باب:
الشروط التي
لا تحل في
الحدود.
9. HAD CEZALARINDA KOŞULMASI HELAL OLMAYAN ŞARTLAR
حدثنا
قتيبة بن
سعيد: حدثنا
ليث، عن ابن
شهاب، عن عبيد
الله ابن عبد
الله ابن عتبة
بن مسعود، عن
أبي هريرة رضي
الله عنه وزيد
بن خالد الجهني
رضي الله
عنهما أنهما
قالا: إن
رجلا من
الأعراب أتى
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم فقال: يا
رسول الله،
أنشدك الله
إلا قضيت لي
بكتاب الله،
فقال الخصم
الآخر، وهو أفقه
منه: نعم،
فاقض بيننا
بكتاب الله،
وائذن لي،
فقال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم: (قل).
قال: إن ابني
كان عسيفا على
هذا، فزنى بامرأته،
وإني أخبرت أن
على ابني
الرجم، فافتديت
منه بمائة شاة
ووليدة،
فسألت أهل
العلم،
فأخبروني:
أنما على ابني
جلد مائة
وتغريب عام،
وأن على امرأة
هذا الرجم،
فقال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم:
(والذي نفسي
بيده لأقضين بينكما
بكتاب الله،
الوليدة
والغنم رد،
وعلى ابنك جلد
مائة وتغريب
عام، اغد يا
أنيس إلى
امرأة هذا، فإن
اعترفت
فارجمها). قال:
فغدا عليها
فاعترفت،
فأمر بها رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
فرجمت.
[-2724 - 2725-] Ebu Hureyre'den ve Zeyd İbn Halid el-Cüheni'den naklediImiştir:
Bir bedevi Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e gelerek: "Ey
Allah'ın Resulü! Allah'a and veriyorum. Allah'ın Kitabı'yla benim için hüküm
vereceksin" dedi. Öteki şahıs -ki ilkinden daha anlayışlıydı- "Evet,
aramızda Allah'ın Kitabı'na göre hüküm ver ve müsaade et, sözümü
söyleyeyim" dedi.
Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Söyle"
buyurdu. Adam dedi ki: "Oğlum bunun yanında işçiydi. Hanımıyla zina etmiş.
Bana oğlumun recmedilmesi gerektiği haber verildi. Ben de onu kurtarmak için
yüz koyun ve bir cariye verdim. Sonra bilenlere sordum. Onlar oğlumun cezasının
yüz sopa ve bir yıl sürgün olduğunu, bunun karısının cezasının ise recmedilmek
olduğunu söylediler."
Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Canım elinde olan'a
yemin ederim ki, sizin aranızda Allah'ın Kitabı'na göre hükmedeceğim. Cariye ve
yüz koyun sana geri verilecek. Oğluna yüz sopa vurulacak ve bir yıl sürgün
edilecek" buyurdu. Sonra "Üneys! Şu adamın karısına yarın sabah git
ve sor: İtiraf ederse onu recm et" dedi.
Uneys ertesi sabah kadının yanına gitti ve kadın zina ettiğini
itiraf etti. Bunun üzerine kadın, Allah Resulü'nün emriyle recmedildi.
Diğer tahric: Tirmizi Hudud; Müslim, Hudud
AÇIKLAMA: Bu hadisten şu
hükümler elde edilir: Allah'ın koyduğu cezalardan herhangi birini kaldırmak
için koşulmuş olan bütün şartlar geçersizdir. Bu konuda yapılmış her türlü sulh
de bozulur. "Had Cezaları" bölümünde bu konu ele alınacaktır.
باب: ما
يجوز من شروط
المكاتب إذا
رضي بالبيع على
أن يعتق.
10. MÜKATEBP, AZAD EDİLMEK ŞARTIYLA SATILMAYA RAZI OLDUĞUNDA
KOŞULMASI CAİZ OLAN ŞARTLAR
حدثنا
خلاد بن يحيى:
حدثنا عبد
الواحد بن
أيمن المكي،
عن أبيه قال:
دخلت على
عائشة رضي
الله عنها
قالت:
دخلت
علي بريرة وهي
مكاتبة،
فقالت يا أم
المؤمنين
اشتريني، فإن
أهلي
يبيعونني،
فأعتقيني،
قالت: نعم،
قالت: إن أهلي
لا يبيعونني
حتى يشترطوا
ولائي، قالت:
لا حاجة لي
فيك، فسمع ذلك
النبي صلى
الله عليه وسلم
أو بلغه،
فقال: (ما شأن
بريرة). فقال:
(اشتريها فأعتقيها،
وليشترطوا ما
شاؤوا). قالت:
فاشتريتها
فأعتقتها،
واشترط أهلها
ولاءها، فقال
النبي صلى
الله عليه
وسلم: (الولاء
لمن أعتق، وإن
اشترطوا مائة
شرط).
[-2726-] Abdülvahid İbn Eymen babasından nakletmiştir: Aişe'nin yanına
girmiştim. Bana şöyle anlattı: Berire mükatep iken yanıma geldi ve "Ey
müminlerin annesi! Beni satın aL. Sahiplerim beni satacaklar. (Bari sen al da)
beni azat ediver" dedi. Hz. Aişe "Olur" dedi.
Berire "Ama sahiplerim beni ancak vela hakkım kendilerine ait
olmak şartıyla satıyorlar" dedi. Bunun üzerine Aişe "Benim sana bir
ihtiyacım yok" dedi.
Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem onun bu sözünü duydu ve
"Berire'yle ilgili durum nedir?" diye sordu. (Durumu öğrendikten
sonra) "Sen onu satın al ve azat et. Onları da bırak diledikleri şartı
koşsunlar" buyurdu.
Aişe diyor ki: Ben onu satın alıp azat ettim. Sahipleri de onun
vela hakkının kendilerine ait olmasını şart koştular. Bunun üzerine Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Vela hakkı, azat edene aittir. Onlar isterse
yüz şart koşsunlar" buyurdu.
Not: Bu hadis "Azat
Etme" konusunda ayrıntılı olarak açıklanmıştır.
باب:
الشروط في
الطلاق.
11. BOŞAMADA KOŞULAN ŞARTLAR
وقال ابن
المسيب
والحسن وعطاء:
إن بدا بالطلاق
أو أخر فهو
أحق بشرطه.
Said İbnü'l-Müseyyeb, Hasen-i Basrı ve Ata "Boşama sözünü ister
şart cümlesinden önce söylesin, ister sonraya bıraksın, şart gerçekleştiğinde
boşama da gerçekleşir" demişlerdir.
حدثنا
محمد بن
عرعرة: حدثنا
شعبة، عن عدي
بن ثابت، عن
أبي
حازم، عن أبي
هريرة رضي
الله عنه قال:
نهى
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم عن التلقي،
وأن يبتاع
المهاجر
للأعرابي،
وأن تشترط
المرأة طلاق
أختها، وأن
يستام الرجل
على سوم أخيه،
ونهى عن
النجش، وعن
التصرية.
تابعه
معاذ وعبد
الصمد عن
شعبة. وقال
غندر وعبد
الرحمن: نهي.
وقال آدم:
نهينا. وقال
النضر وحجاج
بن منهال: نهى.
[-2727-] Ebu Hureyre r.a.'den nakledilmiştir: Allah
Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem şehre gelen köylüleri karşılamayı, şehirde
oturanın bedevinin malını onun adına satmasını, bir kadının (evliliği kabul
etmek için) kardeşinin boşanması şartını koşmasını veya kişinin kardeşinin pazarlığı
üzerine pazarlık etmesini yasakladı. Müşteri kızıştırmayı ve satılık hayvanın
sütünü sağmayıp memesinde biriktirmeyi de yasakladı.
باب:
الشروط مع
الناس بالقول.
12. İNSANLARLA SÖZLÜ OLARAK BİR ŞARTTA
ANLAŞMAK
حدثنا
إبراهيم بن
موسى: أخبرنا
هشام: أن ابن
جريج أخبره
قال: أخبرني
يعلى بن مسلم
وعمرو بن
دينار، عن
سعيد بن جبير،
يزيد أحدهما على
صاحبه،
وغيرهما، قد
سمعته يحدثه،
عن سعيد بن
جبير قال: إنا
لعند ابن عباس
رضي الله عنهما،
قال: حدثني
أبي بن كعب
قال: قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم: (موسى
رسول الله).
فذكر الحديث.
قال: (ألم أقل
إنك لن تستطيع
معي صبرا،
كانت الأولى
نسيانا،
والوسطى
شرطا، والثالثة
عمدا، قال: لا
تؤاخذني بما
نسيت ولا ترهقني
من أمري عسرا،
لقيا غلاما
فقتله، فانطلقا
فوجدا جدارا
يريد أن ينقض
فأقامه).
قرأها ابن
عباس: أمامهم
ملك.
[-2728-] Abdullah İbn Abbas r.a.'dan nakledilmiştir: Bana Ubeyy İbn Ka'b
şöyle söylemişti: Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem Musa Nebi'in
kıssasını anlatıyordu. Adam (Hızır) "Sen benimle birlikte olmaya
dayanamazsın, dememiş miydim?" [Kehf 67]
dedi. İlki (gemi delme olayına itirazı) unutmaydı; ikincisi (çocuğu
öldürmesine itiraz etmesi) şarttı (yani bu kez Musa "Daha sana bir şey
(sorarsam benden ayrıl" [ Kehf 76] diyerek şart koşmuştu), üçüncüsü (yani
duvarı ücret almadan yapmasına itiraz etmesi) de kasıttı. Musa "Unuttuğum
bir şeyle beni sorumlu tutma ve bana taşıyamayacağım yükü yükleme'' [Kehf 73]
dedi. "Bir çocukla karşılaşmışlardı da adam onu öldürmüştü. "[Kehf
74] "Yola devam ettiler.,. Yıkılmak üzere olan bir duvara rastladılar ve
adam duvarı kaldırıverdi".[Kehf 77] İbn Abbas bu ayetleri okudu.
"Önlerinde bir kral vardı..
"[Kehf 79]
AÇIKLAMA: Buhari konu
başlığındaki şart ile Musa'nın "Daha sana bir şey sorarsam benden
ayrıl" diyerek kendisini şartla bağlamasını kastetmiştir. Onlar bunu
yazmadıkları gibi bir şahit de tutmamışlardı. Bu kişinin koştuğu şartın
gereğini yapmasının gerekli olduğunu gösterir. Çünkü Musa bu şartın gereğini
yapmayınca Hızır ona "Artık bu seninle benim ayrılığımızdır" demiş ve
Musa da bunu yadırgamamıştır.
باب:
الشروط في الولاء.
13. VELAYET HAKKI İÇİN KOŞULAN ŞARTLAR
حدثنا
إسماعيل:
حدثنا مالك،
عن هشام بن
عروة، عن
أبيه، عن
عائشة قالت: جاءتني
بريرة فقالت:
كاتبت أهلي
على تسع أواق،
في كل عام
أوقية،
فأعينيني،
فقالت: إ ن
أحبوا أن
أعدها
لهمويكون
ولاؤك لي
فعلت، فذهبت
بريرة إلى أهلها،
فقالت لهم
فأبوا عليها،
فجاءت من
عندهم ورسول
الله صلى الله
عليه وسلم
جالس، فقالت:
إني قد عرضت
ذلك عليهم
فأبوا إلا أن
يكون الولاء
لهم، فسمع
النبي صلى
الله عليه
وسلم، فأخبرت
عائشة النبي
صلى الله عليه
وسلم، فقال:
(خذيها
واشترطي لهم
الولاء،
فإنما الولاء
على من أعتق).
ففعلت عائشة،
ثم قام رسول
الله صلى الله
عليه وسلم في
الناس، فحمد
الله وأثنى عليه،
ثم قال: (ما بال
رجال يشترطون
شروطا ليست في
كتاب الله، ما
كان من شرط
ليس في كتاب
الله فهو
باطل، وإن كان
مائة شرط،
قضاء الله
أحق، وشرط
الله أوثق،
وإنما الولاء
لمن أعتق).
[-2729-] Hz. Aişe'den nakledilmiştir: Berire bana gelerek "Ben her yıl
bir okka vermek üzere dokuz okka karşılığında sahiplerimle özgürlük anlaşması
yaptım. Bana yardım eder misin ?" dedi.
Ben de "Bu parayı onlara hazırlamam durumunda ve la hakkının
bana ait olmasına razı olurlarsa yaparım" dedim. Berire gidip sahiplerine
bu şartımı iletti. Kabul etmediler. Onların yanından geldi. Allah Resulü
Sallallahu Aleyhi ve Sellem oturuyordu. Dedi ki "Bu teklifini onlara
ilettim ama vela hakkının kendilerinde kalması konusunda ısrarcı oldular"
dedi. Ben de durumu Hz. Nebi'e bildirdim.
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Onu al ve onların vela
hakkı şartını kabul et. Vela hakkı azat edene aittir" buyurdu.
Sonra Allah Resulü insanların arasında minbere çıkarak Allah'a
hamd ü sena ettikten sonra "Birilerine ne oluyor ki Allah'ın kitabında
yeri olmayan şartlar koşuyorlar. Allah'ın kitabında yeri olmayan bütün şartlar
geçersizdir, yüz şart bile olsa. Allah'ın hükmü uyulmaya daha layıktır.
Allah'ın şartı daha sağlamdır. Vela hakkı azat edene aittir" buyurdu.