MÜSNED-İ HANBEL

BABLAR    KONULAR    NUMARALAR

SİYER

<< 3426 >>

77- Asım b. Sabit Müfrezesi ve Onun Hubeyb ile Beraber Şehid Edilmesi

 

1. Ebu Hureyre

 

- - (-)

25246 (1)- Ebu Hureyre anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) başlarına Asım b. Ömer b. el-Hattab'ın dedesi Asım b. Sabit b. Ebi'l-Akleh'i komutan tayin ettiği on kişiden oluşan bir grubu gözcü olarak görevlendirdi. Grup Usfan ile Mekke arasında bulunan Hedde denilen yere ulaşınca, bunların hareketi, Hüzeyl'in bir kolu olan ve Lihyan oğulları denilen kabileye haber verildi. Lihyan oğulları yüze yakın okçudan oluşan bir grupla peşlerinden gittiler ve izlerini takip ederek konakladıkları yerde yedikleri hurmaları görüp: "Bu, Yesrib hurmalarının çekirdeğidir" dediler ve takibe devam ettiler. Asım ve arkadaşları izlendiklerini farkedince, kendilerini savunabilecekleri yüksekçe bir yere sığındılar, ama düşman da onların çevresini sardı ve: "İnin aşağı, elinizdeki silahları bırakıp teslim olun! Söz veriyoruz hiç birinizi öldürmeyeceğiz" dediler. Bunun üzerine Asım b. Sabit: "Vallahi, Ben, bir kafirin sözüne güvenerek aşağı inmem. Allahım! Durumumuzu Nebi'ine bildir" dedi. Bunun üzerine düşmanlar, Asım'la beraber yedi kişiyi oka tutup şehid ettiler. İçlerinden üç kişi, Hubeyb el-Ensari, Zeyd b. ed-Desine ve bir kişi daha verilen söze güvenerek inip teslim oldular. Müşrikler bu üç kişiyi ellerine geçirince, yay tellerini çıkarıp onları kıskıvrak bağlamaya başladılar. Durumu gören üçüncü kişi: "Bu bize yapılan ilk kalleşliktir. Vallahi size asla teslim olmayacağım. Bunların öldürülmesi bana güzel bir örnektir" diye direndi. Onu zorla sürükleyip götürmek istediler ise de şiddetle karşı koydu. Bunun üzerine onu da şehit ettiler. Hubeyb ve Zeyd b. ed-Desine'yi götürüp Bedir savaşı sonrasında Mekke'de sattılar. Hubeyb'i, Bedir savaşında öldürdüğü Haris b. Amir b. Nevfel b. Abdimenarın oğulları satın aldı. Hubeyb, kendisini öldürmeye karar verdikleri güne kadar onların elinde esir olarak kaldı.

Bu tutsaklık günlerinde Hubeyb, etek traşı olmak için Haris'in kızlarından birinden bir emanet ustura istedi, o da verdi. Bir ara kadının gafletinden yararlanan küçük çocuğu, Hubeyb'in yanına sokuldu. Hubeyb'in elinde ustura olduğu halde çocuğu dizine oturttuğunu görünce kadın, son derece telaşlandı. Durumu anlayan Hubeyb: "çocuğu öldüreceğimden mi endişeleniyorsun? Ben böyle bir şey yapmam" dedi.

Kadın dedi ki: "Allah'a andolsun ki ben hayatımda Hubeyb'den daha iyi bir tutsak görmedim. Vallahi ben onu, zincire bağlı olduğu ve Mekke'de hiç bir meyvenin bulunmadığı bir gün taze üzüm yerken gördüm. Bu, Allah'ın Hubeyb'e lutfettiği bir rızıktı."

Onu öldürmek için Harem bölgesinin dışına Hill denilen yere çıkardıkları zaman Hubeyb onlara: "İzin verin de iki rekat namaz kılayım" dedi. İzin verdiler ve Hubeyb iki rekat namaz kıldıktan sonra: "Allah'a yemin ederim ki, ölümden korktuğumu sanlayacağınızı bilsem, bu namazı daha fazla uzatırdım" deyip: "Allahım! Bunların her birini tek tek yok et, birer birer canlarını al ve hiç birini hayatta bırakma!" diye beddua edip şu beyitleri okudu: Müslüman olarak öldükten sonra, Nasıl öldüğümü asla dert etmem. Bunların hepsi elbette Allah uğrunda;

Dilerse O, pek kolaydır, parçalanmış vücudumla rahmete ermem!

Sonra Ebu Sirvea Ukbe b. el-Haris kalkıp onu öldürdü. Böylece Hubeyb, idam edilecek her müslümanın iki rekat namaz kılması adetini başlatan kişi oldu. Allah, Asım b. Sabit'in şehid edildiği gün yaptığı duayı kabul etti ve Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), düşman tarafından kuşatıldıkları gün bu on kişilik müslüman kafilesinin başına gelenleri ashabına anında bildirdi. Asım b. Sabit'in şehit edildiğini haber aldıkları zaman Kureyş'in bazı ileri gelenleri, (Bedir savaşında) kendilerinden birini öldürmüş olması sebebiyle onu tanımaya yarayacak bir parçasını getirmek üzere adamlar yolladılar. Bunun üzerine Allah, Asım'ı(n naaşını) korumak için bir arı sürüsü gönderdi. Bu arı bulutu Asım'ın cesedini kapladı. Kureyş'in adamları, onun cesedinden hiç bir şey koparmaya imkan bulamadılar.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Buhari (7/240,6/115,7/291-296) ve Ebu Davud (2660) rivayet ettiler.

 

 

 

25247 (2)- Ebu Hureyre anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) başlarına Asım b. Ömer'in dedesi Asım b. Sabit'i komutan tayin ettiği on kişiden oluşan bir grubu gözcü olarak görevlendirdi. Grup Usfan ile Mekke arasında bulunan yere ulaşıp konaklayınca, bunların hareketi, Hüzeyl'in bir kolu olan ve Lihyan oğulları denilen kabileye haber verildi. Lihyan oğulları yüze yakın okçudan oluşan bir grupla peşlerinden gittiler ve izlerini takip ederek konakladıkları yerde yedikleri hurmaları görüp: "Bu, Yesrib hurmalarının çekirdeğidir" dediler ve takibe devam ettiler. Asım ve arkadaşları izlendiklerini farkedince, kendilerini savunabilecekleri yüksekçe bir yere sığındılar, ama düşman da onların çevresini kuşattı ve: "İnin aşağı, elinizdeki silahları bırakıpteslim olun. Söz veriyoruz hiç birinizi öldürmeyeceğiz" dediler. Bunun üzerine Asım b. Sabit: "Vallahi, Ben, bir kafirin sözüne güvenerek aşağı inmem. Allahım! Durumumuzu Nebi'ine bildir" dedi ve onlarla çarpışmaya girdiler. Düşmanlar, Asım'la beraber yedi kişiyi oka tutup şehid ettiler. İçlerinden üç kişi, Hubeyb el-Ensari:, Zeyd b. ed-Desine ve bir kişi daha verilen söze güvenerek inip teslim oldular. Müşrikler bu üç kişiyi ellerine geçirince, yay tellerini çıkarıp onları bağlamaya başladılar. Durumu gören üçüncü kişi:

"Bu bize yapılan ilk kalleşliktir. Vallahi size asla teslim olmayacağım. Bunların öldürülmesi bana güzel bir örnektir" diye direndi. Onu zorla sürükleyip götürmek istediler ise de şiddetle karşı koydu. Bunun üzerine boynunu vurdular. Hubeyb ve Zeyd b. ed-Desine'yi götürüp Mekke'de sattılar. Hubeyb'i, Bedir savaşında öldürdüğü Haris b. Amir b. Nevfel b. Abdimenarın oğulları satın aldı. Hubeyb, kendisini öldürmeye karar verdikleri güne kadar onların elinde esir olarak kaldı.

Kendisini öldürecekleri zaman Hubeyb, etek traşı olmak için Haris'in kızlarından birinden bir emanet ustura istedi, o da verdi. Kadın der ki: "Bir ara dalgınlığımdan yararlanan küçük çocuğum, Hubeyb'in yanına sokulmuş. Hubeyb'in elinde ustura olduğu halde çocuğu dizine oturttuğunu görünce, telaşlandım. Elinde ustura olan Hubeyb: ''çocuğu öldüreceğimden mi endişeleniyorsun? Ben böyle bir şey yapmam'' dedi."

Kadın şöyle derdi: "Hubeyb'den daha iyi bir esir görmedim. Ben onu, zincire bağlı olduğu ve Mekke'de hiç bir meyvenin bulunmadığı bir gün taze üzüm yerken gördüm. Bu, Allah'ın Hubeyb'e lutfettiği bir rızıktı."

Onu öldürmek için Harem'e çıkardıkları zaman Hubeyb onlara: "Müsaade edin de iki rekat namaz kılayım" dedi. Müsaade ettiler ve Hubeyb iki rekat namaz kıldıktan sonra: "Eğer ölümden korktuğumu zannetmeyeceğinizi bilsem, bu namazı daha fazla kılardım" dedi. Böylece Hubeyb, idam edilecek her Müslümanın iki rekit namaz kılması geleneğini başlatmış oldu. Sonra: "Allahım! Bunların her birini tek tek mahvet!" diye dua edip şu beyideri okudu:

Müslüman olarak can verdikten sonra, Nasıl öldüğümü asla dert etmem. Bunların hepsi elbette Allah uğrunda;

Dilerse o, pek kolaydır, parçalanmış vücudumla rahmete ermem!

Sonra Ukbe b. el-H aris kalkıp onu öldürdü. Kureyş'in bazı ileri gelenleri, (Bedir savaşında) kendilerinden birini öldürmüş olması sebebiyle onu tanımaya yarayacak bir parçasını getirmek üzere adamlar yolladılar. Bunun üzerine Allah, Asım'ı korumak için bir arı sürüsü gönderdi. Bu arı bulutu Asım'ın cesedini gönderilen kişilere karşı korudu, Kureyş'in adamları, onun cesedinden hiç bir şeyalmaya imkan bulamadılar.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric:  Abdurrezzak (3/144-145) rivayet etti.