SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

EBVABU’L-CİZYE

<< 1308 >>

2. DEVLET BAŞKANININ HERHANGİ BİR YERİN LİDERİYLE YAPTIĞI ANLAŞMA O YER HALKI İÇİN DE GEÇERLİ MİDİR?

 

حدثنا سهل بن بكار: حدثنا وهيب، عن عمرو بن يحيى، عن عباس الساعدي، عن أبي حميد الساعدي قال:

 غزونا مع النبي صلى الله عليه وسلم تبوك، وأهدى ملك أيلة للنبي صلى الله عليه وسلم بغلة بيضاء، وكساه بردا، وكتب له ببحرهم.

 

[-3161-] Ebu Humeyd es-Saidi r.a.'in şöyle dediği nakledilmiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte Tebuk savaşına katılmıştık. Eyle hükümdarı Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e beyaz bir katır hediye etti ve (Yemen yapımı) bir hırka giydirdi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem de ona bu cömertliğine karşı hükümdarı bulunduğu Eyle'nin güvende olduğunu bildirir bir belge (emanname) yazdı."

 

 

AÇIKLAMA:     Aslında bu rivayet burada nakledilen kısmı ile başlıkta söz konusu edilen meseleye tam anlamıyla bir açıklık getirmez. Zaten bu meselenin hükmü bu hadisin başka yollarından anlaşılmaktadır. İmam Buhari de "Sahih"ini yazarken naklettiği hadisin başka yollarına işaret eden bir metod takip eder. Burada da aynı üslubu takip etmiştir. Nitekim İbn İshak "Siyer"inde bu rivayeti şöyle nakleder: "Resulullah sallallahu aleyhi ve selle m Tebuk'e vardığı zaman Eyle hükümdarı Buhne İbn Rü'be geldi ve Hz. Nebi sallallahu aleyhi ve sellem ile anlaşarak cizye verdi. Resul-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem onun da bulunduğu mecliste bir güvence belgesi hazırladı: "Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla. Bu, Allah'tan ve Resulü Muhammed'ten Buhne İbn Rü'be ile Eyle halkına verilmiş bir emandır."

 

İbn Battal şöyle demiştir: "Devlet başkanı herhangi bir yerleşim biriminin hükümdarı / lideri ile anlaşma yaptığında bu anlaşma kapsamına o yöre halkının da gireceği konusunda alimler icma etmişlerdir. Ancak bunun tersinin söz konusu olduğu durumlar için farklı görüşler arz edilmiştir. Buna göre devlet başkanı herhangi bir yerleşim biriminde yaşayanların bir kısmına eman vermişse liderlerinin de bu kapsama girip girmeyeceği tartışma konusudur. Alimlerin çoğunluğuna göre hükümdarın anlaşma kapsamına girebilmesi için bu durumun açıkça belirtilmesi gerekir. El-Esbağ ve Sahnun ise şöyle demişlerdir: "Böyle bir şeye ihtiyaç yoktur. Anlaşma sırasında sadece yerleşim biriminin belirtilmesi yeterlidir. Çünkü devlet başkanı başkası için eman alırken muhakkak kendisini de bu kapsama sokmak ister."

 

 

3. RESULULLAH'IN GÜVENCE VERDiĞi KiMSELERLE YAPILAN ANLAŞMALARA BAĞLI KALINMASINI TAVSiYE ETMEK

 

Zimmet, ahit / sözleşme anlamına gelirken; il! de akrabalık demektir.

 

حدثنا آدم بن أبي إياس: حدثنا شعبة: حدثنا أبو جمرة قال: سمعت جويرية بن قدامة التميمي قال: سمعت عمر بن الخطاب رضي الله عنه:

 قلنا: أوصنا يا أمير المؤمنين، قال: أوصيكم بذمة الله، فإنه ذمة نبيكم، ورزق عيالكم.

 

[-3162-] Cüveyriye İbn Kudame et-Temımi'nin şöyle dediği nakledilmiştir: "Hz. Ömer'i işittim. Biz Hz. Ömer'e: "Ey mu'minlerin emiri, bize tavsiyede bulun" dedik. O da: "Ben size Allah'ın zimmetine / ahdine bağlı kalmanızı tavsiye ederim. Çünkü bu ahit, Nebiinizin verdiği bir sözdür ve siz bu sayede ailelerinizin geçimini sağlıyorsunuz."

 

 

AÇIKLAMA:     "Zimmet ahit / sözleşme anlamına gelirken ill (...), akrabalık demektir" Bu açıklama Dahhak'a aittir. Nitekim Dahhak "Bir mu'min hakkında ne ahit tanırlar ne de akraba olduğunu dikkate alırlar" [Tevbe, 10] ayetinde geçen zimmet ve ill kelimelerini yukarıdaki gibi tefsir etmiştir. Ebu Ubeyde ise "el-Mecaz" adlı eserde ili kelimesine ahit, sözleşme ve yemin karşılığını vermiştir.

 

Hz. Ömer'in tavsiyesi Amr İbn Meymun rivayetinde şöyle geçmektedir: "Ben Allah'ın ve Resulü'nün ahdine bağlı kalmanızı tavsiye ederim. Anlaşma yaptığınız kimselere verdiğiniz sözleri yerine getirin, onları himaye etmek maksadıyla savaşın ve güçlerinin yetmeyeceği vergiler yüklemeyin!"

 

Amr İbn Meymun'un naklettiği bu rivayet cizye alınacak gayri müslimlere güçlerinin yetmeyeceği ağır vergiler yüklenemeyeceğini gösterir. Hz. Ömer'in "siz bu sayede ailelerinizin geçimini sağlıyorsunuz" demesi "onlardan alınan cizye ve haraç sayesinde geçiminizi sağlıyorsunuz" anlamına gelir.

 

El-Mühelleb şöyle demiştir: "Bu rivayetten çıkarılan dersler şunlardır:

 

1. Verilen söze bağlı kalmak gerekir.

2. Her türlü iş, sonunun nereye varacağı düşünülerek yürütülmelidir.

3. İktisadı alanda gerekli düzenlemeleri yapmak ve kazanç getiren yolları ıslah etmek ekonominin gelişmesini sağlar.