MAİDE SURESİ HAKKINDA
Bu sure, icma ile
Medine'de inmiştir. Rasulullah (s.a.v.)'ın Hudeybiye'den dönüşünde nazil olduğu
da rivayet edilmiştir. en-Nakkaş, Ebu Seleme'den şöyle dediğini zikretmektedir:
Rasulullah (s.a.v.) Hudeybiye'den döndüğünde şöyle buyurdu: "Ey Ali,
üzerime Maide suresinin nazil olduğunu farkettin mi? Hem onun faydası ne kadar
da büyüktür!"
İbnü'l-Arabi der ki: Bu
uydurma bir hadistir. Herhangi bir müslümanın buna (hadis olarak) inanması
helal değildir. Biz ise: "Maide suresi faydası ne kadar büyük bir
suredir" deriz ve bunu herhangi bir kimseden rivayet etmeyiz. Ancak, güzel
bir sözdür.
İbn Atiyye ise der ki:
Bana göre bu, Peygamber (s.a.v.)'ın sözüne benzememektedir. Bununla birlikte
Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğu da rivayet edilmiştir: "Maide süresi
Allah'ın melekutunda el-Munkıze (kurtarıcı) diye anılır. Çünkü bu süre,
sahibini azap meleklerinin ellerinden kurtarır." Bu sürede Veda Haccı
esnasında inen buyruklar olduğu gibi, Mekke'nin fethedildiği yılda nazil olan
buyruklar da vardır ki, bu da Yüce Allah'ın: "Bir kavme karşı beslediğiniz
kin ... sürüklemesin" (el-Maide, 2) ayetidir.
Peygamber (s.a.v.)'ın
hicretinden sonra Kur'an-ı kerimden indirilen bütün buyruklar, Medenidir. İster
Medine'de indirilmiş olsun, isterse de herhangi bir seferde indirilmiş olsun.
Hicretten önce indirilen de Mekke'de inmiştir diye kaydedilir.
Ebu Meysere der ki: el-Maide
süresi son inen buyruklardandır. O surede mensüh bir hüküm yoktur. Yine bu
sürede, başka sürelerde bulunmayan onsekiz farz hüküm vardır ki, bunlar şu
buyruklarda ifade edilmektedir: "Boğularak, vurularak, yüksek bir yerden
yuvarlanarak, süsülerek ve yırtıcı bir hayvan tarafindan yenilmiş hayvanlar,.
dikili taşlar üzerinde (onlar adına) boğazlananlar ve fal oklarıyla kısmet
aramanız size haram kılındı. "(el-Maide, 3); ''Allah'ın size
öğrettikleriyle alıştırıp öğrettiğiniz avcı hayvanların da sizin için
tutuverdiklerinden yiyin. "(el-Maide, 4); ''Ehl-i kitab'ın yiyeceği size
helaldir ... Sizden önce kitap verilenlerden iffetli kadınlar" (elMaide,
5) ile ''Namaza kalkacağınız zaman ... "(el-Maide, 6) buyruğunda dile
getirilen abdest almak; ''Hırsızlık eden erkekle, hırsızlık eden kadının ...
"(el-Maide, 38); ''Siz, ihramda iken avı öldürmeyin" buyruğundan
itibaren ''Allah mutlak galiptir (Azizdir), intikam sahibidir" (el-Maide,
95) buyruğuna kadar ile; ''Allah bahire, saibe, vasıle ve ham diye bir şey (meşru)
kılmamıştır" (el-Maide, 103) ve Yüce Allah'ın: ''Sizden birinize ölüm
gelip çattığı zaman ... aranızda şahidlik ... " (el-Maide, 106)
ayetlerinde hükme bağlanan buyruklardır.
Derim ki: Bundan başka
ondokuzuncu bir farz daha vardır ki, bu da Yüce Allah'ın: ''Namaza
çağırdığınızda ... "(el-Maide, 58) buyruğunda dile getirilmektedir.
Kur'an-ı kerim'de bu süre dışında herhangi bir yerde ezandan söz
edilmemektedir. el-Cumua süresinde geçen ezan ise, Cuma gününe has bir ezandır.
Bu sürede sözü edilen ezan ise bütün namazlar hakkında umumı bir ezandır.
Peygamber (s.a.v.)'dan
Veda Haccı esnasında el-Ma ide süresini okuyup şöyle buyurduğu rivayet
edilmiştir: "Ey insanlar, şüphesiz ki Maide süresi (Kur'an'dan) nazil olan
son bölümlerdendir. O bakımdan onun helal bildirdiğini helal belleyiniz, haram
bildirdiğini de haram belleyiniz."
Buna yakın bir rivayet,
Hz. Aişe'den de - ona mevkufen- nakledilmiş bulunmaktadır. Cubeyr b. Nufeyr der
ki: Aişe (r.anha)'ın huzuruna girdim, şöyle dedi: Maide süresini okuyor, (biliyor)
musun? Ben, evet dedim, şöyle dedi: Maide süresi Allah'ın indirdiği son
buyruklardandır. O bakımdan, o sürede helal diye bulduğunuz şeyi helal biliniz,
haram diye bulduğunuz şeyi de haram diye belleyiniz.
eş-Şa'bi der ki: Bu
süreden Yüce Allah'ın: ("Haram olan aya hediye edilen kurbanlıklara ...
saygısızlık etmeyin" (el-Maide, 2) buyruğundan başka neshedilmiş bir
buyruk yoktur. Bazıları da şöyle demektedir: Bu sürede: ''Yahud sizden olmayan
diğer iki kişi (şahid) olsun" (el-Maide, 106) bölümü nesh olmuştur.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN