باب: ن
أهدى إلى
صاحبه وتحرى
بعض نسائه دون
بعض.
7. BİRİNE HEDİYE VERMEK İÇİN HANIMLARINDAN ÖZELLİKLE BİRİNİN
EVİNDE KALACAĞI GÜNÜ GÖZLEMEK
حدثنا
سليمان بن
حرب: حدثنا
حماد بن زيد،
عن هشام، عن
أبيه، عن
عائشة رضي
الله عنها
قالت: كان
الناس يتحرون
بهداياهم
يومي. وقالت
أم سلمة: إن
صواحبي
اجتمعن،
فذكرت له،
فأعرض عنها.
[-2580-] Aişe (r.anha)'dan rivayet
edilmiştir: İnsanlar Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e hediye vermek için benim günümü kollarlardı.
Ümmü Seleme r.anha şöyle demiştir: "Nebi
Sallallahu aleyhi ve Sellem'in
diğer hanımları ile bir araya geldik. (Bana "Hz. Nebi'e
haber versen de insanlara söylese: Hediye vermek için özel bir zaman
seçmeseler" dedileL) Ben de onların bu
isteklerini Nebi Sallallahu aleyhi ve Sellem'e ilettim. Ama hiç aldırış etmedi."
حدثنا
إسماعيل قال:
حدثني أخي، عن
سليمان، عن هشام
بن عروة، عن
أبيه، عن
عائشة رضي
الله عنها: أن
نساء رسول
الله صلى الله
عليه وسلم كن
حزبين: فحزب
فيه عائشة
وحفصة وسودة،
والحزب الآخر أم
سلمة وسائر
نساء رسول
الله صلى الله
عليه وسلم،
وكان
المسلمون قد
علموا حب رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
عائشة، فإذا
كانت عند
أحدهم هدية،
يريد أن
يهديها إلى
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم أخرها،
حتى إذا كان
رسول الله صلى
الله عليه وسلم
في بيت عائشة،
بعث صاحب
الهدية إلى
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم في بيت
عائشة، فكلم
حزب أم سلمة،
فقلن لها:
كلمي رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
يكلم الناس،
فيقول: من
أراد أن يهدي
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم هدية، فليهدها
إليه حيث كان
من بيوت
نسائه،
فكلمته أم
سلمة بما قلن
فلم يقل لها
شيئا،
فسألنها، فقالت:
ما قال لي
شيئا، فقلن
لها: فكلميه،
قالت: فكلمته
حين دار إليها
أيضا فلم يقل لها
شيئا،
فسألنها
فقالت: ما قال
لي شيئا، فقلن
لها: كلميه
حتى يكلمك،
فدار إليها
فكلمته، فقال
لها: (لا
تؤذيني في
عائشة، فإن
الوحي لم يأتني
وأنا في ثوب
امرأة إلا
عائشة). قالت:
فقالت: أتوب
إلى الله من
أذاك يا رسول
الله، ثم إنهن
دعون فاطمة
بنت رسول الله
صلى الله عليه
وسلم، فأرسلت
إلى رسول الله
صلى الله عليه
وسلم تقول: إن
نساءك ينشدنك
الله العدل في
بنت أبي بكر،
فكلمته فقال:
(يا بنية ألا
تحبين ما أحب).
قالت: بلى،
فرجعت إليهن
فأخبرتهن، فقلن:
ارجعي إليه
فأبت أن ترجع،
فأرسلن زينب
بنت جحش،
فأتته
فأغلظت،
وقالت: إن
نساءك ينشدنك
الله العدل في
بنت ابن أبي
قحافة، فرفعت
صوتها حتى
تناولت عائشة
وهي قاعدة
فسبتها، حتى
إن رسول الله
صلى الله عليه
وسلم لينظر
إلى عائشة هل
تكلم، قال:
فتكلمت عائشة
ترد على زينب
حتى أسكتتها،
قالت: فنظر
النبي صلى
الله عليه
وسلم إلى
عائشة، وقال:
(إنها بنت أبي
بكر).
قال
البخاري:
الكلام
الأخير قصة
فاطمة يذكر هشام
بن عروة، عن
رجل، عن
الزهري، عن
محمد بن عبد
الرحمن. وقال
أبو مروان، عن
هشام، عن
عروة: كان
الناس يتحرون
بهداياهم يوم
عائشة. وعن هشام،
عن رجل من
قريش، ورجل من
الموالي، عن
الزهري، عن
محمد بن عبد
الرحمن بن
الحارث بن
هشام، قالت
عائشة: كنت
عند النبي صلى
الله عليه
وسلم
فاستأذنت
فاطمة.
[-2581-] Aişe r.anha'dan rivayet edilmiştir: Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in
hanımları iki grup idi. Aişe, Hafsa,
Safiye ve Sevde birinci grupta yer alıyordu. Ümmü Seleme ve diğer hanımları ise ikinci grupta yer
alıyordu. Müslümanlar, Allah Resulü Sallallahu Aleyhi
ve Sellem'in Aişe'yi
sevdiğini bilirlerdi. Allah Resulü'ne bir şeyarmağan
etmek istediklerinde Hz. Aişe'nin odasında
geceleyeceği gün gelinceye kadar geciktirirlerdi. O gün gelince armağanlarını Aişe'nin odasına gönderirlerdi.
Ümmü Seleme grubu, Ümmü Seleme'ye
"Allah Resulü ile konuşsan da insanlara 'Bana hediye vermek isteyenler ben
hangi eşimin odasında bulunuyorsam orada versin' dese" dediler. Ümmü Seleme Hz. Nebi'e onların bu
isteğini iletti ama Hz. Nebi hiçbir şey söylemedi.
Sonra hanımları Ümmü Seleme'ye
sordular. O da "Bana hiçbir şey söylemedi" dedi. Tekrar sordular,
yine "Bana hiçbir şey söylemedi" dedi.
Bunun üzerine "Onunla konuş da sana bir cevap versin"
dediler. Ümmü Seleme gitti ve konuştu. Bunun üzerine
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem:
"Aişe konusunda beni üzme. Çünkü Aişe dışında hiçbir kadınla aynı yatakta yatarken bana
vahiy gelmedi" buyurdu. Bunun üzerine Ümmü
Seleme, "Ey Allah'ın Resulü' Seni üzdüğüm için Allah'a tövbe
ediyorum" dedi.
Sonra hanımları, Allah Resulü'nün kızı Fatıma'yı
çağırdılar ve Allah Resulü'ne giderek "Hanımların Ebu
Bekir'in kızı konusunda senden adalet istiyorlar" demesini istediler. O da
onların bu isteklerini yerine getirdi. Bunun üzerine Nebi Sallallahu
Aleyhi ve Sellem: "Kızım' Benim sevdiğimi sen de
sevmez misin?" buyurdu. Fatima r.anha. "Ne demek! Elbette severim" dedi. Sonra geri
dönüp konuşmayı onlara aktardı. Tekrar gitmesini istediler. Ama Fatıma r.a. gitmedi.
Bunun üzerine Zeyneb binti
Cahş'ı gönderdiler. O da Hz. Nebi'in
yanına geldi ve ölçüsüzce ve bağırarak: "Hanımların Ebu
Kuhafe'nin oğlunun kızı konusunda adaletli olmanı
istiyorlar" dedi. Sonra oturmakta olan Aişe'ye
yönelerek ağır sözler söyledi. Allah Resulü "bir karşılık verecek mi
acaba'" diye Aişe'ye baktı. Aişe,
Zeyneb'e karşılık vererek onu susturdu.
Dedi ki: "Bunun üzerine Nebi Sallallahu
Aleyhi ve Sellem Aişe'ye
bakarak: "Bu, EbU Bekir'in kızı!" buyurdu.
AÇIKLAMA: "Diğer grup Ümmü
Seleme ve diğer hanımlarıydı": Esed kabilesinden
Zeynep binti Cahş, Emevi kabilesinden Ümmü Habibe, Huzaa kabilesinden Cüveyriye binti el-Haris ve Hilal kabilesinden Meymune
binti el-Haris'tir.
Müslim'in rivayetinde "Sonra Zeynep binti
Cahş'ı gönderdiler" ifadesinden sonra Hz. Aişe'nin "Allah Resulü'nün hanımları içinde onun da
benim gibi özel bir yeri vardı" dediği de zikredilmiştir ki Hz. Aişe bu sözüyle onu övmüştür.
"Hz. Aişe'yeyönelerek ağır sözler
söyledi. Allah Resulü "bir karşılık verecek mi acaba!" diye Hz. Aişe'ye baktı" ifadesinden sonra Müslim'de Hz. Aişe'nin "Ben de Allah Resulüne bakıyordum ve benim
konuşmama izin verecek mi diye bakışlarını süzüyordum. Zeynep sözünü henüz
bitirmemişti ki ben Allah Resulü'nün benim kendimi savunmamdan rahatsız
olmayacağını sezdim" ilavesi vardır. Müslim'de geçen bu ilave, kişinin
çıkardığı bazı işaret ve emarelere göre davranmasının caiz olduğunu gösterir.
Fakat Nesa! ve
İbn Mace'nin Sünen'lerinde Hz. Aişe'den özelolarak nakledilen bir rivayette ifade şöyledir: Zeynep binti Cahş benim odama girdi ve
ağzına geleni saydı. Hz. Nebi onu yatıştırmaya çalıştıysa da yatışmadı. Bunun
üzerine bana "Sen de ona cevap ver" buyurdu. Bunun üzerine ben ona
öyle ağır konuştum ki daha ağzını açamadı.
Bu hadisi Mezalim (Haksızlıklar) bölümünde "Zulme uğrayana
yardım etmek" konusunda zikretmiştik. Bu durumda bu olayın birden çok
gerçekleştiği kabul edilir.
"Bu, Ebu Bekir'in kızı!"
ifadesi, "Babası gibi, şerefli, akıllı ve bilge" anlamındadır.
Bu hadis, Hz. Nebi'in Hz. Aişe'ye ne kadar değer verdiğini göstermektedir.
Yine bu hadis, kişinin hediye vermek için eşlerinden birini
seçmesinin bir sakıncası olmadığını gösterir. Çünkü kocanın dikkat etmesi
gereken husus, geceleri paylaştırma, nafaka vb. konularda eşleri arasında
eşitliği gözetmektir. İbn Battal, bunu Mühelleb'den nakletmiştir.
İbnü'l-Müneyyir bu görüşü eleştirerek şöyle
demiştir: Hz. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem böyle yapmış değildir. Bunu yapanlar ona hediye
getirenlerdir. Bu ise onların seçimine kalmış bir husustur. Hz. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem
onların böyle yapmalarına engelolmamıştır. Çünkü
insanların bu gibi işlerine müdahale etmek olgun insana yakışmaz. Zira bu, bir
bakıma hediye istemek anlamına gelir. Ayrıca Aişe'den
dolayı hediye veren kişi, hediyeye şartlı olarak sahip kılmış gibidir. Sahip
kılmada ise mal sahibinin (yani sahip kılanın) kısıtlamaları geçerlidir. Kaldı
ki Hz. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem
diğer hanımlarını da verilen hediyeye ortak ediyordu. Aralarındaki çekişmenin
kaynağı, hediyenin kendilerine Aişe'nin evinden
gelmesiydi.
Bu hadis, insanların birbirlerine hediye vermek için hediye
verecekleri kişinin sevinçli olduğu zaman ve yerleri seçtiklerini gösterir.
Çünkü bu hediye verilen kişinin sevincini daha da artırır.
Yine bu hadis, kocaları aynı olan kadınların birbiriyle
çekiştikleri ni ve kocalarını birbirinden
kıskandıklarını gösterir.
(Hadisten anlaşılmaktadır ki) bu kadınlar birbiri ile
atıştıkları zaman kocaları susabilir ve onlardan herhangi birine taraf
olmayabilir.
Yine böyle konularda kadınların kocalarına şikayetlerini
iletmeleri ve bunun için birini aracı yapmaları caizdir. Hz. Nebi'in hanımları, O'nun olanca heybetine ve O'ndan
utanmalarına rağmen, O'nun en çok değer .verdiği Hz. Fatıma'yı aracı yapmışlardır.
Yine bu hadis, onların çok kavrayış sahibi olduklarını ve
doğruya çabucak döndüklerini gösterir.
Bu hadisten, Zeyneb binti Cahş'ın Hz. Nebi'e nazının geçtiğini de anlıyoruz. Çünkü halasının kızıydl. Annesi Ümeyme binti Abdülmuttalib idi.
Davudi "Bu hadis, Hz. Nebi'in
Zeynep'ten özür dilediğini de gösterir" demiştir. İbnü't-Tin
ise "Onun bu sonucu bu hadisten çıkardığını bilemiyorum. Ancak Zeyneb'in kıskanacağı tutmuş ve Hz. Nebi bu konuşmaya
müsaade ederek, onu suçlamamıştır" demiştir. Burada özellikle Zeyneb'in zikredilmesi, Hz. Fatıma'nın
sadece taşıyıcı ve özel bir elçi olmasından dolayıdır. Çünkü Zeyneb, kendi grubundaki kadınlarla ortaktı, dahası onların
başını çekiyordu. Zira önce Fatıma'yı gönderen ve
ardından bizzat giden oydu.
Yine bu hadis, eşleri arasında eşit paylaşımı gözetmenin (kasm) Hz. Nebi'e de farz olduğunu
göstermektedir. Bu konu, Nikah Bölümü'nde incelenecektir.(bkz. 5212. hadis)