SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L ĞUSL

<< 196 >>

باب: من اغتسل عريانا وحده في الخلوة، ومن تستر فالتستر أفضل.

20. Tek Basınayken Çıplak Olduğu Halde Gusül Abdesti Almak

 

-وقال بهز، عن أبيه، عن جده، عن النبي صلى الله عليه وسلم: (الله أحق أن يستحيا منه من الناس).

Kim örtünürse, bilsin ki, örtünme daha iyidir. Behz, babası ve dedesinden yaptığı nakille Hz. Peygamber'in  Allah, insanlardan daha fazla utanılmayı hak eder." buyurduğunu nakletmîştir.

 

حدثنا إسحق بن نصر قال: حدثنا عبد الرزاق، عن معمر، عن همام بن منبه، عن أبي هريرة، عن النبي صلى الله عليه وسلم قال: (كانت بنو إسرائيل يغتسلون عراة، ينظر بعضهم إلى بعض، وكان موسى يغتسل وحده، فقالوا: والله ما يمنع موسى أن يغتسل معنا إلا أنه آدر، فذهب مرة يغتسل، فوضع ثوبه على حجر، ففر الحجر بثوبه، فخرج موسى في إثره، يقول: ثوبي يا حجر، حتى نظرت بنو إسرائيل إلى موسى، فقالوا: والله ما بموسى من بأس، وأخذ ثوبه، فطفق بالحجر ضربا). فقال أبو هريرة: والله إنه لندب بالحجر، ستة أو سبعة، ضربا بالحجر.

 

[-278-] Ebu Hureyre'den Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in şöyle buyurduğu nakledilmiştir: "İsrailoğulları bir arada çıplak olarak gusül abdesti alırlar ve gusül sırasında birbirlerine bakarlardı. Hz. Musa ise, tek başına gusül abdesti alırdı. İnsanlar onun hakkında 'Allah'a and olsun ki, Musa'yı bizimle birlikte gusletmekten alıkoyan şey, ancak fıtık olmasıdır. diyorlardı. Bir defasında Hz. Musa gusül abdesti almaya gitti. Elbiselerini bîr taşın üzerine koydu. Taş Birden yuvarlandı Hz. Musa'nın elbiseleri ondan uzağa düştü. 'Ey taş! Elbisemi geri ver' diye bağırarak taşın peşine düştü. Nihayet İsraİloğulları onu bu halde görünce 'Allah'a and olsun ki, Musa'da bir kusur yokmuş' dediler. Sonunda Hz. Musa taştan elbisesini aldı ve taşa vurmaya başladı."

 

Ebu Hureyre şöyle demiştir; "Allah'a and olsun ki, Musa (a.s.) taşa altı veya yedi defa vurmuştur.

 

Tekrar: 3404, 4799.

 

 

AÇIKLAMA:     (Tek Başınayken Çıplak Gusül Abdesti Almak) Bu ifade insanların göremeyeceği yerde gusül abdesti almak manasına gelir. (Daha iyidir) ifadesiyse, yalnız başına olan insanların çıplak gusül abdesti almasının caiz olduğunu gösterir. Nitekim âlimlerin çoğu bu görüştedir.

 

(Allah, insanlardan daha fazla utanılmayı hak eder.) Sünen musannifleri ile daha başka hadisçiler, Behz kanalıyla bu hadisi nakletmişlerdir. Tirmizi bu hadisin hasen, Hâkim ise sahih olduğunu belirtmiştir. İbn Ebi Şeybe ise şöyle demiş­tir: "Bize Yezid b. Harun nakletti. Ona da, Behz İbn Hakîm babası ve dedesinden rivayetle şöyle nakletmiştir: Resulüllah'a Ey Allah'ın peygamberi! Avret yerlerimizi nerde açıp nerde kapatalım?" diye sordum. Şöyle cevap verdi: "Avret yerlerini eşin ve cariyen hariç diğer insanların yanında ört!" Ben, "ey Allah'ın elçisi insan tek başına kalınca da mı?" diye sordum. Bu defa cevaben şöyle buyurdu: "Allah, insanlardan daha fazla utanılmayı hak eder."

 

Hadiste geçen eşin dışında ifadesinden, kadının kocasının avret mahalline bakmasının caiz olduğu anlaşılır. Kıyas yoluyla kocanın da karısının avret mahalline bakmasının caiz olduğu sonucuna varılır. Aynı zamanda ifade, eşler ve cariyeler dışında başka birinin avret mahalline bakmanın caiz olmadığına delalet eder. Mesela avret mahalli hususunda erkeğin erkeğe, kadının da kadına bak­ması caiz değildir. Behz'den nakledilen hadisin zahiri, kişinin yalnız başınayken hiçbir şekilde çıplak bulunmasının caiz olmadığını gösterir. Ancak, İmam Buhârî Hz. Musa ve Eyyub Peygamber'in kıssalarını, gusül abdesti alırken çıplak bulunulabileceğine delil getirmiştir. İbn Battâl'ın da ifade ettiği gibi söz konusu delil getirme şu şekilde gerçekleşmiştir: Bu iki peygamber, Allah Teâlâ'nm bize uy­mamızı emrettiği peygamberler zümresİndendir. Onların bu tür uygulamalarına tabi olmak, ancak "bizden öncekilerin şeriatı, bizim için de şeriattır" diyenlerin görüşüne göre mümkün olur. Anlaşıldığına göre Hz. Peygamber bu kıssaları anlatmış ve herhangi bir itirazda bulunmamıştır. Bu durum, söz konusu uygulamaların bizim şeriatımıza da uygun olduğunu gösterir. Eğer bu kıssalarda bizim şeriatımıza uygun olmayan bir şey olsaydı, mutlaka Hz. Pey­gamber belirtirdi.

 

(çıplak olarak gusül abdesti alırlardı.) Hadisin zahirinden, bu uygulamanın İsrailoğullarının şeriatına göre caiz olduğu anlaşılır. Aksi takdirde Hz. Musa, on­ların bu uygulamalarına sessiz kalmazdı. Kendisi ise, daha faziletli olanı tercih ettiği için tek başına gusül abdesti alıyordu.

 

(fıtık) Bu kelime, testislerdeki şişkinliği ifade eder.

 

('Ey taş! Elbisemi geri ver') Hz. Musa taşa hitap etmiştir. Çünkü, elbisesini alıp kaçtığı için onu akıllı varlıklar gibi görmüştür. Ona göre taş, bu yaptığından dolayı cansız varlıklardan uzaklaşıp canlı varlıklar kategorisine yaklaşmıştır. Bu yüzden ona seslenmiştir.

 

(İsrailoğulları onu bu halde görünce) Bu ifadeden, İsrailoğullarınm Hz. Mu­sa'nın vücudunu çıplak olarak gördükleri anlaşılır. Bu durum, tedavi ve buna benzer zorunlu hallerde bir başkasının avret yerine bakmanın caiz olduğuna delil olarak kullanılmıştır.

 

Ancak İbnu'l-Cevzi, Hz. Musa'nın üzerinde bir örtü olabileceği ihtimalini dile getirmiştir. Çünkü örtü ıslanınca, altını gösterir. O, hocalarından birine ait olan bu görüşü nakletmeyi daha uygun görmüştür. Ancak, bu görüş tartışılabilir bir görüştür.

 

Bu hadis hakkında geri kalan yorumları, Peygamberler Bölümünde yapacağız.[Kitab ehâdîsi'l-enbiyâ' bab :28 3404, III, 38]