باب: الوليمة
الحق.
67. VELİME (DÜĞÜN ZİYAFETİ) BİR HAKTIR
وقال عبد
الرحمن بن
عوف: قال لي
النبي صلى الله
عليه وسلم:
(أولم ولو بشاة).
Abdurrahman İbn Avf da: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem
bana: Bir koyun ile dahi olsa düğün ziyafeti ver diye buyurdu" demiştir
حدثنا يحيى
بن بكير قال:
حدثني الليث،
عن عقيل، عن
ابن شهاب قال:
أخبرني أنس بن
مالك رضي الله
عنه:
أنه
كان ابن عشر
سنين، مقدم
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم
المدينة،
فكان أمهاتي
يواظبنني على
خدمة النبي
صلى الله عليه
وسلم فخدمته
عشر سنين، وتوفي
النبي صلى
الله عليه
وسلم وأنا ابن
عشرين سنة،
فكنت أعلم
الناس بشأن
الحجاب حين
أنزل، وكان
أول ما أنزل
في مبتنى رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
بزينب بنت
جحش: أصبح
النبي صلى الله
عليه وسلم بها
عروسا، فدعا
القوم فأصابوا
من طعام، ثم
خرجوا وبقي
رهط منهم عند
النبي صلى
الله عليه
وسلم،
فأطالوا
المكث، فقام
النبي صلى
الله عليه
وسلم فخرج،
وخرجت معه لكي
يخرجوا، فمشى
النبي صلى
الله عليه
وسلم ومشيت،
حتى جاء عتبة
حجرة عائشة، ثم
ظن أنهم خرجوا
فرجع ورجعت
معه، حتى إذا
دخل على زينب
فإذا هم جلوس
لم يقوموا،
فرجع النبي صلى
الله عليه
وسلم ورجعت
معه، حتى إذا
بلغ عتبة حجرة
عائشة وظن
أنهم خرجوا
فرجع ورجعت
معه فإذا هم
قد خرجوا،
فضرب النبي
صلى الله عليه
وسلم بيني
وبينه بالسر،
وأنزل الحجاب.
[-5166-] İbn Şihab'dan, dedi ki: "Enes İbn Malik r.a.'ın bana haber
verdiğine göre Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in Medine'ye geldiği
esnada o, on yaşında idi. (O dedi ki):
Annelerim beni Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in hizmetinde
bulunmaya çokça teşvik ederlerdi. On yıl süreyle ona hizmette bulundum. Ben
yirmi yaşında iken Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem vefat etti. Bundan dolayı
hicabın indirilişi hususunu insanlar arasında en iyi bilen kişi ben idim.
Hicabın ilk nazil oluşu Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in Cahş kızı
Zeyneb ile zifafa girişi sırasında olmuştu.
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem onunla zifafa girip, sabahleyin
damat olarak Müslümanları ziyafete davet etti, onlar da yemekten yiyeceklerini
yediler. Daha sonra da çıkıp gittiler. Geriye onlardan birkaç kişi Nebi Sallallahu
Aleyhi ve Sellem'in yanında kaldı. Kalışıarını uzattıkça uzattılar. Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem kalkıp dışarı çıktı. Ben de onlar da çıkıp
gitsinler diye onunla beraber dışarı çıktım. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem
yürüdü, ben yürüdüm. Nihayet Aişe'nin odasının eşiğine kadar geldi. Daha sonra
onların çıkıp gittiklerini zannettiğinden geri döndü. Ben de onunla beraber
geri döndüm. Nihayet Zeyneb'in yanına girdiğinde hala oturmakta olduklarını,
kalkmadıklarını gördük. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bunun üzerine geri
döndü, ben de onunla beraber geri döndüm. Nihayet Aişe'nin odasının eşiğine
varıp, çıkıp gittiklerini anlayınca geri döndü. Ben de onunla birlikte geri
döndüm. Çıkmış olduklarını gördük. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem benimle kendisi
arasına perdeyi indirdi ve hicab (emri) nazil oldu."
Fethu'l-Bari Açıklaması:
"Velime (düğün ziyafeti) bir haktır." Bu başlık Taberanı'nin zikrettiği bir
hadisin lafzıdır. Sözkonusu bu hadisi Vahşi İbn Harb rivayet edip Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e şöylece ref' etmiş bulunmaktadır: "Velime
bir haktır. İkincisi bir maruftur, üçüncüsü ise bir övünmedir." Müslim'de
ez-Zühri yoluyla el-A'rec'den, o Said İbn el-Müseyyeb'den, o Ebu Hureyre'den
şöyle dediğini rivayet etmektedir: "En kötü yemek, zenginin davet
olunduğu, yoksulun çağınlmadığı velime yemeğidir. O, bir haktır."
Ebu'ş-Şeyh ve el-Evsat'ta Taberfmi, Mücahid'den, o Ebu
Hureyre'den Nebie merfu olarak şöyle dediği rivayet edilmektedir: "Velime
bir haktır ve sünnettir. Kim ona davet olunup da icabet etmezse, asi
olur."
İbn Battal dedi ki: "Veli me bir haktır" sözü, bir
batıl değildir, demektir. Aksine velime vermek mendubdur, o bir sünnettir, bir
fazilettir. Bir hak oluşundan kasıt, vacib olduğu anlamına gelmez. Daha sonra şunları
söylemektedir: Onun vacib olduğunu söyleyen kimse olduğunu bilmiyorum. O böyle
demiş ama kendi mezhebinde Kurtubi'nin naklettiği vacib oluşuna dair bir
rivayetin bulunduğunu da hatırlamamıştır. Ayrıca Kurtubi: Mezhebin meşhur olan
görüşü velimenin mendub olduğu şeklindedir demektetir. İbnu't-Tin de, Ahmed'den
böylece nakletmiş olmakla birlikte el-Muğni'deki ifadeye göre velime sünnettir.
Hatta bu hususta ilim ehli arasında görüş ayrılığının bulunmadığını ifade
ederek İbn Battal'a uygun kanaat belirtmiş ve şunları eklemiştir: Bazı Şafil
alimleri bunun vacib olduğunu söylemiştir. Çünkü Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem Abdurrahman İbn Avf'a velime vermesini emir buyurmuştur. Ayrıca velime
davetini kabul edip icabet etmek de vacibdir. Dolayısıyla velime vermek de
vacibtir.
Selef velimenin vakti hususunda ihtilaf etmişlerdir. Velimenin
vakti akdin yapıldığı zaman mıdır, akdin hemen akabinde midir, zifafa girildiği
sırada mıdır, zifaftan sonra mıdır yoksa akdin yapılışından itibaren başlayıp
zifafın sona ermesine kadar devam eder mi? Değişik görüşleri vardır. Nevevi der
ki: Bu hususta ihtilaf etmişlerdir. Iyad'ın naklettiği rivayet edoğrultusunda
Malikilere göre en sahih olan zifafa girişten sonra müstehab oluşudur. Bir
topluluktan da velimenin akid esnasında verilmesinin müstehap olduğunu
nakletmiştir.
İbnu's-Sübki'nin zikrettiğine göre babası da şöyle demiştir: Ben
bizim mez. hep alimlerimizin sözleri arasında vakit tayinine dair bir görüş
görmedim. Ayrıca o el-Beğavi'nin: Nikahta, akit vaktinde, zifafta, öncesinde ve
sonrasında def çalmak şeklindeki sözlerinden hareketle, velimenin akdin
yapıldığı zamandan itibaren vaktinin geniş olduğu neticesini çıkarmış ve şöyle
demiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in fiill uygulaması ile ilgili
olarak nakledilen, velimenin zifafa girişten sonra verildiğidir. O bu
sözleriyle Cahş kızı Zeyneb ile ilgili olaya işaret eder gibidir. Beyhaki de bu
hadisin bulunduğu bölümde "velimenin vakti" diye başlık açmıştır.
İbnu's-Sübkl'nin Şafil mezhebi alimleri arasında bu konuda bir
şey söylemediğine dair açıklamasına el-Maverdi'nin, velimenin zifafa giriş
esnasında verileceğine dair açık ifadelerinin bulunduğu belirtilerek itiraz
edilmiştir.
باب: الوليمة
ولو بشاة.
68. BİR KOYUN İLE DAHİ OLSA VELİME (DÜĞÜN
ZAYAFETİ) VERMEK
حدثنا علي:
حدثنا سفيان
قال: حدثني
حميد: أنه سمع
أنسا رضي الله
عنه قال:
سأل
النبي صلى
الله عليه
وسلم عبد
الرحمن بن عوف،
وتزوج امرأة
من الأنصار:
(كم أصدقتها).
قال: وزن نواة
من ذهب.
وعن حميد:
سمعت أنسا
قال: لما
قدموا
المدينة، نزل
المهاجرون
على الأنصار،
فنزل عبد
الرحمن بن عوف
على سعد بن
الربيع، فقال:
أقاسمك مالي،
وأنزل لك عن
إحدى امرأتي،
قال: بارك
الله لك في
أهلك مالك،
فخرج إلى
السوق فباع
واشترى فأصاب
شيئا من أقط
وسمن، فتزوج،
فقال النبي
صلى الله عليه
وسلم: (أولم
ولو بشاة).
[-5167-] Enes radıyalliıhu anh'dan dedi ki: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem Abdurrahman İbn Avf'a -ki ensardan bir kadın ile evlenmişti-: Ona ne
kadar mehir verdin? diye sordu. O: Bir çekirdek ağırlığı altın diye cevap
vermişti."
Humeyd'den, dedi ki: Ben Enes'i şöyle derken dinledim:
"Muhacirler Medine'ye varınca ensara misafir oldular. Abdurrahman İbn Avf
da, Sa'd İbn er-Rabi'in misafiri oldu.
Sa'd, Abdurrahman'a: Seninle malımı yarı yarıya böıüşeyim. Senin
için de hanımlarımdan birini boşayayım, dedi. Abdurrahman: Allah senin aileni
de, malını da mübarek kılsın deyip pazara çıktı. Alışveriş yaptı ve bir miktar
keş ve yağ kar etti.
Sonra evlendi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: Bir koyun ile
dahi olsa velime ver, diye buyurdu."
حدثنا
سليمان بن
حرب: حدثنا
حماد، عن
ثابت، عن أنس
قال:
ما
أولم النبي
صلى الله عليه
وسلم على شيء
من نسائه كما
أولم على
زينب، أولم
بشاة.
[-5168-] Enes r.a.'den, dedi ki: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in,
Zeyneb ile evliliği dolayısıyla verdiği velimeyi hanımlarından hiçbirisi
dolayısıyla vermiş değildir. Onunla evliliği dolayısıyla bir koyun ile düğün
yemeği vermişti."
حدثنا مسدد:
عن عبد
الوارث، عن
شعيب، عن أنس:
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم أعتق
صفية وتزوجها
وجعل عتقها
صداقها،
وأولم عليها
بحيس.
[-5169-] Enes'ten, dedi ki: "Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem
Safiye'yi kölelikten azad etti ve onunla evlendi. Ona hürriyetini vermesini
mehri yaptı. Onunla evlenmesi dolayısıyla da hays ikram ederek velime verdi.
"
5163 no'lu hadiste Enes (r.a), Haysın yapılışı için kullanılan
malzemeyi belirtmiş bulunuyor.
حدثنا مالك
بن إسماعيل:
حدثنا زهير،
عن بيان قال:
سمعت أنسا
يقول:
بنى
النبي صلى
الله عليه
وسلم بامرأة،
فأرسلني
فدعوت رجالا
إلى الطعام.
[-5170-] Beyan'dan, dedi ki: Enes'i şöyle derken dinledim:
"Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir hanımı ile zifafa
girdi. Beni gönderdi, ben de bazı adamları yemeğe davet ettim."
Fethu'l-Bari Açıklaması:
"Bir koyun ile dahi olsa velime (düğün yemeği)
vermek." İleride konunun
araştırılmasında görüleceği gibi bu, varlıklı olan kimseler içindir.
Hadisteki "bir çekirdek" sözünden kastın ne olduğu
hususunda görüş ayrılığı vardır. Bununla bir hurma çekirdeği kastedildiği
söylenmiştir. Nitekim keçi boynuzu çekirdeği de tartı olarak kullanılır. O güri
için bunun kıymeti beş dirhem idi. O gün için değerinin çeyrek dinar olduğu da
söylenmiştir. Buradaki "bir altın çekirdek" lafzının gümüş olarak beş
dirhem değerinden ibaret olduğu da söylenmiştir. el-Hattabı bunu kat'i bir
ifade olarak belirtmiş, el-Ezherı de bunu tercih etmiş, Iyad da bunu ilim
adamlarının birçoğundan nakletmiş bulunmaktadır.
İkinci rivayetin sonlarındaki: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem: Bir koyun ile dahi olsa düğün yemeği ver, diye buyurdu"
ibaresinden anlaşıldığına göre, gücü yeten için verilecek olan ziyafetin çok
kişiye yetecek kadar olması istenmektedir.
İyad dedi ki: Düğün yemeğinin azami miktarının bir sınırı
yoktur. Asgari miktarı ise böyledir ve mümkün olan ne ise o da yeterlidir.
Müstehab olan, düğün yemeğinin kocanın durumuna göre verileceğidir. Varlıklı
kimse için bir koyun ve daha fazlasından kalayına geleni ile ikram yapılır.
Hadis-i şerifte SaId İbn er-Rebi'in sözü edilen hususları dile
getirerek kardeşini kendisine tercih etmesi, üstün bir menkıbedir. Aynı şekilde
Abdurrahman İbn Avf'ın da haya ve insaf ile kaçınılması gereken bir hususu
-muhtaç olmakla birlikte- istemeyişi ve iffetli davranması da onun için bir
menkıbe özelliğini taşır.
Hadisten Çıkarılan Diğer Sonuçlar
1- Kardeşlik ve zenginin, fakiri hanımlarından birisini onun
için boşamak suretiyle dahi olsa, kendisine güzel bir şekilde tercih etmesi
müstehabdır.
2- Böyle bir tercihte bulunan kimsenin bu teklifinin kabul
edilmemesi müstehabdır. Çünkü adeten bu gibi hallerin yapılabilmesi çoğunlukla
bir kısım zorlukları gerektirir. Eğer böyle bir teklifin yerine getirilmesinde
zorluk olmadığı kat'i olarak anlaşılırsa caizdir ..
3- Güzel bir maksatla böyle bir teklifi kabul etmeyen kimseye
Allah onun yerine ondan hayırlısını verir.
4- Kazanç yollarına başvurmak müstehabdır. Bir kimsenin kendi
kişiliği ile bağdaşan birtakım alışverişierde bulunmasında eksik ve kusur
sözkonusu değildir.
5- Kişiyi zelil düşürme ihtimali bulunan bağış ve benzeri
şeyleri kabul etmek mekruhtur. Ticaret ya da bir zenaat icra ederek kişinin
kendi el emeğinden geçinmesi, hibe ve benzeri şeylerle geçinmekten, ahlakın
nezihliği açısından daha uygundur.
6- Evlenene dua etmek müstehabdır. İmamın ve yaşı ve mevkii
itibariyle büyük olan bir kimsenin arkadaşlarına ve kendisine uyanlara
durumlarını sorması, özellikle de onlarda alışılmadık bir hal gördüğü vakit
buna özen göstermesi yerindedir.
7 - Aynı şekilde damadın üzerinde koku ve buna benzer düğün
etkileri bulunduğu halde dışarı çıkması da caizdir.
باب: من أولم
على بعض نسائه
أكثر من بعض.
69. HANIMLARINDAN BİRİSİ İÇİN VERDİĞİ DÜĞÜN
YEMEĞİNDEN DAHA FAZLASINI BİR DİĞERİ İÇİN VEREN KİMSE
حدثنا مسدد:
حدثنا حماد بن
زيد، عن ثابت
قال: ذكر
تزويج زينب
بنت جحش عند
أنس فقال: ما
رأيت النبي
صلى الله عليه
وسلم أولم على
أحد نسائه ما
أولم عليها،
أولم بشاة.
[-5171-] Sabit'ten, dedi ki: "Enes'in huzurunda Cahş kızı Zeyneb'in
evIendirilmesi sözkonusu edilince, dedi ki:
Ben Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in onun için verdiği düğün
ziyafeti gibi hanımIarından herhangi birisi için verdiğini görmedim. Onun için
bir koyun ile ziyafet vermiştL"
Fethu'l-Bari Açıklaması:
"HanımIarından birisi için verdiği düğün ziyafetinden daha
fazIasını bir diğeri için veren kimse."
Bu başlık altında Enes'in Cahş kızı Zeyneb ile evIenmesi
doIayısıyIa bir koyun ile düğün ziyafeti vermiş oIduğuna dair hadisini
zikretmektedir. Bu hadiste anIatıIanIar doIayısıyla başlıkla arasındaki
uygunIuk gayet açıktır. İbn Battal şu hususa işaret etmiştir: Böyle bir
fazlalık, hanımlardan birisini diğerine üstün tutmak maksadı ile yapıImamıştır.
Aksine o sırada mevcut imkanlara göre böyle olmuştur. Eğer onIarın her birisi
ile evIendiği sırada bir koyun bulmuş oIsaydl, hiç şüphesiz onu da ziyafet
oIarak verirdi. Çünkü o, insanIarın en cömerdi idi ama dünya işIerinde hoşa
gidecek şeyIerIe alakalı hususlarda mübaIağa etmezdi. Başkası, onun bu
davranışı, caiz oIuşunu beyan etmek için yapmış olabileceğini de söylemiştir.
el-Kermanı dedi ki: Zeyneb için verdiği velimenin diğer
hanımIarınınkine göre daha üstün oluşundaki sebebin, şanı yüce AlIah'ın
Zeyneb'i onunIa vahiy yoIuyIa evIendirmesi nimetine şükretmek için oIma
ihtimali de vardır.
Derim ki: Enes'in Zeyneb için verdiği düğün yemeğinden daha
fazIasınl başkası için vermemiş olduğunu söylemesi, bu hususta onun sahip
olduğu bilgiye göredir ya da onun düğününde meydana gelmiş olan berekete
dayanarak böyle söylemiş olabilir. Çünkü bir tek koyun ile ziyafete gelen bütün
Müslümanlar doyuncaya kadar ekmek ve et yediler; ama göründüğü kadarıyla
Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Kaza umresinde el-Haris kızı Meymune ile
evlenip Mekke halkından da düğün ziyafetine gelmelerini istediği halde, bu
teklifi kabul etmediklerinde koyundan daha fazlası ile düğün ziyafeti vermiş
olmalıdır. Çünkü o sırada maddi imkanları bakımından bir genişlik sözkonusu
olmuştu. Zira bu, Hayber'in fethinden sonra gerçekleşmişti. Yüce Allah da
Mekke'nin fethinden itibaren Müslümanlara maddi imkanlar bakımından bir
genişlik vermişti.
باب: من أولم
بأقل من شاة.
70. BİR KOYUNDAN DAHA AZI İLE VELİME VEREN
KİMSE
حدثنا محمد
بن يوسف:
حدثنا سفيان،
عن منصور بن
صفية، عن أمه
صفية بنت شيبة
قالت:
أولم
النبي صلى
الله عليه
وسلم على بعض
نسائه بمدين
من شعير.
[-5172-] Mansur İbn Safiyye'den, o annesi Şeybe kızı Safiyye'den şöyle
dediğini nakletmektedir:
"Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem,hanımlarından birisi için
iki mud arpa ile düğün ziyafeti vermişti."