باب: الوصال،
ومن قال: ليس
في الليل صيام.
48- Visal Orucu Ve "Geceleyin Oruç Tutmak Yoktur Diyenler
-لقوله
تعالى: {ثم
أتموا الصيام
إلى الليل}.
/البقرة: 187/.
Çünkü Yüce Allah: "orucu geceye kadar tamamlayın"
buyurmuştur.[Bakara 187]
ونهى النبي
صلى الله عليه
وسلم عنه رحمة
لهم وإبقاء
عليهم، وما
يكره من
التعمق.
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem de sahabeye olan merhametinden,
onlara acımasından ve fazla derine dalmanın (gerekli olmayan tekellüfün - sorumluluğun
üstlenilmesinin) hoş karşılanmamasından dolayı yasaklamıştır.
حدثنا
مسدد قال:
حدثني يحيى،
عن شعبة قال:
حدثني قتادة،
عن أنس رضي
الله عنه، عن النبي
صلى الله عليه
وسلم قال: (لا
تواصلوا). قالوا:
إنك تواصل،
قال: (لست كأحد
منكم، إني أطعم
وأسقى، أو: إني
أبيت أطعم
وأسقى).
[-1961-] Enes r.a. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den şunu rivayet
etmiştir: 'Visal orucu tutmayın".
Sahabe: "Sen orucu (iftar etmeden diğer oruca)
birleştiriyorsun" deyince, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Ben
sizden biriniz gibi değilim. Bana yediriliyor ve içiriliyor (yahut ben
yedirildiğim ve içirildiğim halde geceliyorum)" buyurmuştur.
Tekrar 7241
حدثنا
عبد الله بن
يوسف: أخبرنا
مالك، عن نافع،
عن عبد الله
بن عمر رضي
الله عنهما
قال: نهى
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم عن الوصال،
قالوا: إنك
تواصل، قال:
(إني لست
مثلكم، إني
أطعم وأسقى).
[-1962-] Abdullah İbn Ömer r.a. şöyle demiştir: Resulullah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem visal orucunu yasakladı.
Sahabe: "Sen visal orucu tutuyorsun" dediler. Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Ben sizin gibi değilim. Ben yedirilir,
içirilirim" buyurdu.
حدثنا
عبد الله بن
يوسف: حدثنا
الليث: حدثني
ابن الهاد، عن
عبد الله ابن
خباب، عن أبي
سعيد رضي الله
عنه: أنه
سمع النبي صلى
الله عليه
وسلم يقول: (لا
تواصلوا،
فأيكم إذا
أراد أن يواصل
فليواصل حتى السحر).
قالوا: فإنك
تواصل يا رسول
الله، قال:
(إني لست
كهيئتكم، إني
أبيت لي مطعم
يطعمني وساق
يسقين).
[-1963-] Ebu Saîd r.a. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şu sözünü
işittiğini söyledi: "Visal orucu tutmayın. Biriniz visal orucu tutmak
istediğinde seher vaktine kadar tutsun".
Sahabe: "Sen visal orucu tutuyorsun ey Allah'ın Resulü"
dediler.
Bunun üzerine Nebi: "Ben sizin durumunuzda değilim. Ben
gecemi beni doyuran ve bana su verenin yedirmesi ve içirmesiyle geçiririm"
buyurdu.
حدثنا
عثمان بن أبي
شيبة ومحمد
قالا: أخبرنا
عبدة، عن هشام
بن عروة، عن أبيه،
عن عائشة رضي
الله عنها
قالت: نهى
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم عن
الوصال رحمة
لهم، فقالوا:
إنك تواصل،
قال: (إني لست
كهيئتكم، إني
يطعمني ربي
ويسقين).قال
أبو عبد الله:
لم يذكر
عثمان: رحمة
لهم.
[-1964-] Aişe r.anha şöyle demiştir: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem
visal orucunu sahabeye olan merhametinden dolayı yasakladı.
Sahabe: "Sen visal orucu tutuyorsun" deyince, Nebi;
"Ben sizin durumunuzda değilim. Beni Rabbim yedirir ve içirir"
buyurdu.
(Buhari şöyle dedi): Osman
"Onlara olan merhametinden" ifadesini zikretmemiştir.
AÇIKLAMA: Visal orucu, orucu
bozan şeyleri oruç gecelerinde kasten terk etmektir. Bunun kapsamına gecenin
tümünü veya bir kısmını, orucu bozan şeylerden uzak durarak geçiren kimseler
girer. Buharî, bu konudaki meşhur görüş ayrılığı sebebiyle bunun hükmünü
zikretmemiştir.
Geceleyin oruç tutma diye bir şeyin olmadığına dair Beşîr İbn
Hasasiyye hadisi vardır. Bu hadisi, Ahmed İbn Hanbel, Taberanî, Said ibn
Mansur, Abd İbn Humeyd, İbn Ebu Hatim (son ikisi tefsirlerinde) sahih bir
senetle Beşîr İbn Hasasiyye'nin hanımı Leyla'dan şu şekilde rivayet
etmişlerdir: "Ben iftar etmeden iki gün oruç tutmak İstedim. Beşir bana
genel olarak şöyle dedi: Hz. Peygamber bu orucu yasaklayarak "Bunu
Hristiyanlar yapar. Siz Allah'ın size emrettiği gibi oruç tutun. Orucu akşama
kadar tamamlayın. Akşam olunca da iftar edin" buyurdu.
Konu başlığında geçen derine dalma (taammuk yani gerekli olmayan
tekel-lüfün/sorumluluğun üstlenilmesi) ifadesi, kişinin yükümlü tutulmadığı bir
şey İle kendini yükümlü tutmasıdır.
Bu hadislerin tümü, visal orucunun Hz. Nebi'e (s.a.v.) mahsus
olduğuna ve başkasının bu orucu tutmasının yasak olduğuna, ancak sehere kadar
tutma konusunda izin söz konusu olduğuna delil getirilmiştir.
Daha sonra visal orucunun yasaklığının ne ifade ettiği konusunda
şu farklı görüşler ileri sürülmüştür: - Haramdır. - Mekruhtur. - Zorlukla
tutabilenlere haram, zorlanmayanlara mekruhtur.
Selef bu konuda farklı ictihadlarda bulunmuştur. Bu konuda
Abdullah ibn Zübeyr'in ayrım yaptığı rivayet edilmektedir. İbn Ebî Şeybe sahih
senetle ondan on beş gün iftar etmeden oruç tuttuğunu rivayet etmiştir.
Sahabeden Ebu Said'in kız kardeşi,ile tabiinden Abdurrahman İbn EbîNaam, Amir
İbn Abdullah İbn Zübeyr, İbrahim İbn Zeyd et-Teymî ve (Ebu Nuaym'ın el-Hilye
adlı eserinde naklettiğine göre) Ebu'l-Cezva'da bu görüştedir. Bunu Taberî ve
diğer alimler de rivayet etmiştir. Bu görüşte olanların delilleri bir sonraki
konuda gelecek olan şu husustur: Hz. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ashabına
visal orucu tutturmuştur. Şayet yasak haramlık ifade etseydi, onların fiilini
onaylamazdı. Bu da gösteriyor ki Hz. Aişe'nin de dediği gibi Hz. Nebi bunu
onlara olan merhametinden ve yüklerini hafifletme isteğinden yapmıştır. Bu şuna
benzer: Hz. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ümmetine farz kılınır korkusuyla
gece namazına kalkmayı onlara yasaklamış, ancak bunu yapması kendisine zor
gelmeyecek kimi sahabelerin gece namazına kalktığı kendisine ulaştığında bunu
yasaklamamıştır. Bunun benzeri, tüm yılı oruçlu geçirme konusunda gelecektir.
Bu açıklamalara göre; visal orucu tuttuğunda zorlukla
karşılaşmayan, bununla ehl-i kitaba benzemeyi kastetmeyen ve iftarı çabuk
yapma konusundaki sünnetten yüz çevirme niyetinde olmayan kimsenin visal orucu
tutması yasak değildir.
Alimlerin çoğunluğu ise visal orucu tutmanın haram olduğu
görüşünü benimsemiştir. Şafiî'den bu konuda, haram ve mekruh olduğuna dair iki
görüş nakledilmektedir. Nevevî de bununla yetinmiştir. İmam Şafiî el-Umm'de
bunun yasak (haram) olduğunu açık bir İfadeyle belirtir.
Ahmed İbn Hanbel, İshak, İbnü'l-Münzir, İbn Huzeyme ve
Malikîlerden bir grup, Said'in yukarıda zikredilen hadisi sebebiyle seher
vaktine kadar visal orucu tutmanın caiz olduğu görüşünü kabul etmişlerdir.
Bunun caiz olduğunun delillerinden biri, Hz. Nebiin yasağından
sonra da sahabenin visal orucu tutmasıdır. Bu, onların yasağı haramlık olarak
değil tenzih için olduğunu anladıklarını gösterir. Aksi taktirde buna teşebbüs
etmezlerdi. Haram olmadığını şu husus da desteklemektedir: Hz. Nebi Beşîr
Ibnü'l-Hasasiyye'nin hadisinde visal orucu tutma yasağı ile iftarı geciktirme
yasağının gerekçelerinin aynı olduğunu belirtmiş her ikisi hakkında da
"Bu ehli kitabın fiilidir" demiştir. Görüşleri muteber olmayan
Zahirîler dışında hiç kimse iftarı geciktirmenin haram olduğunu söylememiştir.
Ayrıca mahiyeti açısından bakıldığında visal orucu tutmak nefsi şehvetlerinden
alıkoyma, lezzetlerinden koparma anlamına gelir. Bu sebeple yukarıda adı geçen
alimler bunun mutlak olarak veya mukayyed olarak {belirli şartlar altında) caiz
olduğu görüşünü sürdürmüşlerdir.
Hadislerden Çıkan Bazı Sonuçlar
1- Mükellefler hükümlerde eşittir.
2- Bir delille istisna edilenler dışında Hz. Nebi Sallallahu
Aleyhi ve Sellem hakkında sabit olan her hüküm, ümmeti hakkında da sabittir.
3- Müftünün verdiği fetva, kendisinin hali ile çelişkili ise ve
fetva isteyen kişi bu çelişkinin sırrını bilmiyorsa müftünün fetvasına aykırı
davranabilir.
4- Yasağın hikmetini araştırmak,
5- Nebi s.a.v.'e özgü hükümler vardır, Yüce Allah'ın "Sizin
için Allah resulünde en güzel örnek vardır"[Ahzab 21] ayetinin genel
ifadesi tahsis edilmiştir.
6- Sahabe, Hz. Nebi'in niteliği bilinen fiiline müracaat eder ve
Hz. Peygamber'in yasakladıkları hariç buna uyardı.
7- Hz. Nebi'e özgü hükümlerin bütününe uyulmaz.
8- Yüce Allah görünürde bir sebep olmaksızın onların sıradan
sonuçlarını yaratma kudretine sahiptir.