SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-HAC

<< 813 >>

باب: قصر الخطبة بعرفة.

90- Arafatta Hutbeyi Kısa Tutmak

 

حدثنا عبد الله بن مسلمة: أخبرنا مالك، عن ابن شهاب، عن سالم بن عبد الله:

 أن عبد الملك بن مروان: كتب إلى الحجاج: أن يأتم بعبد الله بن عمر في الحج، فلما كان يوم عرفة، جاء ابن عمر رضي الله عنهما، وأنا معه، حين زاغت الشمس، أو زالت، فصاح عند فسطاطه: أين هذا؟ فخرج إليه، فقال ابن عمر: الرواح، فقال: الآن؟ قال: نعم، قال: أنظرني أفيض علي ماء، فنزل ابن عمر رضي الله عنهما حتى خرج، فسار بيني وبين أبي، فقلت: إن كنت تريد أن تصيب السنة اليوم، فاقصر الخطبة وعجل الوقوف، فقال ابن عمر: صدق.

 

[-1663-] Salim şöyle anlatır: Abdülmelik, Haccac'a, Hac konusunda İbn Ömer'in görüşüne uymasını emreden bir mektup yazmıştı. Arefe günü güneş tepe noktasından kaymaya başladığı zaman ben ve (babam) İbn Ömer geldik. İbn Ömer, Haccac'ın çadırıı önüne gelerek yüksek sesle "Bu (Haccac) nerede?" diye seslendi. Bunun üzerine Haccac, dışarı çıktı.

 

İbn Ömer de, "gidiyoruz" dedi. Haccac, "Şimdi mi?" dedi. İbn Ömer de, "Evet" dedi.

 

Haccac, "Beni bekle de başıma bir su döküp çıkayım" dedi. İbn Ömer, Haccac çıkana kadar bekledi. Haccac benimle İbn Ömer arasında yürüdü.

 

Ben, "Sünnete uymak istiyorsan hutbeyi kısa tut ve vakfeyi çabuk yap" dedim. Bunun üzerine Haccac, İbn Ömer'e bakmaya başladı. İbn Ömer de, "O doğru söyledi" dedi.

 

 

AÇIKLAMA:     İbnü't-Tîn şöyle der:   "Iraklı alimlerimiz, devlet başkanı arefe günü hutbe okumaz, demiştir. Me-dineli ve Mağribli alimler ise hutbe okur, demiştir. Alimler çoğunluğunun görüşü de böyledir. İraklı alimlerin görüşü, cuma hutbesi gibi bir namazla ilişkili hutbe anlamında söylenmiş olmalıdır. Belki onlar bu görüşü, Malik'in, "Hutbesi bulu­nan her namazda kıraat açıktan yapılır" sözünden almışlardır. Bir görüşe göre ise, Arafat'ta hutbe okur fakat cehrî olarak değil. Çünkü bu, öğretim amaçlıdır."

 

 

باب: الوقوف بعرفة.

91- Vakfe Yerine Gitmek İçin Erken Davranmak ve Arafatta Vakfe

 

حدثنا علي بن عبد الله: حدثنا سفيان: حدثنا عمرو: حدثنا محمد بن جبير ابن مطعم، عن أبيه:

 كنت أطلب بعيرا لي. وحدثنا مسدد: حدثنا سفيان، عن عمرو: سمع محمد بن جبير، عن أبيه جبير بن مطعم قال: أضللت بعيرا لي، فذهبت أطلبه يوم عرفة، فرأيت النبي صلى الله عليه وسلم واقفا بعرفة، فقلت: هذا والله من الحمس، فما شأنه ها هنا.

 

[-1664-] Cübeyr İbn Mut'im babasının şöyle dediğini nakletmiştir: "Devemi kaybetmiştim. Arefe günü onu aramak için yola çıktım. Bu sırada Resûlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i Arafat'ta vakfe yaparken gördüm ve "Vallahi bu kişi Ahmes'lilerdendir, neden burada ki?" dedim."

 

 

حدثنا فرة بن أبي الغراء: حدثنا علي بن مسهر، عن هشام بن عروة: قال عروة:

 كان الناس يطوفون في الجاهلية عراة إلا الحمس، والحمس قريش وما ولدت، وكانت الحمس يحتسبون على الناس، يعطي الرجل الرجل الثياب يطوف فيها، وتعطي المرأة المرأة الثياب تطوف فيها، فمن لم يعطه الحمس طاف بالبيت عريانا، وكان يفيض جماعة الناس من عرفات، ويفيض الحمس من جمع. قال: وأخبرني أبي، عن عائشة رضي الله عنها: أن هذه الآية نزلت في الحمس: {ثم أفيضوا من حيث أفاض الناس}. قال: كانوا يفيضون من جمع، فدفعوا إلى عرفات.

 

[-1665-] Hişam İbn Urve'nin naklettiğine göre Urve şöyle demiştir: İnsanlar, Ahmesliler hariç, cahiliyye döneminde çıplak olarak tavaf ederlerdi. Ahmesliler, Kureyş, ve Kureyş neslinden gelenlerdir. Ahmesliler, Allah rızası için, erkekleri erkeklere; kadınları da kadınlara elbise verir, onlar da bunları giyinerek tavaf ederlerdi. Ahmeslilerin elbise vermediği kişiler de Kabe'yi çıplak olarak tavaf ederdi. Bir grup insan, Arafat'a varıp sel gibi akarak gelirdi. Ahmesliler ise Müzdelife'ye varıp gelirlerdi."

 

Hişam:  "Babam Urve, Aişe'nin, 'İnsanların sel gibi aktığı yerden siz de sel gibi akın"[Bakara 199] ayetinin Ahmesliler hakkında nazil olduğunu haber verdiğini söylemiştir. Onlar, Müzdelife'den geliyorlardı. Arafat'a gitmeleri emredilmiştir."

 

Tekrar: 4520

 

AÇIKLAMA:     Süfyan şöyle demiştir: "Ahmes, dinine çok sıkı bağlı olan kimsedir. Kureyş bu şekilde isimlendirilmiş idi. Şeytan onları kandırarak, "Eğer siz, kendi haremi­niz dışında başka yerlere ta'zim gösterirseniz onlar sizin hareminizi hafife alır" demişti. Bundan dolayı onlar da Harem bölgesinin dışına çıkmazlardı.