DEVAM: 1. "MAHLUKLARI İLKİN YOKTAN YARATAN, ÖLÜMDEN SONRA
DA DİRİLTEN O'DUR. BU O'NA GÖRE. PEK KOLAYDIR." [Rum, 27] AYETİ
حدثنا
قتيبة بن
سعيد: حدثنا
مغيرة بن عبد
الرحمن
القرشي، عن
أبي الزناد،
عن الأعرج، عن
أبي هريرة رضي
الله عنه قال:
قال
رسول اله صلى
الله عليه
وسلم: (لما قضى
الله الخلق
كتب في كتابه،
فهو عنده فوق
العرش: إن رحمتي
غلبت غضبي).
[-3194-] Ebu Hureyre r.a.'in naklettiğine göre Resulullah Sallallahu Aleyhi
ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Allah Teala mahlukatı yaratmayı dilediğinde
kendi katında, arşının üzerinde bulunan kitabına şunu yazdı: "Benim
rahmetim gazabımı geçmiştir. "
Tekrar: 7404, 7412, 7453, 7553, 7554.
3190, 3191, 3192, 3193 ve 3194 için:
AÇIKLAMA: Taberı, İbn Ebu
Nedh yoluyla Mücahid'in "Biz ilkin yoktan yaratma yüzünden bir yorgunluk
ve bitkinliğe mi uğradık ki?!"[kaf 15] ayetini şu şekilde tefsir ettiğini
nakletmiştir: "Sizi hiç yokken var etmek ve yaratmak bizi yordu mu ki
yeniden diriliş konusunda inkara varan bir şüphe (şekk) duyuyorsunuz?!"
Dilciler [ayette geçen …. fiilinin anlamıyla ilgili olarak]
şunları söylemiştir:
"Herhangi bir işin veya konunun anlaşılmayan bir tarafı,
gerekçesi olursa …..(Bu işi anlayamadığım bir tarafı var; bu işin içinden
çıkamadım) denir. İnsanın kendisini ifade edememesi durumu ………. da bu fiille
anlatılır."
Nebi s.a.v.'in "müjdeyi kabul edin!" cümlesi şu anlama
gelir: "Gereğini uygulayıp kabul ettiğinizde cennete kavuşmanızı
sağlayacak müjdeleri ben veriyorum, kabul edin! Yapmanız gereken din konusunda
ince anlayış sahibi olmak ve buna göre amel etmektir."
"Allah vardı ve O'ndan başka hiçbir şey yoktu" cümlesi
Tevhid başlığı altında "Allah vardı ve O'ndan önce hiçbir şey yoktu"
şeklinde nakledilmiştir. Bu rivayet Buhari dışındaki hadis kitaplarında ise
"Allah vardı ve O'nunla birlikte hiçbir şey yoktu" diye geçmektedir.
Anlatılan olayaynı olduğu için bu rivayetin tıpkı söylendiği gibi (lafz!) değil
aynı veya yaklaşık anlamlara gelen başka ifadelerle (manen) nakledildiği
sonucunu çıkarmak mümkündür. Ayrıca bu hadisi nakleden ravinin, Hz. Nebi'in
(s.a.v.) gece namazında ettiği "Allahım, sen evvelsin. Senden önce hiçbir
şey yoktur" şeklindeki duadan esinlendiğini düşünebiliriz. Bu hadis
Allah'tan önce su, arş veya başka hiçbir varlığın bulunmadığını göstermektedir.
Çünkü hadis Allah'tan başka hiçbir varlığın bulunmadığını ifade etmektedir.
"O'nun arşı da suyun üzerinde idi" ifadesi önce suyun daha sonra da
arşın yaratıldığını gösterir. Nitekim bu hadis Nafi İbn Zeyd el-Himyeri
rivayetinde "O'nun arşı suyun üzerinde idi. Sonra da kalemi yaratıp ona
şöyle buyurdu: 'Olacakların hepsini yaz!' Ardından gökleri, yeri ve bunlarda
var olan her şeyi yarattı." Bu rivayette bütün varlıkların suyun ve arşın
yaratılışından sonra yaratıldığı açıkça anlatılmıştır.
"(1) O'nun arşı dasuyun üzerinde idi.
(2) Allah Teala, zikir'de (levh-i mahfuz) olacak her şeyi yazdı
(takdir etti).
(3) Gökleri ve yeri yarattı." Resulullah s.a.v.'den
nakledilen rivayette geçen bu ifadede üç husus atıf harfi olan vav (...) ile
birbirine bağlanmıştır. İmam Müslim ise bu hadisi Abdullah İbn Ömer'den merfu
olarak şöyle nakletmiştir: "Allah Teala gökleri ve yeri yaratmadan elli
bin sene önce yaratılacak her şeyi takdir etmişti. O'nun arşı da suyun üzerinde
idi." İşte bu hadis "Ardından gökleri, yeri ve bunlarda var olan her
şeyi yarattı" şeklindeki rivayeti desteklemektedir.
Bu hadis yaratılışın başlangıcı hakkında soru sormanın ve bu
konuda araştırma yapmanın önemini göstermektedir. Soruya muhatap olan bilgi
sahibi kişi ise bildiklerini anlatmalıdır. Bununla birlikte kişi, soruyu
yöneIten insanların inançlarının sarsılabileceğini düşünüyorsa cevap vermekten
kaçınmalıdır.
"Vallahi, (Resulullah s.a.v.'in meclisini terk etmektense)
onu orada öylece bırakıp gitmeyi isterdim." Bu rivayet Tevhid başlığı
altında şöyle nakledilmiştir: "Devem kaçıp gitmişti ve ben yine de
yerimden kalkmadım." Bu ifade Imran İbn Husayn'ın, Hz. Nebi'in sallallahu
aleyhi ve sellem sözlerini bitirdiğini düşünerek yerinden ayrıldığını gösterir.
Halbuki daha sonra Resulullah'ın sallallahu aleyhi ve sellem konuşmasına devam
ettiğini öğrenince çok üzülmüştür. Bu da onun ilim öğrenmeye ne kadar düşkün
olduğunu gösterir.
"İnsanoğlu asla yapmaması gerektiği halde beni şanıma
yakışmayan sıfatlarla anıyor (şetm)."
Şetm, noksanlık anlamına gelen özelliklerle birisini anmaktır.
Şüphesiz Allah'ın bir çocuğu olduğunu söylemek, O'nun yaratılmış bir varlık
olduğunu iddia etmektir. Bu ise Allah için asla düşünülemeyecek bir özelliktir.
Bu hadisin "Yaratılışın Başlangıcı" başlığı altında nakledilmesi ise
hadiste geçen: " ... beni yalanlaması ise 'Allah beni ilk olarak yarattığı
gibi tekrar yaratıp diriltemez' demesidir." Bu düşünce sahipleri ise
yeniden dirilişi inkar eden putperestlerdir.
"Allah Teala mahlukatı yaratmayı dilediğinde" diye
çevirisini yaptığımız قضى الله
الخلق لما
cümlesindeki kullanım, "Böylece onları yedi gök halinde yarattı فَقَضَاهُنَّ
سَبْعَ
سَمَاوَاتٍ "[Fussilet,12] ayetindeki kullanıma benzer. قضى fiili hükmetti حكم. sağlam yaptı اتقنَّ,
bitirdi - sonuçlandırdı - tamamladı -feriğe- ve sona erdirdi امضى anlamlarına gelir. kendi katında, arşının üzerinde bulunan
kitabına şunu yazdı ... " Yani kaleme levh-i mahfuz'a yazmasını emretti.
ََّّ