SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L BUYU’

<< 1000 >>

باب: النهي عن تلقي الركبان.

71. ŞEHRE MAL GETİREN KERVANLARIN ŞEHİR DIŞINDA KARŞILANMASININ YASAKLANMASI, BU ŞEKİLDE YAPILAN SATIMIN GEÇERSİZ OLMASI

 

Çünkü bu satım! yapan kişi, yasağı bildiği halde bunu yapıyorsa günahkar olur. Bu, satımda aldatma olur. Aldatma ise caiz değildir.

 

حدثنا محمد بن بشار: حدثنا عبد الوهاب: حدثنا عبيد الله، عن سعيد بن أبي سعيد، عن أبي هريرة رضي الله قال:

 نهى النبي صلى الله عليه وسلم عن التلقي، وأن يبيع حاضر لباد.

 

[-2162-] Ebu Hureyre r.a. şöyle demiştir: Hz. Nebi, mal getirenlerin şehir dışında karşılanmasını ve şehirlinin köylü adına satım yapmasını yasakladı.

 

حدثني عياش بن الوليد: حدثنا عبد الأعلى: حدثنا معمر، عن ابن طاوس، عن أبيه قال:

 سألت ابن عباس رضي الله عنهما: ما معنى قوله: (لا يبيعن حاضر لباد). فقال: لا يكن له سمسارا.

 

[-2163-] Tavus'un oğlu, babası Tavus'tan şunu rivayet etmiştir: İbn Abbas'a, "Şehirli köylü adına satım yapmasın" hadisinin anlamı nedir? diye sordum. İbn Abbas: "Şehirli onun adına komisyonculuk (simsarlık) yapamaz," dedi.

 

حدثنا مسدد: حدثنا يزيد بن زريع قال: حدثني التيمي، عن أبي عثمان، عن عبد الله رضي الله عنه قال: من اشترى محفلة فليرد معها صاعا، قال: ونهى النبي صلى الله عليه وسلم عن تلقي البيوع.

 

[-2164-] Abdullah r.a. şöyle demiştir: Sütü sağılmayarak biriktirilen bir hayvan satın alan kişi (onu geri vermek istediğinde) hayvanla birlikte bir sa' hurma versin.

 

Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, satım için şehre gelen kervanların şehir dışında karşılanmasını yasaklamıştır .

 

حدثنا عبد الله بن يوسف: أخبرنا مالك، عن نافع، عن عبد الله ابن عمر رضي الله عنهما: أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال: (لا يبيع بعضكم على بيع بعض، ولا تلقوا السلع حتى يهبط بها إلى السوق).

 

[-2165-] Abdullah İbn Ömer r.a., Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle dediğini söyledi: "Birbirinizin satımı üzerine satım yapmayın. Mal satmak üzere şehre gelen kervanı, malını pazara indirinceye dek,şehir dışında karşılamayın."

 

 

AÇIKLAMA:     İbnü'l-Münzir şöyle demiştir: Alimlerin çoğunluğu, kırsal kesimden mal getiren köylülerin şehir dışında karşılanmasını mekruh gördüğü halde Ebu Hanife bunu caiz görmüştür.

 

Hanefilere göre, şehre mal getirenlerin mallarını şehir dışında almanın hükmü Ben (İbn Hacer) derim ki: Hanefilerin kitaplarında yer aldığına göre, şehre mal getiren köylülerin şehir dışında karşılanması şu iki durumda mekruh görülür:

 

1. Şehir halkına zarar vermesi.

 

2. Şehre mal getirenlerin, şehirdeki fiyat konusunda kafalarının karışması.

 

Şehre mal getirenin malını şehir dışında satın almanın hükmü Alimler, bu satım akdinin hukukı niteliği konusunda farklı görüşler ileri sürmüşlerdir.

 

Şafii'ye göre, mal getireni şehir dışında karşılayan kötü bir iş yapmış olur.

 

Mal sahibi de muhayyer olur. Onun delili; Eyyub, İbn Sirin aracılığıyla Ebu Hureyre'den rivayet edilen şu hadistir: "Hz. Nebi s.a.v., şehre mal getirenlerin şehir dışında karşılanmasını yasakladı. Bir kimse şehir dışında onlardan mal satın alırsa, mal sahibi pazara gelip de fiyatları gördükten sonra satımı onaylayıp onaylamama konusunda muhayyer olur."   (Bu hadisi Ebu Davud, Tirmizı ve İbn Huzeyme Eyyub'dan rivayet etmişlerdir. )

 

Müslim ise Hişam ve İbn Sirin'den şu şekilde rivayet etmiştir: "Şehre mal getirenleri şehir dışında karşılamayın. Şehir dışında onları karşılayıp mal satın alındığında mal sahibi pazara gelip de fiyatları görünce muhayyer olur."

 

Mal sahibinin muhayyerliği mutlak olarak mı, yoksa fiyatlar konusunda aldatıldığını öğrendiğinde mi sabit olur? Bu konuda iki görüş vardır. En doğrusu bunun mutlak olmasıdır. Hanbeliler de bu görüştedir. Hadisin zahiri de bunu göstermektedir. Çünkü bu yasak; satıcının yararını sağlamak, ondan zararı gidermek ve onu hile ve aldatmadan kurtarmak içindir.

 

Hadisin zahiri, mal getireni şehir dışında karşılama yasağının genel kapsamlı olduğunu göstermektedir. Şehre uzak olsun yakın olsun, satın almak amacıyla olsun yahut başka amaçla olsun fark etmez.

 

 

باب: منتهى التلقي.

72. MAL GETİRENLERİN ŞEHİR DIŞINDA KARŞıLANMASI YASAĞININ SINIRI

 

حدثنا موسى بن إسماعيل: حدثنا جويرية، عن نافع، عن عبد الله رضي الله عنه قال: كنا نتلقى الركبان، فنشتري منهم الطعام، فنهانا النبي صلى الله عليه وسلم أن نبيعه حتى يبلغ به سوق الطعام.قال أبو عبد الله: هذا في أعلى السوق، يبينه حديث عبيد الله.

 

[-2166-] Abdullah r.a. şöyle demiştir: Biz, şehre mal getirenleri şehir dışında karşılayıp getirdikleri yiyecek maddelerini onlardan satın alırdık. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, yiyeceklerin satıldığı pazara getirilmedikçe bu malları satmamızı yasakladı.

 

Ebu Abdullah (Buhari) şöyle demiştir: Bu, pazarın en üst tarafıdır. Bu husus Ubeydullah'ın rivayet ettiği hadiste belirtilmektedir.

 

 

حدثنا مسدد: حدثنا يحيى، عن عبيد الله قال: حدثني نافع، عن عبد الله رضي الله عنه قال: كانوا يبتاعون الطعام في أعلى السوق، فيبيعونه في مكانهم، فنهاهم رسول الله صلى الله عليه وسلم أن يبيعوه في مكانه حتى ينقلوه.

 

[-2167-] Abdullah r.a. şöyle demiştir: Yiyeceklerin satıldığı yer, pazarın en üst tarafı idi. Kimileri yiyecekleri bulundukları yerde satıyorlardı. Bunun üzerine Hz. Nebi, yiyecek maddesini nakletmedikçe bulunduğu yerde satılmasını yasakladı.

 

 

AÇIKLAMA:     Pazara mal getiren açısından, malı şehir dışında satma yasağının bittiği bir sınır yoktur. Şehirden gelen kimseye gelince; Buhari konu başlığında, bunun başlangıcının pazardan çıkmak olduğunu söylemiştir. Bu konuda delil sahabenin şu sözüdür: "Yiyeceklerin satıldığı yer, pazarın en üst tarafı idi. Kimileri yiyecekleri bulundukları yerde satıyorlardı. Bunun üzerine Hz. Nebi, yiyecek maddesini nakletmedikçe bulunduğu yerde satılmasını yasakladı." Hz. Nebi, pazarın en üst tarafında alım-satımı yasaklamamıştır. Bu, mal getiren kimseleri, pazarın en üst tarafına yakın yerde karşılamanın caiz olduğunu gösterir.

 

Kişi, pazardan çıkmakla birlikte şehirden çıkmamış olursa, Şafii'ye göre yasağın kapsamına dahil olmaz. Çünkü mal getirenler şehre girdiklerinde fiyatlardan haberdar olurlar ve kendi karlarını hesap edebilirler. Şayet bunu yapmıyorlarsa bu kendi kusurlarıdır. Şehre girmeden fiyatları bilmeleri ise nadirdir.

 

Malikilerde meşhur görüşe göre hadisin zahirinden anlaşıldığı üzere malın pazara getirilmesi dikkate alınır, bundan önce satın alınması yasaktır. Ahmed İbn Hanbel ve İshak da bu görüştedir.