SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-İSTİSKA

<< 535 >>

DEVAM: 2. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'İn: ''Onların İçinde Bulundukları Bu Yılları Hz. Yusuf Zamanındaki Kıtlık Yıllarına Çevir.'' Diye Beddua Etmesi

 

حدثنا عثمان بن أبي شيبة قال: حدثنا جرير، عن المنصور، عن أبي الضحى، عن مسروق قال: كنا عند عبد الله، فقال: إن النبي صلى الله عليه وسلم لما رأى من الناس إدبارا، قال: (اللهم سبع كسبع يوسف). فأخذتهم سنة حصت كل شيء، حتى أكلوا الجلود والميتة والجيف، وينظر أحدهم إلى السماء فيرى الدخان من الجوع. فأتاه أبو سفيان فقال: يا محمد، إنك تأمر بطاعة الله وبصلة الرحم، وإن قومك قد هلكوا، فادع الله لهم، قال الله تعالى: {فارتقب يوم تأتي السماء بدخان مبين - إلى قوله - عائدون. يوم نبطش البطشة الكبرى}. فالبطشة يوم بدر، وقد مضت الدخان، والبطشة واللزام وآية الروم.

 

[-1007-] Abdullah İbn Mesud (r.a.)'ın şöyle dediği nakledilmiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem hicretten önce Mekke'li müşriklerin İslam davetini kabul etmeyip yüz çevirdiklerini görünce, 'Allah'ım onlara Yusuf döneminde yedi yıl süren kıtlık seneleri gibi kıtlık yılları musallat et' diye beddua etti. Bunun üzerine Mekkelİ müşriklerin başına öyle bir kıtlık yılı geldi ki, her şeyi kuruttu ve bitki namına bir şey kalmadı. Hatta bu yüzden hayvan derilerini, ölmüş hayvanları ve kokuşmuş leşleri yemek zorunda kaldılar. Onlardan biri gökyüzüne baktığında açlıktan gözlerinin önü karardığı için gökyüzünü dumanlı bir şekilde görürdü. Bu sıkıntılı anlarda Ebu Süfyan Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yanına gelerek; "Ey Muhammed, sen Allah'a itaat etmeyi ve akrabalık ilişkilerini sağlam tutmayı emrediyorsun, fakat şu kavminin haline bir baksana, neredeyse yok olup gidecekler... Onlar için Allah'a dua et!" dedi.

 

Allah şöyle buyurmuştur: "Şimdi sen, göğün insanları bürüyecek açık bir duman çıkaracağı günü gözetle. Bu, elem verici bir azaptır, işte o zaman insanlar' Rabbimiz! Bizden azabı kaldır. Doğrusu biz artık inanıyoruz derler. Nerede onlarda öğüt almak! Oysa kendilerine gerçeği açıklayan bir elçi gelmişti. Sonra ondan yüz çevirdiler ve 'Bu kendisine bir takım bilgiler öğretilmiş bir deli, dediler. Biz azabı birazcık kaldıracağız, ama siz yine eski halinize döneceksiniz. Fakat biz (onları) büyük bir şiddetle yakalayacağımız gün, kesinlikle intikamımızı alırız. [Duhan, 10-16]

 

Bu ayette geçen "şiddetle yakalayacağımız gün" ifadesi Bedir savaşını anlatmaktadır. Buna göre duman (dühan), yakalama (batşe), kaçınılmaz ceza / azap (lizam) ve İranlıların Bizanslılar tarafından mağlup edileceğine dair Kur'an'ın verdiği haber meydana gelmiş demektir.

 

Tekrar: 1020, 4693, 4767, 4774, 4809, 4820 - 4825

 

 

AÇIKLAMA:     İmam Buharî yağmur duası konusunu işlediği bu bölümde yukarıdaki konu başlığı altında Resul-İ Ekrem (s.a.v.)'in müşriklere yaptığı bedduaya yer vermekle şuna İşaret etmiştir: "Allah'ın müminlere yağmur lütfetmesi İçin dua etmek meşru olduğu gibi, kafirleri kıtlık belasına düşürmesi için beddua etmek de meşrudur." Zira böylece müminlerin düşmanları olan kafirlerin zayıflamaları ve müminlere karşı olan tutumlarının değişip kalplerinin yumuşaması sağlana­caktır. Nitekim bunun müminler açısından olumlu sonuçları, müşrikler kıtlığın kaldırılması için dua etmesi maksadıyla Resulullah (s.a.v.)'e geldik­lerinde ortaya çıkmaya başlamıştır.

 

Şöyle bir yorum yapmak da mümkündür: "Namazda kafirlere beddua et­mek mümkün olduğuna göre müminlere dua etmek de mümkün olacaktır. Za­ten bu maksatla yağmur duası namazı meşru kılınmıştır."

 

"Allah'ım Gıfar oğullarını mağfiret eyle, Eşlem oğullarını da selamete erdir" duası İsimle aynı kökten türeyen bir ifade ile Allah'a dua etmenin etkili bir yol olduğunu gösterir. Bununla birlikte bu tür bir kullanım sadece dua cümlelerine has değildir; normal ifadelerde de bu şekildeki kullanımlar etkili olur. Nitekim bir hadîs-i şerifte geçen "Asiye, Allah'a ve Resulüne isyan etti ifadesinde böyle bir kullanım söz konusudur. Resul-i Ekrem (s.a.v.) duasında bu iki kabi­leyi özellikle zikretmiştir. Çünkü Gıfaroğulları zaten daha önce müslüman olmuş­tu. Eslemoğulları ise yaptıkları anlaşmaya sadık kalmıştı.