EK SAYFA – 1546-5
باب: انشقاق
القمر.
36. AY'IN YARILMASI
حدثني عبد
الله بن عبد
الوهاب: حدثنا
بشر بن المفضل:
حدثنا سعيد بن
أبي عروبة، عن
قتادة، عن أنس
بن مالك رضي
الله عنه:
أن
أهل مكة سألوا
رسول الله صلى
الله عليه وسلم
أن يريهم آية،
فأراهم القمر
شقين، حتى رأوا
حراء بينهما.
[-3868-] Enes b. Malik r.a. rivayete göre
"Mekkeliler Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den kendilerine bir
ayet (belge) göstermesini istediler. O da kendilerine ayın iki parçaya
bölündüğünü gösterdi. Öyle ki Hira dağını o iki parça arasında gördüler."
حدثنا
عبدان، عن أبي
حمزة، عن
الأعمش، عن
إبراهيم، عن
أبي معمر، عن
عبد الله رضي
الله عنه قال:
انشق
القمر ونحن مع
النبي صلى
الله عليه
وسلم بمنى،
فقال: (اشهدوا).
وذهبت فرقة
نحو الجبل.
وقال أبو
الضحى، عن
مسروق، عن عبد
الله: انشق
بمكة، وتابعه محمد
بن مسلم، عن
ابن نجيح، عن
مجاهد، عن أبي
معمر، عن عبد
الله.
[-3869-] Abdullah r.a. dedi ki: "Biz Nebi Sallallahu
Aleyhi ve Sellem ile birlikte Mina'da bulunuyorken ay yarıldı. Şahit olunuz
dedi. Ay'dan bir parça da dağ tarafına gitti."
Ebu'd-Duha, Mesruk, Abdullah'tan:
"Mekke'de (ay) yarıldı" diye rivayet etmiştir.
Muhammed b. Müslim de, İbn Ebi Necih'den, o Mücahid'den, o
Ma'mer'den, o Abdullah'tan diye ona mutabaatta bulunmuştur.
حدثنا عثمان
بن صالح:
حدثنا بكر بن
مضر قال:
حدثني جعفر
ابن ربيعة، عن
عراك بن مالك،
عن عبيد الله
بن عبد الله
بن عتبة بن
مسعود، عن عبد
الله بن عباس
رضي الله عنهما:
أن
القمر انشق
على زمان رسول
الله صلى الله
عليه وسلم.
[-3870-] "Abdullah b. Abbas r.a.: "Ay,
Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem zamanında yarıldı."
حدثنا عمر بن
حفص: حدثنا
أبي: حدثنا
الأعمش: حدثنا
إبراهيم، عن
أبي معمر، عن
عبد الله رضي
الله عنهما
قال:
انشق
القمر.
[-3871-] Abdullah r.a. dedi ki: "Ay yarıldı."
Fethu'l-Bari Açıklaması:
"Ayın" Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem döneminde onun
bir mucizesi olmak üzere "yarılması"
"Nübuvvetin alametleri başlığı"ndan sonra da bu
anlamda bir başlık açmıştır.
"İki parçaya (ayrıldığını onlara gösterdi)" Müslim de
bu hadisi Buhari ile aynı yoldan Said'in, Katade'den diye zikrettiği bir
rivayet olarak ve: "Onlara ayın yarıldığını iki defa gösterdi"
lafzıyla zikretmiştir. Hocamız Hafız Ebu'I-Fadl'a ait "Nazmu's-sıre"
adlı eserde şu ifadeler yer almaktadır: "Ayın iki defa yarıldığı icma' ile
kabul edilmiştir. Fakat hadis alimleri arasında ayın Nebi döneminde birden çok
defa yarıldığını açıkça söyleyen kimse olduğunu bilmiyorum. Buhari ve Müslim'in
şarihlerinden kimse de bu hususa el atmamıştır. İbnu'l-Kayyim bu rivayeti
sözkonusu ederek şöyle demektedir: 'el-Merrat: Kereler, defalar' lafzı ile kimi
zaman fiiller, kimi zaman da başka maddi şeyler kastedilir ama birinci anlam
daha çok görülen bir husustur. "Ay iki defa yarıldı" rivayeti ikinci
türdendir. Bazıları bu inceliği fark etmediğinden ayın yarılmasının iki defa
ortaya çıktığını iddia etmiştir. Bu ise hadis ve sıret alimlerinin yanlış
olduğunu bildikleri bir husustur. Böyle bir iş sadece bir defa gerçekleşmiştir.
el-İmad b. Kesir der ki: "İki defa" ifadesinin bulunduğu rivayet
üzerinde düşünmek gerekir. Muhtemelen bu ifadeyi kullanan kişi iki parçaya
ayrıldığını söylemek. istemiştir.
Derim ki: İşte bu husustaki rivayetleri telif etmek için başka
türlü açıklamanın uygun görükmeyeceği tek açıklama budur. Daha sOnra hocamızın
manzumesine baş vurdum, manzumedeki ifadelerin sözü geçen şekilde
yorumlanmasının da muhtemelolduğunu gördüm. Lafızları şöyledir:
"Ve ay iki parça oldu. Bir parçası yükseldi, Bir diğer
parçası ise dağın yakınına indL Bu ise icma' ile iki kere oldu, Hem nass ve
sema' yoluyla nakledilen tevatürle böyledir."
° halde onun "iki parça" sözü ile "iki kere"
sözünün açıklaması şöyle yapılabilir: 0, "icma' ile" derken birden
çok gerçekleşmesini değil, bizzat yarılmasının esası ile ilgilidir. Bununla
birlikte bizzat ayın yarılması ile ilgili icma'ın nakledildiğı hususu da su
götürür. İleride buna dair açıklama gelecektir.
"Öyle ki Hira'yı ikisi" ayın iki parçası
"arasında gördüler." Hira'nın Mekke'den Mina'ya giden kimsenin sol
tarafında kalan bir dağ olduğuna dair açıklamalar Bed'u'l-vahy (Vahyin
başlangıcı) bahsinde geçmiş bulunmaktadır. el-Hattabi der ki: Ayın yarılması
diğer Nebilerin göstermiş olduğu ayetlerden (mucizelerden) hemen hemen hiç
birisinin onunla boy ölçüşemeyeceği büyüklükte büyük bir ayet (mucize)dir.
Çünkü bu, göklerin melekOtunda ve bu aHmin yapısında mürekkep (yerleştirilmiş)
tabiatıardan (karakterlerden) farklı bir şekilde ortaya çıkmıştır.
Herhangi bir yolla buna ulaşmak, bunu gerçekleştirmek ümit dahi
edilemez. Bundan dolayı bu ayetin kesin bir deliloluşu daha bi.r açıktır.