SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L ĞUSL

<< 192 >>

DEVAM: 12. Hanımıyla Ciima’dan Sonra Tekrar Onunla Birlikte Olan Kimse İle Tüm Eşleriyle Beraber Olduktan Sonra Bir Tek Gusül İle Yetinen Kimselerin Durumu

 

حدثنا محمد بن بشار قال: حدثنا معاذ بن هشام قال: حدثني أبي، عن قتادة قال: حدثنا أنس بن مالك قال: كان النبي صلى الله عليه وسلم يدور على نسائه في الساعة الواحدة، من الليل والنهار، وهن إحدى عشرة. قال: قلت لأنس: أو كان يطيقه؟ قال: كنا نتحدث أنه أعطي قوة ثلاثين.وقال سعيد، عن قتادة: إن أنسا حدثهم: تسع نسوة.

 

[-268-] Enes b. Malik'ten şöyle nakledilmiştir: "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gecenin ve gündüzün bir vaktinde hanımlarını dolaşırdı. Onbir tane hanımı vardı." Onun bu sözü üzerine hadisin ravilerinden Katâde, Enes'e: "Nebi s.a.v. buna güç yetirebihyor muydu?" diye sormuş. O da

 

"Biz, ona otuz kişinin gücü verildiğinden bahsederdik." diye cevap vermiş. Saîd'in Katâde'den naklettiği bir rivayete göre Enes, Nebi s.a.v.'in  hanımlarının sayısını dokuz olarak rivayet etmiştir.

 

Tekrar: 274, 5068, 5215.

 

 

AÇIKLAMA:     (Onbir tane hanımı vardı) Hz. Peygamber Medine'ye gel­diği vakit sadece Sevde validemizle evli idi. Daha sonra Hz. Âişe validemiz ile evlendi. Sonra hicretin üçüncü ve dördüncü yıllarında Ümmü Seleme, Hafsa, Zeynep bint Huzeyme'yle, beşinci yılında Zeynep bint Cahş'la, altıncı yılında Cüveyriye ile, yedinci yılında Safiye, Ümmü Habîbe ve Meymûne ile evlendi. Meşhur görüşe göre Hz. Peygamber'in Medine döneminde evlendiği hanımları bu kadardır. Beni Kurayza esirlerinden olan Rayhâne hak­kında ise farklı bilgiler kaydedilmiştir. İbn İshâk, kesin bir ifade ile Hz. Peygam­ber'in ona kendisiyle evlenmesini ve tesettüre girmesini teklif ettiğini, onun İse cariye olarak kalmayı tercih ettiğini kaydeder. Alimlerin ço­ğunluğuna göre Rayhâne, Hz. Peygamber'den önce hicretin 10. yılında vefat etmiştir. Zeynep bint Huzeyme de, Hz. Peygamberle evlendikten kısa süre sonra âhirete intikal etmiştir. Bu konuda İbnu Abdilberr şöyle demiştir: "Zeynep validemiz, Hz. Peygamber (s.a.v.) le ­iki ya da üç ay evli kalmıştır."

 

Bu bilgilere göre, Hz. Peygamber aynı zamanda dokuz kadından fazlasıyla evli değildi. Kaldı ki, Sevde validemiz de kendi sırasını Hz. Aİşe'ye hibe etmişti.

 

(Hz. Peygamber, buna güç yetirebihyor muydu?) İbnu'l-Münîr şöyle demiş­tir: "Hz. Peygamber'in hanımlarını dolaşmasını ifade eden hadis, bâb başlığına delil teşkil etmez. Olabilir ki, Hz. Peygamber hanımlarıyla birlikte olmuş ve her birlikteliğinden sonra gusül abdesti al­mıştır. Hadiste geçen, gece ifadesi, bir vakit ifadesine göre bu ihtimali daha da güçlendirir." Hz. Âişe hadisinde Hz. Peygamber'in hanımlarıyla gece birlikte olduğu, açıkça belirtilmemiştir. Bu durumu açıkça belirten Enes hadisi ise, Hz. Peygamber'in aldığı guslü bir ile takyit eder. Şöyle ki, söz konusu takyit, hadiste geçen bir vakit ifadesinden anlaşılır. Dolayısıyla guslün bir lafzı ile sınırlandırılmasına ihtiyaç kalmaz. Çünkü bu kadar kısa zamanda her birliktelik için ayrı ayrı gusül abdesti almak zordur, hatta imkansızdır. Bu du­rumda her iki hadis arasında bir lafız farkının olmaması için, Hz. Âişe hadisinde yer alan mutlak hüküm, Enes hadisinde yer alan mukayyed hükme dayandırıla­rak anlaşılır. Bir vakitte veya bir gecede hanımlarla birlikte olmak, bir kaç defa ilişki kurmak anlamına gelir. Bu da, bâb başlığı ile bu hadisin alakasını ortaya koyar.

 

İmam Buhari bu hadisi Nikâh Bölümünde çok kadınla evlenmenin müs-tehap olduğuna delil getirmiştir. Yine burada, Hz. Peygamber'in  eşleri arasında nöbet yapması, onlara sırayla gitmesi hususuna riayet etme­sinin farz olmadığına işaret etmiştir. Bazı İlim adamları bu görüştedir. Şâfİîlerden İstahrî İse kesin bir dille bunu savunmuştur. Halbuki Şâfiîler'in meşhur olan görüşüne ve çoğunluğa göre eşler arasına nöbet yapmak Hz. Peygamber için de farzdır. Ancak növbet/sırayla eşlere gitme işinin farz olduğunu söyleyenler bu hadise uygun bir yorum getirmek zorunda kalmışlardır: Bir gö­rüşe göre Hz. Peygamber'in bir vakit hanımlarıyla birlikte olması, sıra sahibi hanımının izni ile olmuştur. Nitekim Allah Resulü hastalandığı zaman, Hz, Aişe'nin yanında kalmak için öteki hanımlarından izin istemişti. Belki de bu durum, kasmın sırayla eşlere gitme işinin sona erdiği bir sırada meydana gelmişti. Hz. Peygamber de yeniden sıra yapmaya başlamış olabilir. Bir diğer görüşe göre ise, bu olay Hz. Peygamber'in sefer dönüşünde meydana gelmişti. Çünkü Hz. Peygamber sefere çıkacağı za­man, hanımları arasında kura çeker ve kurada kazananı yanında götürürdü. Seferden dönünce kasme sıra yapmaya yeniden başlardı. Bu görüş, ikinci ihti­male göre daha özel bir durumu ifade etmektedir. İlk görüş ile ikinci görüş Hz. Aişe'den nakledilen hadise daha uygundur. Bu olay, kasmın/sıra yapmanın farz kılınışından önce gerçekleşmiş olabilir. Hz. Peygamber farz kılınmasından sonra bu uygulamasını terk etmiş olabilir.

 

Bu Hadisten Çıkarılan Sonuçlar

 

Hz. Peygamber'e yukarıda ifade edildiği üzere cima gücü verilmiştir. Bu durum, onun bünyesinin sağlıklı olduğunu ve ve erkekliğinin mü­kemmelliğini göstermektedir..

 

Hz. Peygamber'in çok evlenmesinin hikmetlerinden biri daha ortaya çıkmıştır. Şöyle ki, çok evlilik sayesinde hanımları, herkesin kolay kolay öğrenemeyeceği hükümleri öğrenip insanlara nakletmişlerdir. Bu tür ko­nularda Hz. Aişe'den oldukça fazla ve yararlı bilgiler gelmiştir. Bunun için bazı ilim adamları onu, Hz. Peygamber'in diğer eşlerinden üstün tutmuştur.

                

باب: غسل المذي والوضوء منه.

13. Mezinin Yıkanması Ve Meziden Dolayı Abdest Almak

 

حدثنا أبو الوليد قال: حدثنا زائدة، عن أبي حصين، عن أبي عبد الرحمن، عن علي قال:

 كنت رجلا مذاء، فأمرت رجلا أن يسأل النبي صلى الله عليه وسلم، لمكان ابنته، فسأل فقال: (توضأ واغسل ذكرك).

 

[-269-] Ali r.a.'den şöyle nakledilmiştir: "Ben, mezisi çok gelen biriydim, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e karşı konumumdan dolayı, birini ona gidip bu hususu sorması İçin görevlendirdim. O kişi, bu meseleyi Nebi s.a.v.'e  sorunca şöyle buyurdu: Abdest al ve cinsel organını yıka!

 

 

AÇIKLAMA:     (Mezi’nin yıkanması ve meziden dolayı abdest almak) Mezi, cinsel birleşme hayal edilirken veya kadın ile oynaşırken gelen yapışkan, ince beyaz suyun adı­dır.

 

(birini ona gidip bu hususu sorması için görevlendirdim) Hz. Ali'nin görev­lendirdiği kişi, Mikdâd b. el-Esved'dir.

 

İmam Buhârî, Hz. Peygamber'in "abdest al!" emrini, mezi gelmesi halinde gusül abdestinin gerekmediğine delil getirmiştir. Bu konuda icma' ilim adamları arasında görüş birliği vardır. İkinci olarak imam Buhârî bu hadisten, meziden dolayı abdest almanın, idrardan doiayi abdest almakla aynı olduğu sonucuna varmıştır.

 

İbn Dakîku'l-'îd, bu hadisi mezinin taş vs. ile değil de sadece su ile temizlen­mesine delil getirmiştir. Çünkü hadisin lafızları açıkça yıkamayı belirtmektedir. Zira dinen, sadece belirlenen şeylere uyulur. İmam Nevevî de Müslim şerhinde bunu doğru kabul etmiştir.

 

Bu hadis, mezinin necis olduğuna delil olarak kullanılmıştır. Nitekim bu du­rum gayet açıktır. Ayrıca bu rivayette, mübağala sigası ile çokça geldiği anlaşılan meziden dolayı abdest alınması emredildiği için bu hadis sızıntı şeklinde gelen hafif meziden dolayı da abdest almanın farz olduğuna delil olarak İleri sürül­müştür. Ancak İbn Dakîk buna itiraz etmiştir. Ona göre, hadiste konu edi­len mezinin çokluğu, bedenin sağlıklı olduğu dönemlerde aşırı şehvetten kay­naklanır. Sızıntı şeklinde gelen mezi ise, vücuttaki bir hastalıktan dolayıdır. Bu yüzden sızıntı şeklinde gelen mezi için abdest almak gerekmez. Onun bu itirazına şu şekilde cevap vermek mümkündür: Sâri' meziden dolayı abdest alınmasını emretmiştir. Bu konuda da, ayrıntıya girmemiştir. Bu da, hükmün umumîli­ğine/genel bir hüküm İfade ettiğine delalet eder.

 

Bu Hadisten Çıkarılan Sonuçlar:

 

1- Bir konu hakkında soru sormak için başkasının temsilci olmasını istemek caiz ve mümkündür.,

2- Vekil, müvekkil varken onu savunabilir,

3- Ashâb-ı kiram Hz. Peygamber'e son derece saygı göstermiştir,

4- Örften dolayı haya edilecek meselelerde edebe uygun hareket etmek,

5- Kadının akrabalarına güzel davranmak,

6- Kadının akrabaları yanında cinsel ilişki veya buna benzer konularla ala­kalı konuşmamak,

 

7- Utanan kimse, bir başkasına soru sordurabilir. Nitekim İmam Buhârî bu hadisi, Bölümünde bu husus için delil olarak kullanmıştır. Çünkü bu şekilde davranan biri iki maslahata birden riayet etmiş olur. Biri, hayalı davranmak, diğeri ise, bîr hükmü Öğrenmede geri durmamaktır.

 

باب: من تطيب ثم اغتسل وبقي أثر الطيب.

14. Koku Sürünüp Guslettikten Sonra Güzel Kokmaya Devam Eden Kimse

 

حدثنا أبو النعمان قال: حدثنا أبوعوانة، عن إبراهيم بن محمد بن المنتشر، عن أبيه قال:

 سألت عائشة، فذكرت لها قول ابن عمر: ما أحب أن أصبح محرما أنضخ طيبا، فقالت عائشة: أنا طيبت رسول الله صلى الله عليه وسلم، ثم طاف في نسائه، ثم أصبح محرما.

 

[-270-] İbrahim İbn Muhammed İbn el-Münteşir babasından şöyle nakletmiştir: "Âişe r.anha.'ya İbn Ömer'in "Benden güzel koku yayıldığı halde ihrama girmeyi İstemem" dediğini hatırlatıp bu konuyu sordum. Hz. Aişe şöyle dedi; "Ben Allah Rasulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e koku sürdüm. Sonra o, diğer hanımlarının yanına gidip (onlarla bir­likte oldu). Daha sonra ise, İhrama girdi."