2.
Bâb
حدثنا
عبد الله بن
يوسف قال:
أخبرنا مالك،
عن هشام بن
عروة، عن
أبيه، عن
عائشة أم
المؤمنين رضي
الله عنها: أن
الحارث بن
هشام رضي الله
عنه سأل رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
فقال: يا رسول
الله، كيف
يأتيك الوحي؟
فقال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم:
(أحيانا
يأتيني مثل
صلصلة الجرس،
وهو أشده علي،
فيفصم عني وقد
وعيت عنه ما
قال، وأحيانا
يتمثل لي
الملك رجلا،
فيكلمني فأعي
ما يقول).
قالت
عائشة رضي
الله عنها:
ولقد رأيته
ينزل عليه
الوحي في
اليوم الشديد
البرد، فيفصم
عنه وإن جبينه
ليتفصد عرقا.
[-2-] Mu’minlerin annesi Aişe r.anha şöyle demiştir: Haris bin Hişam
r.a. Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem`den: "Ya Resullallah, sana
vahiy nasıl gelir?" diye sordu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
buyurdu ki: Bazen bana çıngırak sesi şeklinde gelir ki benim üzerimde en
şiddetli olanı budur. Sonra bu halin şiddeti üzerimden kalktığında ben vahyi
ezberlemiş olurum. Bazen de melek bana insan şeklinde gelir ve benimle konuşur.
Ben onun söylediğini ezberlerim". Hz. Aişe şöyle demiştir: "Ben
soğuğun şiddetli olduğu günde vahyin ona indirildiğini görmüşümdür. Bu halin
şiddeti üzerinden kalkarken alnından terler boşalırdı.
Tekrarı: 3215
AÇIKLAMA: Müminlerin
annesi" ifadesinin anlamı: Hadiste yer alan "müminlerin annesi"
ifadesi "Onun (peygamberin) eşleri, müminlerin anneleridir" âyetinden
alınmıştır. Bu ayette kasdedilen şeyin ne olduğu hakkında görüş ayrılığı
bulunmakla birlikte tercih edilen görüşe göre, bu annelik saygı gösterme ve
evlenmenin haramlığı ile ilgilidir.
Vahyin Geliş Şekilleri
Hadiste vahyin geliş şekilleri sadece iki durum ile sınırlandırılmakla
birlikte bunlara başkaları da eklenmiştir. Vahyin farklı şekillerde gelmesi ya
vahyin niteliği ile ilgilidir ki; vahyin arı uğultusu şeklinde gelmesi, Hz.
Peygamber'in zihnine telkin edilmesi, ilham, doğru çıkan rüya, İsra gecesinde
arada vastta olmaksızın Hz. Peygamber'in Yüce Allah ile konuşması böyledir.
Yahut da vahiy taşıyıcısının (Cebrail'in) niteliği ile ilgilidir ki; onun
yaratıldığı seki! ofan altı yüz kanatlı asıl hali ile Hz. Peygamber'e gelmesi,
Hz. Peygamber'in onu yer ile göğün arasında ufku kaplayan bir kürsü üzerinde
görmesi böyledir.
Hadiste Vahyin Geliş Şekillerinden Yalnızca İkisinin
Zikredilmesi
Bu konuda şu yorumlar yapılmıştır: Hadiste bu ikisinin
zikredilmesi bir sınırlama için olmayıp, vahyin çoğunlukla geldiği şekli belirtmek
içindir.
Bu ikisinden farklı olan şekiller, Hz. Peygamber'e bu sorunun
sorulmasından sonra meydana gelmiştir.
Meleğin zikredilen iki şekli çok nadir olduğu için Hz. Peygamber
o konuya temas etmemiştir. Çünkü Hz. Âİşe'den nakledildiğine göre Hz. Peygamber
meleği sadece iki kez bu şekilde görmüştür.
Hz. Peygamber'in meleği bu şekilde görmesi sırasında bir vahiy
gelmemiştir.
Bu şekilde iken vahiy gelmiş olsa bile çıngırak sesi şeklinde
gelmiş, Hz. Peygamber de bunu vahyin taşıyıcısının değil, vahyin niteliği
olarak belirtmiştir.
Meleğin İnsan Suretinde Görünmesi
Hadiste yer alan "melek bana insan şeklinde görünür"
İfadesine gelince; hadisin Arapça aslında yer alan "temessül" kelimesi
"misil" kelimesinden türetilmiştir. Bu, "melek İnsan suretine
girer" anlamındadır. Melek kelimesinin başında yer alan
"elif-lam" harfi, belirlilik takısı olup, söz konusu meleğin Cebrail
olduğunu bildirir. Hocamız Şeyh Siracüddin el-Buîkînî şöyle der: "Bu söz,
(soyut gerçekleri) zihne yaklaştırmak için bu şekilde söylenmiştir. Gerçekte
meleğin insan suretinde gelmesi, meleğin zatının insana dönüştüğü anlamına
gelmez. Bunun anlamı, meleğin hitap ettiği kişiye kendisini alıştırmak için
insan suretinde görünmesidir."
Vahyin Alınması Sırasında Hz. Peygamber'in Terlemesinin
Hadisin Arapça'sında yer alan "yetefassaâu" kelimesi
kan akıtmak için damarı yarmak anlamına gelir. Burada Hz. Peygamber'in ne kadar
çok terlediğini mübalağa yoiu ile bildirmek için alnından terin bu şekilde
çıktığı ifade edilmiştir. Hz. Aişe'nin "soğuğun şiddetli olduğu gün"
ifadesi, vahyin sıradışı bir olay olması sebebiyle Hz. Peygamber'in vahyin
inişi sırasında, çok yorulduğunu ve sıkıntı çektiğini göstermektedir. Çünkü
soğuk şiddetli olduğu halde terlemek, normal insan tabiatının üzerinde sıradışı
bir durumun olduğunu göstermektedir.
Hadisten Çıkan Sonuçlar
-Bu hadisten zikrettiklerimiz dışında başka sonuçlar da
çıkmaktadır. Bunlardan bazıları şunlardır:
-Kişinin manevî doyuma ulaşmak amacıyla bir şeyin niteliğini
sorması, kesin inancı zedelemez.
-Peygamberlere vahiy vb. durumlar hakkında soru sormak caizdir.
-Sorulan sorunun farklı kısımları varsa cevap veren kişi cevabın
başında, ayrıntıları saymayı gerektiren bir ifade kullanır. En doğrusunu Allah bilir.