinin başparmakları ile onlara bitişik olan (şehadet) parmaklarını halka yaptı- Musa: "Bu yoIculuğumuzda çok yorgun düştük" ı dedi. Geri döndüklerinde Hızırlla karşılaştılar. -Osman b. Süleyman, Hz. Musa'nın Hızır'ı denizin ortasında elbisesiyle örtünmüş olarak küçük bir yeşil yaygı üzerinde bulduğunu söyledi. Said b. Cübeyr der ki: "Örtüsünün bir tarafını ayaklarının altına, diğer tarafını başının altına almıştı"- Musa ona selam verince Hızır yüzünü açtı ve: ''Senin bulunduğun yerde selam diye bir şey var mı? Sen kimsin?'' diye sordu. Musa: ''Ben, Musa'yım'' deyince, Hızır: ''İsrail oğlullarının Musa'sı mı?'' diye sordu. Musa: ''Evet!'' deyince, Hızır: ''Ne istiyorsun?'' diye sordu. Musa: ''Sana öğretilen ve hayra götüren bilgiyi bana da öğretmen için geldim'' dedi. Hızır ise: ''Ey Musa! Tevrat'ın ellerinin arasında olması ve sana vahiy inmesi, sana yetmiyor mu? Bende senin bilmemen gereken bir ilim var. Sende de benim bilmemem gereken bir ilim var'' karşılığını verdi. O esnada bir kuş gagasıyla denizden bir yudum su alınca, Hızır: ''VaIlahi senin ilminle benim ilmimı Allah'ın ilmi karşısında su kuşun gagasıyla denizden aldığı su kadardır'' dedi.

Gemiye bindikleri zamanı insanlar bu kıyıdan öbür kıyıya taşıyan küçük kayıklar gördüler. Kayıktakiler onu tanıdılar ve: ''Allah'ın salih kulu! Biz onu ücretsiz taşırızlı dediler. Ancak Hızır kayığa binince, bir kazık çakarak kayığı deldi. Musa: ''Sen onu içindekileri boğmak için mi deldin? Doğrusu şaşılacak bir şey yaptın!"[Kehf 71] dedi. '' Bunun üzerine Hızır: "Ben sana, yanımda sabredemezsin demedim mi?,,[Kehf 72] dedi. Musa'nın ilk sabredemeyişi unutarak oldu. İkincisi şart koşarak üçüncüsü ise kasıtlı olarak gerçekleşti. Sonra Musa: "Unuttuğum bir şeyden dolayı beni sorumlu tutma ve işimi de zorlaştırma"[Kehf 73] dedi. Sonra bir çocukla karşılaştılar. Hızır oynayan çocuklar gördü. İçlerinden kafir ve güzelolan bir çocuğu aldı, yatırıp bıçakla kesti. Musa: ''Bir cana karşılık olmadan, " ... Masum ve günahsız bir cana mı kıydın!"[Kehf 74] dedi. ''

Sonra yola devam ettiler. " ... Köyde eğilmiş, yıkılmak üzere olan bir duvar gördüler. Hızır eliyle duvarı düzeltti...,,[Kehf 77] -Said, bunu naklederken eliyle şu şekilde işaret etti. Ya'la der ki: Zannedersem Said: "Hızır eliyle duvarı sıvazlayınca duvar doğruldu" dedi- Musa ona: " ... Sen bu duvarı düzeltmene karşılık onlardan bir ücret alabilirsin,,[Kehf 77] dedi. -Burada ücret olarak yiyecek kastedilmektedir.- Arkalarında da -İbn Abbas bu lafzı "önlerinde" diye okumuştur- bir kral vardı. -Bu hükümdarın adının Huded b. Beded, çocuğun ise Ceysur olduğu söylenir." ... Bu kral her gemiyi zorla ele geçiriyordu."[Kehf 79] Hızır: ''İşte bu gemi o kralın yanından geçtiği zaman içindeki delikten dolayı ele geçirmemesini istedim. Kralı geçtikten sonra da gemiyi onarır ondan faydalanırlar'' dedi. Gemidekilerden bazıları IIDeliği şişeyle kapatalım derken bazıları da ziftle onaralımlı dediler. Hızır: "çocuğa gelince, onun anne babası mü min kişilerdi"[Kehf 80] dedi. Ancak kendisi kafirdi. "çocuğun onları azdırmasından ve inkara sürüklemesinden çekindik."[Kehf 80] Zira çocuğa olan sevgileri anne babasının onun dinine tabi olmalarına sebep olabilirdi. Rablerinin Hızırlın öldürdüğü o çocuktan daha temiz ve: "Onlara daha çok merhamet eden birini vermesini diledik.[Kehf 81]

 

[Sahih]

 

 

 

21651 (8)-Z İbn Abbas'ın, Ubey b. Ka'b'dan bildirdiğine göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: ''Hz. Musa kavmine Allah'ın nimetlerini ve musibetlerini hatırlatırken: ''Yeryüzünde benden daha hayırlı veya bilgili- birinin olduğunu bilmiyorum '' dedi. Bunun üzerine Allah ona: ''Benl kimin daha hayırlı olduğunu biliyorum. Yeryüzünde senden daha hayırlı bir adam vardır'' diye vahyetti. Hz. Musa: ''Ey Rabbim! Bana onun yerini bildir'' deyince, kendisine: ''Azık olarak tuzlu bir balık ar denildi. Hz. Musa denileni yapıp yola çıktı ve Hızırlla karşılaştı. Aralarında olan şeyler geçtikten sonra sakinleri kötü olan falan kasabaya uğradılar ve meclisleri dolaşıp onlardan yemek istediler, ama kimse kendilerine yemek vermedi. Sonra Hızır, Hz. Musa'ya, gemiyi neden deldiğini anlatarak, kralın onu almaması için yaptığını söyledi. çocuğun ise yaratıldığı an kafir olarak yaratıldığını, anne babasının bu çocuğa düşkün olduğunu, çocuk yetişince anne babasını günah ve küfre düşüreceğini söyledi. Duvarın ise şehirdeki yetim iki çocuğa ait olduğunu söyledi,

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Müslim, fadail4/1850 (2380) rivayet etti.

 

 

 

21652 (9)-Z İbn Abbas'ın, Ubey b. Ka'b'dan bildirdiğine göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: ''Hızırlın öldürdüğü çocuk yaratıldığı an kafir olarak yaratılmıştır. ''

 

Ebu'r-Rabi, rivayetinde: ''Eğer büyüseydi anne babasını günaha ve küfre sokacaktı" ibaresi vardır. 

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Tirmizi 5/312 (3150) ve Ebu Davud 4/227 (4750) rivayet ettiler.

 

 

 

21653 (10)-Z İbn Abbas'ın, Ubey b. Ka'b'dan bildirdiğine göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: ''Musa'nın arkadaşının (Hızırlın) öldürdüğü çocuk, yaratıldığı an kafir olarak yaratılmıştır. ''

 

[Sahih]

 

 

 

21654 (11)-Z İbn Abbas'ın, Ubey b. Karb'dan bildirdiğine göre Hz.

Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) "Eğer bundan sonra sana bİr şey sorarsam artık bana yoldaş olma ve bu konuda haklı olarak bİr mazeretİn olur'' ayetini (Ledünni kelimesini dal hafinin ötresi ve nun harfinin şeddesi ile) okudu.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Tahavi, Şerh müşkili'l-asar'da (4896), İbn Hibban (6326) ve Hakim (2/574) rivayet ettiler.

 

 

 

21655 (12)-Z İbn Abbas'ın, Ubey b. Ka'b'dan bildirdiğine göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) "Eğer bundan sonra sana bİr şey sorarsam artık bana yoldaş olma ve bu konuda haklı olarak bİr mazeretİn olur''ayetini (Ledünni kelimesini dal hafinin ötresi ve nun harfinin şeddesi ile) okudu.

 

[Sahih]

 

 

 

21656 (13)-Z İbn Abbas der ki: Fezare oğullarından bir adam benimle Hz. Musa'nın peşinden gittiği kişiyle ilgili olarak tartıştı. Ben: "Bu kişi Hızır'dır" derken, Fezari: "Başka biridir" dedi. bu sırada Ubey b. Ka'b yanımızdan geçerken onu çağırıp: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in, Hz. Musa'nın peşinden gittiği kişinin kim olduğunu söylediğini işittin mi?" diye sordum. Ubey şöyle cevap verdi: Evet. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in şöyle buyurduğunu işittim: ''Hz. Musa, İsrailoğullarından bir toplulukla otururken, bir adam: "Allah'ı senden iyi bilen var mı?'' diye sordu. Hz. Musa: ''Zannetmiyorum'' cevabını verince, Allah ona: ''Bilakis, Kulum Hızır vardır'' diye vahyetti. Hz. Musa, Onun yanına nasıl gideceğini sorunca, Allah ona işaret olarak balığı kaybettiği yerde Hızırlı bulacağını bildirdi ve Hz. Musa'yla Hızır arasında Allah'ın (Kur'anıda) anlattığı olay geçti. ''

 

[Zayıf]

 

24675 (l)'de tekrar edecektir.