YUNUS 1 |
بِسْمِ
اللهِ
الرَّحْمنِ
الرَّحِيمِِ الر
تِلْكَ
آيَاتُ
الْكِتَابِ
الْحَكِيمِ |
1. Elif, Lam, Ra. İşte
bunlar hikmet dolu kitabın ayetleridir.
"Elif, Lam,
Ra" buyruğu ile ilgili olarak en-Nehhas dedi ki: Ebu Cafer Ahmed b. Şuayb
b. Ali b. el-Hüseyn b. Hureys'e "kıraat ile" dedi ki: Bize, Ali b.
el-Hüseyn babasından haber verdi. Babasının Yezid'den naklettiğine göre, İkrime
ona İbn Abbas'tan naklen dedi ki: Elif, Lam Ra ile Ha, Mim ve Nun
"er-Rahman" isminin değişik yerlere dağılmış harfleridir. Ben bunu,
el-A'meş'e naklettim de o: Sende buna benzer bilgiler var da bana niye haber
vermiyorsun? dedi.
Yine İbn Abbas'tan şöyle
dediği nakledilmektedir. "Elif, Lam, Ra": "Ben Allah'ım,
görürüm," demektir. en-Nehhas der ki: Ben, Ebu İshak'ın bu görüşe
meylettiğini gördüm. Çünkü Sibeveyh buna benzer bir görüşü Araplardan nakleder
ve şöyle bir beyit zikreder: "Eğer sen bir hayır yaparsan, ben sana hayırlar
yaparım. Ve eğer bir kötülük yaparsan, fa (yani ben de kötülük yaparım).
Bununla birlikte ben
hiçbir zaman şerri istemem. Ancak sen, te, (yani sen kötülük istersen, ben de
isterim)."
el-Hasen ve İkrime der
ki: "Elif, Lam, Ra" bir yemindir. Said de Katade'den neklen dedi ki:
Elif, Lam, Ra, Sürenin adıdır. Yine dedi ki: Kur'an-ı Kerimdeki bütün hece
harfleri de böyledir. Mücahid der ki: Bunlar sürelerin başlangıçlarını teşkil
ederler.
Muhammed b. Yezid de der
ki; Bunlar, bir uyarıdırlar. Hece harfleri de böyledir.
"Elif, Lam,
Ra" imale yapılmaksızın okunduğu gibi, harf (edat) olan; (...)'ye
benzemesin diye imale ile de okunmuştur.
Yüce Allah'ın:
"İşte bunlar hikmet dolu kitabın ayetleridir" buyruğu mübteda ve
haberdir. Yani, işte bu sözü edilen buyruklar, hikmet dolu kitabın ayetleridir.
Mücahid ve Katade dedi ki: Bununla Tevratı, İncili ve daha önce indirilmiş
diğer kitapları kastetmiştir. Çünkü "İşte bunlar" ifadesi gaip ve
dişi olan şeylere işarettir. Bir diğer görüşe göre burada; "İşte bunlar";
(...): Bunlar anlamındadır. Yani, bunlar hikmet dolu kitabın ayetleridir.
el-A'şa'nın şu beyiti de bu türdendir: "İşte benim atlarım ve işte
develerim. Onlar sarıdırlar, yavruları ise (simsiyah) kuru üzüm
gibidirler."
Maksat, Kur'an-ı
Kerim'dir. Bu açıklama doğruya daha yakındır. Çünkü, bundan önce Kur'an'dan
önce inmiş kitaplardan söz edilmiş değildir. Diğer taraftan "Hakim; hikmet
dolu" Kur'an'ın nitelikleri arasındadır. Buna delil de Yüce Allah'ın:
"Elif; Lam, Ra. Bu, ayetleri muhkem kılınmış ... bir kitaptır" (Hud,
1) buyruğudur. el-Bakara Süresi'nin baş taraflarında (1-2. ayetlerin
tefsirinde) bu anlamdaki açıklamalar geçmiş bulunmaktadır.
Hakim (hikmet), helal,
haram, hadler ve hükümler ile muhkem kılınmış demektir. Bu açıklamayı Ebu Ubeyde
ve başkaları yapmıştır. Hakim'in, hakim anlamında olduğu da söylenmiştir. Yani
O, helal ve harama dair hükümler hakkında hüküm koyandır, insanlar arasında da
hak ile hükmedendir. Bu buyruk "fail" anlamında "faİl"
veznindedir. Buna delil de Yüce Allah'ın: "Beraberlerinde insanların
anlaşmazlığa düştüğü şeyler hakkında aralarında hükmetmek için de hak ile
kitabı indirdi. "(el-Bakara, 213)
"Hakim" in,
içinde hüküm konulmuş bulunan, anlamına geldiği de söylenmiştir. Yani, Yüce
Allah, o kitapta adaletle, iyilikle, akrabaya birşeyler vermekle hükmettiği
gibi, haksızlıklardan, kötülüklerden yasaklayan hükmü de koymuştur. Ayrıca
kendisine itaat edenlere cenneti, isyan edenlere de cehennemi vereceğine dair
hükmünü de koymuştur. Buna göre "Hakim" buyruğu "mef'üI"
anlamında "fail" vezninde bir kelimedir. Bu açıklamayı da el-Hasen ve
başkaları yapmıştır.
Mukatil der ki:
"Hakim", batıla karşı sağlamca korunmuş, yalanı bulunmayan,
kendisinde ihtilaf ve tutarsızlık bulunmayan kitap demektir. Bu da
"mef'al" anlamında "fail" vezninde bir kelime olur.
el-A'şa'nın, daha önce söylemiş olduğu bir kasidesini sözkonusu ederken
söylediği şu beyit de bu türdendir:
"Benzeri görülmedik
ve son derece sağlam söylenmiş (hakime) bir kaside olup hükümdarlara ulaşır
Bunu kim söyledi? denilsin diye ben onu söyledim."
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN