SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-MEZALİM

<< 1101 >>

باب: من قاتل دون ماله.

33. MALI UĞRUNA SAVAŞAN KİMSE

 

حدثنا عبد الله بن يزيد: حدثنا سعيد، هو ابن أبي أيوب، قال: حدثني أبو الأسود، عن عكرمة، عن عبد الله بن عمرو رضي الله عنهما قال:

 سمعت النبي صلى الله عليه وسلم يقول: (من قتل دون ماله فهو شهيد).

 

[-2480-] Abdullah İbn Amr r.a.'den rivayet edilmiştir: Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i şöyle buyururken işittim: "Her kim malı uğruna savaşırsa şehit olur."

 

Diğer tahric: Tirmizî, Diyat; Müslim, Müsakât

 

 

AÇIKLAMA:     Malı uğruna savaşan kişinin hükmü nedir?   Nevevi şöyle demiştir: Bu hadisten, kişinin, malını haksız yere almaya çalışan kişiyi öldürmesinin caiz olduğu anlaşılır. Malı ister az, ister çok olsun fark etmez. Alimlerin genelinin görüşü budur. Bunu farz kabul edenlerin görüşü ise tek kalmıştır.

 

Bazı Maliki fakihleri şöyle demişlerdir: Hafif (değersiz) bir malı almak istediğinde onu öldürmek caiz olmaz.

 

Kurtubı şöyle demiştir: Bize göre bu konudaki görüş ayrılığının sebebi şudur: Bu izin, kötü (dinin kabul etmediği) bir şeyi değiştirmek türünden bir izin midir, yoksa göreceği zararı kendisinden uzaklaştırmak türünden bir izin midir? Birinci durumda az mal ile çok mal arasında fark olmaz. İkinci durumda ise ikisinin durumu farklıdır.

 

Ibnü'l-Münzir Şafii'nin şöyle dediğini nakleder: Kişinin malı veya canı alınmak ya da namusuna leke sürülmek istendiğinde saldıran kişiyle konuşmakla yardım çağırmak arasında serbesttir. Adamı engelleyebilir veya adam kendisi vazgeçerse onunla ölümüne döğüşemez. Engelleyememesi durumunda adamı öldürmekle sonuçlansa bile kendini savunabilir. Öldürmesi durumunda diyet ve keffaret ödemesi gerekmez. Fakat onu kasten öldürme hakkı yoktur.

 

İbnü'l-Münzir şöyle demiştir: İlim ehlinin benimsediği görüş şudur: Kişi, malı haksız yere alınmak istendiğinde hiçbir ayırım olmaksızın kendini savunabilir. Ancak kendisinden hadis ezberlenen hadis alimleri, yöneticiyi bu hükmün kapsamı dışında tutmak konusunda icma etmiş gibidirler. Çünkü yöneticinin yaptığı zulme sabretmeyi emreden ve baş kaldırmayı yasaklayan bazı hadisler nakledilmiştir.

 

Evzai ise insanların birlik olduğu ve başlarında bir yöneticinin olduğu durumla dağınık oldukları durumu birbirinden ayırmış ve bu hadisi başlarında yöneticilerinin olduğu birinci durum için geçerli kabul etmiştir. Dağınıklık durumunda ise kişi malını gönüllüce teslim etmeli ve kimseyle savaşmamalıdır. Ancak bu, Müslim'in zikrettiği Ebu Hureyre hadisi ile çelişmektedir. Birisi gelerek Hz. Nebi'e "Birisi benim malımı zorla elimden almak için gelse ne dersin?" diye sordu. Hz. Nebi (s.a.v.) "Ona verme" buyurdu. Adam "ya benimle savaşırsa" dedi. Hz. Nebi "Sen de onunla savaşırsın" buyurdu. Adam "Peki ya o beni öldürürse" dedi. Hz. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Şehid olursun" buyurdu. Adam "Peki ya ben onu öldürürsem" dedi. Hz. Nebi "O adam cehennemdedir" buyurdu.

 

İbn BattaI şöyle der: Buhari şunu açıklamak için bu konuya bu bölümde yer vermiştir: Kişinin canını ve malını savunma hakkı vardır. Bu savunması karşılığında da hiçbir sorumluluğu yoktur. Çünkü bu savunma sırasında öldürülürse şehit olur; öldürürse kısas cezası ve diyet ödemesi gerekmez.