EK SAYFA – 592-2
باب: فضل
الطهور
بالليل
والنهار،
وفضل الصلاة
بعد الوضوء
بالليل
والنهار.
17. Gece Gündüz Abdest Almanın, Abdest'ten Sonra Gece Gündüz
Namaz Kılmanın Fazileti
حدثنا
إسحق بن نصر:
حدثنا أبو
أسامة، عن أبي
حيان، عن أبي
زرعة، عن أبي
هريرة رضي
الله عنه: أن
النبي صلى
الله عليه
وسلم قال
لبلال عند صلاة
الفجر: (يا
بلال، حدثني
بأرجى عمل
عملته في الإسلام،
فإني سمعت دف
نعليك بين يدي
في الجنة). قال:
ما عملت عملا
أرجى عندي:
أني لم أتطهر
طهورا، في ساعة
ليل أو نهار،
إلا صليت بذلك
الطهور ما كتب
لي أن أصلي.قال
أبو عبد الله:
دف نعليك،
يعني تحريك.
[-1149-] Ebu Hureyre radıyallahu anh şöyle dedi: Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem sabah namazında Bilal'e şöyle dedi: "Bilal! Müslüman olduktan sonra
yaptığın ve en çok umut bağladığın amelini bana söyle. Zira ben cennet'te senin
ayakkabılarının sesini benim önümde duydum".
Bilal: "Benim en çok umut bağladığım amelim şudur: Ben gece
veya gündüzün hangi vaktinde abdest alsam mutlaka bu abdest ile benim için takdir
edildiği kadar (nafile) namaz kılarım" dedi.
AÇIKLAMA: Buradaki Bilal,
Nebi s.a.v.'in müezzini Bilal İbn Rebahtır (Bilal-i Habeşî). Nebi'in sabah
namazında Bilal'e bu soruyu sorması, onun Bilal'ın cennette ayakkabılarının
sesini duymasının rüyada gerçekleştiğini göstermektedir. Çünkü Nebi'in
(s.a.v.) gördüğü rüyayı anlatması ve ashabının gördüğü rüyaları da yorumlaması
onun bir sünneti idi.
Bilal'ın "benim için takdir edildiği kadar" ifadesi
farzı da nafileyi de kapsar. İbnü't-Tîn şöyle demiştir: Bilal'in en çok umut
bağladığı şeyin bu ameli olduğuna inanmasının sebebi, Nebi'in (s.a.v.)
amellerin en faziletlisinin namaz olduğuna dair sözünü bilmesiydi. Yine o gizli
yapılan amelin, açıktan yapılan amelden daha faziletli olduğunu biliyordu.
Bu hadis, ibadetin sınırları konusunda içtihadın caiz olduğunu
gösterir. Çünkü Bilal, zikrettiğimiz dereceye kendi çıkarımı ile ulaştı ve Nebi
(s.a.v.) o’nu tasvib etti.
İbnü'l-Cevzî şöyle demiştir: Bu hadis, abdestin amacından ayrı
düşmemesi için abdestten sonra namaz kılmaya teşvik etmektedir.
Mühelleb şöyle der: Bu hadis, Allah'ın kulunu yapmaya müyesser
kıldığı bir amele çok fazla karşılık verdiğini göstermektedir.
Salih kimselere, Allah'ın yapmalarını nasip ettiği salih ameller
sorulur, ta ki bu konuda başkaları onlara uysun.
Hoca öğrencisine yaptığı ameli sorar; şayet amel iyi ise buna
devam etmeye teşvik eder, amel iyi değil ise bunu yapmasını yasaklar.
Abdeste devam etmek müstehaptır. Cennete gitmek, buna uygun bir karşılıktır.
Çünkü kişinin abdeste devam etmesi, geceyi abdestli geçirmesini gerektirir.
Geceyi abdestli olarak geçiren kişinin ruhu ise yükselir ve arşın altında secde
eder. Bunu Beyhakî Şuabu'1-îman adlı eserinde Abdullah İbn Amr İbnü'l-As'tan
rivayet etmiştir.
Arş cennetin tavanıdır. Büreyde hadisinin sonuna "Nebi
(s.a.v.) böyle söyledi" ifadesini eklemiştir.
Hadisten ilk anda anlaşıldığına göre bu sevap, Bilal'in o ameli
sebebiyle gerçekleşmiştir. Bu hadis ile Nebi'in sallallahu aleyhi ve sellem
"Hiçbirinizi ameli cennete sokamaz" sözü arasında bir çelişki yoktur.
Bu hadis ile "Yaptıklarınız sebebiyle girin cennete"107 ayetini
uzlaştırma konusunda ileri sürülen görüşlerin en meşhurlarından biri şudur:
Cennete girmek aslen Allah'ın rahmeti ile olur, cennetteki derecelerin taksimi
ise insanların yaptığı amellere göre olur.
Bu hadis, mutezilenin inancının aksine Cennetin şu anda mevcut
olduğunu gösterir.
Kirmanî'nin "kimse ölmeden önce cennete giremez" sözü
ile Nebi'in sallallahu aleyhi ve sellem miraç gecesi en sahih görüşe göre
uyanık bir halde iken cennete girmesi ilk bakışta çelişmektedir. Şayet
Kirmanî'nin ifade ettiği görüş sabit İse bunu peygamberlerin dışındakilere
hamletmek gerekir. Yahut da dünyada, dünya aleminden çıkıp melekut alemine
girenlere özgü kabul etmek gerekir.