SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-CENAİZ

<< 644 >>

باب: من جلس عند المصيبة يعرف فيه الحزن.

40. Musibetle Karşılaşan Kimsenin Bunu Hissettirecek Şekilde Bir Kenarda Oturması

 

حدثنا محمد بن المثنى: حدثنا عبد الوهاب قال: سمعت يحيى قال: أخبرتني عمرة قالت: سمعت عائشة رضي الله عنها قالت:

 لما جاء النبي صلى الله عليه وسلم قتل ابن حارثة وجعفر وابن رواحة، جلس يعرف فيه الحزن، وأنا أنظر من صائر الباب، شق الباب، فأتاه رجل فقال: إن نساء جعفر، وذكر بكاءهن، فأمره أن ينهاهن، فذهب، ثم أتاه الثانية: لم يطعنه، فقال: (انههن). فأتاه الثالثة، قال: والله غلبنا يا رسول الله، فزعمت أنه قال: (فاحث في أفواههن التراب). فقلت: أرغم الله أنفك، لم تفعل ما أمرك رسول الله صلى الله عليه وسلم، ولم تترك رسول الله صلى الله عليه وسلم من العناء.

 

[-1299-] Aişe r.anha şöyle demiştir: Zeyd İbn Harise, Ca'fer ve İbn Revaha'nın r.a. şehit edildiklerine dair haber Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e  ulaştığında Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) üzüntüsünü belli edecek şekilde bir kenarda mahzun mahzun oturdu. Ben kapı aralığından kendisine bakıyordum.

 

Bu sırada birisi Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e  geldi ve: "Ca'fer'in hanımları (feryat ederek) ağlaşıyorlar" dedi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem kadınların bu şekilde bağırmasını engellemesini istedi. Adam gitti, sonra ikinci defa Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e gelerek kadınların kendisine itaat etmediklerini söyledi. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem yine: "Onların ağlamalarına engel ol" buyurdu. Adam üçüncü defa gelerek

 

"Ya Resulallah! Vallahi kadınlar bize galip geldi" dedi. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem adama: "Git de onların ağızlarına toprak saç" buyurdu.

 

(Aişe şöyle dedi): Ben içimden "Allah burnunu yere sürtsün be hey adam! Ne Resulullah'ın emrettiğini yaptın, ne de onu rahat bıraktın" dedim.

 

Tekrar: 1305, 4263

 

 

حدثنا عمرو بن علي: حدثنا محمد بن فضيل: حدثنا عاصم الأحول، عن أنس رضي الله عنه قال:

 قنت رسول الله صلى الله عليه وسلم شهرا، حين قتل الفراء، فما رأيت رسول الله صلى الله عليه وسلم حزن حزنا قط أشد منه.

 

[-1300-] Enes r.a. şöyle demiştir: Sahabeden Kur'an'ı ezbere bilenler (Bi'r-i Maune olayında) şehit edilince Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir ay boyunca namazlarda kunut yaptı (onları öldürenlere beddua etti). Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in bundan daha şiddetli üzüldüğünü hiç görmedim."

 

 

AÇIKLAMA:     Zeyn İbnü'l-Müneyyir'in konu ile ilgili görüşleri özetle şöyledir: Bu başlıktan çıkarılacak fıkhi hüküm şudur: Kişinin karşılaştığı her durumda İtidali koruması en sağlam yoldur. Büyük bir musibetle karşılaşan kimse yanağını dövmek, yaka­sını yırtmak, feryat etmek vb. yasaklanmış fiilleri işleyecek derecede aşırı hüzne kapılmamalı, musibete uğrayan kişinin değerini hafife alacak ve duyarsızlığa yol açacak şekilde de katı ve donuk davranmamalıdır. Bu durumda Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e  uyulmalıdır. O, musibetle karşılaştığında ağırbaşlı ve sa­kin bir halde hafifçe oturmuş, kendisinde üzüntünün İzleri görülecek ve karşı­laştığı musibetin büyüklüğünü hissettirecek bir halde bulunmuştur.

 

Kurtubî şöyle demiştir: Hadis, Cafer'in hanımlarının aşırı derecede feryat etmek suretiyle seslerini çok yükselttiklerini göstermektedir. Bu davranışlarından vazgeçmediklerinde Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem  "Ağızlarına toprak saç" demek suretiyle onları bundan vazgeçirmek istemiştir. Bunun anlamı: "Onlara, sabretmeleri karşılığında alacakları ecri, sabırsızlandıkları için kaçırdıklarını ve hüsrana uğradıklarını söyle" demektir. Nitekim kayba uğrayan kişi hakkında "Eline topraktan başka bir şey geçmedi" denilir. Kadınların adama İtaat etmeme­lerinin sebebi, adamın kendisini Nebi s.a.v.'in yolladığını onlara söylememiş olması da olabilir. Bu durumda kadınlar adamın kendiliğinden yol göstermek için bunları söylediğini zannetmişlerdir. Yahut Nebi s.a.v.'in yolladığını bil­dikleri halde musibetin yeni olmasından kaynaklanan aşırı hüzne engel olama­mışlardır. Hadisten ilk anda anlaşıldığına göre onlar, izin verilen miktarın ötesin­de bir şiddetle ağlıyorlardı. Bu durumda ağlamalarının yasaklanması haramlık bildirir. Nebi s.a.v.'in yasağı üç kere tekrarlaması, bu konuda ısrarlı olması ve susmamaları halinde cezalandırılmalarını emretmesi de bunu göstermektedir.

 

Hadîsten Çıkan Sonuçlar

 

1- Ölüm haberi alan kişinin, üzüntüsü sebebiyle ağırbaşlı ve sakin bir biçimde bir kenarda oturması caizdir.

2- Örtülü olan kadınların yabancı erkeklere bakması caizdir.

3- Yapılması uygun olmayan bir fiili yapması yasaklanan kişiler, bu fiili yapmaktan vazgeçmezlerse te'dib edilirler.

4- Haberi pekiştirmek için yemin etmek caizdir.