DEVAM: 18. Küçük Çocuğun Hadis Dinlemesi Ne Zaman Sahih Olur?
حدثني
محمد بن يوسف
قال: حدثنا
أبو مسهر قال:
حدثني محمد بن
حرب: حدثني
الزبيدي، عن
الزهري، عن
محمود بن
الربيع قال:
عقلت
من النبي صلى
الله عليه
وسلم مجة مجها
في وجهي، وأنا
ابن خمس سنين،
من دلو.
[-77-] Mahmûd İbnü'r-Rebi' şöyle demiştir: Nebi (sallallahu aleyhi ve
sellem)'in ben beş yaşında iken bir kova daki su'dan ağzına alarak yüzüme
püskürttüğünü hatırlıyorum.
Tekrar: 189, 839, 1185, 6354, 6422.
AÇIKLAMA: Nebi s.a.v.'in bunu yapması ya Mahmud'la
şakalaşmak ya da diğer sahabe çocuklarına yaptığı gibi onu mübarek kılmak içindir.
Hadisten Çıkan
Sonuçlar
Bu hadisten yukarıdakinden farklı bazı sonuçlar çıkar: Çocukların
hadis meclislerine getirilmesi caizdir.
Devlet başkanının, idaresi altında bulunanların evlerini ziyaret
etmesi ve onların çocukları ile şakalaşması caizdir.
Bazıları bu hadisi beş yaşındaki çocuğa hadis dinletme, beş
yaşından küçükler İçin orada bulunanların hadisleri yazmasına delil
getirmiştir. Oysa hadiste ve Buhârî'nin koyduğu başlıkta bunu gösteren bir şey
yoktur. Bu konuda asıl dikkate alınması gereken (yaş değil) anlayıştır. Beş
yaşından küçük olsa bile dinlediği sözü anlayan kişiye hadîs dinletilir.
باب:
الخروج في طلب
العلم.
19. İlim Talep Etmek İçin Yola Çıkmak
-ورحل
جابر بن عبد
الله مسيرة
شهر، إلى عبد
الله بن أنيس،
في حديث واحد.
Câbir İbn Abdullah bir hadis öğrenmek için bir aylık mesafede
olan Abdullah İbn Uneys'in yanına gitmiştir.
78
- حدثنا
أبو القاسم
خالد بن خلي
قال: حدثنا
محمد بن حرب
قال: قال
الأوزاعي:
أخبرنا
الزهري، عن عبيد
الله بن عتبة
بن مسعود، عن
ابن عباس: أنه
تمارى هو
والحر بن قيس
بن حصن
الفزاري في صاحب
موسى، قال ابن
عباس: هو خضر،
فمر بهما أبي
بن كعب، فدعاه
ابن عباس
فقال: إني تماريت
أنا وصاحبي
هذا في صاحب
موسى الذي سأل
السبيل إلى
لقيه، هل سمعت
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم يذكر
شأنه؟ قال
أبي: نعم،
سمعت النبي صلى
الله عليه
وسلم يذكر
شأنه يقول:
(بينما موسى
في ملأ من بني
إسرائيل، إذ
جاءه رجل
فقال: هل تعلم
أحد أعلم منك؟
قال موسى: لا،
فأوحى الله عز
وجل إلى موسى:
بلى: عبدنا
خضر، فسأل
السبيل إلى
لقيه، فجعل
الله له الحوت
آية، وقيل له:
إذا فقدت
الحوت فارجع،
فإنك سلتقاه، فكان
موسى صلى الله
عليه وسلم
يتبع أثر
الحوت في
البحر، فقال
فتى موسى
لموسى: أرأيت
إذ أوينا إلى
الصخرة، فإني
نسيت الحوت، وما
أنسانيه إلا
الشيطان أن
أذكره، قال
موسى: ذلك ما
كنا نبغي،
فارتدا على
آثارهما
قصصا، فوجدا
خضرا، فكان من
شأنهما الذي
قص الله في
كتابه).
[-78-] Rivayet edildiğine göre İbn Abbas ile Hur İbn Kays İbn Hısn
el-Fezârî Hz. Musa'nın (Kur'an'da buluştuğu bahsedilen) arkadaşı / bilge kişi
hakkında görüş ayrılığına düştüler. İbn Abbas bunun Hızır olduğunu söyledi.
Onların yanından Ubey İbn Ka'b geçiyordu. İbn Abbas onu çağırarak sordu:
"Ben ve bu arkadaşım, Hz. Musa'nın kendisi ile buluşmak için yol sorduğu
kişi hakkında tartıştık. Onunla ilgili olarak Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'in bir şey söylediğini işitmiş miydin?" dedi. Ubey şöyle dedi:
"Evet, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in şöyle dediğini işittim:
"Hz. Musa, İsrailoğulhrından bir grup ile birlikte iken bir adam ona
gelerek: -Senden daha bilgili bir kimse biliyor musun? Diye sordu.
Hz. Musa "hayır" diye cevap verdi. Bunun üzerine Yüce
Allah Hz. Musa'ya vahyederek şöyle dedi: "Evet senden daha bilgili bir kimse
var. O da kulumuz Hızır'dır" dedi. Musa onun yanına nasıl gideceğini
sordu. Yüce Allah balığı onun için bir alâmet kıldı. Musa'ya "Balığı
kaybettiğinde dön, çünkü onunla buluşacaksın" denildi. Hz. Musa denizde
balığın izini sürerdi.
(Musa (a.s.)'ın yanındaki yol arkadaşı olan genç adam:) 'Gördün
mü?" dedi, 'Kayaya sığındığımız sırada balığı unuttum. Onu hatırlamamı
bana şeytandan başkası unutturmadı." O, şaşılacak bir şekilde denizde
yolunu tutup gitmişti. Musa: 'işte aradığımız o idi' dedi. Hemen izlerinin
üzerine geri döndüler". Ardından buldular. Daha sonra Hızır ile Musa
arasında Allah ın kitabında haber verdiği olaylar yaşandı.
AÇIKLAMA: Câbir'in hadisi, ali senedi araştırmaya
delildir. Çünkü bu hadis kendisine Abdullah İbn Üneys'ten ulaştığı halde o
bununla yetinmemiş, arada aracı olmaksızın bu hadisi kendisinden almıştı.
Kur'an’ın Faziletleri bölümünde İbn Mesud'un şu sözü gelecektir: "Allah'ın
kitabını benden daha İyi bilen birini bilsem onunla buluşmak için yolculuğa
çıkardım".
İmam Ahmed bin Hanbel'e "İlim öğrenmek isteyen bir kişi,
pek çok ilim bilen bir kimsenin yanında kalsa yine de (İlim için) seyahat
yapmalı mı?" diye soruldu. O şöyle cevap verdi: "Seyahat yapar.
Farklı şehirlerdeki âlimlerden elde ettiği ilmi yazar, pek çok insanla yüz yüze
konuşarak onlardan İlim öğrenir".
Bu hadis, sahabenin Nebi s.a.v.'in konusunda ne kadar hırslı
olduğunu göstermektedir.
Bu hadis, bir şüphe doğurmayacaksa gelen kişi ile kucaklaşmanın
caiz olduğunu gösterir.
Yine ilim elde etmek için yapılan yolculukta zorluk ve yorgunluk
çekilse bile ilmi arttırmanın faziletini gösterir.
Büyük bir kimsenin kendisinden ilim öğrenen kişiye karşı tevazu
göstermesi de bu hadiste yer almaktadır. Zira Yüce Allah "Bunlar Allah'ın
kendilerine hidayet ettiği kimselerdir. Öyleyse sen de onların yoluna [En'am,
90] buyurmuştur. Hz. Musa da bu âyette sözü edilen kimselerdendir, öyleyse
yürürlükten kaldırıldığı bilinen hükümler dışında bu emrin kapsamına Nebi
s.a.v.'in ümmeti de girer.
Ali isnad
aramak: Hadis senedindeki ravi zincirini daha kısa tutmak için, hadisi
daha üst ravilerden almaya, öğrenmeye çalışmak. Geniş bilgi Hadis sözlüğünde.