İSRA 20 / 22 |
كُلاًّ
نُّمِدُّ
هَـؤُلاء
وَهَـؤُلاء
مِنْ عَطَاء رَبِّكَ
وَمَا كَانَ
عَطَاء
رَبِّكَ
مَحْظُوراً {20} انظُرْ
كَيْفَ
فَضَّلْنَا بَعْضَهُمْ
عَلَى
بَعْضٍ
وَلَلآخِرَةُ
أَكْبَرُ
دَرَجَاتٍ
وَأَكْبَرُ
تَفْضِيلاً {21} لاَّ
تَجْعَل
مَعَ اللّهِ
إِلَـهاً آخَرَ
فَتَقْعُدَ
مَذْمُوماً
مَّخْذُولاً
{22} |
20.
Herbirine, onlara da bunlara da Rabbinin nimetinden ard arda veririz. Rabbinin
bağışı alıkonmuş değildir.
21.
Onların kimini kiminden nasıl üstün kıldığımıza bir bak! Elbette ahiret,
dereceleri itibariyle de daha büyüktür, üstün kılmak bakımından da daha
büyüktür.
22.
Allah ile beraber başka bir ilah edinme! Sonra kınanmış ve kendi başına
bırakılmış olursun.
"Herbirine, onlara
da bunlara da Rabbinin nimetinden ard arda veririz." Yüce Allah, mü'minleri
de kafirleri de rızıklandırdığını bildirmektedir.
"Rabbinin bağışı
alıkonmuş" engellenmiş, hapsedilmiş "değildir." Buradaki
"alıkonmuş" anlamındaki; (...) kelimesi; "Alıkoydu, engelledi,
alıkoyar, engeller" den gelmektedir. Daha sonra Yüce Allah şöyle
buyurmaktadır: "Onların kimini kiminden" rızık ve amel bakımından
"nasıl üstün kıldığımıza bir bak." O bakımdan kimisi çokça amel
etmekte, kimisi az amel etmektedir. "Elbette ahiret" mü'minler için
"dereceleri itibariyle de daha büyüktür, üstün kılmak bakımından da daha
büyüktür." Kafire, dünyada bir sefer genişlik verilecek olsa ve mü'mine
dünyada yine aynı şekilde bir sefer daraltılacak olursa ahiret, amelleri
dolayısıyla yalnız bir defa payedilir. Artık ahirette birşeyleri elden kaçıran
kimse bir daha onu ele geçirip telafi edemez. Yüce Allah'ın: "Allah ile
beraber başka bir ilah edinme" buyruğunda hitap, Peygamber (s.a.v.)'a
olmakla birlikte, maksat onun ümmetidir. Hitabın, cins olarak insana yönelik
olduğu da söylenmiştir.
"Sonra kınanmış ve
kendi başına bırakılmış" yardımcısı, dostu bulunmayan bir halde
terkedilmiş "olursun."
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN