SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

FEDAİLU’S-SAHABE

<< 1527 >>

10. AZİZ VE CELİL OLAN ALLAH'IN: "KENDİLERİ FAKİRLİK İÇİNDE BULUNSALAR DAHİ (MUHACİRLERİ) ÖZ NEFİSLERİNE TERCİH EDERLER."[Haşr, 9] AYETİ

 

حدثنا مسدد: حدثنا عبد الله بن داود، عن فضيل بن غزوان، عن أبي حازم، عن أبي هريرة رضي الله عنه:

 أن رجلا أتى النبي صلى الله عليه وسلم، فبعث إلى نسائه فقلن: ما معنا إلا الماء، فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم: (من يضم أو يضيف هذا). فقال رجل من الأنصار: أنا، فانطلق به إلى امرأته، فقال: أكرمي ضيف رسول الله صلى الله عليه وسلم، فقالت: ما عندنا إلا قوت صبياني، فقال: هيئي طعامك، وأصبحي سراجك، ونومي صبيانك إذا أرادوا عشاء. فهيأت طعامها، وأصبحت سراجها، ونومت صبيانها، ثم قامت كأنها تصلح سراجها فأطفأته، فجعلا يريانه أنهما يأكلان، فباتا طاويين، فلما أصبح غدا إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم فقال: (ضحك الله الليلة، أو عجب، من فعالكما). فأنزل الله: {ويؤثرون على أنفسهم ولو كان بهم خصاصة ومن يرق شح نفسه فأولئك هم المفلحون}.

 

[-3798-] Ebu Hureyre r.a.'dan rivayete göre "Bir adam Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e geldi. O da (misafire bir şeyler ikram etmek Üzere) hanımlarına haber gönderdi. Onlar: yanımızda sudan başka bir şey yok, diye cevap verdiler.

 

Bunun üzerine Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, bunu kim beraberinde alıp götürür --ya da misafir eder-- diye buyurdu. Ensardan bir adam, ben dedi.

 

Adamı alarak hanımına gitti ve, Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in misafirine ikram et, dedi. Hanımı, yanımızda çocuklarına yetecek kadarından fazlası yok deyince, kocası yemeğini hazırla ve kandilini yak, çocuklarını akşam yemeğini yemek istedikleri takdirde uyut, dedi.

 

Kadın yemeğini hazırladı, kandilini yaktı, çocuklı.rını uyuttu. Daha sonra kalkıp kandilini düzeltir gibi yaparken kandili söndürdü. Her ikisi de adama yemek yedikleri izlenimini verdiler. Karı-koca yemek yemeden geceyi geçirdiler.

 

Sabah olunca Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yanına gitti. Resulullah şöyle buyurdu:

 

Bu gece Allah -ikinizin yaptığına güldü --ya da beğendi.--

 

Bunun üzerine yüce Allah, "Kendileri fakirlik içinde bulunsalar dahi öz nefislerine tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte onlar, umduklarını bulanların ta kendileridir. " [Haşr, 9] buyruğunu indirdi.

 

Bu Hadis 4889 numara ile gelecektir.

 

Diğer tahric edenler: Tirmizi Tefsirul Kur’an; Müslim, Eşribe

 

Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Bir adam Nebi sallAllahu aleyhi ve sellem'in yanına geldi." Bunun ismini tespit edemedim. İleride onun Ensardan birisi olduğuna dair bilgi gelecektir.

 

"Hanımlarına haber gönderdi." Yani onlardan misafirini ağırlayacak şeyler istedi.

 

"Yanımızda sudan başkası yok, dediler." Bu ibarede bu olayın yüce Allah'ın Hayber ve benzeri diğer yerleri fethetmeyi nasip etmeden önce, ilk dönemlerde olduğu izlenimi vardır.

 

"Kim yanına alır ya da misafir eder?" Yani kim bunu yanına alıp, onu misafir olarak ağırlar? Ebu Usame yoluyla gelen rivayette: "Bu gece bu adamı misafir edecek bir kimse yok mu? Allah da ona rahmet ihsan edecektir" şeklindedir.

 

"Ensardan bir adam: Ben dedi." İbnu't-Tın'in iddiasına göre bu Sabit b. Kays b. Şemmas'dır.

 

"Çocuklarıma yetecek kadarından fazlası yok." Misafir edenin ve hanımının akşam yemeği yemiş olması ihtimali vardır. Çocukları da o sırada işleriyle meşgul veya uykuda olduklarından onlara yetecek kadarını ayırmışlar yahut da çocuklarının akşam yemeğine ihtiyaçlarının fazla olması dolayısıyla akşam yemeğini onlara ayırmış olabilirler. Ebu Usame yoluyla gelen rivayetteki: "Biz de bu gece aç kalırız" sözleri dolayısıyla kabul edilmeye değer görüş de budur. Bu rivayetin sonunda aynı şekilde her ikisinde de: "Akşam bir şey yemeden sabahı ettiler" denilmektedir.

 

"Kandilini yak, çocuklarını uyut." Müslim'deki bir rivayette "onları herhangi bir şeyle oyala" şeklindedir.

 

"Bu gece Allah sizin yaptığınızdan dolayı güldü ya da beğendi." Gülmenin ve beğenmenin yüce Allah'a nispet edilmesi mecazidir. Her ikisinden de maksat karı-kocanın yapmış olduklarından razı olmasıdır.

 

 

Hadisten Çıkarılan Bazı Sonuçlar

 

Hadiste dini ya da dünyevi bir masıahat bulunduğu takdirde, ağır olmayan bir zarar ihtiva ediyor olsa dahi babanın fiilinin, küçük çocuğu hakkında geçerli ve nafiz olduğuna delil vardır. Bu hüküm küçük çocuğun benzer durumlara adeten katlanabileceğinin bilinmesi şartına bağlı olarak kabul edilir.

 

Doğruyu en iyi bilen Allah'tır.