124- Huraka üzerine
Gönderilen Müfreze - Usame b. Zeyd Müfrezesi
125- Adiy b. Hatim'in
Müslüman Olması
124- Huraka üzerine
Gönderilen Müfreze - Usame b. Zeyd Müfrezesi
1. Usame b. Zeyd
- - (-)
25462 (1)- Usame b. Zeyd
der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bizi Cüheyne kabilesine ait
Huraka mevkiindeki halka göndermişti. Sabahleyin onlara saldırıp savaştık.
Müşriklerden bir adam bize saldırınca istediğini öldürüyor, geri dönünce de adamlarını
koruyordu. Ben ve Ensar'dan bir adam ona ulaşınca adam: "La ilahe
illallah" dedi. Ensar'dan olan onu bırakınca ben öldürdüm. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) bunu öğrenince: ''Ey Usame! Adam ''La ilahe
illallah'' demesine rağmen öldürdün mü?'' deyince, ben: "Ey Allah'ın
Resulü! Adam ölümden kurtulmak için böyle dedi" karşılığını verdim. Hz.
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu sözü bana o kadar tekrar etti ki, o
günden önce müslüman olmamış olmayı bile temenni ettim.
[Sahih]
Diğer tahric: Buhari
(9/4) ve Müslim 1/97 (96) rivayet ettiler.
24563 (2)- Usame b. Zeyd
der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bizi Cüheyne kabilesine ait
Huraka mevkiindeki halka göndermişti. Bizim geldiğimizi gören Cüheyneliler
kaçmaya başladılar. Bir kişiye yetiştik, onu yakalayınca: "La ilahe illallah"
dedi; ama adamı vurup öldürdük. Bu konuda içime bir şüphe düştü ve durumu
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) arz ettim. Hz. Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): ''La ilahe illallah diyen adam kıyamet günü karşına
geldiğinde ne yapacaksın?" buyurdu. Ben: "Ey Allah'ın Resulü!
Öldürülmekten korktuğu için böyle dedi" karşılığını verince Hz. Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bu sebeple söyleyip söylemediğini anlamak
için kalbini açıp baktın mı? La ilahe illallah diyen adam kıyamet günü karşına
geldiğinde ne yapacaksm?" buyurdu ve bunu o kadar tekrar etti ki, o günden
önce müslüman olmamış olmayı bile temenni ettim.
[Sahih]
125- Adiy b. Hatim'in
Müslüman Olması
1. Adiy b. Hatim
- - (-)
24564 (1)- Ebu
Ubeyde'nin bildirdiğine göre bir adam şöyle dedi: Adiy b. Hatim'e:
"Seninle ilgili olarak duyduğum hadisi senden dinlemek isterim"
dedim. Adiy bana şöyle karşılık verdi: Evet, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) Nebi olarak gönderildiğini duyunca, onun Nebi olarak çıkmasından
hiçbir şeyden olmadığı kadar nefret ettim ve yola çıkıp Rum tarafına -Yezid,
"Bağdad'a" demiştir- gidip Kayser'in yanına vardım. Fakat orada canım
daha da çok sıkıldı ve: "Şu adamın yanına niçin gitmiyarum? Eğer yalancı
ise, yalancılığının bana bir zararı olmaz ve eğer doğru ise ben bunu
bileceğim" dedim ve geri dönüp yanına vardım. Geldiğim zaman halk:
"Adiy b. Hatim
geldi, Adiy b. Hatim geldi" diye bağrıştı. Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) yanına geldiğimde bana üç defa: ''Müslüman ol ki, selamete
eresin'' buyurunca, ben: "Benim dinim vardır" karşılığını verdim. Hz.
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Ben senin dinini senden daha iyi bilirim
'' buyurunca, ben: "Benim dinimi benden daha iyi mi bilirsin?" dedim.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Evet! senden daha iyi bilirim. Sen
RekCtsiye dinine mensub değil misin? Kavminin ele geçirdikleri ganimetIerin
dörtte birini yersin'' buyurdu. Ben: "Evet" cevabını verince,
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Bu senin dininde sana helal
değildir'' buyurdu ve bundan fazla bir şey söylemedi. Ben ses de çıkarmadım.
Sonra bana: ''İslam dinine niçin girmek istemediğini de biliyorum. ''Bu adama
sadece zayıf ve Arapların hor gördüğü kimseler tabi olmuştur, diyorsun. Sen
Hire şehrini biliyor musun?'' diye sordu. Ben:
"Görmedim, fakat
adını duydum" cevabını verince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
''Canım kudret elinde bulunan Allah'a yemin ederim ki, Allah bu işi başa
götürecek ve öyle olacak ki, kadını tek başına Hire şehrinden Çıkıp Mekke'ye
kadar gelecek, hiç kimsenin kendisini korumasına ihtiyaç duymadan Kabe'yi tavaf
edecek ve Hürmüz oğlu Kisralnın hazineleri de fethedilecektir'' buyurdu. Ben:
"Hürmüz oğlu Kisra'nın mı?" diye sorunca: "Evet, Hürmüz oğlu
Kisra'nın, hem mal o kadar çoğalacak ki, kimse onu kabul etmeyecek"
buyurdu. Adiy b. Hatim şöyle devam etti: "İşte görüyorsunuz, bugün bir
kadın, gerçekten tek başına Hire'den ta Mekke'ye kadar gider ve kimsenin onu
korumasına da ihtiyaç duymadan Beytullah'ı tavaf eder. Hürmüz'ün oğlu Kisra'nın
hazinelerini fethedenler arasında ben de bulundum. Canım elinde bulunan Allah'a
yemin ederim ki, üçüncüsü de olacaktır. Zira Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) onu da söyledi."
[Hasen]
Diğer tahric: Darekutnı
2/221-222 (26,29), Hakim, Müstedrek'te (4/518-9) ve İbn Hibban (566/2280)
rivayet ettiler.
24565 (2)- Ebu Ubeyde b.
Huzeyfe'nin bildirdiğine göre bir adam şöyle dedi: Adiy b. Hatim'in hadisini
(Müslüman olmasını), o yanımda olmasına rağmen kendisine değil insanlara
sorardım. Bir defasında yanına gidip sorduğumda: "Evet" Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) gönderildiği zaman ... " deyip hadisi
aktardı.
[Hasan]
24566 (3)- İbn Huzeyfe
der ki: Adiy b. Hatim hakkında bir hadis anlatırken: Adiy b. Hatim, KUfe'nin
taşrasındadır, yanına gidip olayı bizzat kendisinden dinlesem" dedim ve
yanına gittim. Ona: "Seninle ilgili bir hadis anlatıyordum ve bu olayı
senden bizzat işitmek istedim" dedim. Ravi der ki: Adiy b. Hatim,
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gönderildiği zaman, Bizans
diyarına gittim. .. " deyip hadisi aktardı.
[Hasen]
24567 (4)- Muhammed b.
Huzeyfe der ki: Adiy b. Hatim hakkında bir hadis anlatırken: "Adiy b.
Hatim, KUfe'nin taşrasındadır, yanına gidip olayı bizzat kendisinden
dinlesem" dedim ve yanına gittim. Ona: "Seninle ilgili bir hadis
anlatıyordum ve bu olayı senden bizzat işitmek istedim" dedim. Adiy bana
şöyle karşılık verdi: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Nebi olarak
gönderildiğini işitince, kaçıp Müslümanlara en uzak olan Rüm tarafında bir yere
gittim. Fakat orada canım daha da çok sıkıldı ve: "Şu adamın yanına
gideyim. Vallahi, eğer doğru ise ben bunu ondan dinlerim. Eğer yalancı ise,
yalancılığının bana bir zararı olmaz" dedim ve yanına vardım. Geldiğim
zaman halk: "Adiy b. Hatim geldi, Adiy b. Hatim geldi" diye bağrıştı.
-Zannedersem bunu üç defa tekrar etti- Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'in yanına geldiğimde bana: "Ey Adiy b. Hatim! Müslüman ol ki,
selamete eresin" buyurunca, ben: "Benim dinim vardır"
karşılığını verdim. Resulullah {Sallallahu aleyhi ve Sellem} yine: "Ey
Adiy b. Hatim! Müslüman ol ki, selamete eresin" buyurunca,. ben:
"Benim dinim vardır" karşılığını verdim. Hz. Peyganıber (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) bunu üç defa tekrar etti. Sonra: "Ben senin dinini
senden daha iyi bilirim'' buyurunca, ben: "Benim dinimi benden daha iyi mi
bilirsin?" dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Evet, sen
kavminin lideri değil misin?'' diye sordu. Ben: "Evet" cevabını
verdim. Muhammed b. Sirin, hadisin bu kısmında Rakusiyye'den bahsetti.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle devam etti: ''Senin dininde, ele
geçirdikleri ganimetierin dörtte birini alman helal değildir. '' Ben bu sözle
değerimin biraz küçüldüğünü anladım. Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
''Belki de bizim yanımızda yoksul insanları görmen senin Müslüman olmana mani
oluyor, sen insanların bize karşı tek bir güç gibi birleştiğini görüp
korkuyorsun, sen Hire şehrini gördün mü?'' buyurunca: "Adını duydum, ama
gitnıedim" dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yakında
öyle bir zaman gelecek ki, bir kadın tek başına Hire şehrinden çıkıp Kabe'yi
tavaf edecek. Yine yakında öyle bir zaman gelecek ki, Hürmüz oğlu Kisralnın
hazineleri de fethedilecektir'' buyurdu. "Hürmüz oğlu Kisra'nın mı?"
diye sorunca: "Evet, Hürmüz oğlu Kisra'nın" buyurdu. Ben üç defa aynı
soruyu sordum, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) aynı cevabı verip şöyle
devam etti: ''Çok zaman geçmeden para o kadar çoğalacak ki, kimse onu kabul
etmeyecek. '' Adiy b. Hatim şöyle devam etti: "Ben Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in dediği iki şeyi gördüm. Bir kadının, Hire'den tek başına
çıkıp Kabe'yi tavaf ettiğini gördüm. Medain'i fetheden süvariler arasında ben
de bulundum. Allah'a yemin ederim ki, üçüncüsü de olacaktır. Zira Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu da söyledi."
[Hasen]
24568 (5)- Ebu Ubeyde b.
Huzeyfe'nin bildirdiğine göre bir adam şöyle dedi: Adiy b. Hatim'in hadisini
(Müslüman olmasını), o yanımda olmasına rağmen kendisine değil insanlara
sorardım. Bir defasında yanına gidip sorduğumda: "Evet, Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Nebi olarak gönderildiğini duyunca, onun Nebi
olarak çıkmasından hiçbir şeyden olmadığı kadar nefret ettim" deyip
hadisin devamını aktardı.
[Hasen]
24569 (6)- Ebu Ubeyde b.
Huzeyfe: "Bir adam şöyle dedi: Adiy b. Hatim'e: "Seninle ilgili bir
hadis duydum, onu senden dinlemek isterim" deyip hadisi aktardı.
[Hasen]
24570 (7)- Ebu Ubeyde b.
Huzeyfe'nin bildirdiğine göre bir adam şöyle dedi: Adiy b. Hatim hakkındaki
hadisi halka soruyorum. Halbuki Adiy b. Hatim, Kufe'nin taşrasındadır, yanına
gidip olayı bizzat kendisinden dinlesem" dedim ve yanına gittim. Ona:
"Beni tanıyor musun?" dedim. Adiy: "Evet" deyip hadisi
aktardı ve hadisin içinde şöyle dedi: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
bana: ''Sen Rekusiye dinine mensub değil misin?'' diye sorunca:
"Evet" cevabını verdim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
''Kavminin lideri değil misin?'' diye sorunca: "Evet" cevabını
verdim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Kavminin elde ettiği
ganimetin dörtte birini almıyor musun?'' diye sorunca, ben yine:
"Evet" cevabını verdim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
''Bu, senin dininde helal değildir'' buyurunca, ben bu sözle değerimin biraz
küçüldüğünü anladım" deyip hadisin devamını aktardı.
[Hasen]
24571 (8)- Adiy b. Hatim
der ki: Ben Akreb denilen yerde bulunduğum sırada Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem)'in süvarileri -veya elçileri- gelmişti. Halam ve bir kısım insanları
yakalayıp Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e götürdüler ve saf halinde
dizildiler. Halam, "Ey Allah'ın Resulü! Temsilci kayboldu, çocuğum öldü,
bende yaşlı bir kadınım. Hizmet edenim de yoktur. Bana cömert davran, Allah da
sana cömert davransın" dedi. Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
''Senin temsilcin kimdir?'' diye sorunca: "Adiy b. Hatim!" cevabını
verdi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Şu Allah'tan ve Nebiinden
kaçan adam mı?'' buyurdu. Halam der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) bana ınsanda bulundu. Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında
Hz. Ali olduğunu zannettiğim bir adamla geldi. Adam: "Ondan iki yük
iste" deyince, ben de istedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
emredince istediğimi verdiler. Adiy der ki: Halama gittiğimde bana şöyle dedi: "Sen
öyle bir şey yaptın ki, baban olmuş olsaydı böyle yapmaz dı. Haydi, ister
severek ister ürkerek, doğru ona git, falanca ona gitti ve kazandı, falanca
gitti ve kazandı." Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına
gittiğimde, yanında bir kadın ve çocuklar -veya bir çocuk- vardı. Adiy, onların
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e ne kadar yakında olduklarını
bahsedip: "O anda ben onun Nebiliğinin Kisra ya da Kayser kırallığı
olmadığını anladım" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Ey
Adiy b. Hatim! Seni ''La ilahe illallah'' demekten kaçıran nedir? Allah'tan
başka ilah mı var. ''Allahu Ekber'' demekten kaçıran şey nedir? Allah'tan daha
büyük var mı?'' dedi. Ben Müslüman olunca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'in memnuniyetini yüzünden anladım. Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): ''Kendilerine gazab edilenler Yahudiler, dalalette olanlar ise
Hıristiyanlardır'' buyurdu. Sonra halk ona sormaya (veya istemeye) başladı. O
da Allah'a hamd ve senada bulunduktan sonra şöyle dedi: ''Ey insanlar! Ne
verirseniz hayırdır. Kişi ister bir ölçekı ister yarım ölçekı ister bir avuçı
ister yarım avuç versin. -Şu'be der ki: Zannedersem bir hurma veya yarım hurma
da dedi- Hangi biriniz Allah'a kavuştuğunda Allah ona: ''Ben, sana kulakı göz
vermedim mi? Be'nı seni mal ve çocuk sahibi yapmadım mı? Sen bugün için ne
hazırladın?'' der. O da önüne bakarı arkasına bakarı sağına bakarı soluna bakar
ve hazırladığı hiçbir şeyi göremez. Neticede ateşe karşı ancak yüzünü siper
yapar. Öyleyse, bir hurmanın yarısıyla da olsa kendinizi cehennemden koruyunuz.
Eğer onu da bulamazsanız bari yumuşak bir sözle yapınız. Ben sizin için
fakirlikten korkmam. Allah, size yardım edecek ve verecek veyahut size birçok
yerleri fethettirecekdir. Öyle olacak ki, yalnız bir kadın, Hire ile Medine
arasında valnız başına yolculuk yapabilecektir, en çok devesinin kaçmasından
korkacaktır. ''
Muhammed b. Cafer der
ki: Şu'be, aklımda tutamadığım başka şeyler de anlattı ve bunları kendisine
okudum.
[Sahih]
Diğer tahric: İbn Hibban
(6246), Taberani, el-Mu'cemu'l-kebir'de (17/237) ve Ebu Nuaym Hi/ye' de (7/170)
rivayet ettiler.