HAC 58 / 59 |
وَالَّذِينَ
هَاجَرُوا
فِي سَبِيلِ
اللَّهِ
ثُمَّ قُتِلُوا
أَوْ
مَاتُوا لَيَرْزُقَنَّهُمُ
اللَّهُ
رِزْقاً
حَسَناً
وَإِنَّ
اللَّهَ
لَهُوَ
خَيْرُ الرَّازِقِينَ
{58} لَيُدْخِلَنَّهُم
مُّدْخَلاً
يَرْضَوْنَهُ
وَإِنَّ اللَّهَ
لَعَلِيمٌ
حَلِيمٌ {59} |
58.
Allah yolunda hicret eden, sonra öldürülen yahut ölenleri Allah, elbette güzel
bir rızıkla rızıklandıracaktır. Çünkü rızık verenlerin hayırlısı şüphesiz ki,
bizzat Allah'tır.
59. Onları
elbette razı olacakları bir yere girdirecektir. Muhakkak ki Allah çok iyi
bilendir, Halim'dir.
Yüce Allah, ölen ve
öldürülen muhacirleri tek başlarına söz konusu etmektedir. Böylelikle onların
diğer ölülerden üstün ve şerefli olduklarına dikkat çekmiş olmaktadır.
Bu ayet-i kerimenin
nüzul sebebine gelince, Osman b. Maz'un ve Ebu Seleme b. Abdi'l-Esed Medine'de
vefat ettiklerinde bazıları şöyle demişti: Allah yolunda öldürülenler,
yataklarında ölen kimselere göre daha faziletlidirler. Bunun üzerine bu ayet-i
kerime aralarında bir fark bulunmadığını, Allahu Teala'nın hepsine de çok güzel
bir rızık vereceğini belirtmek üzere nazil oldu.
Şeriatın zahiri Allah
yolunda öldürülenin daha faziletli olduğuna delildir.
Kimi ilim adamı şöyle
demiştir: Allah yolunda öldürülen de Allah yolunda ölen kimse de şehittir.
Fakat öldürülenin Allah uğrunda kendisine isabet eden ölüm gibi bir üstün
meziyeti vardır. Bazıları da bunlar arasında fark yoktur, demiş ve hem bu ayeti
hem de Yüce Allah'ın şu buyruğunu delil göstermişlerdir: ''Allah'a ve Resulüne
hicret maksadıyla evinden çıkan kimseye daha sonra ölüm erişirse, onun mükafatı
Allah'a ait olur. " (en-Nisa, 100) Ayrıca Um Haram'ın rivayet ettiği
hadisi de delil gösterirler. O bineğinin sırtından düşmüş ve ölmüştü. Kimse onu
öldürmemişti, Peygamber (s.a.v.) ise ona: "Sen ilklerdensin" demişti.
Yine Peygamber
(s.a.v.)ın Abdullah b. Atik yoluyla rivayet edilen şu hadisini delil
göstermişlerdir: "Kim Allah yolunda hicret ederek evinden çıkar da,
bineğinin sırtından düşer ve ölürse, yahut onu bir yılan sokar ve ölürse, ya da
ölüm gelip kendisini bulursa, onun ecrini vermek Allah'a ait olur. Her kim de
yediği bir darbe ile bulunduğu yerde ölürse o da güzel bir şekilde Allah'a
dönüşü hak eder. ''
İbnu'l-Mübarek de,
Fedale b. Ubeyd'den şunu nakletmektedir: İki adamdan birisi bir gazada
mancınıktan yapılan atış ile isabet alıp ölmüş, diğeri ise orada ölmüştü.
Fadale ölen kişinin yanında oturmuştu, kendisine: Sen şehidi bıraktın ve onun
yanında oturmadın (niye?) diye sorulunca, şu cevabı vermişti: Bu ikisinden
hangisinin kabir çukurundan diriltileceği benim için hiç önemli değildir.
Daha sonra Yüce
Allah'ın: "Allah yolunda hicret eden, sonra öldürülen, yahut ölenleri
Allah elbette güzel bir rızıkla rızıklandıracaktır" ayetini tamamen okudu.
Süleyman b. Amir dedi
ki: Fadale Rodos'ta gaziler başında kumandan idi.
Birisi öldürülmüş,
diğeri vefat etmiş iki kişinin cenazesi çıkarılıp getirildi. O insanların
öldürülen cenazenin mezarına doğru gittiklerini görünce şunları söyledi: Ey
insanlar! Bakıyorum ki sizler öldürülenle beraber gidiyorsunuz. Nefsim elinde
olana yemin olsun ki bu ikisinden hangisinin mezar çukurundan diriltileceği
benim için önemli değildir. İsterseniz Yüce Allah'ın: "Allah yolunda
hicret eden, sonra öldürülen, yahut ölenleri. .. " ayetini okuyunuz.
Bunu es-Sa'lebi de
Tefsir'inde böylece zikretmiştir. İbnu'l-Mubarek'in naklettiği ile aynı
manadadır.
Öldürülenin fazileti
daha çoktur, diyenler de Rasulullah (s.a.v.)ın söylediği sabit olan şu hadisi
delil gösterirler: Peygamber (s.a.v.)a: Hangi cihad daha faziletlidir? diye
sorulmuş, o da: "Kanı akıtılan ve bineği de kesilen kimseninki" diye
buyurmuştur.
Kanı akıtılan ve bineği
de öldürülenler, şehitlerin en faziletlisi olduğuna göre bu nitelikte olmayan
kimsenin fazilet itibari ile daha aşağıda olduğu anlaşılmaktadır.
İbn Amir ve Şam ahalisi
"öldürülen" anlamındaki buyruğu; (...) şeklinde çokluk ifade edecek
şekilde şeddeli okumuşlardır, diğerleri ise şeddesiz okumuşlardır.
"Onları elbette
razı olacakları bir yere" cennetlere "girdirecektir."
Medineliler; "Girilecek bir yer" kelimesini "mim" harfini
üstün olarak okumuşlardır. Bu da giriş, girmek anlamındadır, diğerleri ise bunu
ötreli okumuşlardır. Buna dair açıklamalar ise daha önceden el-İsra Suresi'nde
(80. ayetin tefsirinde) geçmiş bulunmaktadır.
"Muhakkak Allah çok
iyi bilendir, Halim'dir." İbn Abbas dedi ki: Niyetlerini çok iyi bilir,
onları cezalandırmakta acele etmez.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN