SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU MEVAKİTİS-SALAT

<< 325 >>

باب: تأخير الظهر إلى العصر.

12. Öğle Namazını İkindi Vaktine Kadar Ertelemek

 

حدثنا أبو النعمان قال: حدثنا حماد، هو ابن زيد، عن عمرو بن دينار، عن جابر بن زيد، عن ابن عباس:

 أن النبي صلى الله عليه وسلم صلى بالمدينة سبعا وثمانيا: الظهر والعصر، والمغرب والعشاء، فقال أيوب: لعله في ليلة مطيرة؟ قال: عسى.

 

[-543-] İbn Abbâs'tan şöyle nakledilmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Medine'de öğle İle ikindi namazını birlikte sekiz rekat, akşam ile yatsı namazını da yedi rekat olarak kıldırmıştır."

 

Ravilerden Eyyub kendisinden önceki râvî Câbir'e Bu olay yağmurlu bir gecede vaki olmuş olabilir mi?' diye sormuş, o da 'Muhtemelen' diye cevap vermiştir.

 

Tekrar: 562, 1174.

 

 

AÇIKLAMA:     (Öğle Namazını İkindi Vaktine Kadar Ertelemek) Bu ifade öğle namazını ikindi vaktinin başlangıcına ertelemek anlamına gelir. Bununla öğle namazının vaktinin çıkmasıyla, ikindi namazının vaktinin girdiği ifade edilmek istenmiştir.

 

Alimlerin bir kısmı, hasta kimselerin hadiste belirtildiği gibi namazları bir­leştirmesini caiz görmüşlerdir. İmam Nevevî de, bunu desteklemiştir. Ancak bu görüş eleştiriye açıktır. Çünkü Nebi s.a.v. olağanüstü ve geçici bir durum olan hastalıktan dolayı namazları birleştirerek kıldıysa, ancak aynı mazereti taşıyanların onunla birlikte namaz kılması caiz olurdu. Öyle anla­şılıyor ki, Nebi s.a.v. ashabına namazı birleştirerek kıldırmıştır. Nitekim İbn Abbâs, naklettiği rivayette açık bir şekilde bunu söyle­mektedir. Nevevî şöyle demiştir: "Bazıları hadiste geçen namazları birleştirerek kılmanın hakiki olmadığını söylemişlerdir. Onlara göre Nebi s.a.v. öğle namazını, vaktin sonlarına doğru, ikindi namazını ise vaktin başlangıcında kıldırmıştır. Ancak bu, zayıf bir ihtimaldir. Hatta batıldır. Çünkü, zahir olan manaya, hiçbir şekilde tevil edilemeyecek derecede muhaliftir."

 

Onun zayıf gördüğü bu görüşü Kurtubî güzel bulmuştur. Ondan önce de Imamu'l-Haremeyn Cüveynî bu görüşü tercih etmiştir. Mütekaddim alimlerden İbnu'l-Macişun ve Tahavi de bu görüşün doğru olduğunu kesin bir dil ile ifade etmişlerdir. İbnu Seyyidi'n-nâs ise, bu hadisi İbn Abbâs'tan nakleden Ebu'ş-Şa'sâ'nın da bu görüşü dile getirdiğini belirterek bunu desteklemiştir. Söz ko­nusu rivayetin benzeri, Buhari ve Müslim'in İbn Uyeyne ve Amr İbn Yenâr kanalıyla naklettikleri hadiste geçmektedir. Ayrıca ilave olarak şu bilgiler de mevcuttur: Ravi şöyle dedi: 'Ey Ebu Şa'sâ! Kanaatimce Nebi s.a.v. öğle namazını vaktin sonuna bırakmış, ikindiyi de vaktin başlangı­cında kılmıştır. Aynı şeklide akşam namazını kılmayı da, vaktin sonuna ertele­miş, yatsıyı ise vaktin başında kılmıştı.' Ebu Şa'sâ da 'Ben de o kanaatteyim.' demiştir.

 

İbnu Seyyidi'n-nâs şöyle demiştir: "Hadisi rivayet eden, hadisten neyin kasdedildiğini başkalarından daha iyi bilir."

 

Râvî kesin bir dille bu görüşü ifade etmemiştir. Hatta bu görüşe göre amel etmeyi sürdürmemiştir. Nitekim Eyyub'e söylediği söz ve yağmur dolayısıyla Nebi s.a.v.in namazları birleştirmiş olabileceği kanaati yukarıda geçmişti.

 

Ancak bu hadiste geçen namazları birleştirme olayının hakiki olmadığını destekleyen delillerden biri de, hadisin bütün varyantlarında namazları birleştirmek için bir girişimin olmamasıdır. Bu durumda, namazların birleştirilmesi lafızlardan anlaşılan mutlak manaya hamledilebilir. Buna göre herhangi mazeret yokken, namazın belirlenen vaktinin dışına çıkılmış olur. Ya da, buradaki birleştirme/cem'in belirli bir şekilde gerçekleşmiş olduğu söylenebilir. Bu durumda namaz vaktinin dışına çıkılması gerekmez. Böylece hadisler arasındaki çelişkiler giderilir. Namazları birleştirme olayının hakiki manada olmaması, daha tercihe şayandır.

 

Alimlerden bir kısmı, bu hadisin zahirini esas alarak herhangi bir ihtiyaç sebebiyle namazların birleştirilebileceği görüşünü benimsemiştir. Ancak, bunun âdet haline getirilmemesi şartını İleri sürmüşlerdir.