SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-CİHAD VE’S-SİYER

<< 1227 >>

باب: حلية السيوف.

83. KILIÇ SÜSLERİ HAKKINDA NAKLEDİLEN RİVAYETLER

 

حدثنا أحمد بن محمد: أخبرنا عبد الله: أخبرنا الأوزاعي قال: سمعت سليمان بن حبيب قال: سمعت أبا أمامة يقول: لقد فتح الفتوح قوم، ما كانت حلية سيوفهم الذهب ولا الفضة، إنما كانت حليتهم العلابي والآنك والحديد.

 

[-2909-] Ebu Ümame şöyle demiştir: "Bunca fethi gerçekleştiren insanların kılıçlarında ne altın ne de gümüş süsler vardı. Onların kılıçlarının süsü tabaklanmamış ham deri, kalay ve demirden ibaretti."

 

 

AÇIKLAMA:     Bu rivayet kılıÇ, mızrak gibi savaş silahlarını gümüş ve altın dışındaki malzemelerle süslemenin daha iyi olduğunu göstermektedir. Kılıçların altın ve gümüşle süslenebileceğini söyleyenler ise görüşlerini şu şekilde açıklamışlardır: "Savaş silahlarının altın ve gümüşle süslenmesi düşmana korku salma ve onları psikolojik olarak yıpratma amacına dayanır. Resulullah'ın Sallallahu Aleyhi ve Sellem ashabı ise düşmanı korkutmak için böyle şeylere ihtiyaç duymazlardı. Çünkü onların kararlılığı ve iman gücü düşmanı korkutmaya yeterliydi."

 

 

باب: من علق سيفه بالشجر في السفر عند القائلة.

84. YOLCULUKTA MOLA VERİP ÖGLE SONRASI UYKUSUNA YATINCA KILICI AĞACA ASMAK

 

حدثنا أبو اليمان: أخبرنا شعيب، عن الزهري قال: حدثني سنان ابن أبي سنان الدؤلي وأبو سلمة بن عبد الرحمن: أن جابر بن عبد الله رضي الله عنهما أخبر:

 أنه غزا مع رسول الله صلى الله عليه وسلم قبل نجد، فلما قفل رسول الله صلى الله عليه وسلم قفل معه، فأدركتهم القائلة في واد كثير العضاه، فنزل رسول الله صلى الله عليه وسلم وتفرق الناس يستظلون بالشجر، فنزل رسول الله صلى الله عليه وسلم تحت سمرة وعلق بها سيفه، ونمنا نومة، فإذا رسول الله صلى الله عليه وسلم يدعونا، وإذا عنده أعرابي، فقال: (إن هذا اختراط علي سيفي وأنا نائم، فاستيقظت وهو في يده صلتا، فقال: من يمنعك مني؟ فقلت: الله ثلاثا). ولم يعاقبه وجلس.

 

[-2910-] Cabir İbn Abdullah anlatıyor: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte Necid taraflarına savaşa çıkmıştık. Geri dönerken öğle sonrası uykusu için çalılarla dolu bir vadide mola verdik. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem inince insanlar da inip etrafa dağıldılar. Her biri bir ağaç gölgesi bulup dinlenmeye koyuldu. Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem de bir ağaç altına gitti ve kılıcını ağaca astı. Bu arada gözlerimiz dalmıştı ki Resulullah’ın Sallallahu Aleyhi ve Sellem bizi çağırdığını duyduk. Kalktığımızda yanı başında bir bedevı duruyordu. Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "Bu adam ben uyurken kılıcımı alıp kınından sıyırmış. Ben uyandığımda yalın kılıç başımda bekliyordu. Bana: "Şimdi seni benden kim kurtaracak, beni kim engelleyecek bakalım?!" diyordu. Ben de: "Allah, Allah, Allah" dedim."

 

Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ona herhangi bir ceza vermedi ve adamcağız oraya oturdu."

 

 

باب: لبس البيضة.

85. MİĞFER TAKMAK

 

حدثنا عبد الله بن مسلمة: حدثنا عبد العزيز بن أبي حازم، عن أبيه، عن سهل رضي الله عنه: أنه سئل عن جرح النبي صلى الله عليه وسلم يوم أحد، فقال: جرح وجه النبي صلى الله عليه وسلم، وكسرت رباعيته، وهشمت البيضة على رأسه، وكانت فاطمة عليها السلام تغسل الدم وعلي يمسك، فلما رأت أن الدم لا يزيد إلا كثرة، أخذت حصيرا فأحرقته حتى صار رمادا، ثم ألزقته، فاستمسك الدم.

 

[-2911-] Sehl'e Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in Uhud savaşında yaralanması konusu sorulmuş o da şunları anlatmıştı: "Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yüzü yaralanmış, lateral ikinci kesici dişi kırılmış ve başındaki miğferi parçalanmıştı. Hz. Fatıma, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yarasından akan kanı yıkıyor Hz. Ali ise tutuyordu. Hz. Fatıma kanın hiç durmayıp aktığını görünce bir hasır parçası alıp yaktı ve küllerini yaranın üzerine bastırdı. Böylece kan durdu."

 

 

باب: من لم ير كسر السلاح عند الموت.

86. KİŞİ ÖLDÜĞÜ ZAMAN SİLAHLARININ KIRILMAMASI GEREKTİĞİNİ SÖYLEYENLER

 

حدثنا عمرو بن عباس: حدثنا عبد الرحمن، عن سفيان، عن أبي إسحاق، عن عمرو بن الحارث قال: ما ترك النبي صلى الله عليه وسلم إلا سلاحه، وبغلة بيضاء، وأرضا جعلها صدقة.

 

[-2912-] Amr İbnü'l-Haris'in şöyle dediği nakledilmiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem vefat ettiğinde arkasında sadece şu üç malı bırakmıştı: Silahı, beyaz katırı ve sadaka olarak verdiği Hayber'deki bir arazi."

 

 

AÇIKLAMA:     İmam Buhari'nin kullandığı bu konu başlığı bazı nüshalarda "Kişi öldüğü zaman silahlarının kırılmaması ve hayvanının boğazlanmaması gerektiğini söyleyenler" diye geçmektedir. İşte İmam Buhari bu başlık ile cahiliyye dönemindeki müşriklerin bir uygulamasına işaret etmektedir. Bu uygulamaya göre müşrikler içlerinden ileri gelen birisi öldüğünde onun silahlarını kırıp hayvanını boğazlarlardı.

 

İbnü'l-Müneyyir şöyle demiştir: "Sırf bu uygulama bile cahiliyye müşriklerinin Allah'tan başka varlıklar için işledikleri amellerin kesildiğini, arkalarında hiçbir iz bırakamadıklarını ve adlarının artık anılmaz olduğunu göstermektedir. Halbuki Müslümanların uygulaması bundan tamamen farklıdır."

 

 

باب: تفرق الناس عن الإمام عند القائلة، والاستظلال بالشجر.

87. YOLCULUKTA MOLA VERİP ÖĞLE SONRASI UYKUSUNA YATINCA VE DİNLENMEK ÜZERE AĞAÇ GÖLGESİNE UZANINCA İMAM’DAN AYRILMAK

 

حدثنا أبو اليمان: أخبرنا شعيب، عن الزهري: حدثنا سنان بن أبي سنان وأبو سلمة: أن جابرا أخبره.حدثنا موسى بن إسماعيل: حدثنا إبراهيم بن سعد: أخبرنا ابن شهاب، عن سنان بن أبي سنان الدؤلي: أن جابر بن عبد الله رضي الله عنهما أخبره: أنه غزا مع النبي صلى الله عليه وسلم، فأدركتهم القائلة في واد كثير العضاه، فتفرق الناس في العضاه يستظلون بالشجر، فنزل النبي صلى الله عليه وسلم تحت شجرة فعلق بها سيفه، ثم نام، فاستيقظ وعنده رجل وهو لا يشعر به، فقال النبي صلى الله عليه وسلم: (إن هذا اخترط سيفي، فقال: من يمنعك؟ قلت: الله، فشام السيف، فها هو ذا جالس). ثم لم يعاقبه.

 

[-2913-] Cabir İbn Abdullah anlatıyor: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte savaşa çıkmıştık. Geri dönerken öğle sonrası uykusu (kaylule) için çalılarla dolu bir vadi de mola verdik. İnsanlar inip etrafa dağıldılar. Her biri bir ağaç gölgesi bulup dinlenmeye koyuldu. Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem de bir ağaç altına gitti ve kılıcını ağaca asıp uykuya daldı. Uyandığında yanı başında bir adam vardı. Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "Bu adam ben uyurken kılıcımı alıp kınından sıyırmış, baş ucumda duruyordu. Bana: "Şimdi seni benden kim kurtaracak, beni kim engelleyecek söyle bakalım?!" diyordu. Ben de: "Allah!" dedim. İşte gördüğünüz gibi şimdi şuracikta oturuyor."

 

Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bu adama herhangi bir ceza vermedi."

 

 

باب: ما قيل في الرماح.

88. MIZRAK KULLANMAK

 

ويذكر عن ابن عمر، عن النبي صلى الله عليه وسلم: (جعل رزقي تحت ظل رمحي، وجعل الذلة والصغار على من خالف أمري).

İbn Ömer'den zikredildiğine göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuş:

"Benim rızkım mızrağımın gölgesinde var edildi. Zillet ve küçüklük damgası da emirlerime muhalefet edenlerin üzerine vuruldu."

 

حدثنا عبد الله بن يوسف: أخبرنا مالك، عن أبي النضر، مولى عمر بن عبيد الله، عن نافع، مولى أبي قتادة الأنصاري، عن أبي قتادة رضي الله عنه:

 أنه كان مع رسول الله صلى الله عليه وسلم، حتى إذا كان ببعض طريق مكة، تخلف مع أصحاب له محرمين، وهو غير محرم، فرأى حمارا وحشيا، فاستوى على فرسه، فسأل أصحابه أن يناولوه سوطه فأبوا، فسألهم رمحه فأبوا، فأخذه ثم شد على الحمار فقتله، فأكل منه بعض أصحاب النبي صلى الله عليه وسلم وأبى بعض، فلما أدركوا رسول الله صلى الله عليه وسلم سألوه عن ذلك، قال: (إنما هي طعمة أطعمكموها الله).

وعن زيد بن أسلم، عن عطاء بن يسار، عن أبي قتادة: في الحمار الوحشي، مثل حديث أبي النضر، قال: (هل معكم من لحمه شيء).

 

[-2914-] Ebu Katade anlatıyor: "Ben Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte bir yolculukta bulunuyordum. Mekke'ye dönerken bir ara ihramlı olan bazı arkadaşlarımla birlikte geride kaldım. Fakat ben ihramlı değildim. Bu sırada bir yaban eşeği gördüm ve atıma atlayıp peşine düştüm. Arkadaşlarımdan kamçımı bana vermelerini istediğim halde vermediler. Onlardan mızrağımı bana vermelerini istedim yine veren olmadı. Ben de kendim aldım ve yaban eşeğine hamle yapıp öldürdüm. Sonra Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in ashabından bir kısmı bu hayvanın etinden yediği halde bazıları yemedi. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e yetiştiğimizde durumu anlattılar. O Sallallahu Aleyhi ve Sellem de: "Bu Allah'ın size ikram ettiği size yedirdiği bir yemektir!" buyurdu.

 

Zeyd İbn Eslem - Ata İbn Yesar - Ebu Katade senediyle zebra (yaban eşeği) hakkında nakledilen bu rivayet Ebu'n-Nadr'ın naklettiği rivayetin benzeridir. Ebu'n-Nadr rivayetinde Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Yanınızda onun etinden bir parça kaldı mı?" diye sormuştu.

 

 

Hadisten Çıkarılan Sonuçlar

 

1. Mızrak kullanmanın önemi ve gerekliliği.

 

2. Ganimetler Hz. Muhammed ümmetine helal kılınmıştır. Hatta Hz. Nebi'in (s.a.v.) rızkı diğer kazanç yollarında değil ganimette var edilmiştir. Zaten bu yüzden bazı alimler ganimetin en temiz kazanç olduğunu söylemişlerdir.