باب: فضل
المدينة،
وأنها تنفي
الناس.
2- Medine'nin Üstünlüğü Ve Kötü İnsanları Barındırmaması / Sürüp
Atması
حدثنا
عبد الله بن
يوسف: أخبرنا
مالك، عن يحيى
بن سعيد قال:
سمعت أبا
الحباب، سعيد
بن يسار،
يقول: سمعت
أبا هريرة رضي
الله عنه يقول:
قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم: (أمرت
بقرية تأكل
القرى،
يقولون يثرب،
وهي المدينة،
تنفي الناس
كما ينفي
الكير خبث
الحديد).
[-1871-] Ebu Hureyre'nin
naklettiğine göre Resulullah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Ben birçok
yerleşim birimini ele geçirecek bir şehre hicret etmekle emrolundum.
Bazıları bu şehre Yesrib demişlerdir. Fakat orası
"Medinedir. Medine tıpkı körüğün demir
üzerindeki işe yaramayan parçaları söküp atması gibi kötü insanları sürer atar;
Medine tıpkı körüğün demir üzerindeki işe yaramayan parçaları temizlemesi gibi
insanları temizler".
AÇIKLAMA: Nebi Sallallahu
Aleyhi ve Sellem "...bir şehre hicret etmekle emrolundum" şeklindeki sözü şu anlama gelir:
"Rabbim bana bir şehre hicret etmemi veya oraya yerleşmemi emretti."
Buna göre Resulullah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem buraya hicret etmesinin
emredildiğini kasdetmişse bu sözü Mekke'de,
yerleşmesinin emredildiğini kasdetmişse Medine'de
söylemiş olacaktır.
['Birçok yerleşim birimini ele geçirecek' diye
tercüme ettiğimiz bölümün lafzı anlamı: "Birçok yerleşim birimini
yiyecek" şeklindedir] Hadiste geçen
"yiyecek" İfadesi "birçok yerleşim birimini ele geçirecek,
fethedecek" anlamına gelir. İbnü'l-Müneyyir bu konuyla ilgili olarak şöyle bir açıklama
yapmıştır: "Burada Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in kasdettiği şehrin diğer
yerleşim birimlerinin tamamından daha üstün olduğu da anlatılmış olabilir.
Çünkü fazileti çok fazla olan herhangi bîr kişi, nesne
veya yerin üstünlüğü karşısında diğer bütün üstünlükler yok olup gider; bu
üstünlüklerin neredeyse sözü bile edilmez."
"Bazıları bu şehre Yesrib
demişlerdir" ifadesi şu anlama gelir: "Bazı münafıklar bu şehre Yesrib derler, halbuki buraya
yakışan en uygun isim Medine'dir.'1
Kimi alimler Nebi Sallallahu
Aleyhi ve Sellem'in bu sözünden Medine'ye Yesrib demenin mekruh olduğunu anlamışlar ve şöyle
demişlerdir: "Kur'an'da Yesrib
kelimesinin kullanımıyla ilgili olarak şunu söylemek mümkündür: Burada Müslüman
olmayanlar tarafından hikaye üslubuyla Yesrib
kelimesinin kullanımı anlatılmaktadır."
Ahmed İbn Hanbel'in
Bera İbn Azİb'ten
naklettiği merfu bir hadis şöyledir: "Kim
Medine'ye Yesrib derse Allah'tan af dilesin
(istiğfar). O Tabe'dir (temiz memlekettir), o Tabe'dir."
Ömer İbn Şebbe'nin
naklettiği, Ebu Eyyub
hadisi ise şöyledir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem
Medine'ye Yesrib denmesini yasakladı."
Maliki mezhebine mensup bir alim olan
İsa İbn Dînar bu rivayetlere dayanarak şöyle
demiştir: "Medine'ye Yesrib diyen kimselere bir
günah yazılır."
Medine'ye Yesrib demenin niçin mekruh
olduğu hakkında şunlar söylenmiştir: "Yesrib
ismi ya kınamak, azarlamak, küçük görmek anlamındaki tesrîb kelimesinden ya da fesad,
kötülük, kargaşa anlamındaki serb kelimesinden
türemiştir. Her iki anlam da hoş olmayan, çirkin özellikler çağrıştırmaktadır.
Halbuki Resul-i Ekrem s.a.v. güzel isimleri sever,
çirkin isimlerden ise hoşlanmazdı."
"... kötü insanları sürer atar
ifadesiyle ilgili olarak Kadi İyad
şöyle demiştir: "Resulullah'ın s.a.v. söylediği
bu durum öyle anlaşılıyor ki özellikle O'nun s.a.v. yaşadığı zamanla ilgilidir.
Çünkü Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem
ile birlikte hicret edip aynı yerde yaşamaya ancak imanı güçlü ve sağlam olan
kimselerden başka hiç kimse katlanamazdı."
İmam Nevevî ise buna cevap
niteliğindeki görüşlerini şöyle açıklamıştır: "Nebi Sallallahu
Aleyhi ve Sellem sözlerinin açık ifadesinden
anlaşılan anlam böyle değildir. Çünkü İmam Müslim'in bu konuda naklettiği
rivayet şöyledir: "Körüğün demir üzerindeki işe yaramayan parçaları
(posayı) temizlemesi gibi Medine de kendi üzerinde yaşayan kötü insanları sürüp
çıkarmadıkça kıyamet kopmaz!" Bu ise - Allah daha iyi bilir ama - Deccal'in ortaya çıkacağı zamanı anlatmaktadır. Ayrıca her
iki zamanı anlatan bîr hadis olması da ihtimal dahilindedir."
"Körüğün demir üzerindeki işe yaramayan parçaları
temizlemesi gibi..." benzetmesi şu anlama gelir: "Medine kendi
üzerinde yaşayıp kalbinde hıyanet, kuşku ve fesad
düşüncesi olan herkesi sürüp atacaktır. Böylece orada sadece temiz, sadık ve
gönüllerinde hiç kuşku bulunmayan insanlar kalacaktır. Nasıl demirci, körüğü
vasıtasıyla işe yaramayan parçaları temizleyip saf demiri elde ederse Medine de
kötü insanları ayıklayacaktır." Aslında saf demiri elde etmemizi sağlayan
ateş olduğu halde, ateşi canlandırıp işe yaramayan parçaları ayıklamak için
kullanılan en önemli alet körük olduğu için benzetmede özellikle körük zikredilmiştir.
Bu hadis esas alınmak suretiyle Medine'nin en üstün ve faziletli
şehir olduğu sonucu çıkarılmıştır. Konuyla ilgili olarak Mühelleb
şunları söylemiştir: "Çünkü; (1-) Başta Mekke olmak üzere diğer pek çok
şehri İslam beldesi yapan Medine olmuştur. Bu bakımdan diğer şehirler onun
birer alt birimidir. (2-) Ayrıca Medine
kötü insanları barındırmaz.
Arzedilen ilk açıklamaya şöyle cevap verilmiştir: Medine'de yaşayıp
Mekke'yi fethedenlerin pek çoğu aslında Mekke'lidir.
Ayrıca üstünlüğün sadece bir tarafa değil hem Mekkelilere hem de Medinelilere
tanındığı açık ve sabittir. Dolayısıyla bu şehirlerden bîrinin
diğerinden üstün olduğu sonucu çıkarılamaz.
İkinci açıklamaya verilecek cevap İse şudur: Medine'nin
üstünlüğünü anlatan bu hadis belirli / özel kişilerle ve bir zaman dilimiyle
ilgilidir. Zira ayet-i kerimede Medine'de yaşayanlardan bir kısmının münafık
olduğuna işaret edilmiştir: "...hem de Medine halkından münafıklıkta ısrar
edenler var..... " [Tevbe 101] Münafık ise hiç
şüphesiz kötü bir İnsandır. Ayrıca sonraki dönemlerde Muaz,
Ebu Ubeyde, Abdullah İbn Mesud, Ali, Talha, Zübeyr ve Ammar gibi pek çok önde
gelen sahabi (radiyallahu anhüm) Medine'den ayrılmıştır. Bu sahabîlerin
ise insanların en iyilerinden ve faziletlilerinden olduğu ıçıktır.
Öyleyse hadis sadece belirli / özel kişilerle ve bir zaman dilimiyle ilgilidir.