KİTABU’L-İSTİKRADİ
VE EDAİ’D-DEYNİ VE’L-HACRİ VE’T-TEFLİS
باب:
أداء الديون.
3. BORÇLARIN ÖDENMESİ
وقال الله
تعالى: {إن
الله يأمركم
أن تؤدوا الأمانات
إلى أهلها
وإذا حكمتم
بين الناسي أن
تحكموا
بالعدل إن
الله نعما يعظكم
به إن الله
كان سمعيا
بصيرا}
/النساء: 58/.
Allah (c.c) şöyle buyurur: "Şüphesiz Allah, emanetleri
ehline vermenizi, insanlar arasında hüküm verdiğiniz zaman adaletli
davranmanızı emreder. Allah size ne güzel öğüt veriyor. Şüphesiz Allah her şeyi
hakkıyla işiten ve görendir. "[Nisa 58]
حدثنا
أحمد بن يونس:
حدثنا أبو
شهاب، عن
الأعمش، عن
زيد ابن وهب،
عن أبي ذر رضي
الله عنه قال:
كنت
مع النبي صلى
الله عليه
وسلم، فلما
أبصر - يعني
أحدا - قال: (ما
أحب أنه يحول
لي ذهبا، يمكث
عندي منه
دينار فوق
ثلاث، إلا
دينارا أرصده
لدين). ثم قال:
(إن الأكثرين
هم الأقلون، إلا
من قال بالمال
هكذا وهكذا -
وأشار أبو شهاب
بين يديه، وعن
يمينه، وعن
شماله - وقليل
ما هم). وقال:
(مكانك). وتقدم
غير بعيد
فسمعت صوتا،
فأردت أن
آتيه، ثم ذكرت
قوله: (مكانك
حتى آتيك). فلما
جاء قلت: يا
رسول الله،
الذي سمعت، أو
قال: الصوت
الذي سمعت؟
قال: (وهل سمعت).
قلت: نعم، قال:
(أتاني جبريل
عليه السلام،
فقال: من مات
من أمتك لا
يشرك بالله
شيئا دخل الجنة). قلت:
وإن فعل كذا
وكذا، قال:
(نعم).
[-2388-] Ebu Zer' r.a. şöyle
anlatır: Resulullah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem ile birlikte bulunuyordum. Uhud dağını görünce, "Uhud
dağının benim için altına dönüşmesini; o altınlan üç
günden daha fazla bekletmek istemem. Fakat borç ödemek için kenarda tutacağım
bir dinar hariç. Malı çok olanların sevabı azdır. Malını infak edenler bundan
müstesnadır. Fakat böyleleri de pek azdır."
Bu arada Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem bana, "Ben gelene kadar
olduğun yerde dur" dedi. Geri geldiği zaman "Ey Allah'ın Resulül Duyduğum (ses) neydi?" diye sordum. Bana,
"Sen de işittin mi?" diye sordu. Ben de, "evet" dedim. Bana
şöyle dedi: "Cebrai! bana
geldi ve 'Ümmetinden Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmadan ölen kimse cennete
girecek' dedi. Ben de "şunları şunları (büyük
günahları) yapanlar da mı?" diye sordum. Nebi Sallallahu
Aleyhi ve Sellem, "evet" dedi.
حدثنا
أحمد بن شبيب
بن سعيد:
حدثنا أبي، عن
يونس: قال ابن
شهاب: حدثني
عبيد الله بن
عبد الله بن
عتبة قال: قال
أبو هريرة رضي
الله عنه: قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم: (لو كان
لي مثل أحد
ذهبا، ما
يسرني أن لا
يمر علي ثلاث
وعندي منه
شيء، إلا شيء
أرصده لدين).رواه
صالح وعقيل،
عن الزهري.
[-2389-] Ebu Hureyre
r.a.'in rivayet ettiğine göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle
buyurmuştur: "Uhud dağı kadar altınım olsa, üç
günden daha fazla bir süre o altınların yanımda kalması beni sevindirmezdi.
Sadece borç ödemek üzere tuttuklarım hariç."
Bu hadisi, Salih ve Ukayl, Zühri'den rivayet etmiştir.
AÇIKLAMA: İbn Battal şöyle
demiştir: "Nebi s.a.v.'in, borç
ödemek için sadece bir dinar ayırması, çok büyük borçlara girmemek gerektiğine
işaret etmektedir. Çünkü eğer yüz dinar borcu olsaydı bir dinar alıkoymak
istemezdi."
Borçları ödeme konusunda özen göstermek gerekmektedir. Hadis, Resulullah'ın Sallallahu Aleyhi
ve Sellem dünyada sahip olduğu zahitlik özelliğini de
göstermektedir.
باب:
استقراض
الإبل.
4. DEVENİN BORÇ OLARAK ALINMASI
حدثنا
أبو الوليد:
حدثنا شعبة:
أخبرنا سلمة
بن كهيل قال:
سمعت أبا سلمة
ببيتنا: يحدث
عن أبي هريرة
رضي الله عنه: أن
رجلا تقاضى
رسول الله صلى
الله عليه وسلم
فأغلظ له، فهم
أصحابه، فقال:
(دعوه، فإن لصاحب
الحق مقالا،
واشتروا له
بعيرا فأعطوه
إياه). وقالوا:
لا نجد إلا
أفضل من سنه،
قال: (اشتروه،
فأعطوه إياه،
فإن خيركم
أحسنكم قضاء).
[-2390-] Ebu Hureyre r.a. şöyle
anlatır: Bir adam, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den alacağını talep etti ve biraz sert ve kaba
davrandı. Sahabiler, o adamı (durdurmak) için
yöneldiler. Bunun üzerine Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
"Onu bırakın, hak sahibinin konuşmaya hakkı vardır. Bir deve satın alın da
verin ona" buyurdu. Sahabiler, "Sadece onun
verdiğinden daha değerli olan (yaşı daha büyük) deve bulabildik" dediler.
Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem),
"Onu satın alın ve verin, çünkü sizin en hayırlınız borcu en güzel şekilde
ödeyeninizdir" buyurdu.
Hadisten Çıkarılan Sonuçlar
Hak sahibinin, hakkını isterken meşru edeb
sınırları içinde davranması gerekir.
Vadesi gelmiş ise alacağı istemek caizdir.
Bu hadiste, Hz. Nebi'in sahip olduğu
güzel ahlakı, yumuşak huyluluğu, tevazuyu ve insafını
görmekteyiz.
Borçlu kimseye, alacaklıya karşı kaba davranması uygun düşmez.
Devlet başkanı, kendisine karşı edebe aykırı davranışta
bulunanlara tazir cezası vermelidir. Ancak hak
sahiplerini bağışlaması gerekir.
Deve borç (karz) alınabilir. Bu hükme
bütün hayvanlar dahildir. Alimlerin
çoğu bu görüştedir.
Sevri'ye ve Hanefilere göre hayvanlar karz
olarak alınamaz. Bu konudaki delil, hayvan karşılığında hayvanın vadeli olarak
satımını yasaklayan hadistir. Bu hadisi, İbn Abbas
"merm" olarak rivayet etmiştir. İbn Hibban, Darekutnı
ve başka bazı alimler de nakletmiştir. Hadiste geçen raviler güvenilirdir. Genelolarak,
delil getirmeye elverişli bir hadis olduğu söylenebilir.
Karz akdinde şart koşulmadığı sürece, borcu, alınandan daha iyisi
ile ödemek caizdir. Eğer şart koşulursa bunun haram olacağında ittifak
bulunmaktadır. Alimlerin çoğunluğu bu görüştedir.
Malikiler durumu biraz ayrıntılı bir şekilde ele alarak şöyle
demişlerdir: Eğer aded olarak fazla ödenirse bu
yasaktır. Fakat nitelik olarak daha iyisi ile ödenirse caizdir.
İyilik, Allah'a itaat vb. mubah konular için borçlanmak
ayıplanacak bir durum değildir.
Devlet başkanı, zekat mallarından
ödemek üzere, ihtiyaç sahiplerinin ihtiyacını karşılamak amacıyla devlet
hazinesi adına borçlanabilir.
Şafiiler, zekatın, farz olma zamanından
önce ödenebileceğine bu hadisi delil olarak getirmişlerdir. İbn
Abdilberr bu şekilde nakletmiştir. Fakat bana bu
görüşün dayanağı pek açık gelmedi. Fakat Resulullah'ın
Sallallahu Aleyhi ve Sellem
borç alması şu şekilde yorumlanabilir: Hz. Nebi, sadaka verilmesi gereken
kimseler için borç almıştı. Sadaka malları gelince aldığı borcu, sahiplerine
geri verdi.
باب: حسن
التقاضي.
5. ALACAĞIN GÜZEL BİR ŞEKİLDE İSTENMESİ
حدثنا
مسلم: حدثنا
شعبة، عن عبد
الملك، عن ربعي،
عن حذيفة رضي
الله عنه قال:
سمعت
النبي صلى
الله عليه
وسلم يقول:
(مات رجل،
فقيل له، قال:
كنت أبايع
الناس،
فأتجوز عن الموسر،
وأخفف عن
المعسر، فغفر
له).قال أبو
مسعود: سمعته
من النبي صلى
الله عليه وسلم.
[-2391-] Huzeyfe r.a. Resulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i
şöyle buyururken işittiğini söylemiştir: "Bir adam ölmüştü. Ona, '(Dünyada
iken) ne yapardın?' diye soruldu. Adam,
'Ben ticaretle meşgul idim. Ödeme gücü yeten kimselere kolaylık
sağlar, ödeme gücü bulunmayan kimselerin de borcunu hafifletirdim
, dedi. O kimse bu yüzden bağışlanmıştır. "
Ebu Mes'ud, bu hadisi, Hz. Nebi'den
işittiğini söylemiştir.
AÇIKLAMA: Başlık, alacağı güzel bir şekilde istemenin müstehap olduğunu belirtmektedir. Bu konuda
"alım-satım" konusunda geniş açıklama yapılmıştı.
باب: هل
يعطى أكبر من
سنه.
6. ALINAN BORÇTAN DAHA BÜYÜK YAŞTA BİR HAYVAN GERİ ÖDENEBİLİR
Mİ?
حدثنا
مسدد، عن
يحيى، عن
سفيان قال:
حدثني سلمة بن
كهيل، عن أبي
سلمة، عن أبي
هريرة رضي الله
عنه:
أن
رجلا أتى
النبي صلى
الله عليه
وسلم يتقاضاه
بعيرا، فقال
رسول الله صلى
الله عليه وسلم:
(أعطوه).
فقالوا: ما
نجد إلا سنا
أفضل من سنه،
فقال الرجل:
أوفيتني
أوفاك الله،
فقال رسول الله
صلى الله عليه
وسلم: (أعطوه،
فإن من خيار
الناس أحسنهم
قضاء).
[-2392-] Ebu Hureyre r.a. şöyle
anlatır: Bir adam gelerek Hz. Nebi'den olan deve alacağını talep etti. ResuluIlah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, "Onun alacağını verin" buyurdu. Sahabiler, "Ancak daha büyük yaşta bir deve
bulabildik" dediler. Adam, "Sen bana alacağım ı fazlasıyla ver, Allah
da sana fazlasıyla versin" dedi. Bunun üzerine Nebi Sallallahu
Aleyhi ve Sellem, "Onu bu adama verin. Çünkü
insanların en hayırlı olanlarından biri de (borcunu) en güzel şekildeödeyenlerdir" buyurdu.