DEVAM: 70. ALLAH YOLUNDA SAVAŞ SIRASINDA MUHAFIZLIK YAPMAK
حدثنا
يحيى بن يوسف:
أخبرنا أبو
بكر، عن أبي حصين،
عن أبي صالح،
عن أبي هريرة
رضي الله عنه،
عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم قال: (تعس
عبد الدينار،
والدرهم،
والقطيفة،
والخميصة، إن أعطي
رضي، وإن لم
يعط لم يرض).لم
يرفعه
إسرائيل، عن
أبي حصين.وزادنا
عمرو قال:
أخبرنا عبد
الرحمن بن عبد
الله بن
دينار، عن
أبيه، عن أبي
صالح، عن أبي
هريرة، عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم قال: (تعس
عبد الدينار،
وعبد الدرهم، وعبد
الخميصة، إن
أعطي رضي، وإن
لم يعط سخط، تعس
وانتكس، وإذا
شيك فلا
انتقش، طوبى
لعبد آخذ
بعنان فرسه
في
سبيل الله،
أشعث رأسه،
مغبرة قدماه،
إن كان في
الحراسة كان
في الحراسة،
وإن كان في
الساقة كان في
الساقة، إن
استأذن لم
يؤذن له، وإن شفع
لم يشفع).
قال
أبو عبد الله:
لم يرفعه
إسرائيل،
ومحمد بن
جحادة، عن أبي
حصين.
وقال:
{تعسا} كأنه
يقول: فأتعسهم
الله. {طوبى}
فعلى من كل
شيء طيب، وهي
ياء حولت إلى
الواو، وهي من
يطيب.
[-2886-] Ebu Hureyre'nin naklettiğine göre Resul-i Ekrem
Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "Altın'a ve gümüş'e kul olan
kahrolsun, sürünsün! Kadifeye ve işlemeli kumaşlara kul olan kahrolsun,
sürünsün! Böyle menfaat düşkünü insanlara bir şey versen hoşuna gider fakat
hiçbir şey vermezsen razı olmaz."
Hadisin ravilerinden İsrail ve Muhammed İbn Cuhade bu hadisi Ebu
Husayn'dan merfu olarak rivayet etmemişlerdir.
[-2887-] Ebu Hureyre'nin naklettiğine göre Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi
ve Sellem şöyle buyurdu: "Altın'a ve gümüş'e kul olan kahrolsun, sürünsün,
bedbaht olsun! İşlemeli kumaşlara kul olan kahrolsun, sürünsün, bedbaht olsun!
Böyle menfaat düşkünü insanlara bir şey versen hoşuna gider fakat hiçbir şey
vermezsen öfkelenir. Kahrolsun böylesi, perişan olsun! Ayaklarına diken batsa
bunu çıkaracak yardımcı bulamasın!.
Buna karşılık saçı başı dağınık ve ayakları tozlar içinde olsa
bile Allah yolunda savaşırken atının yularına yapışarak mücadele eden kul'a ne
mutlu; bütün güzellikler onundur. Bu mücahit eğer görev verilirse öncü
birliklerle ileri gidip nöbet tutar; yok geri hizmeti yapacaksa bu görevini de
en iyi şekilde yerine getirir. Buna rağmen bir yere girmek üzere izin isteyecek
olsa kendisine izin verilmez, herhangi bir hususta aracılık etse aracılığı
kabul olunmaz."
İmam Buhari şöyle demiştir: "Hadisin ravilerinden İsrail ve
Muhammed İbn Cuhade bu hadisi Ebu Husayn'dan merfu' olarak rivayet
etmemişlerdir. Bu rivayet: "Allah onları kahretsin!" diye de
nakledilmiştir.
(Ne mutlu! diye tercüme ettiğimiz) طوبى (Tuba) kelimesi فعلى (Fu'la) veznindedir ve her şeyin temiz, hoş olanı anlamına
gelir. يطيب
fiilinden türemiş olan bu kelimenin aynü'l-fiil denen ortadaki harfi . ......
(ya), ....... (vav)'a dönüşmüştür."
AÇIKLAMA: Bu başlık altında
nöbet tutmak, önemli kişileri korumak gibi görevlerin önemi ve fazileti
anlatılmıştır.
Hz. Aişe Hadisinden Çıkarılan Dersler
1. Düşmandan korunmak için gerekli tedbirler ve önlemler
alınmalıdır.
2. Yöneticileri herhangi bir suikast girişimine karşı korumak
halkın görevidir..
3. Herhangi bir iyiliği karşılıksız yapan ve hayırda bulunan kimseleri
övmek, onlara salih insan diyerek iltifatta bulunmak güzel bir davranıştır.
4. İnsanın gerekli tedbirleri alarak tevekkül etmesi gerekir.
Nitekim Resulullah (s.a.v.) tevekkül konusunda zirve yi temsil ettiği halde
gece yarısı ashabından birisinin koruma olarak gelmesini temenni etmiş ve
böylece tevekkül konusunda takip edilecek sünneti ümmetine öğretmiştir. Resul-i
Ekrem'in Sallallahu Aleyhi ve Sellem savaşlarda herkesin paniğe kapılıp
dağıldığı zamanlarda bile korkusuz bir şekilde öne geçtiği halde iki zırh
kuşanması da bu tevekkül anlayışının bir göstergesidir. Dolayısıyla insanın
gerekli tedbirleri alması ve sebeplere tevessül etmesi tevekkül anlayışına ters
düşmez. Çünkü tevekkül kalbin ameli iken sebeplere sarılmak bedenin amelidir.
İkisi birleşince en güzel sonuç ortaya çıkar. Hz. İbrahim'in kalbinin tatmin
olması ve yatışması için yeniden dirilişin nasılolduğunu öğrenmek istemesi
[Bakara 260] ve Hz. Nebi'in Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Önce deveni
bağla ve sonra tevekkül et!" buyurması tevekkül anlayışının nasılolması
gerektiğini bize öğretmektedir.
Bu hadisin konu başlığı ile ilgili olan kısmı ikinci kısımdır.
Burada atının yularını tutup verilen görevi en iyi şekilde yapan ve öncü
birliklerle ilerleyip nöbet tutan kimseler övülmektedir.
Resul-i Ekrem'in Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Ayaklarına
diken batsa bunu çıkaracak yardımcı bulamasın!" şeklindeki bedduası söz
konusu menfaatperest insanların isteklerinin gerçekleşmemesine ve kuloldukları
varlıkları elde edecek fırsatlardan yoksun kalmalarına yöneliktir. Zira bir
kimse ayağına diken batsa ve bunu çıkaracak birisini bulamazsa yerinden
kımıldayamaz ve dünyalık elde etmek için çalışamaz.
"Bu mücahit eğer görev verilirse öncü birliklerle ileri
gidip nöbet tutar; yok geri hizmeti yapacaksa bu görevini de en iyi şekilde
yerine getirir" Hz. Nebi'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu sözü şu
anlamlara gelebilir:
1. Hangi iş daha önemli ise onu yapar, nöbetse nöbet, geri
hizmeti ise geri hizmeti.
2.Hangi görevi ifa ediyorsa onun sevabını alır.
3. Yapmış olduğu işlerin tamamı değerli ve çok önemli
görevlerdir. Bu bakımdan nöbetle veya geri hizmetiyle ilgili olarak ne
yapılması gerekiyorsa hepsini yerine getirmelidir.
4. İbnü'l-Cevzı'ye göre bu kişi tam bir görevadamıdır. İşlerini
nam salmak, şöhrete kavuşmak ve yükselmek amacıyla değil sırf Allah rızası için
yapar; nöbet tutması uygun görülmüşse nöbete gider, geri hizmetlerinde
bulunması emredilmişse onu yapar.
"Buna rağmen bir yere girmek üzere izin isteyecek olsa
kendisine izin verilmez, herhangi bir hususta aracılık etse aracılığı kabul
olunmaz." Bu ifade baş olma sevdasından ve şöhret olmaya çalışmaktan
vazgeçmeyi övmekte tevazu ile hiçlik duygusunun önemine işaret etmektedir.
Ne mutlu diye tercüme ettiğimiz طوبى kelimesi cennetteki en temiz ve en güzel ağacın adı olduğu için
Resulullah'ın (s.a.v.) bunu cennet anlamında kullandığı söylenmiştir. Buna göre
Resul-i Ekrem sallaııahu aleyhi ve sellem söz konusu kişinin cennetlik olması
için dua etmiş olur.
Allah yolunda nöbet tutmanın önemi ve fazileti ile ilgili olarak
başka hadisler de nakledilmiştir. İmam Buharı'nin şartlarına uygun olmadığı
için kitabına almadığı bu rivayetlerin bir kısmına işaret edelim:
1. "Allah yolunda bir gece nöbet tutmak, geceleri ibadetle gündüzleri
oruçla geçirilen bir günden daha hayırlıdır." İbn Mace ve Hakim bu hadisi
Hz. Osman'dan merfu olarak rivayet etmiştir.
2. "Müslümanlara bir zarar dokunmaması için onların
ardından herhangi bir karşılık beklemeksizin gözcülük yapan kişi cehennem
ateşini gözüyle görmez. "Ahmed İbn Hanbel bu hadisi, Sehl İbn Muaz'ın
babasından merfu olarak nakletmiştir.
3. "Cehennem ateşi Allah yolunda uykusuz kalan göze haram
kılınmıştır." Nesai bu hadisi, Ebu Reyhane'den merfU olarak nakletmiştir.