باب: صلاة
الخوف.
1. Korku Namazı Ve bu konuyla ilgili olan âyet-i kerîme:
-وقول الله
تعالى: {وإذا
ضربتم في
الأرض فليس عليكم
جناح أن
تقصروا من
الصلاة إن
خفتم أن يفتنكم
الذين كفروا
إن الكافرين
كانوا لكم
عدوا مبينا.
وإذا كنت فيهم
فأقمت لهم
الصلاة فلتقم
طائفة منهم
معك وليأخذوا
أسلحتهم فإذا
سجدوا
فليكونوا من
ورائكم ولتأت
طائفة أخرى لم
يصلوا
فليصلوا معك
وليأخذوا
حذرهم
وأسلحتهم ود
الذين كفروا
لو تغفلون عن
أسلحتكم
وأمتعتكم
فيميلون
عليكم ميلة واحدة
ولا جناح
عليكم إن كان
بكم أذى من
مطر أو كنتم
مرضى أن تضعوا
أسلحتكم
وخذوا حذركم
إن الله أعد
للكافرين
عذابا مهينا}
/النساء
Yeryüzünde sefere çıktığınız zaman kafirlerin size kötülük
etmelerinden endişe ederseniz, namazı kısaltmanızda size bir günah yoktur.
Şüphesiz kafirler, sizin apaçık düşmanınızdır. Sen de içlerinde bulunup onlara
namaz kıldırdığın zaman, onlardan bir kısmı seninle beraber namaza dursunlar,
silahlarını (yanlarına) alsınlar, böylece (namazı kılıp) secde ettiklerinde
(diğerleri) arkanızda olsunlar. Sonra henüz namaz'ını kılmamış olan (bu) diğer
grup gelip seninle beraber namazlarını kılsınlar ve onlar da ihtiyat
tedbirlerini ve silahlarını alsınlar. O kâfirler arzu ederler ki siz
silahlarınızdan ve eşyanızdan gafil olsanız da üstünüze birden baskın yapsalar.
Eğer size yağmurdan bir eziyet olur yahut hasta bulunursanız silahlarınızı
bırakmanızda size günah yoktur. Yine de tedbirinizi alın. Şüphesiz Allah,
kâfirler için alçaltıcı bir azap hazırlamıştır.[Nisâ, 101-102]
حدثنا
أبو اليمان
قال: أخبرنا
شعيب، عن
الزهري، قال: سألته:
هل صلى النبي
صلى الله عليه
وسلم، يعني
صلاة الخوف؟
قال: أخبرني
سالم: أن عبد
الله بن عمر
رضي الله
عنهما قال:
غزوت مع رسول
الله صلى الله
عليه وسلم قبل
نجد، فوازينا
العدو، فصاففنا
لهم، فقام
رسول الله صلى
الله عليه وسلم
يصلي لنا،
فقامت طائفة
معه تصلي
وأقبلت طائفة
على العدو،
وركع رسول
الله صلى الله
عليه وسلم بمن
معه وسجد
سجدتين، ثم
انصرفوا مكان
الطائفة التي
لم تصل،
فجاؤوا فركع
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم بهم ركعة
وسجد سجدتين،
ثم سلم، فقام
كل واحد منهم
فركع لنفسه
ركعة وسجدتين.
[-942-] Abdullah İbn Ömer (r.a.) şöyle demiştir: "Resulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte Necid taraflarına sefere çıkmıştık.
Düşmanla karşı karşıya geldik ve sıra sıra dizilip savaş konumu aldık. Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem kalktı ve bize namaz kıldırmaya başladı.
Ordudan bir grup da kalkıp onunla birlikte namaz'a durdu. Başka
bir grup ise düşmana karşı durdu. Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem
kendisiyle birlikte namaz'a duranlara bir rekat namaz kıldırıp iki secdeyi
yaptıktan sonra bunlar kalkıp namaz kılmayan arkadaşlarının yerini aldılar ve
diğerleri gelip Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in arkasında namaza
durdular. Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem onlara da bir rekat namaz
kıldırdı ve iki secdenin ardından selâm verdi. Daha sonra herkes kalan tek
rekatı kendi başına kıldı ve iki defa secde etti.
Tekrar: 4132, 4133 ve 4535.
AÇIKLAMA: Zeyn İbnü'l-Müneyyir İmam Buhârî'nin
kullandığı konu başlığıyla ilgili olarak şu açıklamalarda bulunmuştur:
"İmam Buhârî korku namazı konusunu hemen Cuma namazı konusunun ardından
zikretmiştir. Çünkü bu namazlar da genel olarak beş vakit namaz ile aynı
kapsamda değerlendirilir; fakat bu iki namazın her biri için verilen hüküm
diğer namazlardan farklıdır. Cuma namazı açısından bu fark daha az olduğu için
İmam Buhârî bu namazla ilgili hükümlere beş vakit namazla ilgili konuların
ardından yer vermiştir. Hakkında pek çok görüş ayrılıkları bulunduğu için de
korku namazı konusunu Cuma namazından sonra ele almıştır. İmam Buhârî'nin konu
başlığında korku namazıyla ilgili İki âyete yer vermesinin sebebi ise, korku
namazının kılınma şeklinin diğer namazların kılınışından farklı olduğunu
göstermek ve bunun Kitap ve Sünnet ile sabit olduğunu vurgulamaktır."
Âyet-i kerîmede geçen "sefere çıktığınız zaman"
ifadesinden anlaşılan şudur: Namazı kısaltarak iki rekat kılma hükmü sadece
yolculuk hali için söz konusudur. Fakat endişe ederseniz/korkuya kapılırsanız
kaydı da namazı kısaltarak kılma hükmünün sadece korku hali İçin söz konusu
olduğunu göstermektedir. İmam Müslim'in naklettiğine göre sahâbîlerden Ya'lâ
İbn Ümeyye bunu Hz. Ömer'e sormuş ve o da aynı soruyu Resul-i Ekrem'e sorduğunu
ve ondan şu cevabı aldığını söylemiştir: "Bu Allah'ın size verdiği bir
sadakadır; onun sadakasını kabul edin!" Buna göre sünnet korku hali
olmasa bile yolculuk durumunda namazların kısaltılarak kılınması hükmünü
açıklamıştır.
Abdullah İbn Ömer'in daha sonra "herkes kalan tek rekatı
kendi başına kıldı" şeklindeki ifadesi ondan gelen bütün rivayet
yollarında aynıdır ve buradan ilk bakışta anlaşılan şudur: "Orduda bulunan
sahâbîlerin tamamı aynı anda namazı tamamlamıştır." Fakat namazlarını
sırayla tamamlamış olmaları da ihtimal dahilindedir. Güdülen gaye göz önüne
alındığında bu anlamın daha uygun olduğunu söylemek mümkündür. Çünkü herkes
aynı anda namazı tamamlayacak olursa ordu korunmaktan yoksun kalacak ve komutan
(imâm) tek başına bırakılmış olacaktır. Ebu Davud'un İbn Mesud'dan naklettiği
rivayet de bu görüşü desteklemektedir: "Sonra Resulullah selam verince bu
ikinci grup kalkıp kendi başlarına bir rekat namaz kıldılar ve ardından selam
verip dağıldılar. Bunun üzerine diğer grup namaz kılınan yere geldi ve kendi
başlarına birer rekat namaz kılıp selam verdiler."
Bu rivayetten anlaşıldığı kadarıyla ikinci grup iki rekatı hiç
ara vermeden peşpeşe kılmıştır. Diğer grup ise ikinci grup namazlarını
bitirdikten sonra gelip namazlarını tamamlamışlardır.
Korku namazının nasıl kılınacağı ile ilgili olarak pek çok
rivayet ve görüş nakledilmiştir. İbn Abdilberr bu konuda Abdullah İbn Ömer'den
nakledilen rivayette belirtilen şekli tercih etmiştir. İbn Abdilberr'in bu
rivayeti tercih etmesinin iki sebebi vardır:
a.) İsnadı sağlamdır, b.) Namazla
ilgili olarak konan "İmam selam vermeden önce cemaatin namazı tamam olmaz"
şeklindeki kurala uygundur.
Ahmed İbn Hanbel şöyle demiştir: "Korku namazıyla ilgili
olarak altı veya yedi farklı hadis rivayet edilmiştir. Bir kimse bunlardan
hangisini esas alırsa alsın namaz geçerli olur."
Mâliki âlimlerinden İbnü'l-Kassâr, Resulullah'm korku namazını
hayatı boyunca on defa kıldığını söylediği halde İbnü'l-Arabi'ye göre bu sayı
yirmi dörttür.
Hattabi'nin korku namazının kılınma şekliyle ilgili
değerlendirmesi şöyledir: "Resul-i Ekrem bu namazı farklı zamanlarda
değişik şekillerde kılmıştır. Burada gözettiği temel düşünce şudur: Namazın
doğasına en uygun ve ordunun zarar görmesini engelleyecek en doğru yolu bulmak.
İşte korku namazının şekli hakkında nakledilen birbirinden farklı pek çok
rivayet bulunduğu halde hepsinin özü aynıdır; namazı en uygun şekilde kılmak
ve ordu güvenliğini sağlamak için en doğru şekli tespit etmek."