SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-CİHAD VE’S-SİYER

<< 1257 >>

باب: السير وحده.

135. TEK BAŞINA YOLCULUK YAPMAK

 

حدثنا الحميدي: حدثنا سفيان: حدثنا محمد بن المنكدر قال: سمعت جابر بن عبد الله رضي الله عنهما يقول: ندب النبي صلى الله عليه وسلم الناس يوم الخندق، فانتدب الزبير، ثم ندبهم فانتدب الزبير، ثم ندبهم فانتدب الزبير، قال النبي صلى الله عليه وسلم: (إن لكل نبي حواريا، وحواري الزبير). قال سفيان: الحواري الناصر.

 

[-2997-] Cabir İbn Abdullah r.a.'ın şöyle dediği nakledilmiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hendek savaşı sırasında düşman birlikleri hakkında bilgi toplamak üzere birisini görevlendirmek istediğini söyleyince Zübeyr İbnü'I-Awam bu görevi üstlenmek istedi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bu görev için üç defa çağrı yaptı ve üçünde de Zübeyr bu işi üstlendi. Bunun üzerine Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "Her Nebiin bir havarisi vardır. Benim havarim de Zübeyr İbnü'l-Avvam'dır."

 

 

حدثنا أبو الوليد: حدثنا عاصم بن محمد قال: حدثني أبي، عن ابن عمر رضي الله عنهما، عن النبي صلى الله عليه وسلم.حدثنا أبو نعيم: حدثنا عاصم بن محمد بن زيد بن عبد الله بن عمر، عن أبيه، عن ابن عمر،  عن النبي صلى الله عليه وسلم قال: (لو يعلم الناس ما في الوحدة ما أعلم، ما سار راكب بليل وحده).

 

[-2998-] Abdullah İbn Ömer r.a.'in naklettiğine göre ResuluIlah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Eğer insanlar tek başına yolculuk yapmanın durumunu benim bildiğim kadar bilselerdi geceleri asla tek başlarına yolculuk yapmazlardı. "

 

 

AÇIKLAMA:     İbnü'l-Müneyyir şöyle demiştir: "Savaşı kazanabilmek için gerekli tedbirlere başvurmak ve bu amaçla yolculuk yapmak normal yolculuklara göre daha özel bir nitelik taşır. Bu bakımdan Hz. Nebi'in (s.a.v.) tek başına yapılan yolculuğun risklerine vurgu yapan hadisi normal yolculuklar hakkındadır. Fakat Cabir hadisinden de anlaşıldığı gibi zorunluluk halinde ve savaşın gidişatını Müslümanlar lehine çevirmek maksadıyla tek başına yolculuk yapılabilir. Casusluk faaliyetleri, gözcülük yapmak ve öncü olarak gitmek gibi savaşın gerektirdiği uygulamalar bunlar arasında sayılabilir. Fakat zorunluluk ve savaş durumu söz konusu değilse tek başına yolculuk yapmak iyi değildir. Bununla birlikte şu yorumu yapmak da mümkündür: Tek başına yolculuk yapmanın caiz oluşu güvenli ortamlarda ihtiyacın bulunması kaydına, yasak oluşu ise herhangi bir zorunluluk yoksa yol güvenliğinin olmaması kaydına bağlıdır."

 

 

باب: السرعة في السير.

136. YOLCULUK SIRASINDA ACELE ETMEK

 

قال أبو حميد: قال النبي صلى الله عليه وسلم: (إني متعجل إلى المدينة، فمن أراد أن يتعجل معي فليتعجل).

Ebu Humeyd r.a. dedi ki: "ResuluIlah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: Ben hızlı bir şekilde Medıne'ye gidiyorum. Kim hızlı ve acele bir şekilde yola çıkmak istiyorsa hemen benimle gelsin!"

 

حدثنا محمد بن المثنى: حدثنا يحيى، عن هشام قال: أخبرني أبي قال: سئل أسامة بن زيد رضي الله عنهما - وكان يحيى يقول، وأنا أسمع، فسقط عني - عن مسير النبي صلى الله عليه وسلم في حجة الوداع قال: فكان يسير العنق، فإذا وجد فجوة نص. والنص فوق العنق.

 

[-2999-] Usame İbn Zeyd'e Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in veda haccı yolculuğu sırasında nasıl hareket ettiğini sordular. O da şöyle cevap verdi: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bu yolculuğu sırasında biraz seri hareket ediyordu. Fakat düz ve açık bir alan bulduğunda iyice hızlanıyordu / bineğini dört nala sürüyordu."

 

 

حدثنا سعيد بن أبي مريم: أخبرنا محمد بن جعفر قال: أخبرني زيد هو ابن أسلم، عن أبيه قال: كنت مع عبد الله بن عمر رضي الله عنهما بطريق مكة، فبلغه عن صفية بنت أبي عبيد شدة وجع، فأسرع السير، حتى إذا كان بعد غروب الشفق، ثم نزل فصلى المغرب والعتمة يجمع بينهما، وقال: إني رأيت النبي صلى الله عليه وسلم إذا جد به السير أخر المغرب، وجمع بينهما.

 

[-3000-] Zeyd İbn Eslem babasının şöyle dediğini nakletmiştir: "Mekke yolunda Abdullah İbn Ömer r.a. ile birlikte idim. Bu sırada kendisine hanımı Safiyye bnt Ebu Ubeyd'in ağır hasta olduğu haberi ulaştı. Bunun üzerine hızını artırdı ve şafak kayboluncaya kadar bu şekilde yola devam etti. Sonra bineğinden indi ve akşam ile yatsı namazlarını cem' ederek birlikte kıldı. Namazdan sonra da şöyle dedi: "Yolculuk sırasında acelesi olduğu zaman Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in tıpkı bu şekilde namaz kıldığını gördüm; akşam namazını geciktirir ve yatsı namazı ile birlikte kılardı."

 

 

حدثنا عبد الله بن يوسف: أخبرنا مالك، عن سمي مولى أبي بكر، عن أبي صالح، عن أبي هريرة رضي الله عنه: أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال: (السفر قطعة من العذاب، يمنع أحدكم نومه وطعامه وشرابه، فإذا قضى أحدكم نهمته فليعجل إلى أهله).

 

[-3001-] Ebu Hureyre r.a.'den nakledildiğine göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Yolculuk çok çilelidir, adeta azaptan bir parçadır. Sizden biri yolculuk yaptığında ne doğru dürüst uyuyabilir ne de yeyip içebilir. Bu bakımdan içinizden biri yolculuğa çıktığında işini bitirir bitirmez ailesinin yanına dönsün!"

 

 

AÇIKLAMA:     Yolcular, eve dönüş yolunda daha hızlı hareket ederler.

 

Mühelleb şöyle demiştir: "Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem hem bir an önce dönüp dinlenebilmek ve rahatlamak hem de eşlerini sevindirmek için Medine'ye dönerken acele etmiştir. Müzdelife'ye giderken hızlı ilerlemesinin sebebi ise Meş'arü'l-haram'da vakfe yapmak içindir. Abdullah İbn Ömer de hanımına hayatta iken yetişebilmek için acele etmiştir. Zira başkalarının değil kendisinin yerine getirmesi gereken bir takım görevleri vardır,"

 

 

باب: إذا حمل على فرس فرآها تباع.

137. BİR AT'I ALLAH YOLUNDA CİHAD İÇİN HAZIRLAYIP BAĞIŞLAYAN BİR KİMSENİN ONUN SATILDIĞINI GÖRMESİ

 

حدثنا عبد الله بن يوسف: أخبرنا مالك، عن نافع، عن عبد الله ابن عمر رضي الله عنهما: أن عمر بن الخطاب حمل على فرس في سبيل الله، فوجده يباع، فأراد أن يبتاعه، فسأل رسول الله صلى الله عليه وسلم فقال: (لا تبتعه، ولا تعد في صدقتك).

 

[-3002-] Abdullah İbn Ömer r.a. anlatıyor: "Hz. Ömer Allah yolunda cihadda kullanılması için bir at bağışlamıştı. Daha sonra bu atın satılmakta olduğundan haberdar oldu ve onu geri almak istedi. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e at'ı alıp alamayacağını sordu ve Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ona şu cevabı verdi: "Bu at'ı satın alma! Vermiş olduğun sadakaya geri dönme!"

 

 

حدثنا إسماعيل: حدثني مالك، عن زيد بن أسلم، عن أبيه قال: سمعت عمر بن الخطاب رضي الله عنه يقول: حملت على فرس في سبيل الله، فابتاعه أو فأضاعه الذي كان عنده، فأردت أن أشتريه، وظننت أنه بائعه برخص، فسألت النبي صلى الله عليه وسلم فقال: (لا تشتره وإن بدرهم، فإن العائد في هبته كالكلب يعود في قيئه).

 

[-3003-] Hz. Ömer r.a. şöyle demiştir: "Ben Allah yolunda cihadda kullanılması için bir at bağışlamıştım. Daha sonra bu atı elinde bulunduran kişinin onu sattığından haberdar oldum ve bağışladığım atı geri satın almak istedim. Ben adamın atı ucuz bir fiyata sattığını anladım. Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e giderek at'ı geri alıp alamayacağımı sordum. Bana şöyle dedi: "Bu atı bir dirheme de satlIsa geri alma! Çünkü verdiği sadakaya geri dönen bir kimse kusmuğunu tekrar yiyen köpeğe benzer."