SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

BED’UL-HALK

<< 1352 >>

11 İBLİS VE ORDULARINıN ÖZELLİKLERİ

 

وقال مجاهد: {يقذفون} /الصافات: 8/: يرمون. {دحورا} /الصافات: 9/: مطرودين. {واصب} /الصافات: 9/: دائم.

وقال ابن عباس: {مدحورا} /الأعراف: 18/: مطرودا. يقال: {مريدا} /النساء: 117/: متمردا. بتكة قطعه. {واستفزر} استخف {بخيلك} /الإسراء: 64/: الفرسان، والرجل الرجالة، واحدها راجل، مثل صاحب وصحب وتاجر وتجر, {لأحتنكن} /الإسراء: 62/: لأستأصلن. {قرين} /الزخرف: 36/: شيطان.

 

يقذفون (fırlatırlar) fiili, atarlar anlamına gelir. دحورا kelimesi kovulmak, uzaklaştırılmak anlamındadır. واصب devamlı, sürekli demektir. Abdullah İbn Abbas مدحورا kelimesini مطرودا (kovulmuş, rahmetten uzaklaştırılmış) diye tefsir etmiştir. مريدا kelimesi azgın, inatçı anlamına gelen متمردا kelimesiyle eş anlamlıdır. بتكة fiili, kesmek, yarmak anlamına gelen قطع fiili 'ile eş anlamlıdır.

 

استفزر fiili, küçük gör, küçük düşür, sarsıp yerinden et anlamlarına gelir. بخيلك atlılarınla, süvarilerinle demektir. رجلك  tamlaması piyadelerinle anlamına gelir. الرجل kelimesinin tekili راجل dir. Bu kelimeler, صاحب وصحب ile تاجر وتجر kelimeleriyle aynı vezindedir.

 

لأحتنكن fiili kökünden koparacağım, kökünü kurutacağım, hepsini kapıp alacağım لأستأصلن anlamına gelir.

 

Yanı başında bulunan, yakın, dost gibi anlamlara gelen قرين kelimesi Kur'an'da şeytan anlamında da kullanılmıştır.

 

حدثنا إبراهيم بن موسى: أخبرنا عيسى، عن هشام، عن أبيه، عن عائشة رضي الله عنها قالت: سحر النبي صلى الله عليه وسلم.وقال الليث: كتب إلي هشام: أنه سمعه ووعاه عن أبيه، عن عائشة قالت: سحر النبي صلى الله عليه وسلم، حتى كان يخيل إليه أنه يفعل الشيء وما يفعله، حتى كان ذات يوم دعا ودعا، ثم قال: (أشعرت أن الله أفتاني فيما

فيه شفائي، أتاني رجلان: فقعد أحدهما عند رأسي والآخر عند رجلي، فقال أحدهما للآخر: ما وجع الرجل؟ قال: مطبوب، قال: ومن طبه؟ قال: لبيد ابن الأعصم، قال: فيما ذا؟ قال: في مشط ومشاقة وجف طلعة ذكر، قال: فأين هو؟ قال: في بئر ذروان). فخرج إليها النبي صلى الله عليه وسلم ثم رجع، فقال لعائشة حين رجع: (نخلها كأنه رؤوس الشياطين). فقلت: استخرجته؟ فقال: (لا، أما أنا فقد شفاني الله، وخشيت أن يثير ذلك على الناس شرا). ثم دفنت البئر.

 

[-3268-] Hz. Aişe: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e sihir yapıldı" demiştir. Bu rivayeti nakledenlerden Leys şöyle demiştir: "Hişam bana bir mektup yazarak bunu Aişe r.anha'dan işitip ezberlediğini bildirdi. Söylediğine göre Hz. Aişe şunları anlatmıştı: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e sihir yapıldı. Hatta bu yüzden bazen aslında yapmadığı bir şeyi yaptığını zannediyordu. Bir gün dua üstüne dua etti sonra şöyle buyurdu:

 

Ya Aişe, sen de hissettin mi? Allah bana rahatsızlığımı giderecek, şifa bulmamı sağlayacak yolu gösterdi! Yanıma iki kişi geldi. Bunlardan biri baş ucuma diğeri de ayak ucuma oturdu ve konuşmaya başladılar:

 

- Bu zatın hastalığı, rahatsızlığı nedir?

- Kendisine sihir yapılmış!

- Peki bu büyüyü ona yapan kim?

- Lebid İbnü'I-A'sam!

- Büyüyü ne ile yapmış peki?

- Bir tarak, saç ve sakal tarantısı, erkek hurmanın kurumuş çiçek kapçığı ile!

- Büyü yaptığı bu parçalar şimdi nerede?

- Zervan kuyusunda!

 

Daha sonra Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem O kuyuya gitti ve döndüğünde bana: "O kuyudan sulanan hurma ağaçlarının uçları adeta şeytanların başlarına benziyor!" dedi. Ben: "Kuyudan o büyüyü çıkarıp çözdünüz mü?" diye sorunca şöyle buyurdu: "Hayır çıkarmadım. Allah beni bu rahatsızlıktan kurtarıp bana şifa verdi. Ben sihir yapılan bu parçaların insanlara zarar vereceğinden endişe duydum." Daha sonra bu kuyu kapatıldı."

 

 

حدثنا إسماعيل بن أبي أويس قال: حدثني أخي، عن سليمان بن بلال، عن يحيى بن سعيد، عن سعيد بن المسيب، عن أبي هريرة رضيالله عنه: أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال: (يعقد الشيطان على قافية رأس أحدكم إذا هو نام ثلاث عقد، يضرب كل عقدة مكانها: عليك ليل طويل فارقد، فإن استيقظ فذكر الله انحلت عقدة، فإن توضأ انحلت عقدة، فإن صلى انحلت عقده كلها، فأصبح نشيطا طيب النفس، وإلا أصبح خبيث النفس كسلان].

 

[-3269-] Ebu Hureyre r.a. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Sizden biri uyuduğu zaman şeytan onun kafasının arka tarafına üç düğüm atar ve her düğümü attıkça: "Önünde uzun bir gece var, haydi uyu!" der. Kişi uyanıp Allah'ı zikrederse bu düğümlerden biri çözülür. Kalkıp abdest alırsa ikincisi, namaz kıldığında da düğümlerin tamamı çözülür. Böylece o kişi dinç ve huzurlu bir şekilde sabaha kavuşur. Aksi halde uyuşuk, tembel ve huzursuz bir halde sabaha girer.

 

 

حدثنا عثمان بن أبي شيبة: حدثنا جرير، عن منصور، عن أبي وائل، عن عبد الله رضي الله عنه قال: ذكر عند النبي صلى الله عليه وسلم رجل نام ليلة حتى أصبح، قال: (ذاك رجل بال الشيطان في أذنيه، أو قال: في أذنه).

 

[-3270-] Abdullah İbn Ömer'in naklettiğine göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yanında gece boyunca ta sabah vakti çıkana kadar uyuyan bir adamdan söz edildi. Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem de: "Şeytan bu adamın iki kulağına da işemiş!" buyurdu veya: " ... Kulağına işemiş!" dedi.

 

 

حدثنا موسى بن إسماعيل: حدثنا همام، عن منصور، عن سالم ابن أبي الجعد، عن كريب، عن ابن عباس رضي الله عنهما،  عن النبي صلى الله عليه وسلم قال: (أما إن أحدكم إذا أتى أهله، وقال: بسم الله، اللهم جنبنا الشيطان وجنب الشيطان ما رزقتنا، فرزقا ولدا لم يضره الشيطان).

 

[-3271-] Abdullah İbn Abbas r.a.'dan nakledildiğine göre Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

 

"Sizden birisi eşiyle cima' etmeden önce: بسم الله، اللهم جنبنا الشيطان وجنب الشيطان ما رزقتنا (Bismillah. Allahım şeytanı bizden uzaklaştır, şeytan'ı bize rızık olarak lütfedeceğin neslimizden de uzaklaştır!) diye dua eder kendilerine rızık olarak bir çocuk lutfedilirse şeytan o çocuğa zarar veremez."

 

 

حدثنا محمد: أخبرنا عبدة، عن هشام بن عروة، عن أبيه، عن ابن عمر رضي الله عنهما قال: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: (إذا طلع حاجب الشمس فدعوا الصلاة حتى تبرز، وإذا غاب حاجب الشمس فدعوا الصلاة حتى تغيب، ولا تحينوا بصلاتكم طلوع الشمس ولا غروبها، فإنها تطلع بين قرني شيطان، أو الشيطان). لا أدري أي ذلك قال هشام.

 

[-3272-] Abdullah İbn Ömer'den nakledildiğine göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Güneş doğarken bir ucu göründüğünde güneş iyice ortaya çıkana kadar namaz kılmayın! Batarken de tam olarak kayboluncaya kadar namazı bırakın!

 

 

[-3273-] Namazlarınızı güneşin doğuş ve batış anlarına denk getirmeyin! Çünkü güneş, şeytanın  iki boynuzu arasından doğar."

 

(şeytan kelimesi ravi Abde İbn Süleyman'ın şekki ile hem nekra hem de marife olarak nakledilmiştir)

 

 

حدثنا أبو معمر: حدثنا عبد الوارث: حدثنا يونس، عن حميد بن هلال، عن أبي صالح، عن أبي سعيد قال: قال النبي صلى الله عليه وسلم: (إذا مر بين يدي أحدكم شيء. وهو يصلي، فليمنعه، فإن أبى فليمنعه، فإن أبى فليقاتله، فإنما هو شيطان).

 

[-3274-] Ebu Said el-Hudri'nin naklettiğine göre Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "İçinizden biri namaz kılarken önünden herhangi bir varlık geçerse ona engel olsun. Geçmek için diretirse yine engellesin. Yine de geçmeye çalışırsa onunla mukatele etsin. Çünkü o şeytandır."

 

 

Mahir: Mukatele: Dövüşmek, savaşmak demektir. Namaz kılarken ısrarla önünden geçmeye çalışan kişi’ye elinle engel olursun, ısrar ederse ve senin önünde sütre mesafesi kadar boşluk yoksa O kişiye yumruk atarsın. Mümkünse bir adım ileri giderek o kişinin senin arkandan geçmesini sağlayabilirsin, göğsünü kıbleden ayırmamaya dikkat et.

 

 

وقال عثمان بن الهيثم: حدثنا عوف، عن محمد بن سيرين، عن أبي هريرة رضي الله عنه قال: وكلني رسول الله صلى الله عليه وسلم بحفظ زكاة رمضان، فأتاني آت فجعل يحثو من الطعام، فأخذته، فقلت: لأرفعنك إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم - فذكر الحديث - فقال: إذا أويت إلى فراشك فاقرأ آية الكرسي، لن يزال عليك من الله حافظ، ولا يقربك شيطان حتى تصبح، فقال النبي صلى الله عليه وسلم: (صدقك وهو كذوب، ذاك شيطان).

 

[-3275-] Ebu Hureyre r.a. anlatıyor: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, beni Ramazan zekatlarını korumak üzere görevlendirmişti. Ben bu malları korurken oradaki gıda maddelerini aşırmaya çalışan biri geldi. Ben de onu yakalayıp: 'Seni Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e götüreceğim' dedim."

 

Ebu Hureyre yaşadıklarını anlattıktan sonra o kişinin kendisine şunları söylediğini bildirmiştir: "Yatağına uzandı ğında ayete'l-kürsi'yi oku! Bunu yaparsan sabaha kadar başında Allah'ın görevlendirdiği bir bekçi nöbet tutar ve hiçbir şeytan sana yaklaşamaz!" Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem bu kıssayı duyunca: "O kişi sana doğru söylemiş fakat kendisi yalancının tekidir; o şeytandı!" buyurmuştur.