SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-CUM’A

<< 479 >>

باب: فضل الغسل يوم الجمعة، وهل على الصبي شهود يوم الجمعة، أو النساء.

2. Cum'a Günü Boy Abdesti Almanın Fazileti (Çocukların Veya Kadınların Cum'a Namazına Gelmeleri Farz Mıdır?)

 

حدثنا عبد الله بن يوسف قال: أخبرنا مالك، عن نافع، عن عبد الله بن عمر رضي الله عنهما: أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال: (إذا جاء أحدكم الجمعة فليغتسل).

 

[-877-] Abdullah İbn Ömer (Radiyallahu Anh) Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: İçinizden kim Cum'a namazına gelirse boy abdesti alsınl.

 

Tekrar; 894 ve 919.

 

 

حدثنا عبد الله بن محمد بن أسماء قال: أخبرنا جويرية، عن مالك، عن الزهري، عن سالم بن عبد الله بن عمر، عن ابن عمر، رضي الله عنهما: أن عمر بن الخطاب، بينما هو قائم في الخطبة يوم الجمعة، إذا دخل رجل من المهاجرين الأولين من أصحاب النبي صلى الله عليه وسلم فناداه عمر: أية ساعة هذه؟ قال: إني شغلت، فلم انقلب إلى أهلي حتى سمعت التأذين، فلم أزد أن توضأت. فقال: والوضوء أيضا، وقد علمت أن رسول الله صلى الله عليه وسلم كان يأمر بالغسل.

 

[-878-] Abdullah İbn Ömer (Radiyallahu Anh)'den nakledilen bir rivayet şöyledir: "Ömer bir Cum'a günü ayakta hutbe îrad ederken ilk olarak hicret edenlerden bir sahabî mescid'e girmişti. Bunun üzerine Ömer ona seslenerek: Hiç vakitten haberin var mı senin?!' demişti. O sahabî: 'Bazı işlerim vardı, daha evime varmadan ezan'ın okunduğunu işittim ve hatta bu telaş içinde sadece abdest alarak mescid'e gelmek durumunda kaldım' deyince Ömer (r.a.) ona şöyle mukabelede bulundu; (Namaz'a geç kaldığın yetmiyormuş gibi) bir de sadece abdest almakla yetindin öyle mi! Halbuki Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in Cum'a günü boy abdesti almayı emrettiğini biliyorsun."

 

 

839 - حدثنا عبد الله بن يوسف قال: أخبرنا مالك، عن صفوان بن سليم، عن عطاء بن يسار، عن أبي سعيد الخدري رضي الله عنه: أن الرسول صلى الله عليه وسلم قال: (غسل يوم الجمعة واجب على كل محتلم).

 

[-879-] Ebu Saîd el-Hudrî (Radiyallahu Anh) Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Cum'a günü boy abdesti (ğusül) almak ihtilam olan (ergenlik çağına giren) herkese vaciptir."

 

 

AÇIKLAMA:     Zeyn İbnü'l-Müneyyir İmam Buharî'nin kullandığı bab/konu başlığı ile ilgili olarak şu açıklamada bulunmuştur: "İmam Buharî burada sadece Cuma günü boy abdesti almanın faziletine işaret etmiş, fakat konu hakkında görüş ayrılıkları bulunduğu için bunun hük­münü açıklamamıştır. O bu ifade ile Cuma günü boy abdesti almaya teşvikte bulunmaktadır. Zaten bu konu hakkında nakledilen rivayetlerin ortak noktası ve üzerinde ittifak edilen husus da Cuma günü boy abdesti almanın güzel bir amel olduğudur."

 

"Çocukların Veya Kadınların Cuma Namazına Gelmeleri Farz Mıdır?" şek­linde devam eden başlıkla ilgili olarak İbnü't-Tîn şöyle demiştir: "İmam Buharî'nin kullandığı bu ifade Cuma namazının onlara farz olmadığını gösterir; farz hükmü onlardan düşmüştür."

 

Hadiste geçen "ergenlik çağına giren herkese (muhtelim) farzdır" ifadesi Cuma namazının çocuklara farz olmadığını göstermektedir. Ancak bu bab/konu başlığı altında kadınlara dair herhangi bir rivayet nakledilmediği halde İmam Buharî ileride Nafi'den naklen bu konuyu açıklayan bir rivayete yer vereceği için başlıkta kadınları da zikrederek ön bir bilgi vermek istemiş olabilir. Ayrıca kendi şartlarına uymadığı için kitabına almadığı fakat sahih bir senede sahip olan "Ka­dınlar ve çocuklar Cuma namazını kılmakla mükellef değildir" hadisine de işaret etmiş olabilir. Ebu Davud'un Tarık İbn Şihab yoluyla Resulullah'tan naklettiği bu hadisin ravileri güvenilir (sika) kimselerdir.

 

Zeyn İbnü'l-Müneyyir şöyle demiştir: "İmam Malik'in 'Yetişkin erkekler dışın­daki kimseler sırf faziletine ermek maksadıyla Cuma namazına katılırlarsa boy abdesti almanın Cuma namazının diğer adabına riayet etmeleri gerekir. Fakat maksatları sadece bir araya gelmek ise buna gerek yoktur' dediği nakledilmiştir."

 

İbn Dakiki'l-İyd şöyle demiştir: "Bu hadîs-i şerif Cuma günü boy abdesti almak ve Cuma namazına gelmek ile alakalı olduğunu göstermektedir."

 

İbn Dakîki'l-iyd'in bu ifadesi 'Boy abdesti ile Cuma namazına gidiş arasında fasıla olmamalıdır' diyen İmam Malik'in görüşünü desteklemektedir. Evzaî ile Leys de bu görüştedir.

 

Alimlerin çoğunluğuna göre ise Cuma günü sabah namazından sonra bile boy abdesti alınsa yeterlidir. İleride açıklanacağı gibi Abdullah İbn Abbas hadisi de buna işaret etmektedir. el-Esrem (el-Ethrem) şöyle demiştir: "Bir gün Ahmed İbn Hanbel'e 'Bir kimse Cuma günü boy abdesti aldıktan sonra abdesti bozulsa sadece namaz abdesti alarak Cuma'ya gitse olur mu?1 diye sorduklarını işittim. Şöyle cevap vermişti: Evet olur. Ben bu konuda İbn Ebza hadisinden daha üstün bir hadis duymuş değilim."

 

Burada söz konusu edilen İbn Ebza hadisini, İbn Ebu Şeybe sahih bir senedle nakletmiştir. Saîd İbn Abdurrahman İbn Ebza'nın bir sahabî olan baba­sıyla ilgili olarak naklettiği rivayet şöyledir: "O Cuma günü boy abdesti alırdı ve daha sonra abdesti bozulduğu halde sadece namaz abdesti alarak namaza gi­derdi; tekrar boy abdesti almazdı."

 

Tüm bu açıklamalardan sonra şunları söylemek mümkündür: "Resulullah (s.a.v.)'in Cuma günü boy abdesti alınması ve genel bir vücut temizliği yapılmasıyla ilgili emrinin hikmeti, cemaate sıkıntı verecek kötü kokuların gide­rilmesidir. Buna göre bir kimse yapmış olduğu İş vs. gereği Cuma'dan önce vü­cudunun kirleneceğinden endişe ediyorsa boy abdestini namaza gitme vaktine kadar geciktirmesi güzel olur. 'Boy abdesti ile Cuma namazına gidiş arasında fasıla olmamalıdır’ diyen İmam Malik'in de bunu göz önünde bulundurduğunu düşünebiliriz. Böylece Cuma namazına gelen kişi yapmış olduğu temizliği boza­cak şeylerden korunmuş olur. Her şeyin en doğrusunu sadece Allah bilir.

 

Alimlerin çoğunluğu bu hadîs-i şerife dayanarak Cuma namazına geleme­yen bir kimsenin boy abdesti almasına gerek olmadığı görüşünü savunmuşlardır. Hanefîler'in çoğunluğu İse bu görüşte değildir.

 

İlk olarak hicret edenlerden bir sahabi şeklinde zikredilen kişi Hz. Osmandır.

 

Hz. Ömer'in "Hiç vakitten haberin var mı senin?!" şeklindeki sorusu bir azar­lama ifadesidir ve Hz. Osman'ın tutumunu yadırgadığını anlatmaktadır. Adeta ona şöyle demiştir: "Niçin bu vakte kadar geciktin?" Hz. Ömer'in maksadı Resulullah (s.a.v.)'in Cuma namazına erken gelinmesiyle ilgili teşvikini Hz. Osman'a hatırlatmaktır. Zira ileride zikredileceği gibi Cuma namazı bitirilince melekler artık cemaate katılanlarla ilgili kayıtları tuttukları defterleri kapatırlar. İşte Hz. Ömer bu şekilde en güzel yolla uyarısını yapmış ve Hz. Osman da onun maksadını anladığı için geç kalmasının sebebini derhal açıklamıştır.

 

Hz. Osman'ın "hatta bu yüzden sadece abdest alarak gelmek durumunda kaldım" şeklindeki sözü onun mescide Hz. Ömer hutbeye yeni başladığı sırada girdiğini göstermektedir.

 

Hz. Ömer'in "(Namaza geç kaldığın yetmiyormuş gibi) bir de sadece abdest almakla yetindin öyle mi!" şeklindeki ifadesi "hem namaza geç kalarak erken gelmenin faziletinden mahrum kaldın, hem de sadece namaz abdesti ile yetinip boy abdesti almayarak başka bir kusur gösterdin anlamına" gelir.

 

Hadis’ten Çıkarılan Sonuçlar

 

1. Hutbe okurken minber üzerinde ayakta durulur.

2. Devlet başkanı / imam, halkını/cemaatini dikkatle takip eder; onlara dinin emirlerine uymalarını tavsiye eder ve faziletli bir ameli terk edenleri uyararak bu tutumlarını yadırgadığını ifade eder. Bu açıdan uyarılan kişinin çok önemli bir mevkide olup olmaması arasında hiçbir fark yoktur. Hatta imam böyle bir uya­rıyı bizzat yapmalıdır ki konum İtibariyle kendisinden daha aşağıda olanlar yan­lışlarından vazgeçsinler.

 

3. Hutbe sırasında hutbeyi keserek muayyen bir şahsa yönelip iyiliği em­retmek ve kötülüğü yasaklamak hutbeye zarar vermez. Ayrıca normalde hutbeyi dinleyen cemaatin konuşmaması gerektiği halde böyle bir uyarıya muhatap olan kişinin cevap vermesinde herhangi bir sakınca olmaz.

 

4. Kişi yanlış olarak yaptığı bir işle ilgili mazeretini devlet başkanına arz edebilir.

5. Kişi Cuma namazına erken gelme faziletinden yoksun kalacak olsa bile ezan (hutbeden önceki ezan) okunmadan önce çarşı pazardaki işleriyle ilgilene­bilir, çeşitli tasarruflarda bulunabilir. Çünkü Hz. Ömer, Hz. Osman'ın mazeretini dinledikten sonra söz konusu vakitte pazarların kaldırılması yönünde bir talimat vermemiştir.

 

Zaten İmam Malik'e göre de Cuma ezanından önce pazarların kurulmasına engel olunmaz. Zira Hz. Ömer döneminde ezandan önce pazarlar faaliyetteydi ve bu rivayete göre pazarda ihtiyacını gören kişi Hz. Osman gibi sahabenin ön­de gelen isimlerinden birisiydi.

 

6. Fazilet ve ilim sahibi insanların çarşı pazara gitmeleri ve oradaki ticarî fa­aliyetleri görmeleri iyi bir davranıştır.

7. Cuma namazına gitmenin fazileti henüz ezan okunmadan önce oraya va­rılırsa hasıl olur.

 

Bazı alimler "ergenlik çağına giren herkese (muhtelim) vaciptir (yecibu)" ifa­desinde geçen vaciptir hükmüne dayanarak Cuma günü boy abdesti almanın farz olduğunu söylemişlerdir. İbnü'l-Münzir bu görüşü Ebu Hüreyre ile Ammar İbn Yasir gibi sahabîlerden nakletmişlerdir. Zahirîler'in ve kendisinden nakledilen bir rivayete göre Ahmed İbn Hanbelin görüşü de böyledir. İbn Hazm bu görüşü Hz. Ömer'den, birçok sahabîden ve daha sonra gelen alimlerden nakletmiştir. Fakat İbn Hazm'ın naklettiği rivayetlerde bunu ifade eden açık hükümler neredeyse hiç yoktur. İbn Hazm'ın görüşünü dayandırdığı rivayetler kesin olarak bu hükmü ifade etmeyen yoruma açık nakillerdir. Buna örnek olarak Sa'd'ın şu sözünü zikredebiliriz: "Ben, Cuma günü boy abdestini terk eden hiçbir Müslü­man olduğunu zannetmiyorum."

 

İmam Şafıî er-Risale adlı eserinde Abdullah İbn Ömer ile Ebu Saîd'den nak­ledilen rivayetlere yer verdikten sonra şöyle demiştir: "Bu rivayetlerde geçen vaciptir hükmü şu İki anlama gelebilir;

 

a. Cuma namazı için yapılacak temizlik sadece boy abdesti ile caiz olur. Hadisin zahirinden anlaşılan hüküm de budur.

 

b. Boy abdesti, üstün ahlak sahibi ve temiz olmak gibi özellikleri sağladığı için tercih edilmelidir; dolayısıyla bu hüküm boy abdestinin tercih edilmesi ge­rektiğini gösterir. Zaten yukarıdaki rivayette Hz. Ömer ile Hz. Osman arasında geçen konuşma da buna işaret etmektedir. Zira Hz. Osman boy abdesti almadığı için Cuma namazını terk etmemiş ve Hz. Ömer de ona mescidden çıkmasını ve boy abdest aldıktan sonra gelmesini emretmemiştir. Bu da onların boy abdesti­nin alınmasıyla ilgili emrin tercih etme yönünde olduğunu bildiklerini göster­mektedir" İbn Huzeyme, Taberî, Tahavî, İbn Hibban ve İbn Abdilberr gibi pek çok alim de İmam Şafiî'nin bu açıklamalarına dayanarak görüş beyan etmişler­dir. .

 

Bazı alimler bu açıklamalara ek olarak şunları söylemişlerdir: "Hz. Osman ile Hz. Ömer arasında yaşanan bu diyalog sırasında orada bulunan sahabîler her­hangi bir itirazda bulunmadan onlara muvafakat ettiklerine göre 'Cuma namazı­nın sahih olabilmesi için boy abdesti almanın şart olmadığında' sahabenin icması (görüş birliği) vardır."

 

Bu alimlerin söz konusu rivayetten böyle bir çıkarımda bulunmaları gerçek­ten de takdire şayandır. Zira burada çok güçlü bir istidlalde bulunmuşlardır. Zaten Hattabî gibi alimler boy abdesti almadan sadece namaz abdesti alarak Cuma namazı kılmanın caiz olduğuna dair icma bulunduğunu nakletmişlerdir.