MÜSNED-İ HANBEL

BABLAR    KONULAR    NUMARALAR

ZÜHD

<< 3120 >>

5- Muhacirlerden Olan Fakirlerin ve Zayıfların Fazileti

 

1. Abdullah b. Amr

 

- - (-)

22852 (1)- Abdullah b. Amr b. el-As der ki: Bir gün Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanındayken: ''Gariplere ne mutlu'' buyurdu. "Ey Allah'ın Resulü! Kim bu garipler?" diye sorulunca: ''Çok kötü olan bir topluluğun içinde bulunan salih kimselerdir. Bunlara karşı çıkan çok, ama onlara uyan azdır'' buyurdu.

Yine bir gün Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanındaydık. Güneş doğmaya başlayınca: ''Kıyamet gününde Ümmetim içinden ışıkları güneş kadar parlak olan insanlar gelecektir'' buyurdu. "Ey Allah'ın Resulü! Bunlar kimlerdir?" diye sorduğumuzda: ''Bunlar Muhacirlerin fakirleri ile kötülüklerin kendileriyle savuşturulduğu kimselerdir. Bunlardan biri ihtiyacını kimseye söylemeden, içine gömüp ölür. Yeryüzünün dört bir tarafından haşredilirler'' buyurdu.

 

[Hasen]

 

Heysemi, Mecmau'z-Zevaid' de (7/278): "Ahmed ve Taberani, e/-Evsat'ta rivayet ettiler" demiştir. İbnu'l-MübarekZühd'de (775) rivayet etti.

 

 

 

22853 (2)- Abdullah b. Amr der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanındayken güneş doğdu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''AIlah kıyamet gününde ışıkları güneş gibi olan bir topluluk getirir'' buyurdu. Ebu Bekr: "Ey Allah'ın Resulü! Onlar biz miyiz?" diye sorunca, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Sizler için de pek çok hayır vardır, ama sizler değilsiniz. Onlar dünyanın dört bir tarafından haşredilen fakirler ile muhacirlerdir'' buyurdu.

Yine: ''Gariplere ne mutlu! Gariplere ne mutlu! Gariplere ne mutlu!'' buyurdu. "Ey Allah'ın Resulü! Kim bu garipler?" diye sorulunca: ''Çok kötü olan bir topluluğun içinde bulunan salih kimselerdir. Bunlara karşı çıkan çok, ama onlara uyan azdır'' buyurdu.

 

[Hasen]

 

 

 

22854 (3)- Abdullah b. Amr b. el-As bildiriyor: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Allah'ın kullarından cennete ilk girecek olanların kimler olduğunu biliyor musunuz?'' diye sorunca: "Allah ve Resulü daha iyi bilir" dedik. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: ''Bunlar Muhacirlerin fakirleridir. Bunların yüzü suyu hürmetine düşmana karşı konulur, kötülükler bunlarla defedilir. Bunlardan biri ihtiyacını kimseye söylemeden, içine gömüp ölür. Bundan dolayı Allah meleklerden dilediğine: ''Gidip onları karşılayın'' buyurur. Melekler: ''Biz ki semanın sakinleri ve yarattıklarının en hayırlılarıyız. Gidip onlara selam vermemizi mi istiyorsun?'' diye sorunca, Allah: ''Onlar bana hiçbir şeyi ortak koşmadan kulluk eden kullarımdı. Düşmana karşı onlarla karşı konulur, kötülükler onlar sayesinde defedilirdi. Bunlardan biri ihtiyacını kimseye söylemeden, içine gömüp ölürdü'' buyurur. Bunun üzerine melekler gider, onların yanına her kapıdan girip: ''5abrettiğinize karşılık size selam olsun! Burası dünya yurdunun ne güzel sonucudur''[Ra'd 24] derler.''

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Ebu Nuaym, Hilye'de (1/347), İbn Hibban (7421), Hakim, Müstedrek'te (3/71, 72), ve Ebu Nuaym, Hilye'de (1/347) (4/519) rivayet ettiler. Heysemi, Mecmau'zZevaid'de (10/259) der ki: "Ahmed ve Bezzar rivayet ettiler. Taberani rivayet etti ve Meleklerin: "Biz gökyüzünün sakinleriyiz" sözünden sonra şunu ekledi: "Onları bizden önce Cennete koyma." Ravileri güvenilirdir."

 

 

 

22855 (4)- Abdullah b. Amr der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in şöyle buyurduğunu işittim: ''Cennete ilk girecek topluluk, Muhacirlerin fakirleridir. Zira kötülükler bunların yüzüsuyu hürmetine defedilir ve bir emir verildiğinde dinleyip yerine getirirler. İçlerinden birinin yöneticiden bir ihtiyacı olduğu zaman bu ihtiyacı giderilmez, öünceye kadar içinde kalırdı. Allah kıyamet gününde cenneti çağırınca bütün süsleri ve güzellikleriyle gelir. Sonra Allah: ''Ey yolumda savaşıp ölen, benim için eziyet görenı yolumda cihad eden kullarımı Cennete girin'' buyurur. Bu şekilde hesaba çekilmeden ve ceza görmeden cennete girerler ... '' Sonrasında ravi söz konusu hadisi aktarır.

 

[Sahih]

 

29199 (1)'de tekrar edecektir.

 

 

 

22856 (5)- Ebu Hani bildiriyor: Abdullah b. Amr b. el-As'ın (yanına bir şeyler istemek için gelen bazılarına) şöyle dediğini işittim: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Muhacirlerin fakirleri, kıyamet gününde zenginlerden kırk yıl önce cennete girerler'' buyurduğunu işittim. İsterseniz elimizde olanlardan sizlere bir şeyler verelim. İsterseniz de isteğinizi yöneticiye bildirelim." Yanına gelenler: "O zaman biz sabreder ve kimseden de bir şey istemeyiz" dediler.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Daha uzun bir metinle Müslim (2/388-389) rivayet etti.

 

 

2. Ebu Umame

 

- - (-)

22857- Ebu Umame der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

''Cennete girdiğimde bir ses işittim. ''Bu ne?'' diye sorduğumda, bana: ''Bu, Bilal'ın sesi'' denildi. Devam ettiğimde cennet ahalisinin çoğunun fakir muhacirlerden ve CSümanların çoluk çocuğundan olduğunu gördüm. Cennet ahalisi içinde en kıyıda olanlar da zenginler ve kadınlardı. Bu konuda bana: ''Zenginler henüz kapıda hesaba çekilip temizleniyorlar. Kadınlara gelince dünyada iken iki kırmızı olan altın ve gümüşle çok ilgilenmelerinden dolayı gelmekte geciktiler'' denildi.

Sonra cennete sekiz kapısı içinden birinden çıktık. Çıkarken kapının yanında bir terazi getirildi. Bir kefeye ben, diğer kefeye de Ümmetim konulunca ben daha ağır bastım. Sonra Ebu Bekr getirilip bir kefeye, Ümmetim de diğer kefeye konuldu. Ebu Bekr'in kefesi daha ağır bastı. Sonra Ömer getirilip bir kefeye, Ümmetim de diğer kefeye konuldu. Ömer'in de kefesi daha ağır bastı.

Daha sonra Ümmetim teker teker bana arzedilip önümden geçmeye başladılar.

Abdurrahman b. Av(ın geciktiğini gördüm. Gelmeyeceğini düşünürken o da geldi. ''Abdurrahman!'' dediğimde: ''Ey Allah'ın Resulü! Anam babam sana feda olsun! Seni hakla gönderene yemin olsun ki kişinin saçlarını ağartacak şeylere maruz kalmadan artık seni göremeyeceğimi düşünürken geldim'' karşılığını verdi. Ona: ''Neden?'' diye sorduğumda: ''Malımın çokluğundan! Ancak hesabını verip temizlenebildim'' dedi. ''

 

[Zayıf]

 

Heysemi (17902) der ki: "Ahmed rivayet etmiştir. Taberani de buna benzer bir rivayette bulundu. Raviler arasında Matrah b. Yezid ve Ali b. Yezid vardır ve ikisinin de zayıf olduğunda icma vardır. (Zayıf olduklarına işaret eden şey de) Abdurrahman b. Avf'ın Bedir ve Hudeybiye ahalisinden olması, Aşere-i mübeşşereden ve sahabenin en faziletlilerinden olmasıdır."

26477 (l)'de tekrar edecektir.

 

 

3. Sevban

 

- - (-)

22858- Abbas b. Salim el-Lah mi anlatıyor: Ömer b. Abdilaziz, Havz konusunu sormak için Ebu SelIam el- Habeşi'yi yanına çağırdı. Ebu Sellam da posta develerinden birine bindirilerek getirildi. Ömer bu konuyu sorunca Ebu Sellam şu karşılığı verdi: Sevban'ın şöyle dediğini işittim: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Havz'ımın büyüklüğü, Aden ile Balka'daki Amman arası kadardır. Suyu sütten beyazı baldan daha tatlıdır. İçmek için kapları gökteki yıldızlardan daha fazladır. Ondan bir defa içen bir daha asla susuzluk çekmez. Bu Havz'ın başına ilk gelecek olanlar Muhacirlerin fakirleri olacaktır'' buyurdu. Ömer b. el-Hattab: ''Ey Allah'ın Resulü! Bunlar kimlerdir?'' diye sorunca, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Bunların saçı başı dağmık, giysileri de eski ve kirlidir. Evlenmek için saygın kadınlardan birini istediklerinde kendilerine verilmez. Kapılar yüzlerine kapalı olur'' buyurdu."

Bunun üzerine Ömer b. Abdilaziz: "Oysa ben saygın kadınlarla evlendim ve her kapı önümde açıldı. Allah bana merhamet etsin, ama vallahi artık saçlarım dağılana kadar kokular sürmeyecek, kirlenene kadar da iç giysilerimi yıkamayacağım" dedi.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Tirmizi (2444), İbn Mace (4303) ve Hakim (4/184) rivayet ettiler. 28937 (l)'de tekrar edecektir.

 

 

4.Aiz b. Amr

 

- - (-)

22859 (1)- Aiz b. Amr bildiriyor: Selman, Suheyb ve Bilal bir toplulukla birlikte oturmuşken oradan Ebu Süfyan b. Harb geçti. Ona: "Kılıçlar henüz Allah düşmanlarının boyunlarındaki yerini almadı" dediklerine, Ebu Bekr onlara: "Kureş'in ileri geleni ve efendisi için böyle bir şeyi nasıl söylersirıiz!" diye çıkıştı. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bundan haberdar olunca: ''Ey Ebu Bekr! Onları kızdırmış olmayasm! Şayet onları kızdırmışsan Rabbini de kızdırmışsın demektir'' buyurdu. Bunun üzerine Ebu Bekr onların yanına geri gitti ve: "Kardeşlerim! Yoksa sizleri kızdırdım mı?" diye sordu. Onlar: "Hayır, ey Ebu Bekr! Allah seni bağışlasın" karşılığını verdiler.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Müslim, fedaii 4/1947 (2504) ve Taberani, M. el-Kebir'de 18/18 (28) rivayet ettiler.

 

 

 

22860 (2)- Aiz b. Amr bildiriyor: "Selman, Sulıeyb ve Bmı oturuyorlardı" Sonrasında ravi bir öncekinin aynısını şu ifadelerle aktarır: "Bunun üzerine Ebu Bekr, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gidip olanları anlattı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona şöyle buyurdu: ''Ey Ebu Bekr ... ''

 

[Sahih]