ANKEBUT 39 / 40 |
|
39.
Karun'u, Firavun'u ve Haman'ı da (halak ettik.) Andolsun ki Musa onlara apaçık belgelerle
gelmişti de onlar o yerde büyüklendiler. Halbuki onlar ileriye geçip
kurtulamadılar.
40.
Derken Biz, herbirini günahı ile aldık. Kimilerinin üzerine taş yağdıran
kasırga gönderdik, kimilerini o çığlık yakaladı. Onlardan kimisini yere
geçirdik. Kimilerini de suda boğduk. Allah onlara zulmetmiyordu, fakat onlar
kendi nefislerine zulmediyorlardı.
"Karun'u, Firavun'u
ve Haman'ı da" buyruğu hakkında el-Kisai dedi ki: Dilersen bu da (bir önceki
ayette olduğu gibi) Ad ve Semüd'a atfedilmiş olabilir ki bundaki açıklamalar
burada da sözkonusudur. Arzu edilirse bunu " ... onları yoldan
alıkoydu" buyruğuna atfedilmiş kabul edilebilir. Karün'u, Firavun'u ve
Haman'ı da doğru yoldan alıkoydu, demek olur. Bunlara peygamberler geldikten
sonra, Biz bunları da helak ettik, diye de açıklanmıştır.
"Onlar da o
yerde" hakka ve Yüce Allah'a ibadete karşı "büYüklendiler."
"Halbuki onlar ileri geçip kurtulamadılar." Bir açıklamaya göre onlar
küfürde ileri geçenler (öncelikle kafir olanlar) değillerdi. Onlardan önce
küfre sapmış pek çok nesiller vardı ve Biz onları helak etmiştik.
"Derken Biz
herbirini günahı ile aldık." el-Kisai dedi ki: "Herbirini"
anlamındaki buyruk "aldık" fiili ile nasbedilmiştir. "Onların
herbirini günahı sebebiyle aldık, yakaladık" demektir.
"Kimilerinin
üzerine taş yağdıran kasırga gönderdik." Bunlardan kasıt Lüt kavmidir.
el-Hasib: Küçük taş demek olan hasba getiren rüzgar demektir. Herbir azab
hakkında da kullanılır.
"Kimilerini o
çığlık yakaladı." Maksat Semüd kavmi ile Medyenlilerdir. "Onlardan
kimisini yere geçirdik." Karün'u kastetmektedir. "Kimilerini de"
Nüh kavmi ile Firavun kavmini "suda boğduk."
"Allah onlara
zulmetmiyordu." Çünkü onları korkutup uyardı, onlara mühlet verdi,
peygamberler gönderdi ve ileri sürebilecekleri bir mazeretlerini bırakmadı.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN