MÜSNED-İ HANBEL

BABLAR    KONULAR    NUMARALAR

SİYER

<< 3419 >>

69- Bedir Savaşında Esir Alınanlara Yapılan Muamele

 

1. Abdullah b. Mes'ud

 

- - (-)

25223 (1)- Abdullah b. Mes'ud der ki: Bedir günü Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Müslümanlara: ''Bu esirler konusunda ne dersin iz? '' diye sorunca, Ebu Bekr: "Ey Allah'ın Resulü! Bunlar senin Kavmin ve akrabalarındır. Onları öldürme, olur ki Allah'a tövbe edip dönerler" dedi. Ömer ise: "Ey Allah'ın Resulü! Bunlar seni yalanladı, yurdundan çıkardı ve seninle savaştı. Getir ve boyunlarım vur" dedi. Abdullah b. Revaha da: "Ey Allah'ın Resulü! Bunları, odunu bolalan bir vadiye götürüp yak!" şeklinde görüş bildirdi. Onun böyle dediğini duyan Abbas da: "Akrabalık bağım kesip attın!" dedi. Bildirilen bu görüşlerin ardından Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) herhangi bir karşılık vermedi ve çadırına girdi. Dışarıda bekleyenIerin kimi: "Ebu Bekr'in görüşüne göre hareket edecek" derken, kimisi de: "Ömer'in görüşünü uygulayacak" bazısı da: "Abdullah b. Revaha'nın görüşünü uygulayacak demeye başladılar.

sonrasında Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dışarı çıkıp şöyle buyurdu:

''Allah kendisine bağlı olan bazı kişilerin kalplerini öyle bir yumuşatır ki sütten

daha yumuşak olurlar. Kendisine bağlı bazı kişilerin de kalplerini öyle bir katılaştırır ki kayadan daha sert olurlar. Ey Ebu Bekr! Senin tutumun İbrahim Nebiin tutumuna benzemektedir ki o: ''Şimdi kim bana uyarsa o bendendir. Kim de bana karşı gelirse, artık sen gerçekten çok

bağışlayan, pek esirgeyensin'' [İbrahim 36] demişti. Yine bu tutumun İsa Nebiin tutumuna benzemektedir ki o da: ''Eğer onlara azap edersen, şüphe yok ki onlar senin kullarındır. Eğer onları bağışlarsan, yine şüphe yok

ki sen mutlak güç sahibisin, hüküm ve hikmet sahibisin'' [Maide 118] demişti. Ey Ömer! Senin de tutumun NCih Nebiin tutumuna benzemektedir ki o: '' ... Rabbim! Yeryüzünde hiçbir inkarcı bırakma''[Nuh 26] demişti. Yine bu tutumun Musa Nebiin tutumuna benzemektedir ki o da: '' ... Rabbimiz! Mallarını yok et, kalbIerini sık; çünkü onlar can yakıcı azabı

görmedikçe inanmazlar'' [Yunus 88] demişti. Sizler şu an yoksulsunuz. Onun için fiyde vereni serbest bırakını vermeyenin de boynunu vurun. ''

Abdullah: "Ey Allah'ın Resulü! Süheyl b. Beyda bundan müstesna olsun, zira onun Müslüman olduğunu söylediğini işittim" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) susup herhangi bir şey demedi. Abdullah bu konuda: "O günü gökten başıma taş düşmesinden korktuğum kadar hiçbir günde korkmadım" demiştir. Sonunda Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Süheyl b. Beyda müstesnadır" buyurdu. Bunun üzerine de Allah: "Yeryüzünde savaşırken, düşmanı yere sermeden esir almak hiçbir Nebie yaraşmaz. Geçici dünya malını istiyorsunuz, oysa Allah ahireti kazanmanızı ister. Allah Güçlü'dür, Hakim'dir. Daha önceden Allah'tan verilmiş bir hüküm olmasaydı, aldıklarınızdan ötürü size büyük bir azab erişirdi"[Enın 67,68] ayetlerini indirdi.

 

[Hasen]

 

Diğer tahric: Hakim (3/21-22) ve Tirmizi (3/37, 4/113 "hasen") rivayet ettiler.

 

 

 

25224 (2)- Zaide, isnadı ile Abdullah b. Mes'üd'dan aynı manada bir rivayette bulundu, ancak farklı olarak şöyle aktardı: Hz. Ebu Bekr: "Ey Allah'ın Resulü! Onlar senin itretin, soyun ve kavmindir. Onları bağışla ki, Allah senin vesilenle onları cehennemden kurtarsın" dedi. Abdullah b. Revaha da: "Ey Allah'ın Resulü! Sen odunu çok olan bir vadidesin. Bu vadiyi ateşe ver, sonra onları içine at" dedi. Abbas ise: "Allah senin akrabalık bağlarını koparsın" dedi.

 

[Hasen]

 

 

 

25225 (3)- A'meş, Abdullah b. Mes'üd'dan aynı manada bir rivayette bulundu ancak farklı olarak şöyle aktardı: Abdullah b. Cahş kalkıp: "Ey Allah'ın Resulü! Bunlar, Allah'ın düşmanlarıdır. Seni yalanladılar, eziyet ettiler, yurdundan çıkardılar ve savaştılar. Sen odunu çok olan bir vadidesin. Onlar için çok odun topla, sonra onları içina atıp yak" dedi.

 

[Hasen]