25- Yuşa' b. Nun'un
Nebiliği, Musa ile Harun'un Vefatından Sonra israil Oğullarının Sorunları ile
ilgilenmesi ve Mucizesi
26- İsrailoğullarının
Beytü'I-Mckdis'e Girmesi
25- Yuşa' b. Nun'un
Nebiliği, Musa ile Harun'un Vefatından Sonra israil Oğullarının Sorunları ile
ilgilenmesi ve Mucizesi
1. Ebu Hureyre
- - (-)
24687 (1)- Ebu Hureyre
der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Güneş, insanlardan hiç
kimse için yerinde durdurulmamıştır. Ancak BeytülI-Makdisle giderken geceleyin
Yuşa için durdurulmuştur'' buyurdu.
[Sahih]
24688 (2)- Ebu Hureyre
der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: ''Nebilerden
bir Nebi savaşa çıkarken: ''Bir kadınla evlenip daha onunla gerdeğe girmeyenı
ev yapıp da daha bitiremeyen ve doğumlarını beklediği koyunlar veya develer satın
alan kişi arkamdan gelmesin'' dedi. Sonra yola çıktı ve ikindi namazım kıldığı
zaman veya o vakitlerde savaşacağı yere yaklaştı. Bunun üzerine Güneş'e: ''Ey
Güneş! Sen de, ben de emir altındayız. Allahım! Onu bir müddet tut batmasın''
dedi. Bunun üzerine Allah onu fetih gerçekleşene kadar yerinde tuttu. ''
Sonrasında hadis devam etmektedir.
[Sahih]
Diğer tahric: Buhari
(3124, 5157) ve Müslim (5/145) rivayet ettiler. 13362 (3)'te tekrar etmiştir.
26- İsrailoğullarının
Beytü'I-Mckdis'e Girmesi
1. Ebu Hureyre
- - (-)
24689 (1)- Ebu
Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Kapıdan secde ederek girin"[Bakara
58] ayetiyle ilgili olarak: ''Onlar (İsrailoğulları) kapıdan kıçları
üzerine sürünerek girdiler'' buyurdu. "Hıtta (=günahlarımızın bağışlanmasını
diliyoruz) deyin"[Bakara 58] ayetiyle ilgili olarak ta: ''Bu sözü
değiştirip ''Hintatun fi şalaratin (=saç içinde bir buğday tanesi)''
dediler''buyurdu.
[Sahih]
Diğer tahric: Buhari
(4179) ve Müslim (8/147) rivayet ettiler.
21331 (1)'de tekrar
etmiştir.
24690 (2)- Ebu Hureyre
der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: ''İsrail
oğullarına: ''Kapıdan secde ederek girin, hıtta (=günahlarımızın bağışlanmasını
diliyoruz) deyin''[Bakara 58] denilince, kapıdan kıçları üzerine sürünerek
girdiler ve bu sözü değiştirip ''Hintatun fi şa'ratin (=saç içinde bir buğday
tanesi)'' dediler. ''
[Sahih]