KEHF 11 |
فَضَرَبْنَا
عَلَى
آذَانِهِمْ فِي
الْكَهْفِ
سِنِينَ
عَدَداً |
11. Bunun üzerine Biz
de nice yıllar mağarada kulaklarına vurduk.
Bu buyruk, Yüce Allah'ın
onları uyuttuğunu anlatan bir tabirdir. Bu da Kur'an-ı Kerim'in Arapların benzerini
meydana getiremeyeceklerini ikrar ve itiraf ettikleri oldukça fasih
ifadelerindendir. ez-Zeccac dedi ki: Biz onların sesleri işitmelerini
engelledik. Çünkü uyuyan bir kimse bir ses işitti mi uyanır.
İbn Abbas da şöyle
demektedir: Biz, kulaklarına uykuyu vurduk. Yani, seslerin kulaklarına nüfuz
etmelerini önleyecek şekilde tıkadık. Anlamın şöyle olduğu da söylenmiştir:
Biz, kulaklarına vurduk. Yani, onların dualarını kabul ettik, kavimlerinin
onlara kötülük yapmalarını önledik ve onları uyuttuk.
Bütün bu anlamlar
birbirine yakındır. Kutrub da şöyle demiştir: Bu, Arapların: Emirin, yönetimi
altındaki kimseleri fesat işlemekten alıkoymasını anlatmak için "emir
yönetimi altındakilerin ellerine vurdu (alıkoydu)" tabiri ile efendinin,
ticaret yapma iznini verdiği kölesini tasarruftan alıkoymasını anlatmak üzere
kullandıkları, "efendi, kölesinin eline vurdu" tabirlerine
benzemektedir. el-Esved b. Ya'kub -ki, gözleri görmeyen birisiydi- şöyle
demektedir:
"Ve başıma gelen zor
olaylardan birisi de -ey Babasız kalmayasıca- şudur ki:
Yeryüzüne bana karşı
setler vuruldu. (Gözlerim görmediği için her tarafbana tıkanık gibi
geliyor)."
Özellikle
"kulaklar"ın söz konusu edilmesine gelince; uykunun ve uyku rahatının
bozulmasına en büyük etken organın o oluşundan dolayıdır. Uyuyan bir kimsenin
uykusu ancak kulağının işittiği seslerden dolayı bozulur. Uykunun başka türlü
bozulması nadirdir. Ve sağlam bir uyku da ancak kulağın bir şey duymaması
halinde mümkün olur. Uykuda kulağın söz konusu edilmesiyle ilgili ifadelerden
birisi de Hz. Peygamber'in: "İşte bu, şeytanın kulağına işediği bir
kimsedir" ifadesidir. Bunu da Sahih(-i Buhari ve Müslim) rivayet etmiştir.
Hz. Peygamber bu sözleriyle, uzun süre uyuyan ve geceleyin kalkmayan (namaza
uyanmayan) kimseyi kastetmektedir.
"Nice"
kelimesi, "yıllar" kelimesinin sıfatıdır. Yani, sayılı yıllar onları
uyuttuk demektir. Bu ifade ile kasıt, çokluğu anlatmaktır. Çünkü az bir sürenin
"nice" ile belirtilmesine gerek yoktur. Zira, "az süre uyku"nun
ne kadar olduğu örfen bilinmektedir.
(...); mastar olup
"saymak" demektir. (...) ise, sayı anlamındadır. Ebu Ubeyde der ki:
"Nice" kelimesi, mastar (mef'ul-i mutlak) olarak nasb edilmiştir .
Bir topluluk da şöyle
demektedir: Yüce Allah, bu yılların sayısını daha sonra beyan ederek şöyle
buyurmaktadır: ''Onlar, mağaralarında üçyüz yıl kal dılar, dokuz daha kattılar.
"(el-Kehf, 25)
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN