SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-HUMUS

<< 1291 >>

DEVAM: 5. NEBİ S.A.V.'İN ZIRH, ASA, KILIÇ, BARDAK VE YÜZÜK GİBİ ŞAHSi EŞYALARI

 

حدثنا عبدان، عن أبي حمزة، عن عاصم، عن ابن سيرين، عن أنس بن مالك رضي الله عنه: أن قدح النبي صلى الله عليه وسلم انكسر، فاتخذ مكان الشعب سلسلة من فضة. قال عاصم: رأيت القدح وشربت فيه.

 

[-3109-] Enes İbn Malik r.a.'de bulunan Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e ait kadeh çatlamış ve o da çatlayan kısmı gümüş bir parça ile tamir etmişti. Asım el-Ahvel şöyle demiştir:  

"Ben bu kadehi gördüm ve bu kadehten su içtim."

 

 

حدثنا سعيد بن محمد الجرمي: حدثنا يعقوب بن إبراهيم: حدثنا أبي: أن الوليد بن كثير حدثه، عن محمد بن عمرو بن حلحلة الدؤلي حدثه: أن ابن شهاب حدثه: أن علي بن حسين حدثه: أنهم حين قدموا المدينة من عند يزيد بن معاوية، مقتل حسين بن علي رحمه الله عليه، لقيه المسور بن مخرمة، فقال له: هل لك إلي من حاجة تأمرني بها؟ فقلت له: لا، فقال له: فهل أنت معطي سيف رسول الله صلى الله عليه وسلم، فإني أخاف أن يغلبك القوم عليه، وايم الله لئن أعطيتنيه لا يخلص إليه أبدا حتى تبلغ نفسي، إن علي بن أبي طالب خطب ابنة أبي جهل على فاطمة عليها السلام، فسمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يخطب الناس في ذلك على منبره هذا، وأنا يومئذ محتلم، فقال: (إن فاطمة مني، وأنا أتخوف أن تفتن في دينها). ثم ذكر صهرا له من بني عبد شمس، فأثنى عليه في مصاهرته إياه. قال: (حدثني فصدقني، ووعدني فأوفى لي، وإني لست أحرم حلالا، ولا أحل حراما، ولكن والله لا تجتمع بنت رسول الله صلى الله عليه وسلم وبنت عدو الله أبدا).

 

[-3110-] Ali İbn Hüseyn'den nakledilmiştir: "Ali İbn Hüseyn ile beraberindekiler Hüseyin İbn Ali'nin Yezıd İbn Muaviye tarafından şehid edilmesinden sonra savaş alanından Medine'ye geldiklerinde onu Misver İbn Mahreme karşıladı ve: "Yapmamı istediğiniz, bana arz edeceğiniz bir ihtiyacınız varsa emrinizdeyim!" dedi. Ali İbn Hüseyin: "Hayır bir ihtiyacımız yok" deyince Misver şöyle dedi: "Sen Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in kılıcını bana verir misin? Çünkü ben seninle mücadele eden kimselerin bu kılıcı senin elinden zorla almalarından endişe ediyorum. Allah'a yemin ederim ki sen bu kılıcı bana verecek olursan, şu canım bedenimden ayrılana kadar kılıcı ele geçirmelerine asla müsaade etmem.

 

Hz. Ali, Ebu Cehil'in kızına talip olmuş ve onu Hz. Fatıma'ya kuma olarak getirmek istemişti. Bu durumdan haberdar olan Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in işte şu minberine çıkarak şöyle hitap ettiğini duydum: "Fatıma benim bir parçamdır. Bu durumda onun dininde sınanmasından endişe ediyorum." Ben o sıralar ergenlik çağına yeni girmiştim. Sonra Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem kızı Zeyneb ile evlenen As İbnü'r-Rebi'in yakınları olan Abdişşems oğulları ile olan hısımlığından söz etti ve As'ın bu hısımlığa bağlı kaldığını ifade ederek kendisini övdü: "O benimle konuştu ve doğru / dürüst davrandı. O bana bir söz verdi ve sözünde durdu. Ben asla helali haram, haramı da helal kılıyor değilim. Ancak Allah'a yemin ederim ki Allah'ın Resulü'nün kızı ile Allah'ın düşmanının kızı asla (aynı nikah altında) bir araya gelemez. "

 

AÇIKLAMA:     Kitabü'n-nikah, Bab, 109.

 

 

حدثنا قتيبة بن سعيد: حدثنا سفيان، عن محمد بن سوقة، عن منذر، عن ابن الحنفية قال: لو كان علي رضي الله عنه ذاكرا عثمان رضي الله عنه ذكره يوم جاءه ناس، فشكوا سعاة عثمان، فقال لي علي: اذهب إلى عثمان فأخبره: أنها صدقة رسول الله صلى الله عليه وسلم، فمر سعاتك يعملون فيها. فأتيته بها، فقال: أغنها عنا، فأتيت بها عليا فأخبرته، فقال: ضعها حيث أخذتها.قال الحميدي: حدثنا سفيان: حدثنا محمد بن سوقة قال: سمعت منذرا الثوري، عن ابن الحنفية قال: أرسلني أبي: خذ هذا الكتاب فاذهب به إلى عثمان، فإن فيه أمر النبي صلى الله عليه وسلم في الصدقة.

 

[-3111-] İbnü'l-Hanefiyye (Muhammed İbn Ali İbn Ebu Talib) şöyle demiştir: "Ali r.a., Osman r.a.'ın aleyhinde konuşacak olsaydı, bazı kimselerin kendisine gelerek Hz. Osman tarafından görevlendirilen zekat memurlarını şikayet ettikleri zaman konuşurdu. Hz. Ali (bana yazılı bir belge vererek) beni Hz. Osman'a gönderdi ve şunları söylememi istedi: "Osman'a git ve ona bu belgede Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in zekatı kimlere verdiğinin yazılı olduğunu söyle. Onun görevlendirdiği zekat memurları buna göre hareket etsinler." Ben bu yazılı belgeyi Hz. Osman'a götürdüğümde: "Benim buna ihtiyacım yok" dedi. Ben de belgeyi tekrar Hz. Aliiye getirdim ve olan biteni anlattım. O da: "Tamam öyleyse, belgeyi aldığın yere koy!" dedi.

 

 

[-3112-] İbnü'l-Hanefiyye (Muhammed İbn Ali İbn Ebu Talib) şöyle demiştir: "Babam Hz. Ali, beni Osman r.a.'a gönderip şöyle demişti: "Şu yazılı belgeyi al ve Osman'a götür. Çünkü bu belgede Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in zekatla ilgili emir ve talimatları bulunmaktadır."

 

 

AÇIKLAMA:     İmam Buhariinin bu başlığı kullanarak "Hz. Nebi'in sallallahu aleyhi ve sellem miras bırakmadığını ve mevcut olan şahsı eşyalarının da satılmayıp kimin elinde bulunuyorsa - bereketinden istifade etmesi için - ona bırakıldığını" göstermek istemiştir. Şayet bu mallar miras olsaydı satılır ve hak sahiplerine paylaştırılırdı. Zaten İmam Buhari bu yüzden halifelerin hiç kimseye paylaştırılmamış olan Resulullah'a sallallahu aleyhi ve sellem ait bazı eşyaları kullandıklarına işaret etmiştir.

 

Misver İbn Mahreme, Ali İbn Hüseyn'den kılıcı korumak için istemiştir. Böylece kılıcın değerini bilmeyen kimselerin eline geçmesini önlemiş olacaktır. Öyle anlaşılıyor ki bu kılıçtan maksat Zülfikarıdır. Kirmanı, Misver'in Ali İbn Hüseyn'den kılıcı isterken niçin Hz. Ali'nin Ebu Cehil'in kızını istemesiyle ilgili rivayet naklettiği hakkında şunları söylemiştir: "Burada şu ihtimaller söz konusudur:

 

1. Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem böyle bir evliliğe müsaade etmemiştir. Maksadı ise akrabalar arasında meydana gelebilecek çekişme ve kötü duyguları önlemektir. Dolayısıyla Misver adeta şöyle demiş olmaktadır: "Öyleyse sen de kılıcı bana ver ki kılıç yüzünden akrabaların la aran açılmasın."

 

2. "Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem bu olayda nasıl amcalarından Abdüşşems tarafını tutmuşsa sen de amcaların Nevfeloğullarının tarafını tutmalısın." Misver Nevfeloğullarından idi.

 

3. "Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem bu olayda nasıl kızı Fatıma'nın gönlünün hoş olmasını, içinin rahat etmesini istemişse ben de aynı şekilde senin içinin rahat olmasını istiyorum. Bu yüzden kılıcı bana ver ki koruyayım."

 

Kirmani'nin bu açıklamalarından üçüncüsü dikkate şayandır. Diğer iki açıklama ise zorlamadan öteye geçmez.

 

Hz. Ali ile Osman arasında geçen yukarıdaki hadise, halkın yöneticilere nasihat edebileceklerini, gerekli durumlarda onları uyarabileceklerini göstermektedir. Bu bakımdan devlet başkanının görevlendirdiği bazı kimselerin yanlış işler yaptığını bildirmek, vazifelerini kötüye kullandıklarını haber vermek de mümkündür. Devlet başkanı ise bu bilgi ve şikayetleri araştırır. Ancak bu olayda Hz. Osman'ın görevlendirdiği zekat memurlarının gerçekten de söylendiği gibi vazifelerini kötüye kullandıklarına dair sağlam bir delil bulamadığı nı düşünmek de mümkündür. Zaten Hz. Ali'nin, gönderdiği belgeyi kabul etmeyen Hz. Osman'ı mazur görüp hakkında olumsuz bir şey söylememesi de bunu göstermektedir.