SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-VESAYA

<< 1170 >>

EK SAYFA – 1170-2

باب: هل ينتفع الواقف بوقفه.

12. VAKFEDEN VAKFINDAN YARARLANABİLİR Mİ?

 

وقد اشترط عمر رضي الله عنه: لا جناح على من وليه أن يأكل منها. وقد يلي الواقف وغيره. وكذلك من جعل بدنة أو شيئا لله، فله أن ينتفع بها كما ينتفع غيره، وإن لم يشترط.

Ömer r.a. (vakfı için) "Vakıf malıyla ilgilenen kişinin (mütevelli) ondan yemesinde bir sakınca yoktur" şartını koşmuştu. Vakıf malıyla, vakfedenin kendisi veya başka biri ilgilenebilir."   Bir deveyi veya herhangi bir malı Allah için vakfeden herkes de böyle olup, şartnamede özel bir şart olarak belirlemese bile başkaları faydalandığı gibi, kendisi de ondan faydalanabilir.

 

حدثنا قتيبة بن سعيد: حدثنا أبو عوانة، عن قتادة، عن أنس رضي الله عنه:  أن النبي صلى الله عليه وسلم رأى رجلا يسوق بدنة، فقال له: (اركبها). فقال: يا رسول الله إنها بدنة، قال في الثالثة أو الرابعة: (اركبها ويلك، أو: ويحك).

 

[-2754-] Enes r.a.'den nakledilmiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem kurbanlık bir deve süren birini görmüştü. "Binsene" buyurdu. Adam "Ey Allah'ın Resulü! Bu kurbanlık deve" dedi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem üçüncü veya dördüncü defada "Hayret bi şey! Binsene devene" buyurdu.

 

 

حدثنا إسماعيل: حدثنا مالك، عن أبي الزناد، عن الأعرج، عن أبي هريرة رضي الله عنه:  أن رسول الله صلى الله عليه وسلم رأى رجلا يسوق بدنة، فقال: (اركبها). قال: يا رسول الله، إنها بدنة، قال: (اركبها ويلك). في الثانية أو الثالثة.

 

[-2755-] Ebu Hureyre r.a.'den nakledilmiştir: Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem kurbanlık deve süren birini görmüştü. "Binsene" buyurdu. Adam: "Ey Allah’ın Resulü! Bu kurbanlık deve" dedi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ikinci veya üçüncü defada "Hayret bi şey! Binsene devene" buyurdu.

 

 

AÇIKLAMA:     Kişi bir malı, önce kendisine, sonra başkalarına vakfederek veya vakıf malından belirlenmiş bir yolla yararlanmayı şart koşarak veya vakıf mütevellisi için vakıftan yararlanmayı sağlayan bir şart koyup kendisi mütevelli olarak vakfettiği maldan yararlanabilir mi? Bütün bu konular tartışmalıdır.

 

Kişinin kendisine vakfetmesi ile ilgili hüküm "Vakıf şartnamesi nasıl yazılır?" konusunda gelecektir. Kendisinin yararlanmasını sağlayan bir şart koymakla ilgili hüküm "Yetimleri deneyin" ayetinin açıkladığı konuda gelecektir.

 

İbn Battal şöyle demiştir: Vakfedenin kendi vakfından yararlanması caiz değildir. Çünkü onu Allah rızası için kendi malından ayırmış ve onun üzerindeki mülkiyetini sonlandırmıştır. Ondan herhangi bir şekilde yararlanması sadakasından vazgeçmektir.

 

Sonra şöyle devam etmiştir: Bu, ancak vakfederken özelolarak şart koşması veya kendisi ya da mirasçılarının fakir düşmesi durumunda caiz olur.

 

Fıkıh bilginlerinin geneline göre özel değil de genel bir amaçla vakfetmişse bu caizdir. Nitekim "Vasiyetler" bölümünün sonunda özel bir başlıkta gelecektir.

 

 

باب: إذا وقف شيئا فلم يدفعه إلى غيره فهو جائز.

13. VAKıF, HAK SAHİBİNE TESLİM EDİLMEDEN YÜRÜRLÜĞE GİRER

 

لأن عمر رضي الله عنه أوقف، وقال: لا جناح على من وليه أن يأكل، ولم يخص إن وليه عمر أو غيره.

Çünkü Ömer r.a. bir araziyi vakfederek "Bu vakıfla ilgilenen kişinin bundan yemesinde sakınca yoktur" demiş ve "Ömer ilgilenirse" veya "Başkası ilgilenirse" gibi özel bir kayıt koymamıştır.

 

قال النبي صلى الله عليه وسلم لأبي طلحة: (أرى أن تجعلها في الأقربين). فقال: أفعل، فقسمها في أقاربه وبني عمه.

Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Ebu Talha'ya "Ben bunu yakınlarına tahsis etmeni uygun görüyorum" buyurmuştu. O da "Öyle yaparım" dedi ve vakfı, yakınlarına ve amcaoğullarına tahsis etti.

 

AÇIKLAMA:     Vakıf, fıkıh bilginIerinin çoğunIuğuna göre, hak sahibine teslim edilmeden yürürIüğe girer. Malik'ten ancak teslim edilmekIe tamam olacağı yolunda bir görüş nakIedilmiştir. Muhammed İbnü'I-Hasen'in görüşü ve İmam Şafii'nin iki görüşünden biri de budur.

 

 

باب: إذا قال: داري صدقة لله، ولم يبين للفقراء أو غيرهم، فهو جائز، ويضعها في الأقربين أو حيث أراد.وقال النبي صلى الله عليه وسلم لأبي طلحة حين قال: أحب أموالي إلي بيرحاء، وإنها صدقة لله، فأجاز النبي صلى الله عليه وسلم ذلك.

14. "EVİM ALLAH İÇİN SADAKADIR" DEMEK

"Evim Allah için sadakadır" deyip, fakirlere mi, başkalarına mı ait oIduğunu belirtmese vakfı geçerli oIur ve yakınIarına veya dilediği herhangi bir yere verir.  Ebu Talha "Benim en çok sevdiğim malım Beyruha'dır ve orası Allah için sadakadır" demişti. Hz. Nebi (s.a.v.) onun bu vakfını geçerli saydı.

 

وقال بعضهم: لا يجوز حتى يبين لمن، والأول أصح.

Bazıları ise "Vakıf, kime ait olduğu açıklanmadan geçerli oImaz" demişIerdir. Ancak ilk görüş daha doğrudur.

 

AÇIKLAMA:     Sadaka, verileceği yer belirlenmeden tamam olur. Sonra kişi, sadakası için dilediği yeri belirleyebilir.

 

 

باب: أرضي أو بستاني صدقة عن أمي فهو جائز، وإن لم يبين لمن ذلك.

15. "TOPRAĞIM VEYA BAHÇEM ANNEM ADINA ALLAH İÇİN SADAKADIR'' DİYEREK KİME TAHSİS ETTİĞİNİ BELİRLEMESE VAKIF GEÇERLİ OLUR

 

حدثنا محمد بن سلام: أخبرنا مخلد بن يزيد: أخبرنا ابن جريج قال: أخبرني يعلى: أنه سمع عكرمة يقول: أنبأنا ابن عباس رضي الله عنهما: أن سعد بن عبادة رضي الله عنه توفيت أمه وهو غائب عنها، فقال: يا رسول الله، إن أمي توفيت وأنا غائب عنها، أينفعها شيء إن تصدقت به عنها؟ قال: (نعم). قال: فإني أشهدك أن حائطي المخراف صدقة عليها.

 

[-2756-] İbn Abbas r.a.'dan nakledilmiştir: Sa'd İbn Ubade'nin annesi kendisi yanında değilken vefat etmişti. "Ey Allah'ın Resulü! Annem, ben yanında değilken vefat etmiş. Onun adına bir şeyi sadaka etsemona yararı olur mu?" diye sordu. Hz. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Evet" buyurdu. Bunun üzerine Sa'd "O halde seni şahit tutarım ki meyveli bahçem onun için sadakadır" dedi.

 

 

AÇIKLAMA:     İbn Battal der ki: Malik, kişi harcanacağı yeri belirlemese bile vakfının geçerli olduğu görüşünü benimsemiştir. Ebu Yusuf, İmam Muhammed ve bir görüşünde Şafii de onun görüşünü benimsemiştir.

 

İbnü'l-Kassar der ki: Bu hükmü n gerekçesi şudur: Kişi "vakıftır" veya "sadakadır" dediğinde bununla iyilik etmeyi kastetmiştir. İyilik edilmeye en layık kişilerse onun yakınlarından özellikle fakir olanlardır. Bu, kişinin, harcanacak yeri belirlemeksizin malının üçte birini vasiyet etmesine benzer. Bu vasiyet geçerli olur ve fakirlere tahsis edilir.

 

Şafii 'nin diğer görüşüne göre harcanacak yer belirlenmedikçe vakıf geçerli olmaz ve vakfedenin mülkünde kalır.

 

Bazı Şafii fakihleri şöyle demişlerdir: Tartışmalı konu, kişinin yalnızca "vakfettim" demesidir. "Allah için vakfettim" demesi durumunda mal, onun mülkünden kesin olarak çıkar. Bunun delili Ebu Talha olayıdır.

 

 

باب: إذا تصدق، أو أوقف بعض ماله، أو بعض رقيقه، أو دوابه، فهو جائز.

16. KİŞİNİN KÖLELERİNDEN VEYA HAYVANLARINDAN BİR KISMINI VAKFETMESİ VEYA SADAKA OLARAK VERMESİ GEÇERLİDİR

 

حدثنا يحيى بن بكير: حدثنا الليث، عن عقيل، عن ابن شهاب قال: أخبرني عبد الرحمن بن عبد الله بن كعب: أن عبد الله بن كعب قال: سمعت كعب بن مالك رضي الله عنه يقول: قلت: يا رسول الله، إن من توبتي أن أنخلع من مالي صدقة إلى الله إلى رسوله صلى الله عليه وسلم؟ قال: (أمسك عليك بعض مالك، فهو خير لك). قلت: فإني أمسك سهمي الذي بخيبر.

 

[-2757-] Ka'b İbn Malik r.a.'den nakledilmiştir: Ka'b İbn Malik "Ey Allah'ın Resulü! Ben tövbe ettiğimin göstergesi olarak, Allah ve Resulü'ne sadaka olarak bütün malımdan sıyrılıyorum" demişti. Nebi Sallallahu aleyhi ve sellem: "Malının birazını elinde tut. Bu senin için daha iyidir" buyurdu. Bunun üzerine Ka'b "O zaman Hayber'deki payımı elimde tutuyorum" dedi.

 

Tekrar: 2947, 2948, 2949, 2950, 3088, 3556, 3889, 3951, 4418, 4673, 4676, 4677, 4678, 6255, 6690,7225

 

 

AÇIKLAMA:     Bu konu başlığı, menkul malların vakfının caiz olduğunu açıklamak için konmuştur. Bu konuda aykırı görüş sahibi, Ebu Hanife'dir. Bu hadisten şayi hisseli malın vakfının caiz olduğu hükmü de elde edilir. Bu konuda da Muhammed İbnü'l-Hasen aykırı görüşü savunur. Ancak o, geçersizliği, ayrıştırılması mümkün olan şayi hisseli mallarla sınırlamıştır.

 

Bu hadis, kişinin bütün malını sadaka etmesinin mekruh olduğuna delil getirilmiştir. Zekat bölümünde bu konuya yer vermiştik. "Yeminler ve Adaklar" bölümünde de bir miktar açıklama gelecektir.

 

 

باب: من تصدق إلى وكيله، ثم رد الوكيل إليه.

17. KİŞİNİN VEKİLİNE SADAKA VERMESİ VE VEKİLİNİN BUNU REDDETMESİ

 

وقال إسماعيل: أخبرني عبد العزيز بن عبد الله بن أبي سلمة، عن إسحاق بن عبد الله بن أبي طلحة، لا أعلمه إلا عن أنس رضي الله عنه قال:

 لما نزلت: {لن تنالوا البر حتى تنفقوا مما تحبون}. جاء أبو طلحة إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم فقال: يا رسول الله، يقول الله تبارك وتعالى في كتابه: {لن تنالوا البر حتى تنفقوا مما تحبون}. وإن أحب أموالي إلي بيرحاء - قال: وكانت حديقة، كان رسول الله صلى الله عليه وسلم يدخلها ويستظل بها، ويشرب من مائها - فهي إلى الله عز وجل وإلى رسوله صلى الله عليه وسلم، أرجو بره وذخره، فضعها أي رسول الله حيث أراك الله، فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم: (بخ يا أبا طلحة، ذلك مال رابح، قبلناه منك، ورددناه عليك، فاجعله في الأقربين). فتصدق به أبو طلحة على ذوي رحمه، قال: وكان منهم أبي وحسان، قال: وباع حسان حصته منه إلى معاوية، فقيل له: تبيع صدقة أبي طلحة؟ فقال: ألا أبيع صاعا من تمر بصاع من دراهم. قال: وكانت تلك الحديقة في موضع قصر بني حديلة الذي بناه معاوية.

 

[-2758-] Enes r.a.'den nakledilmiştir: "Sevdiklerinizden infak etmediğiniz sürece iyiliğe eremezsiniz" [Al-i İmran 92] ayeti inince Ebu Talha, Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e gelerek:

"Ey Allah'ın Resulü! Allah (C.C.) Kitabı'nda "Sevdiklerinizden infak etmediğiniz sürece iyiliğe eremezsiniz" buyuruyor. Benim de en sevdiğim malım Beyruha'dır. -Burası Allah Resulü'nün Sallallahu Aleyhi ve Sellem girip gölgelendiği ve suyundan içtiği bir bahçeydi- İşte burası Allah ve Resulü'ne aittir. Ben burasının iyiliğini ve bereketini umuyorum. Ey Allah'ın Resulül Sen arasını Allah'ın sana gösterdiği herhangi bir amaç için kullanıver" dedi.

 

Bunun üzerine Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Aferin Ebu Talha. Bu, kazançlı bir mal; senden kabul ettik ve sana iade ettik. Sen onu yakınlarına tahsis et" buyurdu. Bunun üzerine Ebu Talha orasını yakınlarına sadaka etti. Ubeyy ve Hassan da sadaka ettikleri arasındaydı. Hassan oradaki payını Muaviye'ye sattı. Ona "Ebu Talha'nın sadakasını satıyor musun?" dediler. Bunun üzerine Hassan "Bir ölçek hurmayı bir ölçek dirhem karşılığında satmayayım mı?" dedi.

 

Enes diyor ki: "O bahçe, Muaviye'nin yaptırdığı Hudeyleoğulları köşkünün bulunduğu yerdeydi."