66- Sıffin Savaşı ve Ammar'ın
Öldürülmesi
67- Ammar'ın Katillerinin Tartışması
66- Sıffin Savaşı ve
Ammar'ın Öldürülmesi
1. Ammar b. Yasir
- - (-)
27538- Abdullah b.
Seleme der ki: Sıffin savaşı sırasında Ammar'ı gördüm. Uzun boylu, esmer tenli
ve çok yaşlıydı. Kargıyı tuttuğu eli titriyordu. Bize şöyle dedi: "Canım
elinde olana yemin olsun ki bu sancağın altında Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) ile birlikte üç defa savaştım, bu da dördüncüsü olacak. Canım elinde
olana yemin olsun ki bizi Hecer dağlarına kadar sürecek olsalar bile biliyorum
ki bizler hak yolunda ıslah etmek isteyenleriz, onlar ise dalalettedir."
[Sahih]
Diğer tahric: Hakim (3/384,
"Sahih") ve Tayalisı2/182 (2667) rivayet ettiler.
2. Ammar b. Yasir
- - (-)
27539 (1)- Ebu'l-Bahteri
der ki: Sıffın savaşı sırasında Ammar b. Yasir: "Bana içmek için süt
getirin! Zira Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana: ''Dünyada en son
içeceğin şey süt olacak'' buyurmuştu" dedi. Kendisine getirilen sütü içtikten
sonra ileriye atıldı ve öldürüldü.
[Sahih]
Diğer tahric: İbn Ebi
Şeybe (5/302) rivayet etti.
27540 (2)- Ebu'l-Bahteri
der ki: (Sıffin savaşı sırasında) Ammar b.
Yasir'e süt getirilince
güldü ve: "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana dünyada son içeceğim
şeyin süt olduğunu söylemişti" dedi.
[Sahih]
3. Ebu Said el-Hudri
- - (-)
27541 - Ebu Said
el-Hudri der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ammar'a: ''Seni asi
bir topluluk öldürecek'' buyurdu.
[Sahih]
Diğer tahric: Nesai
es-Sünenu'l-kübra'da (8547) rivayet etti.
26823 (2)'de tekrar
etmiştir.
67- Ammar'ın
Katillerinin Tartışması
1. Abdullah b. Amr
- - (-)
27542- Hanzale b.
Huveylid el-Anberi der ki: Muaviye'nin yanındayken Ammar'ın kellesi konusunda
anlaşmazlığa düşen iki adam geldi. Zira her biri Ammar'ı kendisinin öldürdüğünü
iddia ediyordu. Abdullah b. Amr: "İçinizden biri kendi rızasıyla bu hakkını
diğer tarafa versin. Zira Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: ''Onu
(Ammar) asi olan bir topluluk öldürecek'' buyurduğunu işittim" deyince,
Muaviye, babası Amr'a: "Ey Amr! Şu deliyi başımızdan alsana!" dedi ve
Abdullah'a: "O zaman sen neden bizimlesin?" diye sordu. Abdullah:
"Zamanında babam beni Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şikayet
etmişti. Nebi de (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana: ''Hayatta olduğu sürece
babana itaat et, ona karşı gelme'' buyurmuştu. Ben sizinle birlikteyim, ama
savaşmıyorum" dedi.
[Sahih]
Diğer tahric: Nesi,
es-Sünenu'l-kübra'da (8496) rivayet etti.
26836 (6)'da tekrar
etmiştir.
2. Ebu'l-Gadiye
- - (-)
27543-Z Külsum b. Cebr
der ki: Vasıt el-Kasab'ta Abdula'la b. Abdullah b. Amir'in yanındayken orada
Ebu'l-Gadiye adında bir adamla karşılaştık. Ebu'l-Gadiye su isteyince gümüş
işlemeli bir kap içinde su getirildi. Ancak o kapla içmeyi kabul etmedi.
Ebu'l-Gadiye, Nebi'den (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bahsetti ve: ''Benden
sonra birbirlerinin boyunlarını vuran kafirlere (veya sapkınlara) dönmeyin!''
buyurduğunu aktardı. Adam bize şunu da anlattı: "üsman'a dil uzatan
biriyle karşılaştığımda ona: ''Allah nasip eder de bir savaşta karşılaşırsak
vallahi seni öldüreceğim!'' dedim. Sıffin savaşında da onunla karşı karşıya
geldik. üzerinde de bir zırlı vardı. Zırhın yakasında gördüğüm bir açıklıktan
kılıcımla vurunca da onu öldürdüm. Bu kişi de
Ammar b. yasir'di."
Bunun üzerine ona: "Bu nasıl bir anlayıştır ki gümüş işlemeli kapta su
içmeyi mekruh görüp Ammar b. Yasir'i öldürebiliyorsun!" dedim.
[Sahih]
Heysemi (12062) der ki:
"Hadisi Abdullah (ibn Ahmed) rivayet etmiş olup ravileri, Sahih'in ravileridirler.
Ayrıca Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat'ta aynısını nakletmiştir." Merfu olan
bölümü Buhari 1/317 (121), Müslim 1/81 (65), Tirmizi 4/486 (2193, "hasen
sahih"), Nesai 1/126 (4125) ve İbn Mace 2/1300 (3943) rivayet ettiler.
27544 (1)- Habib b. Ebi
Sabit der ki: Kabilesinin mescidinde bulunan Ebu Vail'in yanına geldim. Ona Hz.
Ali'nin Nehrevan'da savaştığı Haricileri, hangi konuda ona katılıphangi
konularda ayrı düştüklerini ve neye dayanarak onlarla savaştığını sorduğumda
şöyle dedi:
Sıffin savaşında
Şamlılar ağır kayıplar verince bir tepeye sığındılar. Amr b. el-As, Muaviye'ye:
"Ali'ye bir mushaf gönder ve onu Allah'ın Kitab'ına davet et. Buna karşı
çıkmayacaktır" dedi. Bunun üzerine adanun biri Ali'ye mushaf götürdü.
"Şu kendilerine Kitabıdan bir pay verilmiş olanlara bak, aralarında hüküm
vermesi için Allah'ın Kitabıina çağırılıyorlar da içlerinden bir zümre yüz
çevirerek dönüp gidiyor"[Al-i İmran 23] ayetini okudu ve: "Aramızda
Allah'ın Kitab'ı hakem olsun" dedi. Ali: "Olur! Bu davete icabet etmek
bana daha fazla yakışır. Allah'ın Kitab'ı aramızda hakem olsun"
karşılığını verdi.
Böylesi bir davetten
sonra kendilerine Kur'an hafızları dediğimiz Hariciler Hz. Ali'nin yanına
geldiler. Kılıçları da omuzlarındaydı. "Ey müminlerin emiri! Şu tepeye sığınanların
neyini bekliyoruz? Neden kılıçlarımızla onların üzerine gidip, Allah'ın onlarla
aramızda hükmünü vermesini istemiyoruz?" dediklerinde, Sehl b. Huneyf
araya girip onlara şu karşılığı verdi: "Ey insanlar! Bu isteğinizi gözden
geçirin! Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile müşikler arasında
Hudeybiye anlaşmasının yapıldığı zamanları bilirim. Şayet savaşmayı daha uygun
bulsaydık savaşırdık. O zaman da Ömer, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) geldi ve: ''Ey Allah'ın Resulü! Biz hak yolda, düşmanlarımız ise batıl
yolda değiller mi? Bizim ölülerimiz cennete onların ölüleri cehenneme
gitmeyecek mi?'' dedi. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Evet,
öyle!'' karşılığını verdi. Ömer: ''O zaman neden Allah'ın aramızda hükmünü
vermesini istemeyip dinimizde taviz veriyoruz ve geri dönüyoruz!'' deyince,
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Ey İbnu'l-Hattab! Ben Allah'ın
Resulü'yüm ve asla beni zararlı çıkarmayacaktır!'' karşılığını verdi.
Ömer kızgın bir şekilde
yanından ayrıldı. Ama dayanamayıp Ebu Bekr'in yanına geldi ve: ''Ey Ebu Bekr!
Biz hak yolda, düşmanlarımız ise batıl yolda değiller mi? Bizim ölülerimiz
cennete onların ölüleri cehenneme gitmeyecek mi?'' dedi. Ebu Bekr: ''Evet,
öyle'' karşılığını verdi. Ömer: ''O zaman neden Allah'ın aramızda hükmünü
vermesini istemeyip dinimizde taviz veriyoruz ve geri dönüyoruz!'' deyince, Ebu
Bekr: ''Ey İbnu'l-Hattab! O Allah'ın Resulü'dür ve Allah asla onu zararlı
çıkarmayacaktır!'' karşılığını verdi. Fetih Suresi nazil olunca Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ömer'i yanına çağırıp sureyi okudu. Ömer: ''Ey
Allah'ın Resulü! Bir fetih mi vaadediliyor?'' diye sorunca, Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Evet!'' karşılığını verdi."
[Sahih]
Diğer tahric: Buhari
(3182, 4844) ve Müslim 3/1411 (1785) rivayet ettiler.
27545 (2)- Ebu Vail der
ki: (Sıffin savaşında) Sehl b. Huneyf (Haricilere) şöyle dedi: "Görüşünüzü
gözden geçirin! Ebu Cendel'in geldiği zamanlarda (Hudeybiye'de) şayet elimizden
gelseydi Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in emrine karşı gelirdik.
Vallahi müslüman olduğumuzdan beri maruz kaldığımız tehlikeli olaylar
karşısında ne zaman kılıçlarımızı kullanmayıp boynumuza astıysak bu tavrımız
bizi bildiğimiz daha kolay olan bir sonuca götürmüştür. Şimdiki durum hariç!
Zira şimdi bir tarafını tıkınca başka bir taraftan patlıyor."
[Sahih]
Diğer tahric: Müslim,
cihad 3/1412 (1785) rivayet etti.