باب: وجوب
الحج وفضله.
1- Haccın Farz Olması Ve Fazileti
-{ولله
على الناس حج
البيت من
استطاع إليه
سبيلا ومن كفر
فإن الله غني
عن العالمين}
/آل عمران: 97/.
"Yoluna gücü yetenlerin o evi haccetmesi, Allah'ın insanlar
üzerinde bir hakkıdır. Kim inkar ederse bilmelidir ki, Allah bütün alemlerden müstağnidir (hiçbir şeye ihtiyacı
yoktur)"[Al-i İmran 97]
حدثنا
عبد الله بن
يوسف: أخبرنا
مالك، عن ابن شهاب،
عن سليمان بن
يسار، عن عبد
الله بن عباس
رضي الله
عنهما قال: كان
الفضل رديف
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم، فجاءت
امرأة من
خثعم، فجعل
الفضل ينظر
إليها وتنظر
إليه، وجعل
النبي صلى
الله عليه
وسلم يصرف وجه
الفضل إلى
الشق الآخر،
فقالت: يا رسول
الله، إن
فريضة الله
على عباده في
الحج أدركت
أبي شيخا
كبيرا، لا يثبت
على الراحلة،
أفأحج عنه.
قال: (نعم). وذلك
في حجة الوداع.
[-1513-] Abdullah İbn Abbas r.a. şöyle demiştir: "Fadl, Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in
terkisine binmişti. Bu sırada Has'am kabilesinden bir
kadın geldi. Fadl kadına, kadın da Fadl'a bakmaya başladı. Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Fadl'in yüzünü diğer tarafa çevirdi. Kadın şöyle dedi: "Ey
Allah'ın Resulü! Allah'ın, kulları üzerinde bir hac farîzası
hakkı bulunmaktadır. Babam ise yaşlandı. Binek üzerinde duramaz haldedir. Ben
onun yerine hac yapabilir miyim?"
Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, "Evet" buyurdu. Bu olay veda haccı
sırasında vuku bulmuştur.
Tekrar: 1854, 1855, 4399, 6228
AÇIKLAMA: Haccın kelime anlamı "kasdetmek"tir.
Terim anlamı ise, özel bazı amelleri yapmak üzere Kabe'ye
gitmeye kasdetmektir. Haccm
farziyeti, dinde zaruri olarak bilinen bir husustur. Alimler haccın, bir kez yapıldıktan sonra, ancak adamak gibi
arizî bir sebeple yeniden farz olacağı konusunda icma etmiştir.
Haccın, hemen yapılması gereken (fevrî) bir ibadet mi yoksa
ertelenebilen ve istenildiği zaman yapılabilen (terahî)
bir ibadet mi olduğu konusunda ihtilaf edilmiştir. Bu farklı görüşler bilinen
hususlardır.
Yine haccın farz kılınma vakti hususunda da değişik görüşler
bulunmaktadır: Bir görüşe göre hac hicretten Önce farz kılınmıştır. Bu görüş,
taraftarı bulunmayan (şaz) bir görüş olarak kalmıştır. Diğer bir görüşe göre
ise hac hicretten sonra farz kılınmıştır.
Haccın hangi sene farz kılındığı konusunda farklı görüşler
vardır: Çoğunluğa göre hicretin altıncı yılında farz kılınmıştır. Çünkü altıncı
yılda, "Haccı ve umreyi Allah için tam yapın"[Bakara 196] ayeti nazil
olmuştur. Bu görüş, bir şeyi tam yapma ile farz kılınmanın başlamasının
kastedilmiş olduğu fikrine dayanmaktadır.
Haccın fazileti zaten bilinen bir konudur. Ayette ise özellikle
haccı terkeden-lere karşı
bir cezadan (vaîd) söz edilmiştir. Bu konuya ayrı bir
başlıkta (4. konuda) yer verilecektir. Buharî burada
Has'amiyye hadisi dışında diğer hadislere yer
vermemiştir. Bunun konu başlığı ile ilgisi biraz zayıftır. Belki de Buharî bu hadise yer vermek ile haccı bizzat yapmaya gücü
yetmeyen kimsenin yerine başkasını Göndermesine, haccı terketmesinin
mazur görülmeyeceğine vurgu yapmak suretiyle haccm
ne kadar faziletli bir ibadet olduğunu ortaya koymak istemiştir. Has'amiyye hadisine, senedinde yer alan Zührî
hakkındaki farklı görüşlere "ihram yasakları" konusunun sonlarında
yer verilecektir.
Bu hadisle, ayette zikri geçen "istitaat"
(güç yetirebilme) tefsir edilmek istenmiştir. Buna göre "istitaat" sadece yol azığı ve binek ile değil, aynı
zamanda mal ve beden ile de olur. Çünkü eğer güç yetirebilme sadece yol azığı
ve binek olsa, felçli bir kimsenin de çok zor bile olsa bineğe bağlanarak
mutlaka hacca gitmesi gerekirdi.
İnsanlar, kendisine hac farz olanlar ve olmayanlar olarak iki
kısımdır. Hac farz olmayanlar; köleler, mükellef olmayanlar ve (hacca gitmeye)
gücü yetmeyen kimselerdir.
Kendisine hac farz olmayan kimseler, hac yapmaları halinde
geçerli olanlar ve olmayanlar şeklinde ikiye ayrılır. İkinci kısımda köle ve
mükellef olmayan kimseler yer almaktadır.
Hac yapmaya gücü yetenler, haccı bizzat yapması halinde haccı
geçerli olanlar ve olmayanlar olarak ikiye ayrılır. İkinci kısımda mümeyyiz
olmayan kimseler yer almaktadır.
Haccı bizzat yapması sahih olmayan kimseler, kendisi yerine
başkasını gönderebilenler ve gönderemiyenler olarak
ikiye ayrılır. İkinci kısımda kafirler yer almaktadır.
Buna göre haccın sahih olması için tek şart Müslüman olmaktır.