باب: ما جاء
في الثوم
النيء والبصل
والكراث.
160. Çiğ Sarımsak, Soğan Ve Pırasa Hakkında Nakledilen
Rivayetler
-وقول
النبي صلى
الله عليه
وسلم: (من أكل
الثوم أو
البصل، من
الجوع أو
غيره، فلا
يقربن مسجدنا).
Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:
herhangi bir sebeple sarımsak veya soğan yiyen bir kimse bizim mescidimize
yaklaşmasın."
حدثنا
مسدد قال:
حدثنا يحيى،
عن عبيد الله
قال: حدثني
نافع، عن ابن
عمر رضي الله
عنهما:
أن
النبي صلى الله
عليه وسلم قال
في غزوة خيبر:
(من أكل من هذه
الشجرة - يعني
الثوم - فلا
يقربن مسجدنا).
[-853-] Abdullah İbn Ömer şöyle demiştir: "Resulullah sallallahu
aleyhi ve sellem Hayber savaşında iken sarımsak bitkisini işaret ederek şöyle
buyurdu: Kim bundan yerse mescidimize ge/(ip bizi rahatsız etmesin. "
Tekrar: 4215, 4217, 4218, 5521 ve 5522
حدثنا
عبد الله بن
محمد قال:
حدثنا أبو
عاصم قال:
أخبرنا ابن
جريج قال:
أخبرني عطاء
قال: سمعت
جابر بن عبد
الله قال: قال
النبي صلى
الله عليه
وسلم: (من
أكل من هذه
الشجرة - يريد
الثوم - فلا
يغشانا في
المساجدنا).قلت:
ما يعني به؟
قال: ما أراه
يعني إلا
نيئه. وقال
مخلد بن يزيد،
عن ابن جريج:
إلا نتنه.
[-854-] İbn Cüreyc, Ata İbn Ebu Rabah'tan Cabir İbn Abdullah'ın şöyle
dediğini nakletmiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem sarımsak
bitkisini işaret ederek şöyle buyurdu: Kim bundan yerse mescidimize
gelmesin."
Ben (Ata İbn Ebu Rabah), Cabir İbn Abdullah'a: "Peki
Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem çiğ sarımsağı mı kasdetti, yoksa pişmiş
sarımsak için de aynı hüküm geçerli mi?" diye sorduğumda şu cevabı verdi:
"Ben öyle sanıyorum ki Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem sadece çiğ
sarımsağı kasdediyordu."
Mahled İbn Yezid, İbn Cüreyc'in bu rivayeti "Sadece kokulu
olanı kasdediyordu" şeklinde naklettiğini söylemiştir.
Tekrar: 855, 5452 ve 7359
حدثنا
سعيد بن عقير
قال: حدثنا
ابن وهب، عن
يونس، عن ابن
شهاب: زعم
عطاء: أن جابر
بن عبد الله زعم:
أن النبي صلى
الله عليه
وسلم قال: (من
أكل ثوما أو
بصلا
فليعتزلنا).
أو قال: (فلعتزل
مسجدنا،
وليقعد في
بيته). وأن
النبي صلى الله
عليه وسلم أتي
بقدر فيه
خضرات من
بقول، فوجد
لها ريحا،
فسأل فأخبر
بما فيها من
البقول، فقال:
(قربوها). إلى
بعض أصحابه
كان معه، فلما
رآه كره أكلها،
قال: (كل فإني
أناجي من لا
تناجي).
وقال
أحمد بن صالح،
عن ابن وهب:
أتي ببدر، قال
ابن وهب: يعني
طبقا، فيه
خضرات، ولم
يذكر الليث،
وأبو صفوان،
عن يونس: قصة
القدر، فلا أدري:
هو من قول
الزهري، أو في
الحديث.وقال
أحمد بن صالح،
بعد حديث
يونس، عن ابن
شهاب: وهو
يثبت قول يونس.
[-855-] Cabir İbn Abdullah Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle
buyurduğunu nakletmiştir: "Sarımsak veya soğan yiyen bir kimse biz'den -
veya bizim mescidimizden -uzak dursun; kendi evinde durup beklesin."
Bir defasında Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e sebze dolu
bir kap getirdiler. Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bu sebzelerden bir
koku geldiğini fark etti. Oradakilere bu kokunun nereden geldiğini sorunca
kabın içinde bulunan sebzeleri saydılar. Bunun üzerine Resûlullah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem onlardan bunu yanıbaşında bulunan bir sahâbîye vermelerini
istedi. O sahâbînin bunu yemek istemediğini gören Resûlullah Sallallahu Aleyhi
ve Sellem şöyle buyurdu: Çekinme, ye, ben yemiyorum çünkü ben senin
konuşmadığın meleklerle konuşuyorum."
حدثنا
أبو معمر قال:
حدثنا عبد
الوارث، عن
عبد العزيز
قال: سأل رجل
أنسا:
ما
سمعت نبي الله
صلى الله عليه
وسلم يذكر في
الثوم؟ فقال:
قال النبي صلى
الله عليه
وسلم:(من أكل
من هذه الشجرة
فلا يقربنا).
أو: (لا يصلين
معنا).
[-856-] Abdülaziz İbn Suheyb el-Benânî şöyle demiştir: "Birisi Enes
İbn Mâlik (r.a.)'e 'Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in sarımsakla ilgili
bir şeyler söylediğini işittin mi' diye sorunca Enes İbn Mâlik şöyle demişti:
Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: Kim bu bitkiden yerse
bize veya bizim mescidimize yaklaşmasın.
Tekrar: 5451
AÇIKLAMA: İmam Buhârî'nin başlığı kullanırken sarımsağı
"çiğ" şeklinde kayıtlaması bu konuda mutlak olarak gelen ve
sarımsağın çiğ olup olmadığına dair bir kayıt bulunmayan hadislerde geçen
ifadeleri pişmemiş / çiğ sarımsak şeklinde yorumladığını gösterir.
"Açhk veya herhangi bir sebeple" kaydının sarih olarak
zikredildiğini bir kaynakta görmedim. Fakat bu ifade Câbir ve diğerlerinden
nakledilen hadislerin bazı varyantlarında sahâbî sözü olarak geçmektedir. İmam
Müslim'in Ebu Zübeyr yoluyla Câbir'den naklettiği rivayette Câbir şöyle
demiştir: "Resûlullah bize soğan ve pırasa yememizi yasakladı. Fakat daha
sonra bunlara duyduğumuz ihtiyaç ağır bastı."
İbnü'l-Müneyyir şöyle demiştir: "Bazı âlimler cüzzam gibi
hastalıkları olan kimseleri de sarımsak yiyen kimselere benzeterek bunların da
mescide gelmemeleri gerektiğini söylemişlerdir. Fakat bu görüş tartışmaya
açıktır. Çünkü sarımsak yiyen bir kimse, bunu kendi iradesi ve isteği ile
yemektedir. Halbuki cüzzamlınm başına gelen bu hastalık onun iradesiyle olmuş
değildir."
İbn Battal rivayetlerde geçen "kim yerse" ifadesine
bakarak sarımsak yemenin mubah olduğunu söylemiştir. Çünkü bu ifade mübahlık
bildirir.
"Hayber savaşında iken" ifadesi hakkında Dâvûdî
şunları söylemiştir: "Bu İfade Hayber savaşına giderken veya Hayber
savaşından dönünce anlamına gelir." İbnü't-Tîn ise şöyle demiştir:
"Doğru olan görüş Resûlullah'ın savaşçıların arasında İken bu hadisi
söylediğidir. Çünkü Resûlullah'ın salâha ashabına yolculuk sırasında iken
"sarımsak yemeleri durumunda mescide gelmemelerini" söylemesini
engelleyecek zorunlu bir durum söz konusu değildir."
Dâvûdî'nin bu görüşü arz etmesinin sebebi kanaatimce hadiste
geçen "Mescidimize yaklaşmasın" ifadesidir. Çünkü bu ifadenin zahiri
mescidden kastın Mescid-i Nebevi olduğunu gösterir. Bu yüzden Dâvûdî rivayette
geçen Hayber savaşında iken ifadesini Hayber'e yönelince veya Hayber'den
Medine'ye dönünce şeklinde yorumlamıştır. Ancak İmam Müslim'in Ebû Saîd'den
naklettiği rivayet Resûlullah'ın sarımsakla ilgili sözü Hayber'in fethinden
sonra söylediğini göstermektedir. Buna göre Resûlullah'ın "Mescidimize
yaklaşmasın" buyruğu "Hayber'de kaldığımız süre boyunca namazlarımızı
kılmak için hazırladığımız mekana yaklaşmasın" anlamına gelir. Ahmed İbn
Hanbel'in Yahya el-Kattân yoluyla naklettiği rivayette geçen "Mescidlere
yaklaşmasın" ifadesi de bu görüşü desteklemektedir. İmam Müslim de buna
benzer bir rivayet nakletmiştir. Tüm bu rivayetler sarımsak yiyenle ilgili
yasağın sadece Mescid-i Nebevi hakkında olduğunu söyleyenlerin görüşlerini reddetmektedir.
ibn Battal bu görüşü bazı âlimlerden nakletmiş zayıf bulduğunu söylemiştir.
Abdurrazzak'ın Musannef inde nakledildiğine göre jbn Cüreyc, Atâ
İbn Ebu Rabâh'a: "Sarımsak yiyenle ilgili yasak sadece Mescid-İ Haram
hakkında mıdır yoksa bütün mescidleri kapsamına alır mı?" diye sorunca
ondan şu cevabı almıştır: "Bu yasak sadece Mescid-i Haram hakkında
değildir, bütün mescidleri kapsamına alır."
Bu bâb başlığı altında zikredilen rivayetlerden çıkarılan
sonuçlar:
1. Namazın cemaatle kılınması farz-i ayn değildir. İbn
Dakîki'l-İyd şöyle demiştir: "Çünkü sarımsak yemenin yasaklanması zorunlu
olarak şu iki anlama gelir:
a. Burada yenmesi yasaklanan şeyleri yemek mubah İse buna bağlı
olarak cemaatle namaz kılmak farz-ı ayn olmayacaktır.
b. Bunları yemek haram ise buna bağlı olarak cemaatle namaz
kılmak farz olacaktır. Zaten âlimlerin çoğunluğuna göre burada sayılan
sebzeleri yemek mubahtır. Buna bağlı olarak ortaya çıkan hüküm ise cemaatle
namaz kılmanın farz-ı ayn olmamasıdır. Bu hükmü şu şekilde açıklamak mümkündür:
"Bu sebzeleri yemekte herhangi bir sakınca yoktur, yenmesi caizdir. Bu
hükme bağlı olarak (lâzım) ortaya çıkan hüküm ise cemaatle namaz kılmanın terk
edilebileceği ve söz konusu sebzeleri yiyen bir kimsenin cemaati terk
etmesinin caiz olduğudur. Zira hakkında cevaz hükmü verilen bir hususa bağlı
olan şeyin hükmü de onun caiz olmasıdır. Bu durum da cemaatle namaz kılmanın
farz-ı ayn olmamasını gerektirir. Zahirî mezhebi mensuplarından bir kısmına
göre cemaate katılmak farz-ı ayn olduğu için bu tür sebzeleri yemek haramdır.
Bu hükmün açıklaması da şöyledir: "Cemaatle namaz kılmak farz-ı ayndır. Bu
görevin yerine getirilebilmesi ise söz konusu sebzelerin yenmemesine bağlıdır;
bunları yemeyi terk etmeyen bir kimse cemaate katılamaz. Farz olan bir şeyin
ancak kendisiyle tamam olabileceği şeyde farzdır. Buna göre bu sebzeleri
yememek farzdır ve dolayısıyla yenmesi haramdır."
Fakat Zâhirîler'den İbn Hazm cemaatle namaz kılmayı farz-ı ayn
olarak kabul ettiği halde bu tür sebzelerin yenmesinin helal olduğunu açık bir
şekilde söylemiştir. İbn Hazm cemaatle namaz ile sarımsak yeme arasında
yukarıdaki gibi zorunlu bir ilişki kurmamıştır. Ona göre yukarıda sayılan
kokulu sebzeleri yememekle ilgili emir, yenen bu sebzelerin kokusu gitmeden
önce namazın vaktinin çıkacağını kesin olarak bilen kişilerle ilgilidir. Bu
yönüyle Cuma namazına benzemektedir. Zira Cuma namazı şartları gerçekleştiği
takdirde farz-ı ayn olur. Buna rağmen haddizatında mubah olan yolculuk
durumunda Cuma namazı düşer. Ancak Cuma ezanını duyduğu halde yolculuğa çıkmaya
yeltenmek haramdır.
2. Bu sebzeleri yemenin Resûlullah'a haram olup olmadığı
konusunda görüş ayrılıkları olmuştur. Fakat tercih edilen görüş helal
olduğudur. Zira Resûlullah (s.a.v.)'in sözü mutlak bir ifadedir: "Bu haram
değildir.