SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-CEMAAT VE’L-İMAME

<< 402 >>

باب: إذا لم يتم الإمام وأتم من خلفه.

55. İmam'ın Eksik Kıldığı Namaz'ı Cemaatin Tam Olarak Kılması

 

حدثنا الفضل بن سهل قال: حدثنا موسى بن الحسن الأشيب قال: حدثنا عبد الرحمن بن عبد الله بن دينار، عن زيد بن أسلم، عن عطاء بن يسار، عن أبي هريرة: أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال: (يصلون لكم، فإن أصابوا فلكم، وإن أخطؤوا فلكم وعليهم).

 

[-694-] Ebu Hureyre (r.a.) Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "İmamlar sizin için namaz kıldırıyorlar. Eğer doğru kıldırırlarsa kıldığınız namaz'ın sevabını alırsınız. Buna karşılık hatalı kıldırırlarsa kıldığınız namaz'ın sevabını siz alırsınız, günahı İse namazı kıldıran imamlara olur."

 

 

AÇIKLAMA:     Hadiste geçen hatalı kıldırmak ifadesi bilerek yapılan kasıtlı yanlışların (amden) eş anlamlısı olarak kullanılmamıştır; dolayısıyla hadisteki hatalı kıldırmak ifadesi yanılmak anlamındadır. Zira kasıtsız olarak gerçekleşen hatalar yanılgı­lar dolayısıyla günah olmaz. Mihleb şöyle demiştir: "Bu hadis salih insanların arkasında namaz kılmanın caiz olduğunu gösterdiği gibi kendisinden çekinilen ve korkulan fâsık günahkâr kimselerin arkasında namaz kılmanın caiz oldu­ğunu da göstermektedir."

 

Mihleb'in bu görüşü İle ilgili olarak yapılan değerlendirmelerden biri şöyle­dir: "Bu sözde geçen kendisinden çekinilen ve korkulan fâsık günahkâr kimse­ler ifadesi, söz konusu kişilerin güç ve otorite sahibi kimseler olduğunu göstermektedir."

 

el-Beğavî Şerhu's-sünne adlı eserinde şöyle demektedir: "Bu hadis abdestsiz olarak namaz kıldıran bir imamın arkasında namaz kılan cemaatin namazının sahih geçerli olduğunu göstermektedir. Ancak bu durumda imamın namazını iade etmesi gerekir."

 

Bu hadisin kasıtlı veya kasıtsız her türlü hata ve yanlışı kapsamına aldığını (mutlak olduğunu) ileri süren bazı bilginlere göre cemaatin namazı her halü­kârda geçerli olur. Zira hadiste geçen hatalı kıldırmak ifadesi kasıtlı olarak yanlış yapmanın (amd) eşanlamlısı olarak kullanılmıştır.

 

Buna göre ictihâdî olarak görüş ayrılıklarının bulunduğu durumlarda da bu hadis kriter olarak kabul edilebilir. Namazda besmele okumanın gerekliliğine ve besmelenin kıraatin temel rükünlerinden biri olup Fatiha sûresinden bir âyet olmadığına inanan bir kimse bunları ictihâdî olarak kabul etmeyen bîr imamın arkasında namaz kılarsa, namazının geçerli olabilmesi için besmeleyi bizzat okuması gerekir; yani cemaat ictihâdî olarak imamdan farklı düşünüyorsa na­mazının geçerli olabilmesi için kendi ictihâdî görüşünü uygulamakla yükümlü­dür. Çünkü bu durumda cemaate göre imam hata etmiş sayılır.

 

Bu hadis şunu gösterir: "Cemaat namazını doğru kılmışsa, imamın hata et­miş olması cemaatin namazını etkilemez."

 

باب: إمامة المفتون والمبتدع.

56. Fitneye Karışan Kimselerin Ve Bid'atçilerin İmamlık Yapması

 

-وقال الحسن: صل وعليه بدعته.

Konuyla ilgili olarak Hasan-ı Basrî şöyle demiştir: "Sen namazını kıl, burada günah bid'atçinin boynunadır."

 

قال أبو عبد الله: وقال لنا محمد بن يوسف: حدثنا الأوزاعي: حدثنا الزهري، عن حميد بن عبد الرحمن، عن عبيد الله بن عدي بن خيار: أنه دخل على عثمان بن عفان رضي الله عنه، وهو محصور، فقال: إنك إمام عامة، ونزل بك ما ترى، ويصلي لنا إمام فتنة، ونتحرج؟ فقال: الصلاة أحسن ما يعمل الناس، فإذا أحسن الناس فأحسن معهم، وإذا أساؤوا فاجتنب إساءتهم.وقال الزبيدي: قال الزهري: لا ترى أن يصاى خلف المخنث، إلا من ضرورة لا بد منها.

 

[-695-] Ubeydullah İbn Adiyy İbn Hiyar (r.a.) şöyle demiştir: "Osman (r.a.) göz hapsinde tutulup evi kuşatıldığı' zaman kendisini ziyarete gittim. Ona şöyle dedim; 'Siz halkın imamısınız ancak başınıza gelenleri görüyoruz. Şu anda bize namaz kıldıran ise fitnecilerin başıdır. Biz onun arkasında namaz kıldığımız için günaha girdiğimizi düşünerek sıkıntı çekiyor ve korkuya kapılıyoruz.' Bunun üzerine Osman (r.a.) bana şunları söyledi; Namaz insanların yaptığı en güzel ameldir; bu bakımdan halk güzel bir iş yapıyorsa sen de onlarla birlikte hareket et, ama kötü İşler yapıyorlarsa onların kötülüklerinden uzak dur."

 

 

AÇIKLAMA:     Muhammed İbn Velîd ez-Zebîdî, İbn Şihâb ez-Zührî'nin şöyle dediğini nakletmiştir: "Çok açık bir zorunluluk bulunmadığı sürece kadınsı hareketlerde bulunan kimselerin (muhannis - muhannes) arkasında namaz kılmanın uygun olmadığı görüşündeyiz."

 

 

حدثنا محمد بن أبان: حدثنا غندر، عن شعبة، عن أبي التياح: أنه سمع أنس بن مالك:

 قال النبي صلى الله عليه وسلم لأبي ذر: (اسمع وأطع ولو لحبشي، كأن رأسه زبيبة).

 

[-696-] Enes İbn Mâlik (r.a.), Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in Ebû Zerr'e şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Kafası kuru üzüm tanesi gibi Habeşî bir köle dahi olsa (kendisine görev verilen kimseleri) dinle ve (onlara) itaat et.

 

 

AÇIKLAMA:     Bâb başlığında geçen; Fitneye karışan kimseler ifadesi, meşru devlet başkanına karşı ayak­lananları anlatmaktadır. Fakat bazı alimlere göre bu İfade daha geniş bir anlam yelpazesine sahiptir.

 

Bidatçi kelimesi ehl-i sünnet ve'1-cemaatin itikadı düşüncelerine aykırı görüş benimseyen kimseler için kullanılır.

 

Hz. Osman'ın 'Halk güzel bir iş yapıyorsa sen de onlarla birlikte hareket et' şeklindeki sözünün zahirî anlamı onun fitneye karışan kimselerle birlikte namaz kılınmasına ruhsat / izin verdiğini göstermektedir. Bu bakımdan o adeta şöyle demiştir: "Namazı kıldıran kimsenin fitneye karışmış olması sana zarar vermez. Aksine eğer iyi bir İş yapıyorsa onun hayırlı eylemlerine sen de katıl, fakat fit­neye düştüğü konularda asla yanında yer alma!"

 

Hz. Osman'ın 'Kötü işler yapıyorlarsa onların kötülüklerinden uzak dur' şek­lindeki sözü insanları fitneden, fitne olaylarına karışmaktan ve söz, eylem ve İnanç bakımından çirkin (münker) olan her türlü davranıştan sakındırmaktadır.

 

Hadisten Çıkarılan Sonuçlar

 

1- Cemaate devamlı surette katılmak gerekir, çünkü Hz. Osman'ın sözünde bunun İçin teşvik vardır. Özellikle fitne zamanlarında cemaate devam etmenin emredilmesi ise ayrılığı körüklememe ve müslümanları bir arada tutma amacına matuftur.

 

2- Cemaate katılmayı terk etmektense arkasında namaz kılınması hoş kar­şılanmayan insanların imamlığında namaz kılmak daha uygun bir davranıştır.

 

3- Cuma namazının devlet başkanının izni olmaksızın kılınamayacağını söy­leyenlere bu rivayette reddiye bulunmaktadır. Buna göre Cuma namazı ko­nusunda devlet başkanının izni şart değildir.

 

İbn Şihâb'ın sözünde geçen (ve kadınsı hareketlerde bulunan kimseler şek­linde tercüme ettiğimiz) ... kelimesi hem muhannis (ism-i fail) hem de muhannes (ism-i meful) şeklinde okunabilir. İsm-i fail olması durumunda bu kelime yürürken veya konuşurken kırıtan, kadınsı hareketlerde bulunan ve ka­dınlara benzeyen erkek anlamına gelirken, ism-i meful olması durumunda ho­moseksüel kimseleri anlatır.

 

Çok açık bir zorunluluk bulunmadığı sürece ifadesi, homoseksüel olan kim­selerin güç ve otorite sahibi olmaları durumunu anlatır. Bu insanlar güç ve oto­rite sahibi İse veya otorite sahibi kimseler tarafından görevlendirilmişlerse ce­maat terk edilmez.