SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’Z-ZEKAT

<< 741 >>

باب: ما يذكر في الصدقة للنبي صلى الله عليه وسلم.

60. Hz. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e Zekat Vermek

 

حدثنا آدم: حدثنا شعبة: حدثنا محمد بن زياد قال: سمعت أبا هريرة رضي الله عنه قال: أخذ الحسن بن علي رضي الله عنهما تمرة من تمر الصدقة، فجعلها في فيه، فقال النبي صلى الله عليه وسلم: (كخ كخ). ليطرحها، ثم قال: (أما شعرت أنا لا نأكل الصدقة).

 

[-1491-] Muhammed İbn Ziyad, "Ebu Hureyre'yi şöyle söylerken işittim" de­miştir: "Ali'nin oğlu Hasan zekat olarak gelen hurmalardan alıp ağzına koymuştu. Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ağzından çıkarması için ona,

 

"Kih kih! Sen bilmiyor musun biz sadaka yemiyoruz?" buyurmuştur.

 

 

AÇIKLAMA:     Buharî, konuyla ilgili varid olan meşhur ihtilaflardan dolayı başlıkta her hangi bir hüküm belirtmemiştir.

 

Konuyu başlıca üç açıdan ele almak gerekir:

 

1. Aile anlamına gelen "al" kelimesi ile burada kastedilen, alimlerin görüşle­rinden tercihe şayan olanı, Benî Haşim ve Benî Muttalib'dir. Bu konudaki delile, "cihad" konusunda "humus" bölümünde yer verilecektir.

 

Şafiî şöyle der: "Resulullah (s.a.v.) onları (Benî Haşim ve Benî Muttalib) "zevi'l-kurba" hissesine ortak etmiş, Kureyş kabileleri içinde bu ikisi dışında hiçbirine bu hisseden pay vermemiştir. Zevi'l-kurba, onların sadakadan mahrum olmaları sebebiyle bunun yerine verilen paydır."

 

Ebu Hanife ve Malik'ten rivayet edilen görüşe göre sadece Benî Haşim'dir. Benî Muttalib konusunda Ahmed'den olumlu ve olumsuz iki rivayet vardır.

 

2. Hz. Peygambere haram olan farz olan zekat idi. Birçok alim, nafile sada­kanın da haram olduğu görüşündedir. Hattabi bu konuda icma bulunduğunu belirtir. Fakat bazı alimler nafile olan sadaka hakkında Şafiî'den değişik bir görüş nakleder. Bir rivayete göre Ahmed de bu görüştedir. Meymûnî'nin naklettiğine göre Ahmed şöyle demiştir:

 

Hz. Peygamber ve ehl-i beyti için fitır sadakası ve zekat almak helal değil­dir. Sadaka, kişinin Allah'ın rızasını umarak muhtaçlara verdiği şeydir. Bunun dışındaki şeyler ise haram değildir. Nitekim "her iyilik bir sadakadır" diye bir söz yok mu? İ"

 

İbn Kudame şöyle der: "Ahmed'den nakledilen sözün delaleti açık değildir. Onun kastı şudur: "Zekat malından örneğin karz ve hediye kabul etmek ve iyi davranışlar onun için haram kılınmamıştır."

 

Maverdî, "Mali değeri olan bütün mallar (zekat malları) onun için haramdır" demiştir. Başka bir alim İse, "Halkın geneline tahsis edilmiş olan su kuyuları ve mescitler gibi sadakalar Resûlullah'a haram değildir" demiştir. "Lukata" bölü­münde sadakanın mutlak olarak haram kılınmasının delili ele alınacaktır.

 

Sadaka almak sadece Peygamberimize mahsus bir hüküm mü İdi, yoksa bütün peygamberler de aynı hükme mi tabi idi konusunda ihtilaf edilmiştir.

 

3. Rasulu!lah'ın "Ailesi"nin sadaka konusundaki hükme dahil edilmesi konu­sunda görüş ayrılığı bulunmaktadır.

 

İbn Kudame, "Farz olan sadakanın Benî Haşim'e haram olduğu konusunda her hangi bir görüş ayrılığı olduğunu bilmiyorum" demiştir.

 

Kurtubi, Ebu Hanife'nin caiz gördüğünü nakleder. Haram oluşuna dair, hem bu konuda zikredilen hem de diğer hadisler delil olarak getirilmiştir. "Buna karşılık sizden herhangi bir ücret de istemiyorum [Sad 86] ayeti de başka bir delildir. Eğer Allah onlara sadakayı helal kılsaydı bu konuda eleştirilebilirlerdi. Diğer bir ayette, "Onların malından sadaka al; bununla onları (günahlardan) temizlersin, onları arıtıp yüceltirsin. Ve onlar için dua et. Çünkü senin duan onlar için sükû­nettir (onları yatıştırır) [Tevbe 103] buyurulmuştur. Resûlullah'ın "Sadaka insanların kiri­dir" buyurduğu da sabittir. Bu hadisi Müslim rivayet etmiştir.

 

Buna göre "farz olan zekat Resulullah ve ailesi için haramdır, nafile olan sadakalar caizdir" hükmü çıkarılabilir. Hanefilerin çoğunluğunun görüşü böyledir. Şafii ve Hanbelilerdeki düzeltilmiş görüş de budur.

 

Müslim'de geçen rivayette, "At onu" ifadesi de yer almaktadır.

 

Müslim'de, "Bize sadaka helal değildir" şeklinde, Ma'mer'in rivayetinde ise, "Sadaka Muhammed ailesine helal değildir" şeklinde geçmektedir.

 

 

Hadisten Çıkarılan Sonuçlar

 

1. Zekatların devlet başkanına verilmesi gerekir.

2. Mescitlerden, geneli ilgilendiren işler için istifade edilebilir.

3. Çocukların mescide girmelerine izin vermek caizdir.

 

4. Çocukları, onların yararına olacak şekilde eğitmek gerekir. Onları, her ne kadar mükellef olmasalar bile, eğitim amacıyla, zarar verici şeylerden, haram şeyleri yemekten alıkoymak gerekir.

 

5. Yasaklamak amacıyla duyuru yapılabilir.

6. Temyiz çağındakilere duyurmak amacıyla mümeyyiz olmayan bir kişiye litap edilebilir. Çünkü o sırada Hasan henüz çocuktu.

 

 

باب: الصدقة على موالي أزواج النبي صلى الله عليه وسلم.

61. Nebi Hanımlarının Azatlı Kölelerine Zekat Vermek

 

حدثنا سعيد بن عفير: حدثنا ابن وهب، عن يونس، عن ابن شهاب: حدثني عبيد الله بن عبد الله، عن ابن عباس رضي الله عنهما قال:

 وجد النبي صلى الله عليه وسلم شاة ميتة، أعطيتها مولاة لميمونة من الصدقة، قال النبي صلى الله عليه وسلم: (هلا انتفعتم بجلدها). قالوا: إنها ميتة؟ قال: (إنما حرم أكلها).

 

[-1492-] İbn Abbas r.a. şöyle anlatır: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Meymûne'nin azadlı kölesine zekat malından verilmiş bir koyunun murdar bir şekilde ölmüş olduğunu görünce onlara, "Derisinden faydalansanız ya!" buyurmuştu. Onlar hayvanın "leş" olduğunu söyleyince ise,  "Onun sadece yenilmesi haram kılınmıştır" buyurmuştur.

 

Tekrar: 2221, 5531, 5533

 

 

حدثنا آدم: حدثنا شعبة: حدثنا الحكم، عن إبراهيم، عن الأسود، عن عائشة رضي الله عنها:

 أنها أرادت أن تشتري بريرة للعتق، وأراد مواليها أن يشترطوا ولاءها، فذكرت عائشة للنبي صلى الله عليه وسلم، فقال لها النبي صلى الله عليه وسلم: (اشتريها، فإنما الولاء لمن عتق). قالت: وأتي النبي صلى الله عليه وسلم بلحم، فقلت: هذا ما تصدق به على بريرة، فقال: (هو لها صدقة ولنا هدية).

 

[-1493-] el-Esved'den nakledildiğine göre, Aişe r.anha bir gün azad etmek amacıyla Berîre'yi satın almak istedi. Efendileri, Berîre'nin vela hakkının kendilerine ait olmasını şart koştular. Aişe durumu Resûlullah'a arzetti.  Hz. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ona, "Sen satın al, vela hakkı azad edene aittir" buyurdu.

 

Hz. Aişe şöyle anlatır: Bir defasında Hz. Nebi'e bir miktar et getirilmişti. Ben, "Bu Berire'ye sadaka olarak verilmişti" dedim. Bunun üzerine Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, "Bu, onun için sadaka, bizim için ise hediyedir" buyurmuştur.

 

 

AÇIKLAMA:     Buharî, Hz. Nebi'in eşlerini ve azadlı kölelerini konu başlığında zik-retmemiştir. Çünkü bu konuda herhangi bir nakil kendisine ulaşmamıştır.

 

İbn Battal, "Fakihler, Resûlullah'ın hanımlarının bu hükme girmediği konu­sunda ittifak etmiştir" demektedir. Fakat bu görüş tartışmaya açıktır. Çünkü İbn Kudame, Hallal, İbn Melîke yoluyla Aişe'nin, "Biz Muhammed ailesine sadaka helal değildir" dediğini zikretmiştir. Bu da zekatın onun hanımlarına da haram olduğunu gösterir. Bu rivayetin Aişe'ye isnadı "hasen’’dir. İbn Ebî Şeybe'de aynı hadisi nakletmiştir. Bu durum, İbn Battal'ın nakline her hangi bir zarar vermez.

 

Sünen sahiplerinin Ebû Rafi'den "merfû" olarak nakledip, Tirmizİ'nin, İbn Hıbban ve diğer bazı alimlerin sahih gördüğü bir hadiste Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem  şöyle buyurmuştur: "Bize sadaka helal değildir. Bir kavmin azadlı köleleri onlardandır" buyurmuştur.

 

Ahmed, Ebu Hanife ve İbnü'l-Macişûn gibi bazı Maliki alimler de bu görüş­tedir. Şafiîlerde geçerli olan görüş de böyledir.

 

Çoğunluk ise, azadlı kölelerin zekat alması caizdir. Çünkü gerçekte onlar Hz. Peygamber'in ailesinden değildir. Bundan dolayı "humus"un beşte birinde onla­ra pay verilmemiştir.

 

Yukarıdaki hadis de buna delildir. Çünkü hadis, Peygamber hanımlarının azadlı kölelerinin sadaka almasının caiz olduğunu göstermektedir. Daha önce, hanımların, peygamber ailesine dahil olmadığı geçmişti. Hanımların azatlılarının aileden olmaması evlevîyetledir.

 

İbnü'l-Müneyyir "Haşiye"de şöyle der: Buhari yukarıdaki konu başlığını, Resûlullah'ın (s.a.v.) hanım-lanna ait azatlı kölelerin, hanımları ile aynı hükümde olmadığını, bu kölelere sadaka vermenin haram olmadığını belirtmek için kullanmıştır. Böylece bazı insanların, "hanımları Resûlullah'ın ailesine girdiğine göre, hanımlarına ait azatlı köleler de girer" şeklinde bir zanda bulunmaları önlenmiş olur.