SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L İLİM

<< 106 >>

باب: الحياء في العلم.

50. İlimde Utangaçlık

 

-وقال مجاهد: لا يتعلم العلم مستحي ولا مستكبر. وقالت عائشة: نعم النساء نساء الأنصار، لم يمنهعن الحياء أن يتفقهن في الدين.

Mücâhid şöyle demiştir: "Utangaç ve kibirli kimse ilim öğrenemez." Hz. Âİşe şöyle demiştir: "Ensar kadınları ne iyi kadınlardır! Utangaçlık onların dinde güzel kavrayış sahibi olmalarını (ilim öğrenmelerini) engellememiştir."

 

حدثنا محمد بن سلام قال: أخبرنا أبو معاوية قال: حدثنا هشام، عن أبيه، عن زينب بنت أم سلمة، عن أم سلمة قالت:

 جاءت أم سليم إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم فقالت: يا رسول الله، إن الله لا يستحيي من الحق، فهل على المرأة من غسل إذا احتلمت؟ قال النبي صلى الله عليه وسلم: (إذا رأت الماء). فغطت أم سلمة، تعني وجهها، وقالت: يا رسول الله، وتحتلم المرأة؟ قال: (نعم، تربت يمينك، فيم يشبهها ولدها).

 

[-130-] Ümmü Seleme r.anha şöyle demiştir: Ümmü Süleym, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gelerek şöyle dedi: "Ey Allah'ın Resulü! Allah gerçeği söylemekten haya etmez. Kadın ihtilam olduğunda gusletmesi gerekli midir?"

 

Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Su görünce" dedi. Ümmü Süleym elleriyle yüzünü örttü ve şöyle dedi: "Ey Allah'ın Resulü! Hiç kadın ihtilam olur mu?" Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Evet, Allah hayrını versin! Peki çocuk niçin kadına benziyor (zannedersin).

 

Tekrar: 282, 3328, 6091, 6121.

 

 

AÇIKLAMA:     Daha önce hayanın (utanmanın) imandan olduğunu söylemiştik. Bu, bü­yükleri yüceltme ve onlara saygı duyma şeklinde vaki olan dinî hayadır ki, bu övülmüştür. Dinî bir emri terk etmeye sebep olan utangaçlık ise kınanmıştır. Bu, dinî haya değildir, yalnızca bir zaaf ve hafifliktir. Mücâhid'in "utangaç kişi ilim öğrenemez" sözü ile kasdettiği de budur. Her ikisi de ilim öğrenmede eksikliğe yol açtığı için Mücahid, ilim öğrenen kimseleri acizlik ve kibri terk etmeye teşvik etmiştir.

 

'Allah gerçeği söylemekten haya etmez": Bu, "Allah gerçek olan bir şeyde utanmayı emretmez" anlamına gelir. Bu, kadınların erkekler yanında söylemek­ten utanacağı şeyler söyleyen Ümmü Süleym'in, sözüne giriş olarak zikrettiği mazerettir. Nitekim bu sebeple Müslim'in Sahih'inde yer aldığına göre Hz. Aişe Ummü Süleym hakkında "Kadınları rezil ettin" demiştir.

 

ihtilam olduğunda": Yani rüyasında cinsel ilişkide bulunduğunu görürse demektir.

 

Suyu görünce": Bu söz, kadının su görmesi hususunun vaki olduğunu gös­termektedir. Suyu görmenin gusül için şart kılınması, su görülmediğinde kadının gusletmesinin gerekmediğini göstermektedir.

 

Kadın hiç ihtilam olur mu?": Ümmü Seleme'nin bu soruyu sorması şunu gösterir: İhtilam bazı kadınlarda olur, bazılarında olmaz. Ümmü Seleme bunun için bunu inkar etmiştir. Ancak Nebi s.a.v.in cevabı gös­teriyor ki Ümmü Seleme kadından meninin gelmesini garipsemiş, Hz. Peygamber de onun bunu garipsemesini yadırgamıştır.

 

131 - حدثنا إسماعيل قال: حدثني مالك عن عبد الله بن دينار، عن عبد الله بن عمر:

 أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال: (إن من الشجر شجرة لا يسقط ورقها، وهي مثل المسلم، حدثوني ما هي). فوقع الناس في شجر البادية، ووقع في نفسي أنها النخلة، قال عبد الله: فاستحييت، فقالوا: يا رسول الله، أخبرنا بها، فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم: (هي النخلة). قال عبد الله: فحدثت أبي بما وقع في نفسي، فقال: لأن تكون قلتها أحب إلي من أن يكون لي كذا وكذا.

 

[-131-] Abdullah İbn Ömer şöyle demiştir: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Ağaçlardan biri vardır ki yaprağı düşmez, bu Müslümana benzer. Bana bunun hangi ağaç olduğunu söyleyiniz".

 

(Abdullah dedi ki): "İçimden bunun hurma ağacı olduğu geçti. Ancak söylemekten utandım."

 

Ashab: "Bu ağacın ne olduğunu bize bildir Ey Allah'ın Resulü" dediler. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) "O hurma ağacıdır" buyurdu. (Abdullah dedi ki): Babama (Hz. Ömer'e) içimden geçen şeyi söyledim. Bunun üzerine o şöyle dedi: "Falan falan şeylere sahip olmaktansa o sözü söylemeni isterdim".

 

 

AÇIKLAMA:     İbn Ömer büyüklere saygı göstermesi sebebiyle cevabı söylemekten utandı­ğında cevabı gizlice başkasına söyleyebilir, onun bunu Nebi s.a.v.'e iletmesini sağlayabilir ve bu sayede iki maslahatı bir arada bulundurabilirdi. Bu se­beple Buhârî bu konudan sonra, utandığı için soru soramayan ve başkasından sormasını istsyen konuyu getirmiştir.