YUSUF 13 / 14 |
قَالَ
إِنِّي
لَيَحْزُنُنِي
أَن
تَذْهَبُواْ
بِهِ
وَأَخَافُ أَن
يَأْكُلَهُ
الذِّئْبُ
وَأَنتُمْ
عَنْهُ
غَافِلُونَ {13} قَالُواْ
لَئِنْ أَكَلَهُ
الذِّئْبُ
وَنَحْنُ
عُصْبَةٌ
إِنَّا
إِذاً
لَّخَاسِرُونَ
{14} |
13. Dedi
ki: "Onu alıp gitmeniz muhakkak ki beni tasaya düşürür. Siz kendisinden
habersizken kurdun onu yemesinden korkarım."
14.
Dediler ki: "Andolsun ki, biz güçlü bir topluluk iken onu kurt yerse doğrusu
biz zarara uğrayanlar oluruz."
Yüce Allah'ın:
"Dedi ki: Onu alıp gitmeniz muhakkak ki beni tasaya düşürür"
anlamındaki buyruk ref' mahallindedir. Onu alıp gitmeleri halinde Hz. Yusuf
yanında olmayacağından dolayı üzülüp tasalanacağını onlara haber vermektedir.
"Siz kendisinden
habersizken" yani yeyip içmekle meşgul iken "kurdun onu yemesinden
korkarım." Çünkü Hz. Ya'kub rüyasında kurdun Hz. Yusuf'a hamle yaptığını,
hücum ettiğini görmüştü. O bakımdan kurdun Hz. Yusuf'a zarar vereceğinden korkmuştu.
Bu açıklamayı el-Kelbi yapmıştır.
Bir diğer açıklamaya
göre Hz. Ya'kub kendisini bir dağın zirvesinde, Hz. Yusuf'u da vadinin iç
taraflarında imiş gibi görür. Bu halde iken on tane kurdun etrafını sardığını,
onu yemek istediklerini görür. Bu kurtlardan birisini uzaklaştırdıktan sonra,
yer yarılır ve Yusuf üç gün süreyle orada saklı kalır.
Buradaki on kurt, onu
öldürmeyi kararlaştıran on kardeşidir, onu savunan kişi ise büyük kardeşi
Yehuda'dır. Yerin içinde saklı kalması ise üç gün süreyle kuyuda kalması
demektir.
Bir diğer açıklamaya
göre Hz. Ya'kub bu sözlerini onların kardeşlerine zarar vereceklerinden
korkması üzerine söylemiştir. Kurt demekle onları kastetmiştir, çünkü o
kardeşlerinin Yusuf'u öldüreceklerinden korkuyordu. Kurt diyerek onlara karşı
durumu örtbas etmek istemişti.
İbn Abbas der ki: Hz.
Ya'kub onları kurt diye adlandırmıştı.
Bir diğer açıklamaya
göre Hz. Ya'kub kardeşlerinin Yusuf'a zarar vereceklerinden korkmamıştı, eğer
korkmuş olsaydı onlarla beraber Yusuf'u göndermezdi. O gerçekten kurdun
zararından korkmuştu. Çünkü çöllerde çoğunlukla kurdun zarar vereceğinden
korkulur.
Kurt anlamındaki; (...)
kelimesi herbir yandan rüzgarın esişini anlatmak üzere kullanılan; (...) ifadesinden
alınmadır. Ahmed b. Yahya da böyle demiştir. Ayrıca der ki: "Kurt"
kelimesi hemzelidir. Çünkü kurt, her bir yandan gelir.
Verş de, Nafi'den
hemzesiz olarak; (...) diye okuduğunu rivayet etmektedir. Çünkü hemze sakin
olup ondan önceki harf esreli olduğundan onu hafifletince "ya"
harfine dönüşmüştür.
"Dediler ki:
Andolsun ki biz güçlü bir topluluk iken onu kurt yerse" yani biz toplu
olarak kurdu görüp de sonra kurdu ondan uzaklaştırmayacak olursak "doğrusu
biz zarara uğrayanlar oluruz." Koyunlarımızı korumak hususunda da zarar
ederiz. Yani kardeşimizden kurdu uzaklaştıramayacak olursak, biz onu
koyunlarımızdan hiç uzaklaştıramayız.
Buradaki "zarara
uğrayanlar oluruz" ifadesinin, onun hakkını bilmeyen cahillerden oluruz,
anlamına geldiği söylendiği gibi, acze düşmüş kimseler oluruz anlamında olduğu
da söylenmiştir.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN